Hayatımızın başından itibaren kadınlar olarak biz, toplum tarafından bize empoze edilen acı çeken rolünü üstlenmeye zorunlu hissederiz. Bu da bizi ihtiyacımız olan duygusal iyileşmeyi aramaktan alıkoyar.
Kadınlar olarak, cinsiyetimiz nedeniyle pek çok adaletsizlik ve haksızlıkla baş etmek zorundayız. O kadar çok negatif duyguyla başa çıkmaz zorunda kalırız ki, bu duygular sonunda günlük hayatımızın ve derin benliklerimizin bir parçası haline gelir.
Bu nedenle sıklıkla kalbimizi kontrol etmeli, içinde nefret barındırmadığımızdan emin olmalıyız ki, bir şeylerden vazgeçmek zorunda kaldığımızda bile duygusal olarak iyileşmeyi başarabilelim.
1. Adım: Yarayı bulun
“Bir kere keyif aldığımız bir şeyi hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Derinden sevdiğimiz her şey bizim bir parçamız olur.” – Bernardo Stamateas
Aynada gördüğü kişiyi tanımıyor. Derinlerde bir yerde sakladığı bir şeylerin onu incittiğini biliyor. Acı, keder ve ızdırap yüzünden okunuyor, bu acının içinde yer alan bir yaradan kaynaklandığını biliyor ancak bunu itiraf etmek istemiyor.
Genelde aynada size bakan o kadın her gün kalkar, belki de tereddüt bile etmeden dünyaya meydan okur; bazen her şey basitçe açıklanabilir, “iyi bir gün geçirmiyor” olabilir. Bazen hissettiği tarifsiz üzüntü kafasını karıştırır, hayatını aksatır, omuzlarındaki yük ağırlaşır.
Böyle olduğunda, ruhumuzun derinliklerine bakmalı ve düşünmekten kaçtığımız, bize acı veren şeyin ne olduğunu arayıp bulmalıyız.
İncinen o kadın doğru cevapları bulmak için kendini sorgulamalı.
2. Adım: Yaranızı açığa çıkararak onurlandırın
Bazen insana konuşmak için harika bir beyin değil, dinlemek için sabırlı bir kalp gerekir.
Yaralarımız ve acılarımız bizi engeller. Onlar hakkında kafa yordukça daha da kötüleşirler. Bu yükleri ne kadar uzun süredir taşıyor olursak olalım, kurtulmak için onlar hakkında konuşmaktan kaçınmamalıyız.
Bizi dinleyen birine sahip olmak önemlidir, bu bir arkadaşımız, ailemizden biri, eşimiz ya da profesyonel bir “ruh hekimi” olabilir. Bizi sakinleştirecek, özgürleştirecek, endişelerimizden sıyıracak birine ihtiyaç duyarız.
3. Adım: Yarayı temizleyin
“Ak, yaşamak için ak… Ak, asla ölmeden ak…” – Popüler Şarkı
En acı veren adım bu adımdır. Acımızı akıtmak ve ruhumuzu temizlemek bize zor gelecektir. Yaramızın içindeki iltihap ne kadar mikroplu olursa olsun, içimize attığımız her neyse onunla yüzleşmeliyiz.
Acılar, öfke, kin, yalnızlık, ihanet, üzüntü, suçluluk duygusu, kimseden destek görmemek, kimsenin bizi anlamaması gibi durumlar ruhumuzda derin yaralar açabilir, biz bunları düşündükçe acımız katlanarak artar.
Bu nedenle, acılarımızın kaynağını bulduğumuzda, onlara artık ruhumuzda yer vermeyi bırakmalıyız. Ağlayın, hem de istediğiniz kadar. Ağlamak her zaman acımızın bir bölümünden kurtulmamızı sağlar. Sessiz kalın, çıldırın, kağıtları parçalayın, yastıkları dağıtın… acınızdan kurtulmanızı sağlayacak ne varsa yapın.
Bu yöntem her zaman başvurduğunuz acıyla baş etme yönteminizden farklı olabilir, ilk etapta size tuhaf gelebilir. Ama pek çok insanın acılarıyla baş etmek için kullandığı yöntem bir işe yaramaz, acıyı içinizde tutmak onun kök salmasına, büyümesine yol açar.
4. Adım: Yarayı kapatın
“Bazı kadınlar bir şeylerin değişmesini umar, sonra hiçbir şey değişmeyince kendileri değişmeyi seçerler.” – Andre Lorde
Yaranızı kapatın ve bir daha mikrop kapmasına izin vermeyin. Yalnızca dikiş atmak yetmez, tamamen kapatın. Eğer birisi parçaları tamir etmeye çalışıyorsa, ortada kırılan bir şeyler var demektir. Bizim üstünde durmak istediğimiz de tam olarak bu.
Yaralarınızı dikerken iyi bir iğne kullanın. Kırılan parçalarımızı onarmak ve o mutlu, yenilikçi, neşeli kadını tekrar aynada görmek istiyoruz. Maskesi olmayan bir kadın, içten içe acı çekmeyen bir kadın…
5. Adım: Yara izliler kulübüne katılın
Acı geçene kadar bir yaranın ne kadar can yaktığını bilemeyiz. Önemli olan o yaranın nasıl oluştuğu ve sonra iyileşirken bize neler kattığıdır. Bu yükü kaldırabilen bir kadın için geride kalan yara izi bir sembole dönüşür.
Bu yüzden, hiç çekinmeyin, utanmayın ve iyileşen kadınlar kulübüne katılın. Her gün iç benliğinize yönelin ve duygusal açıdan sizi canlandırıp gençleştirebilecek yeni şeyler yapma ihtimalinizi artırın.
Kaynak: Aklınızı Keşfedi