Astrolojiyi takip ediyorsanız, burcunuzun iyi özelliklerini okuyarak epey zaman harcamışsınızdır. Her burcun karanlık tarafına göz atmak ise astrolojiyi, herkes için
daha kullanışlı bir araç haline getirebilir. Bu yazıda burçların en büyük, en derin korkularını işleyeceğiz.
Bu korkuların ve onları besleyen olumsuz düşüncelerin farkına vardıkça, onları arkada bırakıp istediğimiz insan olmaya daha çok yakınlaşabiliriz.
Koç (21 Mart – 19 Nisan): İnsanları kaybetme korkusu
Bir Koç için savaş kaybetmekten daha korkutucu olan bir şey varsa, o da arkadaş kaybetmektir fakat, savaş kaybetmeyi hiç mi hiç sevmediklerinden bunu şu ana kadar fark
etmemiş olabilirler. Koçlar savaşçıdır. Kazanmak istedikleri için değil, doğaları gereği savaşırlar. İyi ve çekişmeli bir kavgadan zevk alırlar ve eğer kolay kolay
kavga çıkmıyorsa, farkında olmadan sevdiklerini kışkırtırlar. Koç burcunun bu hareketi geri teperse de sevdikleri, savaşarak değil, onlardan uzaklaşarak misilleme
yapar. Böylece Koç, hatasını asla unutmaz. Bu da Koç burcunu içten içe parçalayan, haksız bir konuma getirir. Ne yazık ki, bu mutsuzluk, onları savaşmaya daha çok
iter. Bu da Koç burcunun kısır döngüsüdür.
Boğa (20 Nisan – 20 Mayıs): Ekonomik dengesizlik korkusu
Boğalar, rahat olmayı sever. En basit zevklerden hoşlanırlar: iyi yemek, iyi arkadaşlar, güzel bir halı, bir şömine ve sıcak atmosfer yaratan her şey. Rahatlık, Boğa
burçları için seçenek değil, ihtiyaçtır. Hayalini kurdukları rahatlığa ulaşmak, finansal özgürlük gerektirdiğinden, paralarını korurlar ve borca bulaşmazlar. Hesap
bakiyesinin gittikçe azaldığını görürlerse endişe ettikleri ilk şey, yaşam biçimlerinde yapacakları değişiklikler olacaktır. Parayı geçinmek için değil, harcamak için
kazanırlar. Boğa burçlarını, maddi dengesizlikten daha çok korkutan hiçbir şey yoktur.
İkizler (21 Mayıs – 20 Haziran): Karar verme korkusu
İkizler burcu kararlarını, fikirlerini, seçimlerini ve hatta kendilerine verdikleri sözleri bile sürekli değiştirirler. Sebep? Onlara bağlı kalmak istemedikleri için…
Onları bu kadar yetenekli bir düzenbaz yapan da bu özellikleridir. Görüşlerini o kadar sık değiştirirler ki en başta ne dediklerini unutursunuz. Fakat, her gücün bir
zayıflığı olduğu gibi, İkizler burcunun da zayıflığı karar verme korkusudur. İkizler burcunun sembolü, iki insandır. Bu da demek oluyor ki İkizler burcunun sürekli
çatışan iki ayrı kişiliği (İkizler erkeğinde bu, ikiden fazladır) vardır. Karar verdikleri anda, “diğer yarıları” bu seçim yerine neler yapılabileceğine dair fikirler
üretmeye başlar. İkizler’in en büyük sorunu, iki tarafın da harika fikirleri olduğunu düşünmesidir.
Yengeç (21 Haziran – 22 Temmuz): Evden çıkma korkusu
Yengeç burcu, tam bir agorafobiktir. Kimsenin onları incitemeyeceği, güvende hissettikleri alanlarda durmayı tercih ederler. Agorafobi, “kaçışın zor olduğu yerlerde
veya durumlarda bulunma korkusu” olarak tanımlanır. Aslında agorafobiye sahip kişiler, bu korkunun esiridir. Ne kadar ironik değil mi? Yengeçler, alıştıkları
ortamlarda daha güvende hissetseler de ortaya çıkan kopukluk ve soyutlanma onlar için pek iyi değildir. Dışarı çıkıp onları korkutan şeyleri yapmaları gerek. Mesela,
fiziksel ve duygusal olarak alışık olmadıkları bir yere gitmek gibi… Bu sayede, kişisel özgürlüğün, içsel şartlarla daha çok bağlantılı olduğunu öğrenebilirler.
Aslan (23 Temmuz – 22 Ağustos): Fark edilmeme korkusu
Aslan burcunun asla dayanamayacağı bir şey varsa, o da bir odaya girdiğinde fark edilmemesidir. Neyse ki bu korkuyla motive edici bir şekilde baş etmeyi biliyorlar.
İnsanların onları fark etmemesini neredeyse imkansız hale getirerek… Bunu bazen kıyafetleri, bazen vücut dilleri, bazen de kendilerini ifade etme biçimleriyle
yapıyorlar. İlgi çekmek istedikleri her zaman, bu üç yöntemin her birini de kullanırlar.
Aslan burçları göz önünde olmayı sever. Deneyimlerini doğrulama için görülmeleri gerekir. Bu, düşünce tarzlarından kaynaklanır ve eğer diğer insanlar tarafından fark
edilmezlerse, var olmaları bir anlam taşımaz. Bir Aslan burcuna, “Kimsenin olmadığı bir ormanda düşen ağaç ses çıkarmış olur mu?” diye sorarsanız, “Etrafta kimse
yoksa, kimin umrunda? Bu durumda ağaç, tamamen gereksiz bir varlık.” diye cevap verir. Aslan, hikayedeki ağaçla aynı kaderi paylaşmamak için elinden gelen her şeyi
yapar.
Başak (23 Ağustos – 22 Eylül): Hata yapma korkusu
“Friends” dizisindeki Monica’nın yere bir şey döküldüğünde yaşadığı zihinsel çöküşü hatırlıyor musunuz? Eğer bir Başak burcunun evine girip halıya çay dökerseniz, size
bir mahkeme celbi gönderebilirler. Kişisel yaşamlarındaki en ufak bir düzensizlik, Başak burcunu üzüntüye itebilir.
Başak burcunu olumsuzluk döngüsüne yollamak çok zor değil, çünkü zaten olumsuz bir kişiliğe sahipler. Tabii olumsuz olduklarını asla kabul etmezler; “gerçekçi” ya da
“yapıcı” olduklarını düşünürler. Duygusal dengelerini korumak için düzenli olmayı tercih ederler. Bilinçli olarak dışsal kusurlardan korksalar da asıl korkuları içsel
kusurlardır.
Terazi (23 Eylül – 22 Ekim): Yalnızlık korkusu
Zeki, sevecen, tutkulu insanlar olan Terazi burçları mükemmel bir partnerdirler. Hayatlarını yalnız geçirmeleri olağan bir şey olmasa da bunu düşünmeden edemezler.
Neden mi? Çünkü Terazileri yalnız kalmaktan daha çok korkutan bir şey yoktur. Terazi burcu ya tek eşlidir, ya da mutsuzdur. Bunu en iyi ben bilirim çünkü babam bir
Terazi burcu. Annem onu boşadığında, bir yıl boyunca sadece sos ve meze yemişti. Ayrıca ilk sevgilisine evlenme teklif etmişti, çünkü bir kat merdivenden düşerse evde,
onu kurtaracak kimsenin olmamasından korkuyordu. Onun kalbine sağlık.
Akrep (23 Ekim – 21 Kasım): Samimiyet korkusu
Akrep burçları karanlık, derin ve karmaşıktırlar. Balıkların duygusal açıdan en hassas burç olduğunu duymuşsunuzdur. Böyle bilinmesinin sebebi, Balık burçlarının
duygularını açıkça göstermesidir. Akrep burçları ise aslında, Balıklardan daha hassastır çünkü Akrep, duygularını tamamen açıkça edemeyecek kadar hassastır. Akrep’in
hassaslığı işte böyle şaşırtır.
Akreplerdeki samimiyet korkusunu yaratan iki faktör, terk edilme ve kaybolmadır. Eninde sonunda terk edilmelerinden veya ilişkide benliklerini kaybetmekten korkarlar.
Sonuçta, evlilik dışı ilişleri ya da duygusal geri çekilmeyi kullanarak partnerlerini uzaklaştırırlar. Akrep burcu ile arkadaş olmak bile, iki ayda bir kendinizi
sorgulamaya iter.
Yay (22 Kasım – 21 Aralık) : Kapalı alan korkusu
Yay burçları doğuştan kaşiftirler. Kendilerini bulmak için dünyayı dolaşır, çocuklara gönüllü yardım yaparlar. Sıkıntı ise, bu yardımları kendi ceplerinden yapıp
verdikleri paradan asla pişmanlık duymazlar. Yaylar, genişleme gezegeni olarak bilinen Jüpiter ile yönetilirler. Doğada gezen yaban atlarıdır Yaylar. Belki de Yay
burçlarına böyle bir klostrofobi bahşeden de Jüpiterin etkisidir. Klostrofobik Yaylar, dünya turuna çıkmadan önce banka hesaplarını kontrol etmek gibi sınırlayıcı
sorumluluklardan nefret ederler. Aynı şekilde, kendilerini kısıtlanmış hissettikleri yerde bulunmaktan hoşlanmazlar. Özgürlüklerini engelleme potansiyeli olan her şey,
onları korkutur.
Oğlak (22 Aralık – 19 Ocak): Başarısızlık korkusu
Oğlak burçlarının kafası, iş odaklı çalışır. İşkolik Oğlakların, başarı merdivenlerini teker teker çıkarken içlerinde tek bir korku vardır: “Ya başarısız olursam?”
Her yaptıklarının temkinli ve yavaş olmasının sebebi de bu başarısızlık korkusudur. Başarı arzuları, baba figürü ile olan abartılı ilişkilerinden kaynaklanıyor
olabilir. Ya baba figürüne aşırı değer verip baş tacı yaparlar, ya da onlarla asla görüşmezler. Oğlak burcunun yöneticisi, baba, şöhret ve gururla bağlantılı olan 10.
evdir. Baba sorunlarına rağmen, Oğlak burçları, tıpkı Aslanlar gibi, korkularıyla kamçılanırlar. Başardıkları zaman ise, baba sorunlarını çözmek için bir terapi
alsalar iyi ederler.
Kova (20 Ocak – 18 Şubat): Kurum korkusu (Kova burçları çok garip)
Kova burçları, hayatları boyunca zihinsel tuzaklardan uzak durmaya çalışır. Bu yönleriyle Yaylara çok benzeseler de Kova burçlarının klostrofobisi, daha çok kurumlara
yöneliktir. İş, okul, hastane ya da evlilik gibi kurumları, zihinsel bir hapishane olarak görürler ve herhangi bir grupta olma düşüncesinden nefret ederler. Ama, Kova
burçları o kadar kendilerine özgü ve eşsizler ki onları bu huyları yüzünden suçlamak hata olur. Eğer bir karar verilecekse, bunu Kovalara bırakın ya da karar verirken
onları yalnız bırakın. Böyle muhtemelen daha mutlular.
Balık (19 Şubat – 20 Mart): Sorumluluk alma korkusu
Burçların Peter Pan’i olan Balıklar, asla büyümek istemedikleri bir fantezi dünyasında yaşarlar. Zaten isteseler de büyüyemezler. Yaşlarına göre epey bilge ve olgun
kişiler olmaları da epey ilginçtir. Balık burçları, asla bitmeyen yaratıcılık ile taçlandırılırken, günlük hayatı idare etme yetersizlikleri ile de yerin dibine
girerler. Birçok Balık’ın, sorumluluklardan kaçmak için alkole veya uyuşturucuya yönelmesinin sebebi de budur ve birçoğu 12 Adım Programı (alkol bağımlılığını
sonlandıran bir program) ile olgunluğa erişirler.
Yazan: Rosebud Baker
Resimler: Elite Daily
Çeviren: Ceren Ürkmeztürk
Site: Koloktif-kozmos.com