Duyularınız kıpır kıpır biliyorum. Muhteşem şeyler onlar. Hormon yüklü enerji bombaları. Endorfin. Özellikle de seratonin. Mutluluk hormonları. Bırakın duygularınızı. Serbestçe duygusallaşın.
Duygu yok etmez, merak etmeyin. Siz onları yok ettiğiniz için oluyor bütün bunlar. Ya da sizdeki duyguları erkekler ağlamaz çığırtkanlıkları ile törpüledikleri için. Erkekler de ağlar. Hem de ağlamak için illa benim gibi Balık burcu olmanız gerekmez. Ağlayın. Sulayın duygularınızı! Yeşertin yeniden. Ekşi bir çağla yeniden yeşersin duygularınız içinizde. Olgunlaşsın. Ya da hep çocuk olarak kalsın, ne zararı var?
Duygularınızın esiri olmadan duygusallaşın. Duygularınız yönetmesin hayatınızı, ama siz duygularınızı yönetin. Eski, yıpratıcı, yok edici, küstürücü, kızdırıcı duygularınızdan kurtulun bir çırpıda. Sonra yepyeni duygular yükleyin bilinçaltı bilgisayarınıza. Çok sevdiğiniz duyguyu örnek alın. Duygu gibi olacağım deyin ve olun. En sevmediğiniz çalışma arkadaşınıza ve en çok sevdiğiniz çalışma arkadaşınıza gidin. Öyle bir davet edin ki, ikisi de şaşırsın. Ticket’larınıza (ya da paranıza) kıyın biraz. Korkmayın bitmez. Ismarlayın. Geri gelir. Size döner ve size dönen duygularla süslenir hayatınız.
Dünyanın en dışındaki o muhteşem atmosferin dünyamızı koruması gibi, duygu atmosferi de bizim koruma kalkanımızdır. Öğretilenler yanlış, inanmayın o hurafelere! Duygular yok etmez. “Başımıza gelen hep duygularımız yüzünden…” demelerine kanmayın birilerinin. Başımıza gelen duygularımızın değil, duygusuzluklarımız yüzünden. Şöyle ortaya bol kepçe karışım duygu salatası ile besleyin hayatınızı. Laf salatasından bahsetmiyorum. Duygulardan bahsediyorum. Duyguları bulun. Ortaya çıkartın. Sizi ortaya çıkartabilecek duyguları ortaya çıkartın. Ve yaşatın onları. İnanın, siz onları yaşattıkça onlar da sizi yaşatacak.
Münir Arıkan
Dahi Beyin Blog