İnsan beyninin günümüzde daha yakından tanınır hale gelmesi ve ilerleyen teknolojinin de etkisiyle düşünce gücü etkinliğini artırıyor. Düşünce gücünün etkisinin artmasıyla birlikte, subliminal mesajlar dediğimiz yöntemle hedef kitleye ulaştırılmak istenen mesajlar kişinin algısı dışında bilinçaltına iletilebiliyor. Reklamlarda, sinema ve televizyonda sıklıkla kullanılan bu yöntem, en çok da zihinsel anlamda yetişkinler kadar gelişmiş olmayan çocukları etki altında bırakıyor.
Subliminal mesajlar nasıl etkiliyor?
Kişilerin bilinçaltına mesajlar göndermek konusunda dijital ses dosyalarındaki işitsel kaynaklar, TV ve sinema’da gözün bile seçemeyeceği kadar kısa sürede bilinçaltına itilen kareler, reklam benzeri afişlere yerleştirilen işaret veya kelimeler kullanıldığını ifade eden Yavuz, görüşlerini aktarmayı sürdürüyor: “Bilinçli görmede saniyede en çok 24 kare izlenebilir. Eğer saniyedeki kare sayısı 24 değil de 25 yapılırsa, son karedeki fotoğrafı bilinç algılayamaz, bu son 25. kare direkt bilinçaltına gider. TV’de ise saniyede geçen görüntü 2’tir. Gizli reklam ya da mesajlar, 25. kare kullanılarak, maalesef bugün bile yaygın bir şekilde gizlenebilmektedir. Etik olmayan bu durum, kişiler farkında olmadan çeşitli tüketim maddelerine ya da kişinin bilinçli iken reddedeceği farklı fikirlere yönelmesine neden olabilmektedir. Böyle subliminal yöntemlerle bir ürünün reklamını, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmak mümkündür. Mesajlar bir film karesinde, dizi ya da reklamda görsel içerikli olabileceği gibi; işitsel anlamda sesler aracılığıyla şarkı ya da reklamlarda da yer alabilmektedir.”
Subliminal mesajlar, çocuklar için daha büyük tehlike yaratıyor
Yetişkinleri de kolayca etkisi altına alabilen subliminal mesajların, zihinsel ve psikolojik gelişimini henüz tam olarak tamamlayamamış çocukları daha yakından etkilediğini ve bu konuda dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, görüşlerini paylaşmaya devam ediyor: “TV’de çocuk kuşaklarında gösterilen çizgi film ve eğlence programlarının büyük bir çoğunluğu dışarıdan ithal edilmektedir. Televizyon kanalları, bu tür programları hiçbir incelemeye ve denetime tabi tutmadan yayına sokmamalıdır. Ünlü çizgi film yapımcıları bile zaman zaman subliminal bilinçaltı mesajlar nedeniyle, çocuklarımızın ve gençlerimizin henüz olgunlaşmamış ya da kişiliği oturmamış beyinlerini, kendi amaçları doğrultusunda istismar edebilmektedir. Bu durum, çocuklarımızı ve insanlarımızı yozlaştırmaya sebep olabilir. Çocuklarda beyin gelişiminin tam olmadığını da düşünürsek subliminal mesajların ne denli tahribat yapacağı açıktır.”
Peki, ne yapmak gerekiyor?
Yetişkinlerin ve çocukların müzik parçalarını dinlerken ya da herhangi bir film izlerken, bilinçaltının verilen mesajları hiç aksatmadan kayda alıyor olabileceğini söyleyen Yavuz, görüşleri şu sözlerle dile getirmeyi sürdürüyor: “Bilinçaltı hiçbir mesajı unutmaz. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde bilinçaltı reklam yasaklanmıştır ama bütün bu reklamları, dizi, film ve belgeselleri bilinçaltı mesaj içerip içermediği noktasında denetleyecek ve toplumu uyaracak, yeni donanımlara ve yazılımlara ihtiyaç vardır. Ülkemizde TV ve radyo kanallarının çokluğu nedeniyle bunların hepsini birden denetlemenin zorluğu inkar edilemez bir gerçektir. Bu nedenle görsel ya da işitsel medyanın, bireysel davranarak kendi denetimlerini yine kendilerinin yapmaları ve genç dimağları her türlü subliminal saldırılardan korumaları insani bir görev olduğu kadar, aynı zamanda milli de bir vazifedir.”