Bu soru karşısında pek çoğumuzun vereceği yanıt: “Evet, bunlar anne-babamız, öğretmenlerimiz, okullar, bir arkadaş (kız veya erkek) ve bağlı bulunduğumuz dinin yerine getirmekle yükümlü olduğumuz kurallar…” şeklinde olacaktır.
Ama bu yanıt aslında geçerli olamayacaktır. Neden mi? Çünkü kimse bizi arzu etmediğimiz bir şeyi yapmaya zorlayamaz ve zorlasa dahi bunda başarılı olamaz. Bu belki biraz şaşırtıcı oldu, ama doğrudur.
Bu noktayı biraz açalım. Yaptığımız işlerden ve kaderimizden sorumlu biri varsa o da yine kendimiziz. Ne olmayı arzu etmişsek şimdi oyuz; çünkü Tanrı insana bu serbest seçme hakkını vermiştir.
BİR TERMOMETRE ROLÜ MÜ?
İnsanların çoğu bir termometre gibi davranırlar. Çevredeki ısıyı yansıtırlar adeta. Biraz canlı ve heyecanlı kişilerle birlikte iseler, kendi özel “ısıları” da yükseliverir!
Bir termometre, çevresindeki hiçbir şeyi kontrol edemez. Sadece yansıtır. İçinde bulunduğu şartlar doğrultusunda renk değiştiren bir bukalemun gibidir.
“Termostat” tipi insanlar biraz farklıdırlar. Onlar bağımsızdırlar. Isıyı onlar seçerler. Sıcak, soğuk ya da ılık bir odada bulunup bulunmamak onların seçimine bağlıdır. Böyle “termostat” tipi bir şahıs, yapacaklarını, hayatta yerine getireceği şeyleri kendisi seçer.
Bizler de bir “termostat” gibi davranabiliyor muyuz? Kendimizi kontrol edebiliyor muyuz?
Genellikle, bir topluluğa bağlanıldığında ve de bunun faaliyetlerine iştirak edildiğinde belli bir karşılık ödemek durumunda kalınır. Bağımsız olma ve kendine saygı halinden bir ölçüde vazgeçmek gerekir.
Örneğin, sizinle samimi ilişkiler kurmak arzusunda olan karşı cinsten bir arkadaşınızın bu konudaki fikirlerini ve ısrarlarını dinlerken bu kendi kendine duyulan saygı yitirilir. Ayrıca, uyuşturucu maddeler kullanıyorsanız, bir süre sonra bunların oyuncağı haline gelirsiniz ve bu saygınızı yitirirsiniz.
Sonuç olarak, iyi bir seçim yapmak hususundaki en önemli anahtarlardan biri, dostlarımızı bilgelikle seçebilmemizdir. O andaki etkileri derhal değerlendirmek bir yana, bu seçimin ilerideki neticelerini de aynı titizlikle saptayabilmek şarttır. Dostlarımızı, bu zamanımızın önemli bir bölümünü beraber geçireceğimiz kişileri hassasiyetle seçmek gerekir. Arkadaşlarımız, yaşamımızda -iyisiyle ve kötüsüyle- gerçek bir güç kaynağıdırlar.
SEÇİMLER BİZE AİTTİR
Seçim yapmak her insanın kendi elindedir. Kişi dilediği tarzda bir yaşam sürdürebilir. İnsanlara karşı sevgi dolu, merhametli, hoşgörülü, kardeşçe duygular besleyerek ve daima Yukarı’nın huzurunda bulunulduğunu hatırdan bir an bile çıkarmaksızın İlahi İrade Yasaları’na uygun bir hayat tarzını da benimsemek pekala mümkün.
Bu dünyaya geliş sebebinin, aynı tekamül gemisinde kendisiyle beraber seyretmekte olan diğer evrim yolcularının, insan kardeşlerinin gelişimine hizmet etmek olduğunun idrakiyle davranarak yaşamış nice varlık gelip geçti. Ve hala gelmekte olduğuna ve onlar da tüm insanlık adına bir örnek teşkil ettiğine göre bu iş, bu zor dünya hayatında da pekala mümkün demektir.
Geri seviyeli fakat nefse hizmet eden, ama hizmet ettikçe de çelmeler takıp tökezleten, insanı zaman zaman yerden yere vurup inim inim inleten tutkuların oyuncağı olmak veya yukarıdaki satırlarda sözü geçen “termostat” insan olmak… Birinden birini tercih etmek bize kalıyor.