Sahip olduğumuz çok yönlü kültür anlayışımız, bu inanç sistemimizi de etkilemiş ve şimdiki bizlere bazı ilginç adetler bırakmış.
Giresun ve Ordu'da gözlem yapılan bazı köylerde ölünün hem evden çıkartılması, hem de camiden mezarlığa götürülmesi sürecinde tabut, tabutu taşıyanlar tarafından ölünün yaşadığı mahellenin sokaklarında gezdirilirmiş. ölü bir o sokağa, bir bu sokağa sokulur, hatta başka mahallelerin sokaklarından da geçirilir, bir labirent yolu izlenerek ölünün kafasının karışması sağlanırmış. yaşadığı evi, sokağı unutsun, geri gelip yaşayanları rahatsız etmesin ve huzurla öbür aleme göçebilsin diye.
Eski türki inancı'nda ölü, yaşadığı otağa, çadıra, yöreye geri gelmesin, ruhu uçabilsin, fani dünyayı unutup gidebilsin diye; ölü aynı şekilde gezdirilir, uzak bir yere gömülür, ormanda bekletilirmiş. bu sayede ruhun kafası karışır, gidecek yer bulamaz ve öbür aleme uçmaktan başka çare bulamazmış. şamanizm'de bu tür ritüeller hem ölünün dünya'yı rahatsız etmemesi için, hem de gerçek anlamda ölebilmesi için gerçekleştirilirdi.
Mezarların ayak ucunda bulunan küçük suluklar da buna bir örnektir. ruhların susadıkları zaman kalkıp oradan su içmeleri inancına dayanır. müslümanlıkla birlikte, "sevaptır, kuşlar su içer" şekline bürünse de eski inanışlardan geldiği söylenmektedir.
ölülerin arkasından yemek pişirmek veya helva dökmek yuğ törenlerinden kalma bir gelenektir.
makas, bıçak gibi aletleri elden ele verirken üzerine tükürmek veya elden vermeyip bir yere bırakmak da şamanizm kaynaklı bir davranıştır.
hapşurana çok yaşa demek, ruhun nefeste taşındığına inanılır, o yüzden hapşuruğun hızıyla ağızdan çıkıvermesin kişinin ruhu diye çok yaşa denilir...
kapı eşiğine oturmama, basmama.
göçebe türk toplumumda kutsal addedilen atların ruhlarının, ölümlerinden sonra sahibinin kapısının eşiğinde beklediğine inanılır; dolayısıyla eşiğe oturarak ya da basarak ruhun incitileceğine inanılır, eşikler atlanılarak geçilir.
bebeklere nazar boncuğu niyetine ufak iğde dalı takmak
yoğun yağmurda ya da dolu yağışında sokağa demir çubuk atmak .... gibi