Submit Face book
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Karadelikler Kıyamete Sebep Olabilir mi ?


Karadelikler Kıyamete Sebep Olabilir mi ? konusu, UZAY forumunda tartışılıyor.
#1
Kâinat, mükemmel bir düzen ve âhenk içinde birbirine bağlı hareket eden milyarlarca gök sistemini barındırmaktadır. Bu muhteşem düzeni bozacak ve çekim gücü dâhil diğer kuvvetleri tesirsiz hâle getirecek, gezegen ve yıldızları yörüngesinden çıkararak, her şeyi alt üst edebilecek zâhirî bir sebep veya kuvvet ne olabilir? Tekvîr Sûresi'nin "Güneş dürülüp söndürüldüğü zaman... Yıldızlar kararıp düştüğü zaman... Gök yerinden soyulup koparıldığı zaman..." mealindeki âyetlerini mevcut kozmoloji bilgilerimize göre düşünürsek, Güneş'i dürecek, yıldızların ışığını dahi yutup onları fonksiyonsuz hâle getirip düşürecek sebep, karadelikler olabilir mi? 

Karadeliklerin kâinat çapında bir kıyamete yol açabilme potansiyelinde olduğu tahmin edilmektedir. Öyle ki, karadeliklerdeki çekim tesiriyle dağların uçabileceği, arzın altındaki ateş ve lâvların yeryüzüne çıkarken büyük depremlere yol açabileceği öngörülmektedir. Son yıllarda depremlerin meydana gelmesinde, Ay ve Güneş'in çekim tesirlerinin de rol oynayabileceğine dâir birkaç ilmî araştırma vardır. Ay ve Güneş tutulmalarının denizlerde 7–8 metre, karalarda ise 35–40 cm. kadar yükselmeye yol açabilmesinin, depremi tetikleyici faktörler arasında olduğu zannedilmektedir. Karadeliklerin çekim tesiriyle 12 ila 15 büyüklüğünde depremler olabilir. Bugüne kadar dünyada tespit edilmiş en büyük deprem, 9,2 büyüklüğündedir ve böyle bir deprem, çok kısa bir süre içerisinde büyük bir felâkete yol açabilir. 

Karadeliklerin çekim tesiri

Bir ateş küre üzerinde oturduğumuzu hatırlayalım. Atmosferi meydana getiren gazlar, yer çekimiyle arza tutunmaktadır. Suları kaynatacak, dünyaya tutunmuş olan atmosfer gazlarını çekip götürecek tesirlerden birisi de karadelik çekim kuvveti olabilir. Dünya atmosferindeki hava ve onun teşkil ettiği "hava basıncı", kuvvetli bir çekim tesiriyle yok olabilir. Basınç kaldırılınca sular, okyanuslar müthiş bir fışkırma ile kaynayıp buharlaşabilir. Bütün canlılar, büyük ölçüde sudan (% 70) yaratılmış olduğundan, bu durumda suyu sıvı hâlde tutan dış basınç kalkacak, canlı organizmalar paramparça olacaktır. Güneş Sistemi'ndeki iki "asteroit kuşağında" (Kupier ve Orion kuşakları) yer alan trilyonlarca gök cisimlerinin (asteroit, meteor ve kuyruklu yıldızlar) karadeliğin vakum tesiriyle, çekim iplerinden kurtulacağını ve buna bağlı olarak dehşetli çarpışmaların meydana geleceğini de unutmamak gerekir. Bu yüzden atmosfer dışına çıkan astronotlar, atmosfer basıncında içi hava dolu uzay elbisesi giyerler.

Çekim dengesinin bozulması

Risale-i Nurlarda, kâinatın unsurları arasında çekim, elektromanyetik kuvvet, nükleer kuvvet gibi hassas bağlantıların olduğu ve bunların bozulmasıyla oluşabilecek kâinat çapındaki kıyamete dikkat çekilir: "Şu Dünya'nın can çekişmesini, Kur'ân âyetlerinin işaret ettiği surette, hayal etmek istersen bak. Şu kâinatın eczaları, ince, ulvî bir nizam ile birbirine bağlanmış; gizli, nazik, lâtif bir rabıta ile tutunmuş ve o derece bir intizam içindedir ki; eğer gök cisimlerinden tek bir cisim, 'Öl' emrine veya 'Yörüngeden çık' hitabına mazhar olunca, şu Dünya sekerata başlar. Yıldızlar çarpışacak, ecramlar dalgalanacak, nihayetsiz feza-yı âlemde milyonlar gülleler, küreler gibi büyük topların müthiş sadaları gibi feryada başlar. Birbiriyle çarpışacak, kıvılcımlar saçarak, dağlar uçarak, denizler yanarak, yeryüzü düzlenecek. İşte şu ölüm ve can çekişme ile Kadîr-i Ezelî, kâinatı çalkalar; kâinatı tasfiye edip, Cehennem ve Cehennem'in maddeleri bir tarafa, Cennet ve Cennet'in mevadd-ı münasebetleri başka tarafa çekilir, âlem-i ahiret tezahür eder." (Sözler, s. 498)

Genel İzafiyet Teorisi'ne göre, düz uzay-zaman bir kâğıt gibi dürülebilir, buruşturulabilir. Karadeliklerin çekim kuvveti, cazibe ipleri ile hassas bir şekilde birbirine bağlı olan yıldızların yerlerinden düşmesine sebep olabilir. Nasıl ki bir file ağı, üzerine konan ağır cisimlerce eğip bükülebiliyorsa, adına sema dediğimiz uzay-zaman ağı da içine "oturmuş" sonsuz ağırlık mânâsına gelen karadelikler tarafından o bölgede eğilip bükülebilir, hattâ yırtılarak delinebilir. Bu, karadeliklerin belirgin bir özelliğidir. Bunun bir muhtemel açıklaması, fizik kanunlarının geçerliliğini kaybetmesiyle o bölgede fizik ötesi âlemlere kapı açılması olabilir. Uzay-zaman denen fizikî kâinat (sema), hem sağlam bir yapıda hem de "çatlaksız" olduğu Yüce Beyan'da açıkça anlatılır: "Gözünü bir çevir göğe bak, bir çatlak görebilir misin?" (Mülk, 67/3). Ancak kıyametle ilgili âyetlerde, semada çatlamanın vuku bulacağı sürekli tekrarlanır. "Gün gelir, yeryüzü başka bir yere, gökler de başka göklere çevrilir." (İbrahim, 14/48), "Gök yarılır, o gün zaafa düşer." (Hakka, 69/16) ve "(Kıyamet) günün(ün) şiddetiyle gök bile çatlar." (Müzemmil, 20/18) mealindeki âyetlerden, bu gökteki "çatlaklar"la yeni âlemlerin yaratılacağı neticesini çıkarabiliriz. 

Kıyametin gerçekte nasıl vuku bulacağı, elbette o fiilleri işleten ve kâinatın intizamını sağlayan Rabb'imizin ilmindedir. Mevcut fizik ve kâinat bilgilerimiz çerçevesinde yapılan yorum ve yaklaşımlar, ilgili âyetlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olabilir.

Güneş'in batıdan doğması ve kıyamet

Başka bir gezegen veya bir kuyruklu yıldız, Dünya'ya çarparak yörüngenin dönme yönünü değiştirebilir mi? Batıdan doğuya doğru olan Dünya'nın dönme yönü, bu defa doğudan batıya yön değiştirebilir mi? Böyle büyük bir felâket, dünyada büyük bir yıkıma ve canlı ölümlerine yol açabilir. Nitekim geçtiğimiz yıllarda bir kuyruklu yıldızın çarpmasıyla Jüpiter'in dönme hızında azalma meydana geldiği tespit edildi. 

Venüs her açıdan sırrını koruyan bir gezegendir. Zîrâ Venüs, diğerlerinin aksine, ters yönde dönmektedir. Venüs'te güneş batıdan doğmaktadır. Venüs'ün atmosferindeki yoğun kaya ve tozdan oluşan tabakanın muhtemel bir çarpışma sonucu oluştuğu tahmin edilmekte ve aynı sebepten tersine dönmeye başladığı ileri sürülmektedir. Venüs'ün bir günü, bir yılından daha fazladır. Yani Venüs, Güneş çevresinde kendi çevresinde dönüşüne göre daha hızlı döner. Risale-i Nurlarda, kıyamet esnasında Dünya'nın ters dönmeye başlaması ve dolayısıyla Güneş'in batıdan doğuşu, şu şekilde yorumlanır: "Küre-i Arz kafasının aklı hükmünde olan Kur'ân, onun baş?ndan ??kmas?yla ından çıkmasıyla zemin divane olup, izn-i İlahî ile başını başka seyyareye çarpmasıyla hareketinden geri dönüp, garbdan şarka olan seyahatını, irade-i Rabbanî ile şarktan garba tebdil etmekle Güneş garbdan tulûa başlar. Evet arzı şems ile, ferşi arş ile kuvvetli bağlayan hablullah-il metin olan Kur'anın kuvve-i cazibesi kopsa; küre-i arzın ipi çözülür, başıboş serseri olup aksiyle ve intizamsız hareketinden Güneş garbdan çıkar. Hem müsademe neticesinde emr-i İlahî ile kıyamet kopar diye bir te'vili vardır."

Kıyametin gerçekleşme şekli ne şekilde ve nasıl olursa olsun; Kur'ân'ın sürekli vurgu yaptığı gibi; "Eğer Dünya'nın ecel-i fıtrîsinden evvel Ezelî İrade'nin izni ile hâricî bir maraz veya muharrib bir hâdise başına gelmezse ve onun Sâni'-i Hakîm'i dahi fıtrî ecelden evvel onu bozmazsa, herhalde hattâ fennî bir hesap ile bir gün gelecek ki: 'Güneş dürülüp toplandığında, yıldızlar döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde' (Tekvîr, 81/1-3) mânâları ve sırları, Kadîr-i Ezelî'nin izni ile tezahür edip, o Dünya olan büyük insan sekerata (ölüm dakikaları) başlayıp acib bir hırıltı ile ve müthiş bir ses ile fezâyı çınlatıp dolduracak, bağırıp ölecek; sonra emri İlâhî ile dirilecektir." (29. Söz).


maxresdefault.jpg
 

Your Page Title #satışortaklığı
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi