Tasavvuf, genç ve dinamik zihnini eski nesillerin ağır ve oturaklı tefekkürlerine doğru sürüklüyor küçüğüm.
Biz asla tasavvuf değiliz.
Onların tekamülüyle bizim tekamül kavramlarımız da bu yüzden aynı değil.
Benim sana öğrettiğim tekamül, asla olgunlaşma anlamında değildir.
Doğulu Müslüman Kültürü' nün ' olgunlaşması' ; kişinin heyecanını kaybettiği, ideallerinin yerini hedeflerin aldığı, içindeki ÇOCUK RUHUN sindirilerek, kişinin sisteme yenik düşürüldüğü yolculuğa verilen addır.
Birileri 'olgundur' ; bir köşede oturuyordur.
Aktif olan öbür birileri ise; ' uçarıdır' .Bizim tekamülümüz, bu şekilde olgunlaştığın değil, gün giderek daha fazla çocuksulaştığın, büyüdüğün değil küçüldüğün, İNDİGO BİR TEKAMÜLDÜR.
Bizim tekamülümüz, ezber biriktirdiğin değil, tüm ezberleri yerle bir ettiğin devrimci bir tekamüldür.
Bizim tefekkürümüz ile onların tefekkürü de bir değildir. Biz, devrim dinamitlerini, düzenin neresine döşeyeceğimizi düşünürüz.
Bizim için tefekkür, büyüklerin konuştuğu küçüklerin dinlediği dergahlarda aklına gelen şeyler değildir.
Bizim için tefekkür ne demektir? Grand Kanyon' un Kuskulana Köprüsü' nün üzerinden kendini 143 metre aşağıya attığın ve 7 saniye sonra ip tarafından tutulduğun, bungee  jumping esnasında aklına gelen düşünce...İşte bizim tefekkürümüz o yedi saniyelik tefekkürdür.
Bazı şeyler, hayata düz baktığın için kaybedersin.
Baş aşağı duruş, sana yeni bir bakış açısı sunabilir.

Levh-i Mahfuz
#satışortaklığı