Ruhsal zekâ güçlendirmesi, uyumlamanın alınmasıyla birlikte, beyinde ruhsal zekâya ait bölümlerin güçlendirilmesinin yanında bütünüyle ve etkin olarak kullanılabilme becerisinin kazandırılması ve tüm bağlantıların uyarılarak aktif edilmesi amaçlanır.
Ruhsal zeka ruhsal yetenek demek değildir, ama ondan ayrıda değildir.
Ruhsal zekâyı gerektiği gibi kullanabilmek ve Spiritüel yeteneklerin açığa çıkarılması için, DNA ve üçüncü gözüde içeren bir dizi aktivasyon gerçekleştirilir.
Manevi alemlere açılmak, melekler ve rehberlerle iletişim kurabilmek için varsa sınırlayıcı düşünce kalıpları ve blokajlar kaldırılır.
“Hayatın akışını asıl etkileyen, fiziksel değil ruhsaldır.
Kalbinizi etkileyemeyenler, sizi aklınızdan çekip sürükleyemezler. Hayatı vücut organlarınızla değil,
ruhunuzla yaşarsınız. Yaşadığınız Dünya, dışarıda yaşanan değil, kendi içinizde kendinize yaşattığınız dünyadır. Vücudunuzu kendi bilinciniz ve gücünüzle çalıştırmadığınız gibi, kendinizi sokaklarda yürüten de siz değilsiniz. Hayatta tesadüf, şans, talih, imtiyaz, rastlantı yoktur.
O zaman, görünüşe göre rastlantı olanların ardındaki müthiş planları keşfetmeliyiz. Hiçbir güçlü bilinç,”içgüdü” veya “tabiat ana” gibi boş kavramlara terk edilemez. Bu tür kavramları çağrıştıran olaylaroluyorsa, bu olayları gerçek boyutlarından yakalama becerisini geliştirmeliyiz. Hayatınızın akışında meydana gelen en küçük olaylar bile, ya sizin ya diğer yaratıkların ya da Yaratıcının gerekçeleriyle gerçekleşiyor. O zaman, bu gerekçeleri keşfedebilecek kadar hayatın arkasına, ruhsallığın derinlerine girmemiz gerekiyor. Ruhsal Zekâ, tam olarak bu süreçtir; köklü bir bilinç değişimidir; insanın öz doğasına dönüşüdür; küçük bedeninin arkasında gizlenen büyük bedeniyle tanışması sürecidir.
İnsan bedeni, bir kamyonun altında ezilebilecek kadar zayıftır; ama, ruhu kamyonu ezebilecek kadargüçlüdür. Kollarınızla yüz kilonun altında ezilirsiniz; ama ruhunuzla bir gökdeleni devirebilirsiniz.
Dağlar, insan bedenine meydan okur; ama insan ruhu dağlara meydan okuyabilecek kadar engin
yaratılmıştır. İnsan bedeni adım adım yükselir; oysa ruh, vücudu kanatlandırır. Ruhsal Zekânız,
ruhunuzun derinlerinden sizi yöneten evrenin yaratıcısıyla buluşmanızı; sizin sınırlı gücünüze değil,
sizinle olan sınırsız güce dayanmanızı sağlar. Akıl, doğanın maddesel yüzeyinde çalışır. Mantık,
bilmediğinizi nasıl yöneteceğinizi gösteremez. Ruhsal zekânın size yaptıracaklarını, ne akılla, ne de
mantıkla açıklayabilirsiniz. Çünkü o, her ikisinden de önce ve her ikisinin de arkasındadır. Sınırsızlık, sınırlı kavramlarla açıklanamaz.
Ruhsal zekâ, bir damla suya, taştan güçlü olmayı öğreten zekâdır; pamuk zayıflığındaki köklerin,
taşları delip geçişinin sırrını açıklar. Ateşin içinden sağ çıkan adamın ardında, apartmanın tepesinden düştüğü halde yaralanmayan bebeğin arkasında ruhsal zekâ vardır.
Ruhsal zekâ, sizi iç ve dış çatışmalardan uzaklaştırır. Böylece iç huzurunuz, duygusal coşkunuz gelişir. Ruhsal Zekâ bir yaşama biçimidir; hayatınızın her saniyesini dolduracak bir hissediş ve tutum şeklidir.”