Her türden koşullanma zehirdir. Bir kimsenin kendisini Hindu olarak düşünmesi, kendisini tüm insanlığın karşısında düşünmesi demektir. Birisinin Alman, Çinli olduğunu düşünmesi, insanlığa karşı olduğunu düşünmesidir; dostluk değil düşmanlık terimleri ile düşünmesidir.
Kendini bir insan olarak düşün. Şayet birazcık zekân varsa kendini basit bir insanoğlu olarak düşün. Ve zekân birazcık daha geliştiğinde insan sıfatını dahi bırakacaksın; kendini bir varlık olarak, sadece bir varlık olarak düşüneceksin. Ve varlık her şeyi içerir; ağaçlar ve dağlar ve nehirler ve yıldızlar ve kuşlar ve hayvanlar. Büyü, kocaman ol. Niye tünellerin içinde yaşıyorsun? Niçin küçücük karanlık kara deliklerin içinde sürükleniyorsun? Ama sen büyük ideolojik sistemlerin içinde yaşadığını düşünüyorsun. Sen büyük ideolojik sistemler içinde yaşamıyorsun çünkü büyük ideolojik sistemler diye bir şey yok. Bir insanoğlunu içine alabilecek kadar büyük bir fikir yoktur; var olmak hiçbir kavramın içine sığmaz.
Tüm kavramlar sakatlar ve kafa karıştırır. Bir Katolik olma ve bir komünist olma; sadece bir insanoğlu ol. Tüm bunlar zehirdir, tüm bunlar önyargıdır. Ve çağlar boyunca bu önyargıların içinde hipnotize edildin. Onlar, senin kanının, senin kemiğinin, senin iliğinin parçası oldular. Bu zehirlenmeden kurtulmak için çok uyanık olmak zorunda kalacaksın. Bedenin zihnin kadar zehirlenmemiştir. Beden basit bir olgudur, kolaylıkla temizlenebilir. Eğer vejetaryen yiyecekler yemiyorsan bundan vazgeçebilirsin; bu, çok büyük bir şey değildir. Ve eğer et yemeyi bırakırsan, üç ay içinde vücudun vejetaryen olmayan yiyecekler tarafından yaratılmış olan tüm zehirden tamamıyla özgürleşecektir. Bu basit bir şeydir. Fizyoloji karmaşık değildir. Ancak, psikoloji ile birlikte problem ortaya çıkar. Bir Jaina rahibi asla zehirlenmiş, vejetaryen olmayan herhangi bir yiyecek yemez. Fakat onun zihni hiç kimsenin olmadığı kadar Jainizm tarafından kirletilip zehirlenmiştir.
Gerçek özgürlük tüm ideolojilerden özgür olmaktır. Hiçbir ideoloji olmadan basitçe yaşayamaz mısın? Bir ideolojiye ihtiyaç var mı? Niçin bir ideolojiye bu kadar ihtiyaç var? Ona ihtiyaç vardır çünkü o senin aptal kalmana yardım eder, ona ihtiyaç vardır çünkü o senin zeki olmadan kalmana yardım eder. Ona ihtiyaç vardır çünkü o sana kullanıma hazır cevaplar sağlar ve sen onları kendi başına bulmak zorunda kalmazsın. Gerçekten zeki bir insan hiçbir ideolojiye tutunmayacaktır; niçin yapsın ki? O kullanıma hazır cevapların yükünü taşımayacaktır. O yeterince zekâya sahip olduğunu bilir, bu sayede hangi durum ortaya çıkarsa çıksın ona yanıt verebilecektir. Niçin geçmişten gereksiz yükler taşınsın? Onu taşımanın ne anlamı var? Ve aslında geçmişten ne kadar çok şey taşırsan, şimdiki ana o kadar az yanıt verebileceksin çünkü şimdiki an geçmişin tekrarı değildir, o her zaman yenidir; her zaman, her zaman yenidir. O asla eski değildir; bazen eskimiş gibi gözükür ama eski değildir, bazı temel farklar vardır. Hayat asla kendini tekrar etmez. O her zaman tazedir, her zaman yenidir, her zaman gelişir, her zaman keşfeder, her zaman yeni maceralara doğru yol alır. Senin kullanıma hazır eski cevapların yardımcı olmayacak. Aslında onlar seni engelleyecek; senin yeni durumu görmene izin vermeyecek. Durum yeni olacak ve cevapsa eski olacak. Bu yüzden sen hayatın içinde bu kadar aptal gözüküyorsun.
Fakat aptal kalmak ucuz gibi gelir. Zeki olmak çaba ister, zeki olmak gelişmek zorundasın demektir ve gelişmek acı vericidir. Zeki olmak devamlı olarak uyanık ve farkında olmak zorundasın demektir; uykuya dalamazsın, bir uyurgezer olarak yaşayamazsın. Ve zeki olmanın birkaç tehlikesi daha vardır.
Zeki olmak çok zordur çünkü aptal kalabalıklarla birlikte yaşamak zorundasın. Kör insanlarla yaşayıp gözlere sahip olmak tehlikeli bir durumdur; onların senin gözlerini yok etmesi kaçınılmazdır. Onlar sana tolerans gösteremez, sen onlar için bir tehditsin. Bu yüzden İsa çarmıha gerilir, Sokrates zehirlenir, Hallac-ı Mansur öldürülür, Sarmad’ın kafası koparılır. Bunlar yeryüzünde yaşamış olan en zeki insanlardı ve biz onlara karşı nazik olduk mu? Sokrat’ın zekâsındaki bir adam niçin öldürülmek zorundadır? O, dayanılmaz hale geldi. Onun varlığı o kadar tehdit edici hale geldi. Onun gözlerinin içine bakmak, aynaya bakmak demekti. Ve biz o kadar çirkiniz ki çirkin olduğumuzu kabul etmektense, çirkinliğini unutup aynayı yok etmek ve dünyadaki en güzel insan olduğu rüyasını tekrar yaşamaya başlamak daha kolaydır. Sokrates’i yok ettik çünkü o bir aynaydı. Dolayısıyla insanlar sıradan kalmanın, aptal kalmanın daha iyi olacağına karar verdi.
Daha bir gün önce bir haber okuyordum. İngiltere’deki bazı psikologlar büyük politikacıların, yüksek pozisyonlara gelene kadar zekâlarını çoktan kaybetmeye başlamış olduklarını keşfetmişler. Seksen dört yaşında bir adamın başbakan olduğunu bir düşün! Bu psikologlar tüm dünyayı, bunun tehlikeli olduğu konusunda uyarmıştır. Altmış, yetmiş, seksen yaşını geçmiş insanlar başbakan ve başkan oluyor. Bu dünya için tehlikeli çünkü onların çok fazla güçleri vardır ve çok az zekâları kalmıştır. Fakat bu psikologlar benim sana söylemek istediğim başka bir şeyin farkında değiller.
Aslında bu insanlar artık zeki olmadıkları için başbakan ve başkan olmayı seçerler. İnsanlar zeki kişileri sevmez. İnsanlar kendi gibi gözüken, onlar gibi olan insanlardan hoşlanır; onların yabancı olmadıklarını hissederler. Zeki insanlar garip olacaktır. Sokrat’ı başbakan olarak seçecek herhangi bir ülke düşünemiyorum; imkânsızdır. O çok farklıdır, onun hayata yaklaşımı çok farklıdır, onun olayları kavrayışı çok derindir. Hiçbir ülke bunun bedelini ödeyemez ya da hiçbir ülke onu başbakan yapacak kadar cesur olamaz çünkü o kaos yaratır. O her şeyi baştan değiştirir çünkü her şeyin en baştan değişmesi gerekir. Bu çürümüş toplum toptan yok edilmelidir; ancak o zaman yeni bir toplum yaratılabilir. Restore etmenin yararı yoktur. Aynı eskimiş yıkıntıları yüzyıllardır restore edip duruyoruz. Artık destek yok, artık restorasyon yok, artık boya-badana yok! Gereken tek şey onu yerle bir etmek ve yeni bir toplum yaratmaya başlamak. Yeni bir insanlık meydana getirelim;
Homo Novus.
Yeni bir şey, yeni bir zihin, yeni bir bilinç doğuralım. İnsanlar donuk, ölü kimseleri iktidara getirir çünkü onlarla kendini güvende hissedersin. Ülkeler ortalama zekâda insanları iktidara seçer çünkü onlar, onların geleneklerini, göreneklerini, önyargılarını kurtaracaktır. Onların durumlarını koruyacaktır. Onları yok etmektense onları zenginleştirecek ve güçlendirecektir. Zeki olmayan insanları güçlü konumlara getirmek kesinlikle tehlikelidir. Ve o giderek daha tehlikeli hale geliyor çünkü onların daha çok ve daha çok gücü ve çok daha az zekâsı vardır. Fakat bu, neden böyle olur?
Bunun ardında ince bir mantık var. İnsanlar değişmek istemez. Değişim zordur, değişim güç bir şeydir.