Kozmik dil nedir? Bazı kişiler birden anlaşılmaz bir dilde ve oldukça hızlı bir şeyler konuşabilirler. Kendisi bile neler söylediğini bilmez. Telepati yeteneği olan biri ana çizgilerle bir şeyler anlayabilir, fakat o da her şeyi tam olarak algılayamaz. Bunun dışında bazı kimseler birkaç farklı dilde konuşabilmektedir. Çoğu kişi bu olağandışı yetenekleri olağanüstü yetenek diye düşünerek övünür. Bu olağanüstü yetenek değildir, xiulian uygulayıcısının özel yeteneği de değildir. Aynı zamanda kendi düzeyini de bu şekilde yansıtma değildir. Peki bu nedir? Bunun anlamı sizin düşüncenizin başka boyutlardan gelen bir ruhun yönetimi altına girmiş olmasıdır, sizse bir de bundan hoşlanıyorsunuz. Onu kabul etmekten mutlusunuz ve seviniyorsunuz. Fakat ne kadar çok sevinirseniz o da sizi o kadar kontrol altına almaktadır. Bir gerçek xiulian uygulayıcısı olarak kendinizi nasıl başka birinin kontrolüne verirsiniz? Aynı zamanda o çok alçak bir boyuttan gelmektedir. Bu yüzden xiulian uygulayıcılarımızın bu tür zahmetlere girmeleri hiç gerekmiyor.
Tüm canlılar içinde ruhu en değerli olan insandır. Bu tür ruhlara kendinizi nasıl teslim edersiniz? Kendi bedeninizi bile reddetmektesiniz. Ne kadar yazık! Bazıları insan bedenine bizzat yerleşir, bazıları ise belli bir mesafeyi korur. Fakat bu ruhlar sizi yönlendirir, sizi kontrol altında tutar. Eğer onların dilinde konuşmak isterseniz, bir şeyler söylemenize izin verir. Bu tür şeyler bir de başkalarına geçirilebilir. Bir başkası da öğrenmek istedi diyelim, cesaretlenerek ağzını açar ve aynı şeyleri çıkar. Bu tür ruhlar grupla gelir. Eğer siz de konuşmak isterseniz içlerinden biri size yerleşir ve siz de konuşmaya başlarsınız.
Böyle bir durum neden ortaya çıkmıştır? Daha önce belirttiğim gibi, bu ruhlar da kendi hiyerarşi düzeylerini yükseltmek istemektedirler. Fakat onun boyutunda sıkıntı çekilmiyor, dolayısıyla xiulian'i uygulama ve düzeyini yükseltme olanağı bulunmuyor. Bu yüzden o kendine bir çıkış yolu olarak, insanlara iyi işler yapmasında yardım etmeye karar verir. Fakat bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Kendi yaydığı enerjinin hastalar üzerinde bir çeşit sakinleştirici etki yarattığını, hastayı tamamen iyileştiremese de kısa bir süre için ağrılarından kurtulmasını sağladığını bilmektedir. Bu yüzden insanın ağzından çıkaracağı enerji ile bu tür bir etki yapabilmektedir. İşte işin özü burada. Bazı kimseler buna cennetin dili ya da Buda dili derler. Bu Buda'ya hakarettir! Bence bundan daha saçma bir şey olamaz!
Buda'ların nadiren konuştuğu herkes tarafından bilinmektedir. Eğer O bizim boyutumuzda konuşmaya başlasaydı bir deprem etkisi yaratırdı! O kadar korkunç bir gürültü olurdu ki. Bazı insanlar şöyle der: "Ben Göksel Gözüm ile Buda'nın benimle konuştuğunu görmüştüm." O sizinle konuşmamıştı. Aynı şey bazıları benim Fa Bedenimi gördüğü zaman da gerçekleşir. O sizinle konuşmadı. O stereo sesli zihin niyeti yayar. Siz bunu duydunuz ve onun konuştuğunu sandınız. Genelde Buda yalnız kendi boyutunda konuşabilir. Eğer onun sesi buraya kadar ulaşsaydı ne dediğini net olarak duyamazdınız. Çünkü boyutların arasında zaman farkı vardır. Onların boyutunda iki saat, bizim boyutumuzdaki bir seneye eşittir. Bu bizim boyutumuzdaki zamanın onlarınkinden yavaş geçmekte olduğunu belirtmektedir.
Eskiden bir söz vardı: "Cennette bir gün, yerde bin yıl geçmişti", bununla yüce Aydınların bulunduğu, zaman ve boyut kavramlarının olmadığı Sonsuz Mutluluk Dünyası, Renkli Mineli Dünya, Falun Dünyası, Lotus Dünyası gibi cennetler kastedilmektedir. Orada zaman bizim boyutumuzdan daha hızlı geçmektedir. Eğer birinde olağanüstü Göksel Kulak yeteneği oluşursa diğer boyutlardaki sesleri duyabilir. Fakat ne duyarsa duysun sesleri net duymak imkansızdır: duyduğu her şey kasetçaların çok hızlı konumdayken çıkardığı sesler gibi ya da kuşların cıvıltısını andırır. Onları ayırt etmek olanaksızdır. Tabii ki, bazıları olağanüstü yeteneğe sahip olmaları ve zaman farkını kaldırabilmeleri şartıyla müzik ya da bazı konuşmaları duyabilir. Ve ancak o zaman kulaklarına kadar ulaşan sesleri duyabilirler. Gerçekler böyledir. Kimileri buna Buda dili demekte oysa bu tamamen farklı bir şeydir.
İki Aydın karşılaştıklarında tek bir gülümseme birbirlerini anlamalarına yeter. Çünkü onlar hitap edilenin kulağında stereo sese sahip olan telepatinin sahipleridir. Onlar birbirine gülümsediklerinde bu onların düşüncelerini birbirine aktarmış oldukları anlamına gelir. Bir tek bu yöntem kullanılmaz. Bazen farklı bir yönteme de başvurulur. Tantrizm'deki Tibet Lamalarının el işaretlerine çok önem verdikleri bilinir. Lamaya "el işareti" nedir diye sorarsanız emsalsiz bir yoga der. Bu tam olarak ne demektir? O da bilmiyor. Gerçekte ise bu yüce Aydınların dilidir. Kişiler fazla iken o çok güzel, büyük el işareti yapar. Büyük el işaretleri değişiktir. Kişi sayısı azken o gene küçük ve çok güzel el işaretleri yapar. Değişik küçük el işaretleri de çok zor, çok zengindir - çümkü onlar da bir dildir. Eskiden tüm bunlar Göksel Sırlar sayılırdı. Biz her şeyi açıkladık. Tibet'te gong uygulamasına hizmet eden ancak birkaç hareket kullanılmakta. Bu hareketler bir araya getirilerek bir sistem oluşturulmuştur. Onlar gong uygulamaları için, sadece bir dil niteliğindedir, gong uygulamasının ancak birkaçıdır. Gerçek el işaretleri ise çok karmaşık ve zordurlar.