Her gün bir diğerinin aynısı mı? Sürekli kurban rolünde misiniz? Hep kendinizin mi haklı olduğunu düşünüyorsunuz. Tebrikler sizi kemirip bitiren 12 zehirli düşünceden 3’üne hali hazırda sahipsiniz. İşte listenin geri kalanı. Okuyun ve hayatınızı kemiren o zehirli sarmaşıklardan kurtulun.
Hayatınızı sabote eden 12 zehirli düşünce
Güne mutsuz başlıyor, hayatınızın hiç değişmeyen bir kısır döngü tarafından yönetildiğini düşünüyor ve bunun için başkalarını mı suçluyorsunuz? O zaman, belki farkında bile olmadığınız bazı‘zehirli‘ düşüncelerden kurtulmanız gerekiyor demektir. Huffington Post gazetesi, o düşünceleri 12 maddede derledi:
1- Kurban olduğunuzu düşünmek
Siz bir kurban değilsiniz. Sorunlarınızdan dolayı başka insanları ya da koşulları suçlamayı bırakın. Şu an hayatta olduğunuz yerden memnun olmamanız, durumunuzu değiştirmek için kişisel sorumluluk alamayacağınız anlamına gelmez. Dolayısıyla kurban psikolojisinden çıkın çünkü bu hiçbir işe yaramaz. Esasında, başarılı olmanızı da engeller. Şunun farkına varın ki, ‘kader’inizden sadece ve sadece siz sorumlusunuz.
2- Başkalarını değiştirebileceğinizi düşünmek
Değiştiremezsiniz. Değişmek istemiyorlarsa ya da bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlarsa, bütün çabalarınız boşuna demektir. Dolayısıyla başkaları için endişelenmeyin. Onları oldukları gibi sevmiyorsanız, birlikte vakit geçirmeyin. Şunu bilin ki, onları değiştirme hakkınız da yok.
3- ‘Gerçek’lere sürekli direnen düşünceler
Bazı şeyleri, hatta çok fazla şeyi değiştirebilirsiniz. Kilo verebilir, daha iyi bir iş bulabilir, üniversiteye dönebilir, evliliğinizi düzeltmek için çaba harcayabilirsiniz. Fakat değiştiremeyeceğiniz şeyler de var. Patronunuzun ‘sinir’ bir tip olduğu gerçeğini değiştiremezsiniz. İş değiştirebilirsiniz ama patronunuzu değiştiremezsiniz. Kira ya da ev kredisi ödemek zorunda olduğunuz gerçeğini değiştiremezsiniz. Ama bunlara direnmekten vazgeçebilirsiniz. Değiştiremeyeceğiniz şeylere direnmek sizi sinirlendirmekten ve üzgün hissettirmekten başka hiçbir işe yaramaz. Dolayısıyla değiştirebileceğiniz şeyler konusunda harekete geçin ama değiştiremeyeceklerinizi de kabul edin.
4- ‘Komşunun tavuğunun kaz olduğunu’ düşünmek
‘O kız kadar güzel ya da o adam kadar zengin olsaydım, o zaman mutlu hissederdim‘. Bu tür düşünceler doğru değil. Başkalarının hayatının sizinkinden daha iyi olduğunu zannetmeniz, bunun gerçekten öyle olduğu anlamına gelmez. Belki de o güzel kız çocukluğunda çok zorlu bir ev hayatı yaşadı ve hayatını düzene sokmakta zorlanıyor. Ve belki de o zengin adam işinde o kadar çok vakit geçiriyor ki, ailesini hiç göremiyor. Komşunun tavuğu kaz değildir. Kendi elinizdekileri takdir etmesini bilin.
5- Başka insanlardan beklentiler
Beklentiler, siz her ne kadar mantıklı olduğunu düşünseniz de, mutluluğu öldürebilir. Sırf siz öyle istiyorsunuz diye insanlar bir şeyleri yapmak zorunda değil. Beklentilerinizin kişisel deneyimleriniz ve önyargılarınızdan kaynaklandığının farkına varın. Bunların başka insanların da önceliği olmasını beklemeyin. Siz de muhtemelen yapmak istemediğiniz şeylerin sizden beklenmesinden hoşlanmıyorsunuz. Dolayısıyla başka insanlara dayatmalarda bulunmayın. Davranışlarından hoşlanmıyorsanız ya onları öyle kabul edin ya da ilişkinizi bitirin.
6- Hayatınızda birinin olmasının sizi tamamlayacağı düşüncesi
Siz kendinizi zaten ‘tam‘ hissetmiyorsanız, bir sevgiliniz olması sizi tamamlamaz. Dahası, ‘sizi mutlu etme zorunluluğu’, diğer kişi üzerinde büyük bir baskı yaratır. Hayatınızda biri olsun ya da olmasın, kendi kendinizle mutlu olmanız gerekiyor.
7- Haklı olduğunuzu her zaman kanıtlamak zorunda hissetmek
Bazı insanların ‘haklı‘ olduklarını kanıtlamak için ölümüne savaşmaları insanı şaşırtıyor. Amaç ne? Zayıf, savunmasız veya aptal görünmek istemiyor olabilirler. Fakat hatalı olduğunuzu itiraf etmek çok daha asil ve olgun bir davranış. Dahası, herkesin fikirleri farklıdır. Bırakın siz istediğiniz gibi, onlar istedikleri gibi düşünsün.
8- Başka insanların ne düşündüğü konusunda endişelenmek
Size ne? Sizi yargıladıklarını mı düşünüyorsunuz? Kimse sizi, sizin kendinizi yargıladığınızdan daha fazla yargılamıyor. Diğer insanlar kendilerini yargılamakla öyle meşgul ki, size ayıracak vakitleri yok. Dolayısıyla nasıl mutlu hissediyorsanız öyle davranın. Ve eğer diğerleri sizi yargılıyorsa, bu sizin değil onların sorunu.
9- Tek bir doğru ve tek bir yanlışın olduğunu düşünmek
Objektif bir doğrunun var olduğunu düşünmeyi seviyoruz ama bu bir yanılsama. Öyle bir şey yok, sadece subjektif gerçeklikler var. Bir kişinin ‘doğru‘ bulduğu şey, bir başkası için yanlış olabilir. Herkes bir şeyleri doğru buluyor çünkü o ‘şey‘, hayatına ve dünya görüşüne uyuyor.
10- Hazırlıksız hissettiğiniz için gelecek hakkında endişelenmek
‘Endişelenmek, istemediğiniz bir şey için dua etmektir‘ diye bir deyiş vardır. Bunun yerine şu anı yaşayın. Gelecek hakkında endişelenmeyi bırakın çünkü onu sadece bir yere kadar kontrol edebilirsiniz.
11. Paranın mutluluk getirdiğine inanmak
Paraya ve başarıya önem veren kapitalist bir düzende yaşasanız bile, varlıklı insanların çok parası olanlardan daha mutlu olduğu illa ki doğru değil. Bankada beş kuruş parası olmadan veya sıradan işlerde çalışarak da mutlu olan insanlar olduğu gibi, mutsuz milyarderler de var. Mutluluğa zengin olarak ulaşabileceğiniz fikri gibi bir tuzağa düşmeyin.
12- Geçmişin geleceğinizi belirlediğine inanmak
Geçmişte hata yapmış olmanız, geleceğinizi daha iyi bir hale getiremeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Fakat kendinizi geçmişiniz yüzünden ‘işe yaramaz’ diye damgaladıysanız, ‘işe yaramaz‘ tavrınızı geleceğe de taşırsınız.