"Acaba şöyle yapsaydım" dediğiniz anlar var mı geçmişinizde? O zaman içiniz rahat olsun siz zaten "öyle" yaptınız! Paralel Evrenler teorisine göre bir karar aşamasına geldiğiniz her an, oluşabilecek belki de milyonlarca sonuç aynı anda gelişiyor ve sonuçların uzandığı başka karar anları yeni alternatif evrenler oluşturuyor. Peki bu nasıl oluyor? İşte size 10 maddede Aldığımız her kararda yarattığımız dünya: Paralel Evren!
Sabah kalktınız kahvaltınızı yaptınız dışarı çıkarken biraz oyalandınız ve binmeniz gereken otobüsü kaçırdınız. Eğer oyalanmamış olsaydınız o otobüse binmiştiniz ve o otobüste muhtemelen karşılaşacağınız hayatınızın aşkıyla tanışıp, bir kaç ay sonra evlenecektiniz. Ama hayır siz oyalandınız ve bir sonraki otobüse bindiniz, otobüs kaza yaptı ve bacağınız kırıldı. İşinizden oldunuz, ekonomik durumunuz kötüye gitti ve berbat bir hayatınız oldu. Aslında her iki ihtimal de aynı anda gerçekleşti. Çünkü olasılıkların gerçekleşme ihtimali sandığımızdan daha gerçek olabilir. Paralel evren dediğimiz şey, son dönemde popüler kültürün hayatın absürt hali olarak yorumladığından çok daha öte, çok daha ziyade bir olasılıklar dünyası.
Gelin bir bakalım aslında hayatımızın hangi evresinde hangi halimizi yaşıyoruz...
1. Biricik değiliz!
Zamanın işleyiş yönünde belirginleşen koşutluk ayrıca bütün fizik kuralları ile perçinlenerek işler. Gördüğümüz duyumsadığımız algıladığımız yegâne büyük evrenin yanında hiç denenmemiş ama izlenimleri bellekte yer eden ve yaşayan küçük evrenler varsa bu biricikliğimizi ortadan kaldıran bir durum olur. Biraz karşık mı oldu? Şöyle özetleyelim, hani deriz ya "Bir ben var bende benden içeri" diye. Ona benzer bir durum. Aslında bizden başka bizler var ve hepsi şu an yaşadığımız hayatta denemediğimiz şeyleri deniyorlar.
2. İnanç bu işin neresinde?
Bazı dinler ve filozoflar tarafından sıkça tekrarlanan görülebilir evrenin ötesinde başka evrenler olduğu savını savunuyor. Havası suyu kimyası fiziği başka kanunlarla perçinlenmiş evrenler aslında uzun zamandır anlatılıyor. Cennetler, Cehennemler, Olympuslar, Valhallalar ve benzeri yaşam sonrası hayat alanları bu dünyadakinden çok farklı unsurlardan oluşuyor. Pekala bizim farklı tercihlerimizden oluşan paralel evrenlerimizden hangileri ölüm sonrasında nerede buluşup birleşecek? Kader eğer gerçekten varsa, alınyazımızda yaptığımız tercihlerden hangilerine imkan tanınıyor? Açıkçası bu noktada inanç ve paralel evrenleri ortak bir noktada buluşturmak çok güç çünkü, inancımıza göre doğru olan tercihleri yaptığımızda bir noktada günah işleyen bir olasılığımızı yaratmış oluyoruz.
3. Nereden çıktı bu paralel evren muhabbeti?
Her ne kadar tüm bu fikirlerin çıkış noktasında Einstein'ın görüşleri yatsa da; Paralel evrenler tanımı ilk kez Amerikalı fizikçi Hugh Everett tarafından ortaya atıldı. Zaman içinde kuantum mekaniğinin ilginç çok popüler ve bilimsel platformlarda çok tartışılan kuramlarından birisi oldu. Kimi zaman bağımsız ve farklı hiçbir şekilde birbiriyle etkileşime girmeyen çok sayıda evrenin varlığı öngörüldü. Bu evrenlerin bir araya gelmesi ve etkileşime geçmesi, her iki evrenin de yok olduğu bir sonuç olasılığını ortaya çıkarttığı kabul gören bir fikir oldu. İki farklı evrenin bir araya gelmesi, madde ile karşı madde çarpışması gibi bir sonuç yaratacağı düşünüldü.
4. Paralel evrende gözlemci nedir?
Kuantum mekaniği bilim tarihinde çift yarık deneyi olarak bilinen deneyde fotonun dalga mı yoksa parçacık mı olduğunu belirleyen şeyin gözlemcinin bilinci olduğunu söyler. Bir olgunun potansiyel durumdan işler hale gelmesi ve gerçekleşmesi katılımcının varlığı ile mümkün olabilir. Sistemin fiziksel özelliklerinde herhangi bir değişim olmaz değişim sadece bu özelliklerin potansiyellik ve güncelliğinde ortaya çıkar. Fizikçi Jack Sarfattiye göre gözlemcinin fikri birçok olguyu açıklayabilir. Örneğin bir sıvı veya gazdaki parçacıklar durmadan ileri geri hareket eder. Ona göre parçacıkların bir oraya bir buraya çarpmasının asıl nedeni katılımcıların zihinsel etkinlikleridir.
5. Çoklu evren çoklu olasılık
Birden çok olası evrenin öngörülen kümesi çoklu evrenler adlı bir teoriyle ifade ediliyor. Çoklu evrenin yapısı her evrenin kendi doğası ve birbirleri arasında kurulu çeşitli ilgiyle beliriyor. Çoklu evren tanımı fizik felsefe kurgu ve kısmen bilim kurgu alanlarında hipotezlerle ifade edilir. İlk defa William James tarafından kullanılan terim bilimkurgu yazarı Michael Moorcock tarafından yaygınlaştırıldı. Aynı tanım çoğu zaman alternatif evrenler paralel dünyalar paralel evrenler biçiminde de kullanılıyor. Bu konuyu kavramak için pratik bir alıştırma yapmak isteyenlere kesinlikle tavsiye edilecek film: 2013 yapımı Coherence'dir. Yönetmen James Ward Byrkit'in ilk uzun metrajlı sinema filmi olan Coherence, çoklu evren olasılıkları üzerinde ufkunuzu açacak bir senaryo ve olay örgüsüne sahip.
6. Schrödinger'in kedisi
Schrödinger'in Kedisi, Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger tarafından ortaya atılmış, kuantum fiziğiyle ilgili olan, hakkında çok tartışma yapılmış düşünce deneyi. Genellikle kuantum mekaniği ve Kopenhag Yorumu'yla ilgili bir paradoks olarak bilinir. Schrödinger’in kedisi paradox diye tanımlanan düşünülmüş bir teoridir,Erwin Schrödinger tarafından 1935' te icat edilmiş. Schrödinger, problem olarak gördüğü günlük nesnelere uygulanan kuantum mekaniğinin Copenhagen yorumunu resimlendirdi.Bir kedi ölü ya da diri olabileceği rastgele bir duruma bırakılıyor ve karar vermek için gözlemlemeye ihtiyaç duyuluyor. Bu düşünülmüş deney, özellikle kuantum mekaniğinin teoriksel yorumunun tartışmasıdır.
Schrödinger’ in kedisi; bir kedi bir küçük şişe zehir ve radyoaktif kaynakla bir kapalı bir kutuya bırakılıyor. Eğer içerideki monitör radyoaktifliği algılarsa(azalmakta olan tek atom)küçük şişe kırılır, zehir kediyi öldürür. Bir süre sonra kuantum mekaniğin Copenhagen anlamdırması kedinin bir dalga fonksiyonu olduğunu anlık olarak hayatta veya ölü olma ihtimalini vurgular.Kutuya bir kez bakıldığında kedi canlı veya ölü olabilir, ikisi birden olamaz. Her iki olasık da farklı evrenlerde farklı sonuçlara yol açar.
7. Dejavu
Peki evrenler birbiriyle iletişime geçebiliyorsa? Aslında geçiyorlar. Farklı evrenlerde yapılan tercihler bazen mutlak bir evren sonucunu ortaya çıkartır ve bu mutlak sonuç şu an yaşamakta olduğunuz evrense, diğer yollardan geçen evrenler bilincinize farklı anılar yüklerler. Bu da dejavu dediğimiz olayın yaşanmasını ortaya çıkartır. En azından böyle tahmin ediliyor. Misal daha önce gördüğünüzü hissettiğiniz bir şeyi, başka bir evrende görmüş olabilirsiniz. Bu size iyi hissettirmeli aslında çünkü daha önce yaptığınız bir tercihin sizi yine aynı noktaya getirdiğini, getireceğini doğrulamanın yegane yoludur dejavular. Daha önce yaşadığınızı hissettiğiniz anlar çoksa, bilin ki geçmişte yaptığınız pek çok tercih aslında mutlak yaşayacağınız evreni hiç bir şekilde etkilememişse. Dejavu hissiniz azsa bilin ki yaptığınız tercihler paralel evrenlerdeki kimliğinizi sizden çok uzaklara taşımıştır!
8. Rüyalar
Rüyaların sırrı hala insanlığın çözemediği bir gizem. Ancak paralel evren fikrinde rüyalar bir mantığa oturuyor. Pek çok rüyamızda saçma sapan şeyler görüyoruz değil mi? Bunlar aslında paralel evrende yaşadığımız şeylerin bize aktarımı olarak kafamızda beliriyor. Rüyanızda öldüğünüzü görüyorsunuz misal, bilin ki bir tercihiniz sebebiyle gittiğiniz bir evrende öldünüz. Ya da daha önce gidip görmediğiniz yerleri görüyorsanız rüyalarınızda, bilin ki paralel evrende zaten oraya gitmiştiniz.
9. Toparlama devamı gelecek