Syncronicity yani Türkçeleştirilmiş haliyle eşzamanlılık gelmiş geçmiş en büyük psikiyatristlerden biri olarak kabul edilen Carl Jung’ın üzerinde çok kafa yorduğu esrarengiz bir kavramdır. Aslında buna basitçe tesadüf deyip geçebiliriz. Ancak işin aslı ve tesadüflerin verdiği his hiçte basit değildir. Bunu basit bir kaç örnekle açıklamak gerekirse örneğin bir kitap ya da gazete okurken patlama kelimesini okuduğunuz anda bir patlama sesi duymanız, ya da sevdiğiniz birini düşünürken, açık olan televizyonda alakasız bir programda onun adını duymanız, kafanızdan mırıldandığınız parçanın radyoyu açtığınızda çalmaya başlaması, bizim gündelik hayatta karşılaştığımız örneklerdir.
Carl Jung bir hastasıyla seans halindeyken kadın rüyasında gördüğü ateş böceğinden bahseder. O sırada Carl Jung odanın camına çarpan birşey farkeder. Gidip camı araladığında camın üzerinde yürüyen bir ateşböceği görür. Bu olay Carl Jung’ın başından geçen ve onu çok etkileyen bir eşzamanlılık örneğidir. Tüm bunlar gibi sürekli olarak saate baktığınızda 11:11 veya 22:22 görmenizde eşzamanlılık örnekleridir ve bazı inanışlara göre evrenle uyumunuzu ve ruhani bir uyanışı temsil etmektedir. Ancak bu olayın newage tarzı ruhani uyanış kısmına girmden önce bilimsel yönünü incelemek gerekli.
Fizikteki baskın kuramlardan biri olan izafiyet kuramı, büyük patlama ve kara delikler gibi makro evrenin açıklamalarını verir. Diger baskın kuram olan kuantum kuramı ise, atomaltı parçacıklar gibi mikro evrenin açıklamalarını verir. Ancak her iki kuram da senkronizasyon konusuna bir açıklama getiremez. En alcakgönüllü açıklama ise Albert Einstein tarafindan yapilmistir. Ona göre senkronizasyon (eşzamanlılık) tanrının bilinmez kalma seklidir.
Eşzamanlılık bazı bilim insanları tarafından üzerinde düşünülen ve ciddiye alınan bir konu olarak kalsa da, çoğu bilim insanı bu konuyu bilimsel bulmamaktadır. Çünkü eşzamanlılık kanıtlanabilirlik yönünde klasik bilimle çelişen bir yol izler. Ancak gözlemci etkisi, dalga fonksiyonunun çöküşü gibi kuantum düzeyde izi sürülen bir çok konu yine kanıtlanabilirlik yönünden bilimle çelişirler.Ama yine de oradadırlar ve modern bilim tatmin edici bir biçimde açıklayamadığı halde çalışmaktalar. Tıpkı bunlar gibi, eşzamanlılıkta milyonlarca insanın hayatında şahit olduğu ve basit tesadüflerden öte gözüken bir konu. Yani henüz kuantum düzey hakkında böylesi az bilgiye sahipken, üzerinde gözlem yapılıp, tecrübe elde edilen bir konu tamamıyla bilim dışıdır diyemeyiz.
Pek eşzamanlılık bizim ne işimize yarar?
Eşzamanlılık neredeyse bütün insanların başına gelen bir fenomendir. Ancak sizinde tecrübe ettiğiniz üzere belli insanların belki de “sizin” başınıza çok daha fazla gelmekte. Hayatında değişim yapmak isteyen, yeni bir başlangıç aşamasında kararsız olan, herhangi bir konuyla alakalı plan yapan, kendini geliştirmeye çalışan kişilerin bu tarz eşzamanlılık örnekleriyle karşılaşma oranları çok daha yüksektır.
Örneğin, şuan neden bu yazıyı okuyorsunuz? Komik bir video izleyebilir, arkadaşlarınızla sohbet edebilir ya da televizyon izleyebilirdiniz. Ancak işte buradasınız ve bu satırları okuyorsunuz. Çünkü eşzamanlılık hakkında birşeyler öğrenmesi gereken ve bunun hakkında düşünmesi gereken kişilerden biri de sizsiniz! Özellikle 11:11, 22:22 gibi sayı senkronlarını gereğinden fazla görüyorsanız, eşzamanlılık örneklerine karşı daha duyarlı olun bunun üzerinde düşünün.
Örneğin James Arthur amatör olarak şarkı söyleyen sokak müzisyeni bir gençken bir arkadaşı ona X Factor isimli şarkı yarışmasına katılması tavsiyesinde bulunmuştu. Ancak James Arthur bu konuda gönülsüzdü ve başaramayacağını düşünüyordu ve bir süre sonra bunun üzerine düşünmeyi bıraktı ve yarışmayı unuttu. Bir akşam dışarıda çalarken, bir adam onu inanılmaz bir şekilde överek çok iyi olduğunu kesinlikle “profesyonel” olması gerektiği söylemişti. Adamın üzerindeki tişörtte kocaman bir “X” baskısı vardı! Bunun üzerine X Factor yarışmasını tekrar hatırlayan James Arthur yarışmaya katılmaya karar verdi. Yarışmanın birincisi oldu…
Özellikle kendinizi geliştirmek adına bir çaba içindeyseniz ancak kendinizi üşengeç, yorgun, başaramaz hissediyorsanız, bu ve daha birçok benzeri eşzamanlılık örnekleri sizinde karşınıza çıkacaktır. Onları gözardı etmemeyi öğrenirseniz, hayatınızın gideceği noktalar hayallerinizin dahi ötesine geçecektir. Sadece daha iyi görün ve anlamlara kendinizi kapamayın. Eşzamanlılığın farkına varın…
Kaynak:filoji.com