Tüm hücreler metabolik süreçlerinin bir sonucu olarak ses yayarlar.
Her insanın kendisine ait kişisel bir rezonans frekansı olduğu belirtilmektedir.
Yani bu şu demektir ki ;
Vücudumuzun değişik kısımlarının (organlarımız, kemiklerimiz, dokularımız vb.) hepsinin kendine özgü belli yankı yapan frekansları bulunmaktadır.
Nikolas Tesla insan vücudunun yaydığı frekanslarla karışan dış frekansları yalıtabildiğimiz vakit hastalıklara karşı büyük bir direnç geliştireceğimizi savundu.
Her maddenin belli bir dalga boyunda ve o maddeye özgü elektromanyetik dalga gibi davranan titreşimleri vardır.
Vücudun değişik bölgelerinde değişik titreşimler ve enerji değerleri mevcuttur.
Vücudumuzdaki farklı hücreler ve farklı yapılar, birbiriyle belirli dalga boyundaki frekanslarla iletişim halindedirler.
İnsanların Frekansları :
Araştırmalar her canlının bir frekansa sahip olduğunu (megahertz olarak ölçülüyor) ve dahası hepimizin çevremizdeki frekanslardan etkilendiğini gösteriyor.
İnsan organizmasındaki trilyonlarca hücre hepsi kendi frekanslarında titreşir. Bütün bu titreşimlerin toplamı kişinin genel frekans spektrumunu belirlemektedir. İnsan organizmasının yaydığı farklı elektromanyetik frekanslar kişinin bireysel frekans alanını oluşturur.
Hasta ve sağlıklı hücre, doku, organ ve bireylerin frekans yapıları birbirinden farklıdır. Hastanın kendi frekansları içerisinde saklanan yabancı frekanslar (virus, bakteri, parazit, mantar, ağır metal birikimleri, alerjenler vs..) normal frekans düzenimizi bozarlar.
Biorezonans cihazı ile, bu frekans düzenini bozan elektromanyetik yabancı frekanslar belirlenir. Normal doku frekanslarından ayırılır ve cihaz bu frekansları tersine çevirip hastanın vücuduna bir manyetik minder ile geri gönderir
CANLILARIN FREKANSLARI
İnsan Beyni 72-90 MHz
İnsan Bedeni (Gündüz) 62-68 MHz
Soğuk algınlığı belirtileri 58 MHz
Grip belirtileri 57 MHz
Kandida 55 MHz
Epstein-Barr 52 MHz
Kanser 42 MHz
Ölüm başlangıcı 25 MHz
İşlenmiş/Konserve yiyecekler 0 MHz
Kuru otlar 12-22 MHz
Taze otlar 20-27 MHz
Esans yağlar 52-320 MHz
Esans Yağların Frekansları :
Geçen yüzyılın başında Amerikalı doktor Bruce Tainio insanların ve gıdaların biyofrekanslarını ölçen bir alet geliştirdi.
Esans yağlar uzmanı D. Gary Young’un da yardımıyla araştırma frekanslar ve hastalıklar arasındaki ilişkiyi incelemeye yöneldi. Bu ekip aynı zamanda esans yağların insan vücudunun frekansları üzerine etkisini de inceledi. Keşifleri çok ilginçtir.
Gül 320 MHz
Herdemtaze 181 MHz
Günlük 147 MHz
Lavanta 118 MHz
Alman papatyası 105 MHz
Mür 105 MHz
Melissa 102 MHz
Ardıç 98 MHz
Sandalağacı 96 MHz
Melekotu 85 MHz
Nane 78 MHz
Galbanum 56 MHz
Fesleğen 52 MHz
————————————————————————–
Sağlıklı bir insan vücudunun 62-68 MHz’lik bir frekans aralığı var.
Hastalık ve rahatsızlıklar 58 MHz’de baş göstermeye başlıyor.
Esans yağlar insan tarafından kullanılan doğal maddeler arasında en yüksek frekansa sahip olan şey.
Yukarıdaki frekans tablosunda bir uçta işlenmiş/konserve yiyecekler dururken (0 MHz) öteki uçta en yüksek frekans ile gül yağı (320 MHz) bulunmaktadır.
Gül’ün aşkla ilişkilendirilmiş olması belki de bir rastlantı değildir.
————————————————————————–
Tainio ile Young’ın yaptığı testlerden biri de her ikisi de 66 MHz vücut frekansına sahip olan iki erkek üzerine yapılmıştır. İlk erkek eline bir bardak kahve almış ve o daha kahveyi içmeden 3 saniye içinde frekansı 58 MHz’e düşmüştür.
Daha sonra bir esans yağını koklamış ve frekansı tekrar 66 MHz’e çıkmıştır. İkinci kişi kahveden bir yudum almış ve frekansı 3 saniye içinde 52 MHz’e düşmüştür.
Fakat esans yağını kokladığı anda frekansı tekrar yükselmemiştir. Frekansının tekrar 66 MHz’e çıkması üç gün sürmüştür.
Demek ki frekanslarımız başka maddelerin ciddi bir biçimde etkisi altında.
————————————————————————–
Araştırmada ayrıca Olumsuz ve Olumlu düşüncelerin frekanslarımız üzerideki etkisi de incelenmiştir.
————————————————————————–
Olumsuz düşüncelerin insan frekansını 12 MHz kadar düşürdüğü, oysa olumlu düşüncelerin frekansı 10 MHz kadar yükselttiği bulgulanmıştır.
Meditasyon ve dua gibi çalışmalar frekansı 15 MHz kadar yükseltmektedir.
Bu durumda klinik çalışma göstermektedir ki ciddi bir hastalık engeli olmayan kişiler sağlıklı kalmak için şu ya da bu şekilde bir ruhani uygulamaya ihtiyaç duymaktadır.
Kanıtlar gösteriyor ki esans yağlar da kişinin frekansını yükseltmede önemli bir rol oynayabilmektedir.
78 MHz’in altında olan esans yağlar vücudun fiziksel yapısını dengelerken, yüksek frekanslı yağlar Gül ve Günlük duygusal ve ruhsal seviyelerde denge getirmektedir. Bir esansı kokladığınız zaman beynimizin amigdala denilen bölümü etkilenir ki burası hafızanın ve duyguların saklanıp serbest bırakıldığı yerdir.
————————————————————————–
Vücuda dışarıdan alınan maddeler de vücut ile değişik düzeylerde iletişime girer. Karşılaşılan bir toksinin titreşimi, vücudu rahatsız edici ve zararlı bir frekans özelliğine sahip olması nedeniyle hücreler arası iletişimde bozulmaya yol açar.
Bu bozulma biorezonans cihazı ile tespit edilebilir ve düzeltilebilir.
Vücuda yararlı bir maddenin yani vücudun rezonansı ile uyumlu bir maddenin frekansı ise tedavi amaçlı kullanılabilir.
Bu mantık kullanılarak ‘alerji testleri’ yapılabilir, alerjen tespit edilip tedavi edilebilir.
Tüm bu bilgilere rağmen, unutulmaması gereken diğer etmenler ise bağışıklık
sisteminin stres ve duygusal dalgalanmalardan etkilenmesidir.
Bizi etkiliyor olabilecek olumsuz frekansların farkında olmalıyız. Birçoğumuz bitkiler üzerindeki klasik müzik ve hard rock müzikleriyle yapılan deneyi biliyordur. Klasik müzikle birlikte bitkiler serpilirken, hard rock onları öldürmüştür. İnsanlar da farklı değil.
Beslenmemizden, fiziksel çevremizden gelen karmaşık ve olumsuz frekanslar eninde sonunda hücresel yıkıma ve parçalanmaya neden olacaktır.
Bununla birlikte aramızda çok az insan dağlara, köylere kaçabilir. Kentsel yaşam birçoğumuz için kaçınılmaz bir ortamdır.
Ama neyse ki esans yağlar var. Ve her şeyden önce Meditasyon var. Bunlar sayesinde frekansımızı tekrar yükseltebiliriz.
Rezonans en önemli ses şifa ilkesi olabilir.
Alıntı:tasavvufvebilim