Marduk (Mardok olarak da okunur) gezegeninin dünyamızdan 4 kat daha büyük olduğu ve güneş çevresindeki turunun 3600 yıllık periyoda sahip olduğu ortaya atılmıştır. Sitchin,Mısır ve Mezopotamya’daki araştırmaları esnasında eski uygarlıkların da bu gezegenden haberdar olduğunu saptanmıştır.
Bu gezegenin lakabı “Büyük Efendi, dünyanın ve cennetin efendisi” idi. Gücünün, her zaman fakir insanlara yardım etme ve kötüleri cezalandırmada kullandığı bilgeliğinde saklı olduğuna inanılırdı.
Mardok bir bereket tanrısdır ve sembolu mer-doğ (bağ belidir)ileriki tarihlerde bu mazda olarak değişecektir.Bu tanrıya inanalardan biride mardailar yani Mardinlilerdir (Merd-inliler). Daha sonra (r fonetiğinin düşmesi ile) Medlere dönüşmüş olma ihtimali vardır. Marduk, 36 milyar km. uzaklıkta olup, 3661 yılda bir dönerek dünyaya yakın geçiş yaptığı varsayılan gaz gezegendir. İsmini Babil tanrılarının kralı Marduk’tan alır.
Sümer yazıtlarında bu gezegene Geçiş Gezegeni anlamına gelen Nibiru denir. Babil astronomları ise ona, güçlü tanrıları Marduk’un adını verdi. Mısır belgelerinde Milyonlarca Yılın Gezegeni diye geçiyor. Gezegenin neden olduğu en büyük felaketin 13.000 yıl önceki Nuh Tufanı olduğu söylenmektedir. Son yörünge geçişini, MÖ 1649’da yapan gök cismi, Thera yanardağının patlamasını da içeren bir dizi doğal âfete neden olmuş, Mısır’dan Çıkış mitlerine esin kaynağı oluşturmuş, yakındoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde siyasi ve sosyal dengeleri altüst etmiştir.
Maya kozmolojisine göre içinde bulunduğumuz çağın, yani Beşinci Güneş’in bitiş tarihi olan 2012 yılının baş kahramanı yine bu gizemli gök cismidir. Mayaların takvimine göre Marduk’un dünyaya yaklaşma tarihi kesin. Binlerce yıl önce Meksika’da Mısır piramitlerine benzeyen dev anıtlar inşa edebilen Maya kavminin bu takvimi nasıl bir bilgiyle hazırladığı tam olarak bilinmiyor. Aynı tarihlerdeki Sümer, Akat ve Babil belgelerinde de aynı dev gezegenden ya da gök cisminden sembolik olarak söz ediliyor. Hititler ve Asurlar Marduk’u kil tabletlere resmetmişlerdir. Bu tabletler şu anda İstanbul’daki müzelerdedir.
Bilim çevreleri tarafından son yıllarda Güneş Sistemindeki 10. gezegen olduğu belirlenmiş ve belirli aralıklarla Dünya’ya çok yaklaştığı tespit edilmiştir.[kaynak belirtilmeli] Sümerler tarafından Nibiru olarak adlandırılan gezegenin, bugüne kadar sadece 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu sayesinde görülebildiği iddia edilmektedir.
Babil Yıldız gözlemcilerinin Raporları’ astronomi kaydında, Marduk’un göklerde izlediği yola ilişkin başka ipuçları veren kısa bir paragrafa göz atalım:
Marduk, ortaya çıktığı anda
Umunpauddu’dur
İki saat yükseldiğinde Sagmigar olur
Meridyen geçişini yaparken de
Nibiru’dur
Burada, Marduk olarak adlandırılan gök cisminin göklerde izlediği yol tarif ediliyor ve farklı konumlarının koordinatlarına eski Sümer diline ait farklı adlar veriliyor. Günümüz Yakındoğu tarihçileri ve bazı Asurbilim uzmanları, bu ifadeleri fazla dikkate bile almadan ‘sıradan kayıtlar’ olarak görüp rafa kaldırmış durumdalar. Çünkü onlara göre, Marduk bilinmeyen bir gök cismi değil, Jüpiter gezegenine Babil’de verilen ad. Bu büyük yanılgıyı mazur gösterebilecek, kafa karıştıcı ifadeler gerçekten var Mezopotamya yıldız gözlemciliği kültüründe. Ne var ki, biraz titiz ve dikkatli bir inceleme bile, Jüpiter’in göklerde Marduk’u temsil eden gök cismi olmayıp, yalnızca ona ‘vekalet’ ettiğini anlamaya yeterli. Tıpkı, müdür bir başka yere tayin edilip gittiğinde, onun yerine geçici olarak bakan ‘vekil müdür’ gibi.