Evrenin temelinde “enerji” vardır. Her şey enerjidir aslında. Enerji, kendini bir “titreşim” ve “dalga boyu” şeklinde ortaya koyar. Var olan her şey gibi insan da bir enerji ve belirli bir dalga boyudur. Aslında kendimizi sadece et, kan ve kemikten oluşan bir fizik beden olarak ifade etmiyoruz. İnsan enerji düzeyinde de sürekli bir yayın halindedir bu yayınımı suya atılan bir taş gibi, çevresinde halkalar ve dalgalar oluşturur. Bu halkaların birbirleriyle olan girişimleri kimi yerlerde yükselen, kimi yerlerde de alçalan dalga desenlerinin meydana gelmesine yol açar. Bu dalga desenlerine “hologram” denir. Beynimiz de tıpkı evrendeki bütün cisimler gibi “holografik” bir işletim sistemine sahip. Dalga boyları ve onların birbirleriyle kesişip-girişerek oluşturdukları “bilgi hologramları” aracılığıyla faaliyet gösteriyor.
“Holografik Beyin Teknikleri”, beynin işletim sistemi üzerinde bilinçli etkilerde bulunmak ve “bilincimizi” istediğimiz şekilde “yönetip-yönlendirmek” anlamına geliyor. 2012 yılından sonra ‘Hologram’ ve holografik bütünlük gibi konuların gündelik yaşamda daha fazla kullanım alanına girmesi gibi; temel anlayışlarımızda pek çok yenilik yaratacak yeni bilgi hareketleriyle ve haberleriyle karşılaşmaya hazır olalım, şaşırmayalım!
Mikro da ne varsa aynısı da makroda olduğu için gezegenlerin de bizleri etkileyen bu tip yayınımları vardır ve bazı özel konumlar özellikle çarpıcı etkiler yaratırlar. Bu yıl bu etkileri hem kendi yaşamımızda hem de toplumsal düzeyde hep birlikte yaşama ve gözleme şansımız var.
Holistik-Bütünsel İnsan Modelinin İlk Örnekleri Oluşuyor
Büyük Yenilik Hareketleri ilk çıkışları itibariyle evrensel değerler taşırlar ve doğal yollarla egoyu denetim altına alırlar. Tüm holistik bilgiler, sadece ben diyerek yürümenin zorluğunu ve egonun ağırlığını anlatıyorlar. Bu tip yeni bilgi akışlarıyla akan bireylerin fazla zorlanmadan doğal denetim sistemlerini harekete geçirmeleri mümkündür. Özellikle 2012’den sonra ‘Gezegen Enerjileri’nin diziliş ve akış şekli buna izin vermektedir. Bu yıldan itibaren her türlü olayı kendi çıkarlarına göre değerlendiren insan modelleri demode oluyor. “Ben yerine biz demeyi bilen, kendini düşündüğü kadar bir başkasını da düşünen holistik insan modeline hızlı bir geçiş var.” Günlük gazetelerde bile bu konulara ait haberler yer almaya başladı bile…
Tüm bunlar yenilik haberleridir, dikkatli okumak ve araştırmakta herkes için yarar vardır. Yeni bir bakış açısı ve bilgilendirme sistemi uzun yıllardır devrede ama bu yıl değişik bir patlama yaşanması da söz konusu.
Ezoterik, astrolojik ve spiritüel bilgilere göre, “Holistik insan”, egonun dar sınırlarını aşan ve evrensel düzenle aynı frekansta titreşebilen insandır. Diğerlerine göre ruhsal yeteneklerini ve duyular dışı algılarını daha fazla kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca bunu “kendini geliştirme fırsatı” olarak değerlendirir. Kimseye ve hiçbir olaya kızmaz. “Bu, benim başıma neden geldi?” diye düşünür. Tipik söylemi, “Ben nedenleri anlayarak bu başıma geleni değiştirebilirim, süreyi kısaltabilirim, sorunu aşabilirim, kendime de başkalarına da faydalı olabilirim” şeklindedir.
Özellikleri
1. Duyular Dışı Algılama kapasiteleri gelişkindir.
2. Ruhsal ve Psişik yeteneklerini ve beyin kapasitelerini mümkün olduğunca fazla kullanırlar.
3. Ruh ve bedenlerinin enerji düzeyini ve titreşimlerini yükseltmeyi bilirler, beş duyunun dışına kolaylıkla taşarlar.
4. Farkındalığı yüksektir, bilincini, zihnini(düşünce sistemini) beynini yönlendirmeye önem verir ve teknik kullanır.
5. Holografik bir anlayışla, kendisinin de bir mikrokozmos olduğunu bilir ve sürekli kapasitesini geliştirmeye çalışır.
6. Evrensel “Bir”lik ve “Bütünsellik” olgusunu yüksek bir farkındalıkla hissetmeye çalışır ve bireysel yararlarının her
şeyin yararına ve iyiliğine olduğunun şuurundadır.
7. Pozitif ve olumlu bir insan olmak onun için görev değil, yaşanması gerekli bir haldir.
8. Günlük yaşamda karşılaştığı olayları pozitif ya da negatif diye değerlendirmek yerine kuantum mantığıyla ikili
düşünür ve zıtları birlemeye, olaylara kartal bakışıyla bakmaya çalışır.
9. Karşılaştığı insanların ve olayların ona bir şeyler öğretmek ve onun deneyimlerini zenginleştirmek için orada
olduklarını, süreç bittiğinden her şeyin değişeceğini iyi bilir ve yaşamının sorumluluğunu yüklenir.
10. Evrensel sır olarak kabul edilen bilgilerin doğal, anlaşılabilir ve uygulanabilir yasalar olduğunu hissetmeye
başlar ve kendine göre pratikler yapar.
11. Holistik insan, iletişime çok önem verir. İletişim tekniklerini doğru kullanır. Beden dili, sözel anlatım, düşünce
yayını, enerji dengeleri gibi temel bireysel gelişim konularına önem verir.
12. Spiritüel ve dünyasal lisans eğitimlerini, bilimi, okumayı, araştırmayı ve sürekli kendini geliştirmeyi ciddiye alır.
13. Eski kalıpları kullanmaz, soruları açıklayarak yanıtlar, karşısındakini ikna etmek ister ama zorlamaz. Ceza
yöntemlerini kullanmaz, farkındalığa değer verir. Sorgulamayan itaati ciddiye almaz. Anlamak ve anlaşılmak
ister.
14. Modern bir Yunus gibidir. Varlığa ve yokluğa sevinmek ya da üzülmek yerine gerekenin yapılmasını daha fazla
önemser.
15. Yeni bir dönemin ve yeni bir başlangıcın, ruhsallıkla-bilim arasında kurulacak meta köprülerle atılacağını ve
meta bilimin önemini bilir. Metapsişikle, bilim arasındaki köprüleri kurmak için kendi de düşünsel-sözsel-eylemsel
aktivitelerde bulunur.
Enerjilerin Bedendeki Yansımaları
Bu dönem itibariyle hem enerjetik hem de fizik bedende de bazı yansımaların olması doğaldır. Bedensel ağrı ve sızılarda özellikle sırt, bel ve boyun belgesinde artış olabilir… Bu ağrılara yaşadığımız yoğun olayların verdiği sarsıcı etkiler neden oluyor olabilir, sarsıcı olay bizde kökül bir değişim ve yeni bir anlayış yarattığı için DNA değişimine de neden oluyor. Bu ağrılar geçicidir.
Zaman zaman nedensiz derin bir üzüntü duyulabilir. Geçmişin geride bırakılması böyle bir hüzne neden olabilir. Tıpkı eski evden yeni bir eve taşınırken geride bıraktıklarımız için üzüldüğümüz gibi, geçmiş yaşamlarla da vedalaşmak üzüntüye yol açıyor. Bu üzüntü geçicidir. Fazla uzatmamak gerekir. Yeni her zaman daha iyidir.
Ara ara nedensiz gözyaşlarına boğulsanız şaşırmayın. Ağlamak iyi gelir ve sağlığa da yararlıdır. Ayrıca eski enerjiler bu yolla dışarı atılır. Bu da geçici bir durumdur.
Uyku düzeniniz bir süreliğine bozulabilir hemen ilaca sarılmayın bu geçici bir durumdur. Geceleri belli saatlerde uyanabilirsiniz ve kafanızdaki binbir konu sizi hayli meşgul edebilir. Tekrar uyumak için kendinizi sıkmayın daha zor olur. Kalkıp hoşunuza giden bir şeyle meşgul olabilir, ılık bir şeyler içebilirsiniz.
Bu ara sık sık kabus görüyor olabilirsiniz. Savaşlar, katliamın yanı sıra korkunç varlıklar tarafından takip edildiğinizi rüyalarınızda görüyorsanız gerçek olduğunu sanmayın. Çünkü kelimenin tam anlamıyla eski enerjiyi üzerinizden atıyorsunuz. Savaş, katliam, takip edilme ve korkunç yaratıklar tam da bunun sembolüdür. Korkmayın, bu durum da bir süre sonra düzelecektir.
İnsanlarla birlikteyken bile yalnızlık hissiniz varsa bu da yenilenmenin bir işareti...
Bir süredir kendinizi yalnız ve insanlardan "ayrı" bırakılmış hissediyor olabilirsiniz. Ayrıca kalabalıklara girmeyi de istemiyor olabilirsiniz. Yalnızlıktan ne kadar bunalsanız da, insanlarla bir arada olmak da içinizden gelmiyor olabilir. Bu da geçici. İçinizdeki boşluk, sevgi ve ışıkla bir süre sonra yeniden dolacak. Yeni insanlarla tanışacak, başka şeyler konuşuyor olacaksınız. Bu sizi daha mutlu edecek…
Coşku ve tutkunuzu da bir süreliğine yitirmiş olabilirsiniz. Her şeye karşı kayıtsız olduğunuz hatta yaşamınızı dondurulmuş gibi hissettiğiniz bir dönemden geçiyor olabilirsizin. Endişelenmeyin, her şey yolunda. "Hiçbir şey yapmak istememe"nin tadını çıkarın. İmkanınız varsa seyahate çıkın. Çünkü bu da geçici. Bu tıpkı kişisel bilgisayarınızın yeniden yüklenmesine benzer. Bilgisayarı yeniden daha karmaşık bir programla yüklemek için önce kapamak, ardından açmak gerekir.
Siz de şu anda o nedenle devreleri kısa bir süreliğini kapatmış bulunuyorsunuz.
Yönünü tayin edememe duygusu. Bazen kendinizi yeterince bu dünyaya ait değilmişsiniz gibi hissedebilirsiniz. Ya da kelimenin gerçek anlamıyla yeterince ayaklarınızın yere basmadığını, iki boyut arasında kıstırılıp kaldığınız hissine kapılabilirsiniz. Bu gerçekten de mekân anlamında öyledir. Labirentte kalmak ve hep aynı noktaya çıkmak duygusu verir. Merak etmeyin bu da geçici ve bu döneme ait özel bir durumdur. Yenilenmeyi işaret eder. Şuurunuz (bilinciniz) yeni enerjideki geçişi deneyimlerken, bedeniniz dünyada asılıymış gibi ya da yönünü ve çıkışı bulamıyormuş gibi kalabilir. Bedene ve bu mekana yeterince odaklanmak için ormanda yürüyüşler yapmak ya da doğada zaman geçirmek, nefes uygulamaları yapmak önerilir.
Aile ve akrabalarla olan sorunlarınızda köklü çözülmeler olabilir ve eskisi kadar bağlı ve bağımlı olmadığınızı fark edebilirsiniz, bu sizi şaşırtmasın. Karmalarınız nedeniyle aile ve akrabalarla aranızda bağlar vardı. Ancak bu karmalar çözülürken yani bazı olayların asıl nedenleri ortaya çıkarken aile ve akraba ilişkilerindeki sorunların da çözülmesi çok normal. Kendinizi aile ve arkadaşlarınızdan uzaklaşıyor gibi hissedebilirsiniz.
Bu da geçici. Korkmayın. Yakın bir zamanda söz konusu kişilerle farklı bir düzeyde yeni bağlar kurabilirsiniz. Ancak bu kez söz konusu ilişkiler eski takıntılarından arınmış ve yeni enerjiyle beslenmiş daha gerçek bağlar olacak. Bazılarının da devreden çıkması çok normal. Öncelikle kendine dürüst olmayı gerektiren bu dönemde, kiminle görüşüp görüşmeyeceğinizi de yine aynı kararlılıkla siz bulmalısınız.
Mesleki kariyerinizde ani değişimler olabilir.
Bu son zamanlarda çok yaygın bir durumdur. Siz değiştiğiniz için çevreniz de değişiyor. Kendinize nasıl uygun bir iş bulacaksınız diye sakın dert etmeyin. Bu da geçici bir durum. Şu anda geçiş dönemini deneyimliyorsunuz. Hayal ettiğiniz ve o çok istediğiniz işi bulana kadar farklı farklı iş kollarında kendini çalışıyor bulabilirsiniz tüm bunlar deneyimleri zenginleştirmek ve gerçekte ne istediğinizi bulmanızı sağlamak için yaşanıyor olacaktır.
Kendi kendine yapılan içsel söyleşilerde artış olabilir. Son zamanlarda kendinizi kendinizle sık sık söyleşirken yakalayabilirsiniz, sakın şaşırmayın. "İç"inizle yani asıl kendinizle yeni bir iletişim şekli yaratıyorsunuz. Bu içinizle söyleşiler, aysbergin görünen tarafıdır. Bu içsel konuşmalar gittikçe derinleşecek ve akıcı hale gelecek ve farkındalıklarınızın arttığını göreceksiniz. Olaylar arasındaki bağlantıları daha rahat keşfedeceksiniz. Merak etme çıldırmıyorsunuz, siz yeni enerjileri kullanmaya başlıyorsunuz.
Özlem duygusu. Bu belki de hepimizi en çok zorlayan ve en güçlü meydan okumalardan biridir. İçimizde taa derinlerde yuvaya dönmeyi isteyen bir duyguyu zapt etmek bazen güçleşir.. .Bu sadece sessizce yuvaya dönmek isteyen yönünüzün hasretidir. Yani özüne dönmek ve gerçek kendin olmak, kararlarını otomatik etkiler olmadan asıl kimliğiyle almak arzusu ve Hakikate duyulan özlem böyle derin bir hüzün yaratabilir. Buna yuvaya dönüş de denebilir. Burada, dünya üzerinde yeni bir göreve hazır olup olmadığınız sorun kendinize? Yeni enerjiye kök salmak için karşılaşacağın meydan okumalara hazır mısınız? Evet! Tabii ki hazırım diyorsanız artık içsel benliğinizle ya da diğer adıyla üstün benliğinizle karşılaşmaya ve gerçeği yalansız dolansız yaşamaya hazırsınız demektir.
Düşünce gücümüzle, atomaltı parçacık düzeyine kadar inip, kuantum etkileri harekete geçirekek dalga-parçaçık yani soyut-somut, ruh-madde, pozitif-negatif, siyah-beyaz dengesinde yeni seçim olasılıkları yaratabilir ya da ikili bir mantık sistemi kullanarak, olayların üzerinde kalmayı başarabiliriz. Her negatif olayın diğer uçta mutlaka bir pozitif yönü olduğunu bilmek günümüz insanı için Polyanna’cılık sayılmıyor. Aksine bu tip olumlu ve umuda yönelik düşünceler yeni fizikle de besleniyor. 2010 yılında sadece bize ait olacak ve yeni farkındalıklar yaşadığımızı hepimiz öyle ya da böyle hissedeceğiz.
Özgür ve yenilikten hoşlanan kişiler için hayli farklı bir dönem başlıyor. Bizden başkalarının da bu geçiş döneminde yeni enerjiye sıçraması için hepimize ihtiyaçları var. Başkalarının eski enerjiden yeni enerjiye atlamayı göze almış "insan" modellerine olan gereksinimlerini göz ardı etmemiz gerekiyor. Artık hiçbir sadece kendimiz için değil, hepimiz için yani ben yerine biz demenin ne anlama geldiğini bize anlatacak hem güzel, hem zorlu, hem şaşırtıcı olaylar dizisiyle bakalım neler gözlemleyeceğimiz ve ne tür zengin deneyimler yaşayacağız?