Dün gece tesadüfen bir kuantum fiziği makalesi okudum. Önce bizim iyi bildiğimiz gözlemci konusunu yani çifte yarık deneyini anlattı. Özeti şu, siz tek bir yarık açıp oraya ışığı yansıttığınızda, arkadaki panoda ince bir yarık beliriyor. Ama iki yarık açıp ışığı yansıttığınızda iki yarık değil, 7-8 civarı yarık beliriyor. Çünkü ışık partikülleri birbirini kesiyor ve ortaya ışığın dalgalar şeklinde yayılımı çıkıyor. Ama ne zaman bir gözlemci giriyor devreye, o zaman iki ince yarık şeklinde beliriyor arkada ışık. Yani gözlemci, dalgaları, maddeye dönüştürüyor. Yani bizler, dalgaları maddeye dönüştürüyoruz.
Sonra “Quantum eraser” adında daha da manyak bir deneye rastladım. Deneyi anlatmam zor çünkü karışık geldi bana ama ulaştıkları sonuç, muazzam. Bu deneyin birinci sonucu, zaman diye bir şey yok, tamamıyla bir illüzyon. Kuantum evreninde akıp giden bir zaman yok. Dünyada yaşadığımız zaman da dediğim gibi sadece bir illüzyondan ibaret. smile ifade simgesi Yani adamlar “zaman yoktur, illüzyondur”u deneyle ispatlamışlar.
Deneyin ikinci sonucu ise bomba: Geçmişinizi, geleceğiniz belirler. Yani bizim bugün yaptığımız her şey ama her şey, geçmişi de etkiliyor. Bu ne anlama geliyor? Hani aile dizimleri, regresyon çalışmaları, ışık köprüleri vb. çalışmalar yapıyoruz ya. Bu yaptığımız çalışmaların geçmişimizi de şifalandırdığını söyleriz hep.
Realite değişiyor çünkü. Mesela benim annemle ilgili tıkanıklığımı çözmem 39 yaşımdan itibaren geriye dönük olarak Hasan’ın yaşadığı tüm deneyimi şifalandırıyor ve mesela şu anda 6 yaşındaki Hasan, daha rahat hissediyor kendini, daha huzurlu. Evet, geçmişte kalmış gibi o ama yaşadığım tüm deneyimler evrende mevcut ve birbirini etkiliyor. 6 yaşındaki Hasan’ın hissettiği sıkıntı buraya vuruyor. Belki o, o yaşında bunu çözemez ama ben bunu çözdüğümde o da rahatlıyor. Keza aile sergilerinde yaptığımız şifalandırmalar, tüm atalarımızı rahatlatıyor deriz hep.
Sadece bu mu? Artık tamamladığımız karmalar da o hayatlardaki bizleri rahatlatıyor.
Mesela benim bu hayatımda tamamladığım ama başlangıcı Bizans olan bir aşk hikayem var. Yarıda kalmış. Bundan 10 sene önce tamamladık ve şifalandığını hissettim. Şimdi benim Bizans’taki parçam da bunu hissediyor. Çünkü ruhun yaşadığı tüm enkarnasyonlar birbirine bağlı. Yani ben mesela 900 hayat yaşadıysam bu gezegende, hepsi tek bir zaman diliminde, aynı anda yaşanıyor ve tüm hayatlar birbirini etkiliyor. Ben bir tıkanıklığı açtığımda, bundan tüm parçalar etkileniyor. Peki o zaman ne oluyor? Ruhu daha yoğun hissetmeye başlıyor parçalar. Bu ne demek, nereye kadar gidecek bu? En sonunda tamamen ruhla bütünleşecek kıvama geleceğiz ve tekamül tamamlanmış olacak. Yani tekamül, yani ruhsal gelişim lineer değil. Çok daha karmaşık ve bir o kadar sade gidiyor… Tekamül bittiğinde ne olacak sorusunun yanıtı ise: Yolculuk tamamlanmış olacak. Sayısız deneyim ve hikayeyle dönmüş olacağız kaynağa. Tıpkı yurtdışında gezip gelmek gibi…
Velhasıl kelam, bu deneyin sonucu tüm bunları ispatlayacak kaynağı veriyor. Ama bu iş burada bitmez öyle söyleyeyim. Daha da geniş açılımları olur ki bu deney daha yeni, yanlış anlamadıysam 2012’de tamamlanmış. Kuantum Fiziğinin 101 sınıfında anmış birisi. Yani daha başlangıç seviyelerindeyiz. Zaten bir fizikçi şunu demiş: Kuantum fiziğini en bilen kişi bile, 32 ciltlik ansiklopedinin başına konmuş ince indeks fasikülü kadarını bilebilir. Malum yaradılışın fiziği bu…