Dünyaya geldiğinizde sizi ilk olarak size bir isim vererek 'diğerleri'nden ayırdılar.
Bedeninizin 'diğerleri' tarafından algılanan yansımasına ait olan bu isimle özdeşleşerek, kendinizi; başkalarının sizin hakkınızdaki izlenimlerinin gerçek olduğuna inandırarak, sizin dışınızda gelişen olay, durum ve kişilerle etkileşimde bulunarak, size ait olduğunu düşündüğünüz bir hayat senaryosunu zihninizde canlandırdınız.
Size dışarıdan verilen aile, milliyet, din, cinsel kimlik, ırk, politik görüş, ideoloji, meslek vb. rolleri sanki sizmişsiniz gibi içselleştirdiniz ve yaşam standardınızı, olasılıklarınızı gerçekten kendiniz sandığınız bu rollere göre dizayn ettiniz.
Her zaman derinlerde olan çocuksuluğunuzu, merakınızı, üstünüze yetişkinlik adı verilen kafesi geçirerek, yetişkinliğin bir çocuk için hiçbir önemi olmayan maddiyat'a bağlanma olduğuna inanarak zamanla zayıflattınız.
Zamana ve anılara sıkıştırılmış varsayımlarla gerçekliği adeta filtreyelerek, kendi bilinç seviyenize göre yarattığınız düşüncelerle, hayatınız olduğuna inandığınız bir olaylar döngüsü oluşturdunuz.
Yargıladınız, seçimler yaptınız ve kendi tanımlamalarınızın gerçek olduğunu sandınız.
Gerçekliğin zihnin sınırlı algılayışına sığmayan doğasıyla karşılaştığınızda ise kendi yarattığınız direnç yüzünden sarsıldınız, korktunuz, acı çektiniz ve öfkelendiniz.
Kendi sınırlı düşünceleriniz duygulara, duygular alışkanlıklara ve etkilere, bu etkiler de tepkilere dönüşerek sizi kendi aklınızın dehlizlerinde tutsaklaştırdı.
Doğumunuzdan bu yana görüntü ve gürültüyle örülü bir yaşamın içinde her zaman sessiz ve görünmez olan, sizin tanımlamalarınızın ötesindeki gerçekliği gözden kaçırdınız!
Tüm yaşamınız uykuda geçti!!
Var olduğunuzu bile farkedemeden dışarıdan empoze edilmiş yaşamları olduğu gibi kopyalayarak ve yeni kopyalar yaratarak, sadece tüketmek için, adına aile ve toplum dediğiniz kurumlar yaratıp, üreyip durdunuz.
Sonsuz bir acı ve korku döngüsünde umutsuzca kişisel tatmin yöntemleri aradınız, kendinizi uyuşturmak için medya, eğlence, sahip olduğunuzu sandığınız eşyalar, teknoloji vb. uyuşturucularla tüm yaşamınızı ve zihninizi oyalamaya çalıştınız ve bunu sonraki nesillerinize olduğu gibi aktardınız, hala da aktarmaktasınız.
Kader veya sistem diyerek dışsallaştırdığınız sorunun kaynağını kendinizin farkında olmadığınız için hep başka kişilerde, devlet yönetimlerinde, diğer din ve inançlarda, milletlerde, ideolojilerde aradınız..
'diğerleri' diye bir şey uydurdunuz!!
Kendinizin yaşayan ve dünya denilen büyük organizmanın parçası olduğunuzu göremediniz.
Sırf sorumluluğu üstünüzden atmak için birilerini, doğayı, sonsuz olan enerjinin kaynağını bile tanrı adını vererek ve tapınarak ötekileştirdiniz!!
Ama tek yaptığınız kendinizi parçalara ayırarak kendinize yabancılaşmak oldu.
Bütün bu kriz gibi görünen durum, bilincinizi dışsal olana yönlendirip içsel olanı göz ardı ederek ayrı bir kişilik olduğunuza inandığınız için meydana geldi ve hala bu sürecin içinde olduğunuz için kendi bulutlarınızın arkasındaki güneşi görebilmek çoğunuz için çok zor.
Bilincin yanlış yönlendirilmesi sebebiyle zihinde oluşan ayrılık fikrini sona erdirip krizi çözmek, ancak krizi yaratan zihin durumunu aşmakla mümkün olabilir.
Bunun için ilk adım sessizliktir.
Dışarının değil içerinin gürültüsünü dindirdiğinizde ve olanı tanımlamadan, düşünce ve istek yaratmadan, saf farkındalıkla gözlemlediğinizde, açığa çıkan mucizevi ama çok yalın olan hakikate teslim olarak, kişiliğe bürünmüş ve katılaşmış direncinizi kabullenişte yumuşatarak, bilinçlice dönüşüme uğratabilirsiniz.
Düşünce ve sözcüklerin tanımlama kirliliğine gömülmüş olan ortak bilinçte farkındalık oluşturmak için; boşluklar yaratmak, tanımsızlaşmak ve kendi zihninizi sessizleştirip sonsuzluğu deneyimlemek sizi kendiliğinden, hiçbir zorlama olmaksızın sevgi durumuna yükseltecektir ve köklü bireysel değişimler tüm ortak bilinci etkileyecektir!
Hatırlayın; sonsuz olanın nezdinde sonlu kişiliklerinizin yaptıklarının bir önemi yoktur, bir hükmü, dolayısıyla cezası ve ödülü de yoktur..
Yaptığınızı düşündüğünüz her şey kendiniz içindir!
Sizin belirli bir tarihte belirli bir isimle doğmuş ve belirli bir tarihte ölecek olduğunuza inandırılmanız düşünsel bir alışkanlıktan ibaret.
Gerçekte var olduğunuz evren kadar yaşlı, evreni var eden kaynak kadar sonsuzsunuz!
Rahatlayın! çünkü hiçbir şey size ait veya sizin kontrolünüzde değil!!
Siz varlığın sahibi değil onun özü olansınız!!!
Bölünmüşlüğün düşük frekanslı bloke olmuş enerji seviyesini aşıp, bütünleşmenin yüksek titreşimli ve birleştirici sevgi enerjisine dönüşmenizin zamanı geldi..
An'a ve sonsuza teslim olarak enerji akışını serbest bırakabilirsiniz!!!!
Alıntı:Mutlak Farkındalık syf.
Bedeninizin 'diğerleri' tarafından algılanan yansımasına ait olan bu isimle özdeşleşerek, kendinizi; başkalarının sizin hakkınızdaki izlenimlerinin gerçek olduğuna inandırarak, sizin dışınızda gelişen olay, durum ve kişilerle etkileşimde bulunarak, size ait olduğunu düşündüğünüz bir hayat senaryosunu zihninizde canlandırdınız.
Size dışarıdan verilen aile, milliyet, din, cinsel kimlik, ırk, politik görüş, ideoloji, meslek vb. rolleri sanki sizmişsiniz gibi içselleştirdiniz ve yaşam standardınızı, olasılıklarınızı gerçekten kendiniz sandığınız bu rollere göre dizayn ettiniz.
Her zaman derinlerde olan çocuksuluğunuzu, merakınızı, üstünüze yetişkinlik adı verilen kafesi geçirerek, yetişkinliğin bir çocuk için hiçbir önemi olmayan maddiyat'a bağlanma olduğuna inanarak zamanla zayıflattınız.
Zamana ve anılara sıkıştırılmış varsayımlarla gerçekliği adeta filtreyelerek, kendi bilinç seviyenize göre yarattığınız düşüncelerle, hayatınız olduğuna inandığınız bir olaylar döngüsü oluşturdunuz.
Yargıladınız, seçimler yaptınız ve kendi tanımlamalarınızın gerçek olduğunu sandınız.
Gerçekliğin zihnin sınırlı algılayışına sığmayan doğasıyla karşılaştığınızda ise kendi yarattığınız direnç yüzünden sarsıldınız, korktunuz, acı çektiniz ve öfkelendiniz.
Kendi sınırlı düşünceleriniz duygulara, duygular alışkanlıklara ve etkilere, bu etkiler de tepkilere dönüşerek sizi kendi aklınızın dehlizlerinde tutsaklaştırdı.
Doğumunuzdan bu yana görüntü ve gürültüyle örülü bir yaşamın içinde her zaman sessiz ve görünmez olan, sizin tanımlamalarınızın ötesindeki gerçekliği gözden kaçırdınız!
Tüm yaşamınız uykuda geçti!!
Var olduğunuzu bile farkedemeden dışarıdan empoze edilmiş yaşamları olduğu gibi kopyalayarak ve yeni kopyalar yaratarak, sadece tüketmek için, adına aile ve toplum dediğiniz kurumlar yaratıp, üreyip durdunuz.
Sonsuz bir acı ve korku döngüsünde umutsuzca kişisel tatmin yöntemleri aradınız, kendinizi uyuşturmak için medya, eğlence, sahip olduğunuzu sandığınız eşyalar, teknoloji vb. uyuşturucularla tüm yaşamınızı ve zihninizi oyalamaya çalıştınız ve bunu sonraki nesillerinize olduğu gibi aktardınız, hala da aktarmaktasınız.
Kader veya sistem diyerek dışsallaştırdığınız sorunun kaynağını kendinizin farkında olmadığınız için hep başka kişilerde, devlet yönetimlerinde, diğer din ve inançlarda, milletlerde, ideolojilerde aradınız..
'diğerleri' diye bir şey uydurdunuz!!
Kendinizin yaşayan ve dünya denilen büyük organizmanın parçası olduğunuzu göremediniz.
Sırf sorumluluğu üstünüzden atmak için birilerini, doğayı, sonsuz olan enerjinin kaynağını bile tanrı adını vererek ve tapınarak ötekileştirdiniz!!
Ama tek yaptığınız kendinizi parçalara ayırarak kendinize yabancılaşmak oldu.
Bütün bu kriz gibi görünen durum, bilincinizi dışsal olana yönlendirip içsel olanı göz ardı ederek ayrı bir kişilik olduğunuza inandığınız için meydana geldi ve hala bu sürecin içinde olduğunuz için kendi bulutlarınızın arkasındaki güneşi görebilmek çoğunuz için çok zor.
Bilincin yanlış yönlendirilmesi sebebiyle zihinde oluşan ayrılık fikrini sona erdirip krizi çözmek, ancak krizi yaratan zihin durumunu aşmakla mümkün olabilir.
Bunun için ilk adım sessizliktir.
Dışarının değil içerinin gürültüsünü dindirdiğinizde ve olanı tanımlamadan, düşünce ve istek yaratmadan, saf farkındalıkla gözlemlediğinizde, açığa çıkan mucizevi ama çok yalın olan hakikate teslim olarak, kişiliğe bürünmüş ve katılaşmış direncinizi kabullenişte yumuşatarak, bilinçlice dönüşüme uğratabilirsiniz.
Düşünce ve sözcüklerin tanımlama kirliliğine gömülmüş olan ortak bilinçte farkındalık oluşturmak için; boşluklar yaratmak, tanımsızlaşmak ve kendi zihninizi sessizleştirip sonsuzluğu deneyimlemek sizi kendiliğinden, hiçbir zorlama olmaksızın sevgi durumuna yükseltecektir ve köklü bireysel değişimler tüm ortak bilinci etkileyecektir!
Hatırlayın; sonsuz olanın nezdinde sonlu kişiliklerinizin yaptıklarının bir önemi yoktur, bir hükmü, dolayısıyla cezası ve ödülü de yoktur..
Yaptığınızı düşündüğünüz her şey kendiniz içindir!
Sizin belirli bir tarihte belirli bir isimle doğmuş ve belirli bir tarihte ölecek olduğunuza inandırılmanız düşünsel bir alışkanlıktan ibaret.
Gerçekte var olduğunuz evren kadar yaşlı, evreni var eden kaynak kadar sonsuzsunuz!
Rahatlayın! çünkü hiçbir şey size ait veya sizin kontrolünüzde değil!!
Siz varlığın sahibi değil onun özü olansınız!!!
Bölünmüşlüğün düşük frekanslı bloke olmuş enerji seviyesini aşıp, bütünleşmenin yüksek titreşimli ve birleştirici sevgi enerjisine dönüşmenizin zamanı geldi..
An'a ve sonsuza teslim olarak enerji akışını serbest bırakabilirsiniz!!!!
Alıntı:Mutlak Farkındalık syf.