Çılgın bir bilim adamı sizin beyninizi alsa ve bir kavanoza yerleştirse,Tüm hayati fonksiyonlarınızı sürdürecek şekilde kavanozu ayarlasa ve Size Süper bilgisayar yardımı ile bir sanal dünya hazırlasa siz bunun farkına varabilir miydiniz.Gerçekten tüm hayatınızı bir kavanozun içinde yaşadığınızı anlarmıydınız.Size hiç bir ipucu vermeden dokunduğunuz kokladığınız gördüğünüz her şey beyninizin içinde bilgisayar yardımı ile sanal olarak üretilse bunu fark etmeniz mümkün olabilir miydi.
Sanal dünyayı gerçek dünyadan ayıramazdınız.Sebebi çok basit; Aslında beyniniz kavanoza benzeyen kafatasının içinde ve kesinlikle algıladığı her şey beyin içinde tekrar oluşuyor.Size anlattığım bu bilim kurgu hikaye tanıdık geldi ise Matrix filmini izlemişsinizdir.Filmde tüp içinde yaşayan insanlara süper güçlü makinalar sanal bir dünya oluşturmuştur.İnsanlar sanal dünyanın farkında değillerdir.Sanal dünyayı gerçek zannediyorlar dır.Peki Matrix senaryosu tesadüf mü ? Hayır; Kavanozdaki Beyin bir felsefe sorusudur.Algıladığımız dünyayı sorgulayacak bir sorudur.
Hayat ne kadar gerçek.Dış dünyayı bilme iddiası ne kadar doğrudur.Bu teorinin yakın tarihteki öncüsü Amerikalı Filozof Hilary Putnamdır.İlk olarak ise Descartes tarafından ortaya atılmıştır. Son derece güçlü bir cin tarafından esir alınan kişiye cin bir sanal dünya oluşturur.Kişi bu dünyayı algılayamaz.
Olaylara yaklaşımımızı değiştirecek bir bakış açısıdır Bu felsefi soru.Mesela okuduğunuz bu yazı dışarıda mı yoksa beyninizin içinde mi ?
Peki şu anda baktığınız ekran ,
odanız,
eviniz,
sokağınız,
tüm dünya,
algıladığınız her şey içeride mi yoksa dışarıda mı?
dışarıdaymış gibi duruyor ama bir daha düşünün .
belkide bir kavanozun içindesinizdir ve şu anda bu yazıyı süper bilgisayar oluşturuyordur
Kaynak:bilgierdemdir