Reenkarnasyon, ruh evrimi olarak tanımlanabilir. Her birimizin geçmiş yaşamlardan gelen belirli davranış kalıpları ve fizyonomisi vardır. Anormallikler ne kadar çok yaşanırsa, bugünkü koşullarımızda daha iyi yönetebiliriz.
Reenkarnasyon hakkında daha fazla bilgi için, Roger Ebert'in “Reenkarnasyonun Kuantum Teorisi” ni okumalısınız.
Büyük veya küçük ölçüde, hepimiz aşağıdaki olayları deneyimleme döngüsünden geçtik.
1. Tekrarlayan Düşler: Bilinçaltının travmayı işlemesi için kullanılan bir yoldur. Bunlar geçmiş yaşamlarımızdan gelen olaylar olabilir. Bunun hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Freud’un “Hayallerin Yorumu” ’dan başlayabilir ve daha iyi bilgi için teorileri ilişkilendirebilirsiniz. Freud modern teorisyenler, psikologlar ve filozoflar tarafından keskin bir şekilde eleştirilmiş olsa da, teorileri rüya yorumunda temel olarak yer almıştır.
2. Daha önce hiç görmediğiniz bir yeri tanımak için: Pek çoğu, hiç ziyaret etmedikleri yerlerin açık bir anısına sahip olabilir. Bu, doğrudan 5. noktada tartışılan reenkarnasyon ve hatta déjà vu ile ilgilidir.
3. İsimlerin ve olayların canlı hatıraları: Geçmiş yaşamlarımızdan insanı, yeri veya olayı tanımak reenkarnasyonun göstergesidir. Tüm bu anıları tutan daha önceki bir yaşamı öneriyor. Bu özellikle çocuklarda olur. Nesnel gerçeklik ve tanıma yeteneklerine yansır.
4. Sezgi: Sezgimiz, bizim doğuştan gelen bilgimizle bağlantı kurabilme yeteneğimizdir. Sezgisel güçler, duyularımızla ve bunlara dokunma yeteneğimizle doğrudan bağlantılıdır. Ayrıca, içgüdü hissi sezgiye dayalı inançların veya deneyimlerin önemli bir yönüdür. Ne kadar çok deneyimliysek, ruhumuzun kaynağına daha yakın oluruz.
5. Déjà vu: Déjà vu bir kavram olarak kapsamlı bir şekilde tartışılmıştır. Bazıları nörolojik bir uyumsuzluktur, bazıları ise diğer sonsuz boyutlara atıfta bulunduğuna inanır. Bir başka açı, geçmiş yaşam deneyimlerinin varlığını kanıtlamasıdır.