Ortalama 70 yaş ömrü olan bir insanın kozmik takvime göre dünya yaşamı 8.6 sn. bilemediniz 9 sn. civarındadır.
Altmış iki yaşında kemik kanserinden vefat eden, 20. yüzyılın en popüler bilim adamlarından ünlü astronom ve biyolog Carl E. Sagan'a göre; eskiden Samanyolu, şimdi ise Gökada ya da Galaksi tabiri ile bilinen sistemde tam 400 milyar güneş mevcut. Gökadamız, diğer Galaksilere nispetle orta boy büyüklükte sayılıyor. Ondan daha da büyükleri mevcut. Güneş sisteminin içinde bulunduğu Galaksi, merkezinden ise otuz iki bin ışık yılı uzaklıkta...
Gökadamız, Andromeda ve Güney üçgeni sarmallarıyla beraber yanlarına otuza yakın Gökadayı da katarak yerel Gökadalar takımını meydana getiriyor.
Her bir Gökadanın milyarlarca yıldızının uydularıyla beraber olduğu düşünüldüğünde; insanoğlunun mantığının ve aklının ne kadar büyük rakamlarla karşılaşmış olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Sagan, son kitabı "Soluk Mavi Nokta"da, sınırları bilinmeyen evrende, galaksiler arasında ve güneş sisteminde dünyamızın yerini, uzaktan soluk mavi nokta olarak dahi fark edilemeyen ve matematiksel bir bütünlük ifade etmeyen toz tanesi olarak kabul etmiş.
Bu akıl almaz uzantı içinde Güneş Sistemimizin varoluş tarihi ile ilgili bilgileri ise şöyle özetleyebilmek mümkün:
Evrenin genişlemesini, bir balonun küçülmesindeki ya da film makinesindeki gibi geriye saran bilim adamları, kainatın 15 milyar yıl önce yüksek sıcaklık ve yoğunluktaki bir yapıdan patlama ile doğduğunu saptadılar.
Ünlü Gökbilimci Hubble; "Eğer kainat giderek büyümekte ise, insan ister istemez bu tarifi mümkün olmayan kütlenin bir zamanlar çok küçük miktarda olduğu kanaatine varıyor. Büyük patlamanın başladığı öyle bir an var ki, o an kainatın doğumu olmaktadır" diyor.
"Big bang"i açıklamaya yardımcı olan başka bir gözlem de, 15 milyar yıl sonra, uzayın en ufak noktasında var olan kozmik ışınlardır. Kısa dalga boyu radyo ya da mikrodalgalar şeklinde yayılan bu ışınlar, bilim adamlarına evrenin doğuşu hakkında önemli ipuçları verdi.
Bilim adamı Hawking, bilinen kitabında evrenin büyük patlamadan önce bir bezelye tanesi kadar olduğu görünüşü yansıttı. Bize göre ise Evren bir tek Big Bang ile sınırlı olmayıp sonsuz big-bang'lar ile yani 'boomlar' la var oldu. Dolayısıyla kainat sonsuz ve sınırsız bir şekilde mevcuttur.
Amipten başlayarak günümüze uzanan ve 1 milyar yıllık bir süreci kapsayan insanlık tarihine (nebat-hayvan ve insan süreçleri dahil) tanık olan Dünya, Radyoaktif ölçümlere göre tam 4.6 milyar yaşında. Bu, aynı zamanda diğer 8 gezegenin de ortalama yaşıdır.
Belirli ritimlerle dönüşler neticesinde, yani Dünya kendi ekseni etrafında dönüşüyle, gündüz ve gece kavramını/sürecini belirlerken, Güneş etrafındaki turuyla da 1 seneyi oluşturuyor. Astronomi yönünden sonsuzluğa varan bu ölçülere karşılık, zaman da izafiliğini koruyor.
Dünya şu anda orta yaş grubunda sayılır. Güneş, bir yıldız olarak daha sonraki evresinde, merkezindeki hidrojenini yakıp bitirecek, yapısı değişmeye, genişlemeye başlayacak ve Dünya’nın etrafını sarıp adeta onu yutacaktır.
Şu andaki hidrojen yakıtı yarıda olduğuna göre, büyüyüp bir "süper nova" haline dönüşmesine, kısaca ölümüne 4,5 milyar yıl daha var. Bu aynı zamanda dünyanın da ölümüdür.
İnsan
İnsan denilen düşünen hayvan incelendiğinde, onun bir Homo erectus (dik yürüyen), Homo faber (alet yapan), Homo lingua (konuşan, dili olan), Homo symbolicus (soyutlayabilen), Homo Curiosus (araştıran) ve nihayet bir Homo Sapiens (akıl sahibi) olduğunu görüyoruz.
Bu evrim süresinde, kayda değer bir diğer şey de, bundan tam 75 milyon yıl önce yaşamış, sonra yok olmuş bir dinozor neslinin olması. Asıl konumuz ise "Kozmik takvim denilen" bu sürede insan yaşamının ne kadar yer tuttuğu.
Dilerseniz bunu da matematiksel işlemlerle saptayalım. Evrenin var olduğu kabul edilen Big-Bang anından, yaşadığımız şu ana kadar geçen 15 milyar dünya yılı, bir "Kozmik Yıl"dır. Güneş, dünya senesiyle 4,5 milyar, kendi senesine göre ise, henüz 8 yaşında bulunmaktadır.
Çünkü içinde yer aldığı Samanyolu Galaksinin merkezine, bugüne kadar ancak 8 tur atabilmiştir. Güneş'in bir turu, Dünya yılıyla 255 milyon yıldır. (Hesaplamalar sonucunda 2.040 milyon yaşında olması gerekir. Bu rakama, termonükleer tepkimelerle geçen süre ve proto gezegen devresi dâhil edildiğinde, Güneşin yaşı 4.500 milyon yıl olur.) Şimdi, bu astronomik veriler ışığında hesaplayalım.
Evrenimizin yaşı varsayılan 15 milyar dünya yılını 12 ay olarak düşünürsek, 4.500 milyon yaşında olan Güneş'in yaşı, 3.6 ay (yaklaşık 4 ay) eder.
İnsanın dünya üzerindeki varoluş süresini, 200 milyon yıl, 15 milyar dünya yılını da 8766 saat (365 gün x 24 saat= 8760+6= 8766) olarak kabul ettiğimizde, 200 milyon yıldır var olan insanoğlunun kozmik takvime oranla, dünya üzerindeki varlığı 5 gün gibi bir süreye sığmaktadır.