Durugörü yeteneginiz geliştikçe fiziksel gözlerinizin farklı şeyleri de görmeye başladıgına şahit olabilirsiniz. Cansız cisimlerin çevrelerine verdikleri bir ışınım vardır bunları görebilirsiniz. Ama asıl önemli olan, bitkilerin, hayvanların ve insanların çevrelerindeki biyoenerjetik alanı yani auraları da görmeye başlayabilirsiniz.
Her insanın aurası onun ruhsal olgunluk seviyesiyle baglantılı bir titreşimsel özellige sahiptir. Ruhsal olgunluk arttıkça vücudumuzdan yayılan bu enerjinin kalitesi de yükselmketedir. Durugörü medyomları bu farkı derhal hissederler. Çünkü bu enerjetik alan farklı renklerde ışınımlarla kendisini durugörü medyomlarına hissettirir. Örnegin, sinirlerine hakim olamayan, asabi ve egoist kişilerde bu enerjinin ışıması kırmızı renklerde görülürken tam tersi yapıya sahip ; kendine güvenli sakin ve ruhsal anlamda olgun kişilerde auraları mavi ve menekşe moruna yakın renklere dönüşür... Ruhsal olgunluk arttıkça özellikle baş hizasında bu enerjiler altın sarısına dönüşür ve büyük bir parlaklıkla ışımaya başlarlar. (eski dönemlerde yapılmış bir takım azizlerin yada peygamberlerin başlarının hemen üstündeki altın rengindeki hale bunun ifadesidir) Durugörü medyomları bu auraları rahatlıkla görebilirler.
Auraları görebilmek için uygulayabileceginiz pratik bir metot vardır :
Işıgı karartılmış loş bir odada büyükçene bir aynanın önüne geçerek hafice gevşeyin ve gözlerinizi başınızın üstüne odaklayın. Gözlerinizi hafif kısın ve sabırla hep aynı noktaya bakın... Belli bir süre sonra, ilk başta sise benzeyen bu enerjilere görmeye başlayabilirsiniz. Aynı denemenin bir benzerini ellerinizi açıp siyah bir zemin üstünde parmaklarınıza ve parmak aralarınıza da konsantre olarak da yapabilirsiniz.