İnsanoğlunun Dünya dışındaki ilk adımı Ay'a oldu. Sırada ise Mars beklemekte. Ancak bu adımlar, biz Dünya insanları için çok büyük olsa da, Evrensel boyutta, yan komşumuzun kapısını çalmak bile olmayabilir. Ancak ne olursa olsun, bilim adamları araştırmalar yapmakta ve Evren'i keşfetmek için daha uzaklara yolculuk yapabilmek adına çalışmalarına devam etmektedirler. Bildiğiniz üzere Evren'deki nihai hız sınırı olarak ışık hızı gösterilmektedir ve hiçbir hızın ışık hızını geçemeyeceği de düşünülmektedir. Peki o zaman ışık hızına ulaşırsak ve ışık hızında yolculuk yapabilecek uzay gemileri yaparsak, o zaman Evren'i keşfedebilecek miyiz ? Kesinlikle hayır. Çünkü ışık hızı denen ve saniyede yaklaşık 300.000 km'ye ulaşan bu hız Evrensel boyutta bizlere kesinlikle yetmeyecek ve karınca misali ilerlememizi sağlayacaktır.
O zaman biz Dünya insanı olarak Evren'i nasıl keşfedeceğiz ? Uzaklara nasıl ulaşacağız ? Bu soruların 2 adet yanıtı olabilir. Bunlardan biri; ışık hızı bizim bildiğimiz gibi Evren'deki en yüksek hız değil ya da yolculuk yapmak için kullanılan, bizim bilmediğimiz başka varyasyonlar da bulunmakta. İşte bilim adamları ve araştırmacılar burada devreye girerek hem ışık hızı, hem de başka varyasyonlar üzerinde çalışmalar yapmaktadırlar. Bu çalışmalardan en önemlisi Warp teknolojisine bu konuda değineceğim. Evren'de yolculuk yapmamızı kolaylaştıracak ve çok daha uzak galaksilere ulaşmamızı sağlayacak olan Warp teknolojisi hemen hemen herkesin düşündüğü gibi ışık hızından daha hızlı gidecek bir teknoloj değildir. O halde ışıktan daha hızlı değilde ve ışık hızı da evrensel boyutta zaten karınca yürümesiyle eşit seviyede ise Warp teknolojisinin ne anlamı var ? Warp teknolojisi ışıktan hızlı olmasa da ışıktan daha hızlı gitmemizi sağlamaktadır. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde, NASA'da bulunan araştırmacılar, Warp motoru teknolojisini labaratuvar ortamında geliştirmeye başladılar. Yapılan bu çalışmaların ve araştırmaların başında Harold Sonny White bulunmaktadır.
Warp motorlarının çalışma prensibinde ışıktan daha hızlı gitmek yatmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda yapılacak olan uzay gemisi bir şekilde 2 adet halka benzeri metal ile çevrelenecek ve bu halkalar uzay gemisinin etrafında dönecektir. Bu halkaların dönmesi ile oluşan elektrik akımları uzay gemisinin etrafında bir "Warp Köpüğü" ya da "Warp Balonu" oluşturacaktır. Oluşturulan bu köpük ya da balon adı verilen enerji alanı, uzay gemisinin uzayı büktüğü sırada hasar almamasını ya da parçalanmamasını önlemek içindir. Warp teknolojisi ile yerçekimsel etkilerin kullanılmaması düşünülmektedir. Warp gemisinin hemen dışında bulunan, Warp köpüğünün de dışındaki halka şeklindeki Warp motorları uzayı halı gibi bükmekte, geminin arka tarafı ise uzayı tekrardan çarşaf gibi açmaktadır. Burada bir kafa karışıklığı olmaktadır. Daha basit anlatmak gerekirse; uzay gemisinin önü uzay-zamanı sıkıştırmakta, arkası ise uzay-zamanı genişletmektedir. Bu şekilde uzay gemisi sıfır yerçekiminden dolayı genişleyen uzay-zaman dalgası içerisinde yüzebilmektedir. Daha da basite indirgeyip Dünya'dan bir örnek vermek gerekise; sörfçüler, dalganın üzerinde dengelerini koruyarak, dalga hızıyla karaya doğru ilerlerler. Aslında sörfçü hiçbir şekilde yer değiştirmez, olduğu yerdedir. Sadece dalganın etkisiyle karaya doğru ilerlemektedir.
İşte Warp teknolojisi de buna benzemektedir. Uzay gemisinin önü uzayı sıkıştırırken, arkası da uzayı açmaktadır. Uzayı sıkıştırma ve açma etkisinden dolayı, uzay-zaman bir nevi dalga etkisi yaparak geminin hızın 10 katı daha hızlı gitmesini sağlayacaktır. Yani ışık hızından daha hızlı gidiyor olmayacak fakat üzerinde bulunduğu ve sıkıştırdığı uzay dalgaları ışık hızından daha hızlı olduğundan dolayı uzay gemisi de bu sayede ışıktan daha hızlı yolculuk yapabilecektir.
Zaten görelilik teorisine göre hiçbir madde ışıktan daha hızlı gidemez. Ancak bu kuram uzayın kendisi için geçerli bir kuram değildir. Ayrıca uzay gemisi için hiçbir roket ya da ateşeleme sistemi kullanılmamaktadır. Yani uzay gemisi kendi başına bir hızlanma gereksinimi duymamaktadır. Bunun nedeni Warp balonu veya Warp köpüğü sayesinde uzayda dalgalanma oluşturmaktadır. Birçok bilim adamı bu konuda çalışmalar ve araştırmalar yapmaktadır. Warp motoru fizik kurallarına göre mümkün müdür ? Fiziksel yaasalarına göre mümkün görünmektedir. Fakat böyle bir gemiyi yapıp amacına ulaştırmak mümkün müdür ? Bu soru şuan için muammadır. Deneyip görmekten başka bir şans yoktur. Ancak böyle bir projeyi denemek için bilinen fizik kurallarını bir kenara bırakarak, çok daha üstünde, yeni bir fizik geliştirilmesi de gerekmektedir. Ortaya atılan teorilere göre Warp balonu sayesinde yerçekimsiz ortamda sörf yapar gibi ilerleyen uzay gemisinin hızı en az ışık hızından 10 kat daha fazla olacaktır. Ayrıca yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda ortaya atılan başka bir teoride ise anti madde ve maddenin birbirlerini bir füzyon reaktörüyle yok etmesi sonucunda ortaya çıkacak olan muazzam enerji ile Warp-8 hızına ulaşılacağı da düşünülmektedir. Warp-8 hızı, ışık hızının 512 kat daha fazlasına (300.000 km x 512) eşittir. Fakat konu galaksiler arası seyahet ise bu hızlar bile yetmemektedir. Galaksiler arası seyahati bir kenara bırakıp, bize en yakın yıldız sistemi Alpha Centauri'ye bakmak gerekir. Dünya'dan uzaya gönderilen Voyager 1 uzay sondasının hızı saatte 62.136 km'dir. Bu hızla Dünya'ya en yakın yıldız sistemi Alpha Centauri'ye yolculuk yapacak olsaydık, 67.000 yıl geçmesi gerekmekteydi. Kısa bir bilgi vermek gerekirse, Alpha Centauri bize sadece 4 ışık yılı uzaklıktadır. Yani ışık hızıyla 4 yılda gidilebilecek en yakın yıldız sistemine Warp teknolojisiyle yaklaşık 5 ayda ulaşılma şansı vardır. Tabii ki bu durum ışıktan 10 kat daha hızlı gidildiği varsayılırsa geçerlidir. Hatta 15 gün içinde gidilebilir diyen bilim adamları da bulunmaktadır.
Her ne kadar bilim adamları Warp tekonolojisi üzerinde çalışmalar yapıyor olsalar da, önlerinde onları bekleyen çok büyük sorunlar da bulunmaktadır. Çünkü bu hıza çıkmak için kullanılacak olan enerji miktarının Jüpiter büyüklüğünde olması gerekmektedir. Bu da imkansızdır. İşte bu imkansız durumda bilim adamlarının imdadına Evren'de bulunduğu söylenilen egzotik madde devreye girmektedir. Egzotik madde nedir ? Egzotik maddenin birçok türü bulunmaktadır. Mesela fiziksel özelliklere sahip kuramsal parçacıklar egzotik madde olabilir. Bu parçacıklar fiziğin temel kurallarına aykırı olan parçacıklardır. En belirgin aykırılığı ise negatif kütleye sahip olmalarıdır. Negatif kütle, teorik fizikte normal kütlenin zıt işaretlisi olan varsayımsal madde kavramıdır, örneğin -2 kg. Kuramsal parçacıklar egzotik madde olabilir. Örneğin; baryonlar, karanlık madde veya yüksek basınç altında bulunan sıra dışı madenler. Yani birçok seçenek bulunuyor. Ancak bu seçenekler bile bize teknolojik olarak çok uzaktalar. Her ne kadar böyle bir uzay gemisi yapılıyor olsa bile enerjiyi sağlayacak egzotik madde büyük sorun oluşturacaktır. Gerçekten uzay gemisi yapılır ve gerekli enerji de elde edilirse, o zaman bize 50 ışık yılı uzaklıkta bulunan yıldızlara ve gezegenlere bir şekilde ulaşılacak demektir. Bu arada 50 ışık yılı denilen uzaklık birimi, hâlâ bizim yan komşumuz denilebilecek bir uzaklıktır. İçerisinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi'nin büyüklüğü 100.000 ışık yılıdır. Yani Samanyolu Galaksisi'nin içinde bile rahat rahat gezmeyi ve keşifler yapmamızı sağlayamayan bu teknoloji ile diğer galaksilere gitmek hâlâ imkansızdır. Ancak 50 ışık yılı denen mesafe küçük görülmemektedir. Çünkü bugüne kadar keşfedilen birçok Kepler ve Gliese gezegenleri 50 ışık yılı içerisindedir. Yani Warp tekonolojisi ile yaşanabilecek birçok gezegene ulaşılabilir ve oralar kolonileştirilebilir.
Uzay gemisine devasa bir enerjiyi sağlayacak olan bir teknoloji bulunmamakta ama üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar bu enerjiyi sağlayabilecek olan maddenin takyonlar olduğunu göstermektedir. Takyonlar, ışıktan daha hızlı gittiklerinden dolayı Warp motorlarına gereken enerjiyi sağlayabilir diye düşünülmekte. Ancak teoride olduğu düşünülen, varlığı kanıtlanmamış sanal parçacıklar olması nedeniyle öncelikle takyonları bulmamız gerekmektedir. Bu parçacıkların bulunduğu düşünülürse, bu seferde ışıktan hızlı giden bu parçacıklar Evren'de bulunan neden-sonuç ilişkisini bozacaktır. Yani ışıktan bile hızlı olan bu parçacıklar yaşanmamış, yaşanacak olayların erkenden yaşanmasına neden olabilir denmektedir. Diğer bir sorunda Einstein'ın görelilik kuramına göre ışık hızına çıkıldığında zaman durur. Peki takyonlar ışıktan daha hızlıysa, o halde zamanda geriye gidilebilir diye görüşler de ortaya atılmaktadır.
Bu anlatılanlar fazlasıyla kafa karıştıracaktır ama ne olursa olsun bilim adamları vazgeçmemekte ve çalışmalarını sürdürmektedirler. Geminin bir inşasının bir sorun olmayacağını ancak enerji konusunda çok büyük sorunlar yaşayacaklarını düşünen bilim adamları bu tür bir yolculukta enerji sorununu ortadan kaldıracak son bir teori daha ortaya atmışlardır. Bu teoriye göre; böyle bir yolculuk yapmak için öncelikle ışık hızından daha yavaş ilerleyecek olan uzay gemilerinin yapılması ve bu uzay gemileri sayesinde gidilecek yere doğru uzanan bir enerji tünelinin inşa edilmesidir. Tabii ki bu teori çok masraflı ve imkansızdır. Çünkü Dünya'ya 10 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gezegene doğru uzayda yapay bir enerji tünelinin oluşturulması binlerce yıl alacaktır.
Bu teori ortaya neden ve hangi amaçla atıldığı bilinmemektedir. Her ne kadar uçuk bir teoride olsa anlatmakta fayda var. Yapılacak bu uzay gemisinde başka ne gibi özellikler bulunacak ? Yansıtıcı kalkanlar, bilgisayarlar tarafından otomatik devreye girecek olan bu kalkanlar gözle görülemeyecek olan güç alanlarıdır. Warp köpüğü ya da Warp balonunun gemiyi dış etkenlerden koruyacağından bahsetmişti. Yansıtıcı kalkanlarda, Warp köpüğüne ya da Warp balonuna artı bir destek vermesi amacıyla düşünülmektedir. Saptırıcı ışınlar; uzay gemisi seyir halindeyken önüne çıkan küçük engelleri geminin önünden çekmeye yarayacak diye düşünülmektedir. Ancak bu ışınların gücünün yetmeyeceği yerde ise uzay gemisinin yönünü değiştirme planı devreye girecektir. Çekici ışınlar; çekici ışınlar, saptırıcı ışınların tam tersi çalışma prensibine dayanmaktadır. Yani uzay gemisinin önüne çıkabilecek maddeleri, uzay gemisinin önünden çekmeye yaramaktadır. Labaratuvar ortamında mikroskobik maddeler üzerinde başarılı bir şekilde uygulandığı da söylenmektedir. Tabii ki uzay gemisi üzerinde uygulanabilmesi için yine muazzam bir enerji gerektirmektedir. Yaşadığımız zaman içerisinde Evren'de her ne kadar büyük bir bilinmez olsa da, Dünya'nın birçok yerinde bulunan bilim adamları ellerinden geleni yapmakta ve Evrensel boyutta adım atabilmek için çalışmaktadırlar.
Bu makalede bulunan teoriler ve yapılması düşünülen projeler gerçekten çok büyük projelerdir. Belki günümüzde yapılabilecek projeler değildir. Ancak ileride elde edilecek teknolojilerle birlikte yapılabilirliği sağlanırsa temel oluşturacaktır. Ayrıca, Uzay Yolu dizisini ve bu dizide anlatılanları hatırlayanlar vardır. Günümüzde yapılması düşünülen Warp teknolojisine sahip uzay gemisinde, Uzay Yolu dizisindeki teknolojiler bulunmaktadır. Zaten >Warp-8 hızı ilk defa Uzay Yolu dizisinde duyulmuştur. Yapılanları ve yapılması düşünülenler yıllar öncesinden filmlerde ve dizilerde görülmektedir. Bu da demek oluyor ki, günümüzde izlediğimiz Hollywood filmlerinde gösterilen çoğu şey, belki de 50-60 yıl sonra gerçekleşecek projeler olarak karşımıza çıkabilir.
Kaynak : masivaturk
Your Page Title
#satışortaklığı
O zaman biz Dünya insanı olarak Evren'i nasıl keşfedeceğiz ? Uzaklara nasıl ulaşacağız ? Bu soruların 2 adet yanıtı olabilir. Bunlardan biri; ışık hızı bizim bildiğimiz gibi Evren'deki en yüksek hız değil ya da yolculuk yapmak için kullanılan, bizim bilmediğimiz başka varyasyonlar da bulunmakta. İşte bilim adamları ve araştırmacılar burada devreye girerek hem ışık hızı, hem de başka varyasyonlar üzerinde çalışmalar yapmaktadırlar. Bu çalışmalardan en önemlisi Warp teknolojisine bu konuda değineceğim. Evren'de yolculuk yapmamızı kolaylaştıracak ve çok daha uzak galaksilere ulaşmamızı sağlayacak olan Warp teknolojisi hemen hemen herkesin düşündüğü gibi ışık hızından daha hızlı gidecek bir teknoloj değildir. O halde ışıktan daha hızlı değilde ve ışık hızı da evrensel boyutta zaten karınca yürümesiyle eşit seviyede ise Warp teknolojisinin ne anlamı var ? Warp teknolojisi ışıktan hızlı olmasa da ışıktan daha hızlı gitmemizi sağlamaktadır. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde, NASA'da bulunan araştırmacılar, Warp motoru teknolojisini labaratuvar ortamında geliştirmeye başladılar. Yapılan bu çalışmaların ve araştırmaların başında Harold Sonny White bulunmaktadır.
Warp motorlarının çalışma prensibinde ışıktan daha hızlı gitmek yatmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda yapılacak olan uzay gemisi bir şekilde 2 adet halka benzeri metal ile çevrelenecek ve bu halkalar uzay gemisinin etrafında dönecektir. Bu halkaların dönmesi ile oluşan elektrik akımları uzay gemisinin etrafında bir "Warp Köpüğü" ya da "Warp Balonu" oluşturacaktır. Oluşturulan bu köpük ya da balon adı verilen enerji alanı, uzay gemisinin uzayı büktüğü sırada hasar almamasını ya da parçalanmamasını önlemek içindir. Warp teknolojisi ile yerçekimsel etkilerin kullanılmaması düşünülmektedir. Warp gemisinin hemen dışında bulunan, Warp köpüğünün de dışındaki halka şeklindeki Warp motorları uzayı halı gibi bükmekte, geminin arka tarafı ise uzayı tekrardan çarşaf gibi açmaktadır. Burada bir kafa karışıklığı olmaktadır. Daha basit anlatmak gerekirse; uzay gemisinin önü uzay-zamanı sıkıştırmakta, arkası ise uzay-zamanı genişletmektedir. Bu şekilde uzay gemisi sıfır yerçekiminden dolayı genişleyen uzay-zaman dalgası içerisinde yüzebilmektedir. Daha da basite indirgeyip Dünya'dan bir örnek vermek gerekise; sörfçüler, dalganın üzerinde dengelerini koruyarak, dalga hızıyla karaya doğru ilerlerler. Aslında sörfçü hiçbir şekilde yer değiştirmez, olduğu yerdedir. Sadece dalganın etkisiyle karaya doğru ilerlemektedir.
İşte Warp teknolojisi de buna benzemektedir. Uzay gemisinin önü uzayı sıkıştırırken, arkası da uzayı açmaktadır. Uzayı sıkıştırma ve açma etkisinden dolayı, uzay-zaman bir nevi dalga etkisi yaparak geminin hızın 10 katı daha hızlı gitmesini sağlayacaktır. Yani ışık hızından daha hızlı gidiyor olmayacak fakat üzerinde bulunduğu ve sıkıştırdığı uzay dalgaları ışık hızından daha hızlı olduğundan dolayı uzay gemisi de bu sayede ışıktan daha hızlı yolculuk yapabilecektir.
Zaten görelilik teorisine göre hiçbir madde ışıktan daha hızlı gidemez. Ancak bu kuram uzayın kendisi için geçerli bir kuram değildir. Ayrıca uzay gemisi için hiçbir roket ya da ateşeleme sistemi kullanılmamaktadır. Yani uzay gemisi kendi başına bir hızlanma gereksinimi duymamaktadır. Bunun nedeni Warp balonu veya Warp köpüğü sayesinde uzayda dalgalanma oluşturmaktadır. Birçok bilim adamı bu konuda çalışmalar ve araştırmalar yapmaktadır. Warp motoru fizik kurallarına göre mümkün müdür ? Fiziksel yaasalarına göre mümkün görünmektedir. Fakat böyle bir gemiyi yapıp amacına ulaştırmak mümkün müdür ? Bu soru şuan için muammadır. Deneyip görmekten başka bir şans yoktur. Ancak böyle bir projeyi denemek için bilinen fizik kurallarını bir kenara bırakarak, çok daha üstünde, yeni bir fizik geliştirilmesi de gerekmektedir. Ortaya atılan teorilere göre Warp balonu sayesinde yerçekimsiz ortamda sörf yapar gibi ilerleyen uzay gemisinin hızı en az ışık hızından 10 kat daha fazla olacaktır. Ayrıca yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda ortaya atılan başka bir teoride ise anti madde ve maddenin birbirlerini bir füzyon reaktörüyle yok etmesi sonucunda ortaya çıkacak olan muazzam enerji ile Warp-8 hızına ulaşılacağı da düşünülmektedir. Warp-8 hızı, ışık hızının 512 kat daha fazlasına (300.000 km x 512) eşittir. Fakat konu galaksiler arası seyahet ise bu hızlar bile yetmemektedir. Galaksiler arası seyahati bir kenara bırakıp, bize en yakın yıldız sistemi Alpha Centauri'ye bakmak gerekir. Dünya'dan uzaya gönderilen Voyager 1 uzay sondasının hızı saatte 62.136 km'dir. Bu hızla Dünya'ya en yakın yıldız sistemi Alpha Centauri'ye yolculuk yapacak olsaydık, 67.000 yıl geçmesi gerekmekteydi. Kısa bir bilgi vermek gerekirse, Alpha Centauri bize sadece 4 ışık yılı uzaklıktadır. Yani ışık hızıyla 4 yılda gidilebilecek en yakın yıldız sistemine Warp teknolojisiyle yaklaşık 5 ayda ulaşılma şansı vardır. Tabii ki bu durum ışıktan 10 kat daha hızlı gidildiği varsayılırsa geçerlidir. Hatta 15 gün içinde gidilebilir diyen bilim adamları da bulunmaktadır.
Her ne kadar bilim adamları Warp tekonolojisi üzerinde çalışmalar yapıyor olsalar da, önlerinde onları bekleyen çok büyük sorunlar da bulunmaktadır. Çünkü bu hıza çıkmak için kullanılacak olan enerji miktarının Jüpiter büyüklüğünde olması gerekmektedir. Bu da imkansızdır. İşte bu imkansız durumda bilim adamlarının imdadına Evren'de bulunduğu söylenilen egzotik madde devreye girmektedir. Egzotik madde nedir ? Egzotik maddenin birçok türü bulunmaktadır. Mesela fiziksel özelliklere sahip kuramsal parçacıklar egzotik madde olabilir. Bu parçacıklar fiziğin temel kurallarına aykırı olan parçacıklardır. En belirgin aykırılığı ise negatif kütleye sahip olmalarıdır. Negatif kütle, teorik fizikte normal kütlenin zıt işaretlisi olan varsayımsal madde kavramıdır, örneğin -2 kg. Kuramsal parçacıklar egzotik madde olabilir. Örneğin; baryonlar, karanlık madde veya yüksek basınç altında bulunan sıra dışı madenler. Yani birçok seçenek bulunuyor. Ancak bu seçenekler bile bize teknolojik olarak çok uzaktalar. Her ne kadar böyle bir uzay gemisi yapılıyor olsa bile enerjiyi sağlayacak egzotik madde büyük sorun oluşturacaktır. Gerçekten uzay gemisi yapılır ve gerekli enerji de elde edilirse, o zaman bize 50 ışık yılı uzaklıkta bulunan yıldızlara ve gezegenlere bir şekilde ulaşılacak demektir. Bu arada 50 ışık yılı denilen uzaklık birimi, hâlâ bizim yan komşumuz denilebilecek bir uzaklıktır. İçerisinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi'nin büyüklüğü 100.000 ışık yılıdır. Yani Samanyolu Galaksisi'nin içinde bile rahat rahat gezmeyi ve keşifler yapmamızı sağlayamayan bu teknoloji ile diğer galaksilere gitmek hâlâ imkansızdır. Ancak 50 ışık yılı denen mesafe küçük görülmemektedir. Çünkü bugüne kadar keşfedilen birçok Kepler ve Gliese gezegenleri 50 ışık yılı içerisindedir. Yani Warp tekonolojisi ile yaşanabilecek birçok gezegene ulaşılabilir ve oralar kolonileştirilebilir.
Bilimadamları her yıl yeni fikirler üretmekte ve üzerilerinde birçok çalışmalar yapmaktadır. Bunları tek tek anlatmaya ve makaleyi matematik formülleriyle doldurmaya gerek yok. Çünkü matematik formülleri kafaları karıştıracaktır. Buraya kadar her şeyin sorunsuz gittiği varsayılsın; gemi yapıldı, enerji bulundu fakat bunların dışında zorlayan bir durum daha bulunmaktadır. Yolculuk sırasında eğer uzay gemisinin önüne bir engel çıkarsa ne olacak ? Bu konuda bilim adamları, otobanda 200 km hızlı giden bir acaın camına yapışan böcekleri örnek göstermektedir. Zaten bilindiği üzere Warp köpüğü ya da Warp balonu, gemiyi parçalanmaktan veya ezilmekten korumaktadır. Fakat uzay gemisinin karşısına büyük bir cisim çıkarsa ne olacak ? Mesela bir gezegen. O zaman ne olacak ? İşte sorunlar burada başlıyor. Çünkü Warp motorlarının uzayı sıkıştırarak oluşturduğu dalgalanmada ilerlerken yön değiştirmenin imkanı yok deniliyordu. Ta ki, Kras Nikov'un Warp motorları için gereken enerjiyi çok küçük boyutlara indirilebilir demesine kadar. Şuanda bu konu üzerinde yapılan araştırmalar, mikroskobik büyüklükte bir gemi için denenmektedir. Ya içerisinde 1000 kişinin olabileceği bir uzay gemisi için nasıl bir enerji gereksinimi duyulacak ? Tabii ki dalgalanma sırasında dalgalanmaların yönünü değiştirmek için devasa bir enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır.
Uzay gemisine devasa bir enerjiyi sağlayacak olan bir teknoloji bulunmamakta ama üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar bu enerjiyi sağlayabilecek olan maddenin takyonlar olduğunu göstermektedir. Takyonlar, ışıktan daha hızlı gittiklerinden dolayı Warp motorlarına gereken enerjiyi sağlayabilir diye düşünülmekte. Ancak teoride olduğu düşünülen, varlığı kanıtlanmamış sanal parçacıklar olması nedeniyle öncelikle takyonları bulmamız gerekmektedir. Bu parçacıkların bulunduğu düşünülürse, bu seferde ışıktan hızlı giden bu parçacıklar Evren'de bulunan neden-sonuç ilişkisini bozacaktır. Yani ışıktan bile hızlı olan bu parçacıklar yaşanmamış, yaşanacak olayların erkenden yaşanmasına neden olabilir denmektedir. Diğer bir sorunda Einstein'ın görelilik kuramına göre ışık hızına çıkıldığında zaman durur. Peki takyonlar ışıktan daha hızlıysa, o halde zamanda geriye gidilebilir diye görüşler de ortaya atılmaktadır.
Bu anlatılanlar fazlasıyla kafa karıştıracaktır ama ne olursa olsun bilim adamları vazgeçmemekte ve çalışmalarını sürdürmektedirler. Geminin bir inşasının bir sorun olmayacağını ancak enerji konusunda çok büyük sorunlar yaşayacaklarını düşünen bilim adamları bu tür bir yolculukta enerji sorununu ortadan kaldıracak son bir teori daha ortaya atmışlardır. Bu teoriye göre; böyle bir yolculuk yapmak için öncelikle ışık hızından daha yavaş ilerleyecek olan uzay gemilerinin yapılması ve bu uzay gemileri sayesinde gidilecek yere doğru uzanan bir enerji tünelinin inşa edilmesidir. Tabii ki bu teori çok masraflı ve imkansızdır. Çünkü Dünya'ya 10 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gezegene doğru uzayda yapay bir enerji tünelinin oluşturulması binlerce yıl alacaktır.
Bu teori ortaya neden ve hangi amaçla atıldığı bilinmemektedir. Her ne kadar uçuk bir teoride olsa anlatmakta fayda var. Yapılacak bu uzay gemisinde başka ne gibi özellikler bulunacak ? Yansıtıcı kalkanlar, bilgisayarlar tarafından otomatik devreye girecek olan bu kalkanlar gözle görülemeyecek olan güç alanlarıdır. Warp köpüğü ya da Warp balonunun gemiyi dış etkenlerden koruyacağından bahsetmişti. Yansıtıcı kalkanlarda, Warp köpüğüne ya da Warp balonuna artı bir destek vermesi amacıyla düşünülmektedir. Saptırıcı ışınlar; uzay gemisi seyir halindeyken önüne çıkan küçük engelleri geminin önünden çekmeye yarayacak diye düşünülmektedir. Ancak bu ışınların gücünün yetmeyeceği yerde ise uzay gemisinin yönünü değiştirme planı devreye girecektir. Çekici ışınlar; çekici ışınlar, saptırıcı ışınların tam tersi çalışma prensibine dayanmaktadır. Yani uzay gemisinin önüne çıkabilecek maddeleri, uzay gemisinin önünden çekmeye yaramaktadır. Labaratuvar ortamında mikroskobik maddeler üzerinde başarılı bir şekilde uygulandığı da söylenmektedir. Tabii ki uzay gemisi üzerinde uygulanabilmesi için yine muazzam bir enerji gerektirmektedir. Yaşadığımız zaman içerisinde Evren'de her ne kadar büyük bir bilinmez olsa da, Dünya'nın birçok yerinde bulunan bilim adamları ellerinden geleni yapmakta ve Evrensel boyutta adım atabilmek için çalışmaktadırlar.
Bu makalede bulunan teoriler ve yapılması düşünülen projeler gerçekten çok büyük projelerdir. Belki günümüzde yapılabilecek projeler değildir. Ancak ileride elde edilecek teknolojilerle birlikte yapılabilirliği sağlanırsa temel oluşturacaktır. Ayrıca, Uzay Yolu dizisini ve bu dizide anlatılanları hatırlayanlar vardır. Günümüzde yapılması düşünülen Warp teknolojisine sahip uzay gemisinde, Uzay Yolu dizisindeki teknolojiler bulunmaktadır. Zaten >Warp-8 hızı ilk defa Uzay Yolu dizisinde duyulmuştur. Yapılanları ve yapılması düşünülenler yıllar öncesinden filmlerde ve dizilerde görülmektedir. Bu da demek oluyor ki, günümüzde izlediğimiz Hollywood filmlerinde gösterilen çoğu şey, belki de 50-60 yıl sonra gerçekleşecek projeler olarak karşımıza çıkabilir.
Kaynak : masivaturk