İnsanlık tarihi boyunca birçok vahşi deney kayıtlara geçti. Pek çoğu ‘bilim‘ adına yapılan bu deneylerde işe yarayacak bilgiyi elde etmek için insanlar üzerinde acımasız yöntemler denendi. Nazilerin veya Japonların savaşta tıp tekniğini geliştirmek için giriştiği işkencelerden bir hastalığa çare geliştirmek için öldürülen deneklere kadar insanlar üzerinde yapılan en acımasız deneyler…
Zehir fabrikası
Sovyetler Birliği, Gulag adı verilen çalışma kamplarında tutulan mahkûmlar üzerinde birçok zehir araştırması yürüttü. Hardal gazı, risin, dijitoksin gibi kimyasalların test edildiği bu deneylerin sonunda C-2 geliştirildi. C-2 kurbanları fiziksel değişime uğratıyor; kısalan, güçten düşen, kurbanlar 15 dakika içinde ölüyor.
Nazilerin ‘insan deneyleri’
Tarihin belki de en kötü şöhretli deneylerinin yapıldığı Nazi döneminde ‘bilim‘ adına türlü işkenceler yapıldı: İkizler kullanılarak göz rengi değiştirmek, kısırlaştırma projeleri, askerleri için dayanıklı malzemeler geliştirmek amacıyla mahkûmları saatlerce buzlu su tanklarının içinde tutmak, savaş yaralarını daha çabuk tedavi etmek için sağlıklı Yahudilere tetanoz, tüberküloz ve kangren bulaştırmak bunlardan sadece birkaç tanesi. Tüm bunlar Alman ırkının gücünü ve dayanıklılığını artırmak için Nazi doktorları tarafından yapıldı.
Henry Cotton deliliğe karşı
1900’ler Amerikası’nda bir psikiyatrist olan Cotton, deliliğin vücut parçalarında gizli olduğuna inanıyordu. Hastalarını tedavi etmek için diş, bademcik ve hatta bazı iç organları çıkarmaya denedi. Hiçbirinin rızasını almadığı hastalarından 49’u bu garip inanç uğruna öldü. 1800’lerde, genelde kirli içme suları ve pis yiyeceklerle bulaşan bir hastalık olan tifo için tedavi çareleri aranıyordu. Dr. Walter Jones, hastaların üzerine kaynar su dökmeyi tavsiye etti! Her dört saatte tekrarlanan bu işlem hastalara ölümden başka bir şey getirmedi.
Kasıtlı frengi
1946’da Amerika’daki kötü şöhretli bir sağlık organizasyonu, Guatemala’da bir penisilini test etmek için hayat kadınlarına kasıtlı olarak frengi bulaştırdı. Hayat kadınlarının durumdan haberi yoktu ve ‘deney’ uğruna 83 kişi yaşamını yitirdi.ABD yönetimi yıllar sonra bunun için özür diledi. 1932 yılında da benzer bir deney siyah erkekler üzerinde yapıldı.
Kolera nerede hıyarcıklı veba nerede?
Richard Strong, kolera için bir aşı geliştirmek isterken Filipinler’deki Manila hapishanesindeki 13 mahkûma hıyarcıklı veba bulaştırdı. Tüm mahkûmlar öldü. Aşıları karıştırdığı iddia edilen Strong, olayın duyulmasının ardından yaşanan öfke nedeniyle yatağa düştü. Altı yıl sonra kaldığı yerden devam etmek isteyen Strong, bu kez beriberi için aşı geliştirmeye çalıştı ve yine deneklerinin ölümüne neden oldu.
Çocuklara LSD ve elektroşok
Başarılı bir psikolog olan Lauretta Bender (1897 – 1987), çocuk şizofrenisiyle baş etmek için onlara yetişkinlerin alabileceği dozda LSD ve bir tür halüinatif olan psilosibin verdi. Bender, en küçüğü üç yaşında olan 100 çocuğa elektroşok tedavisi de uygulamıştı. Bender, CIA için zihin kontrolünü hedefleyen birçok çalışmaya da katılmıştı.
Ordunun cinsiyet operasyonu
Güney Afrika’nın apartheid rejimi zamanında, birçok beyaz lezbiyen ve gay asker ordunun ‘cinsel değişiklik operasyonlarına‘ maruz kaldı. Ordu, eşcinselliği yok etmek için elektroşok vermekten kimyasal hadıma kadar birçok yol denedi. Bu operasyonlar sonucunda birçok asker mensubu istemese bile orduya dahil edildi.
Canavar araştırması
Kekemeliğin genetik ya da organik sebeplerden kaynaklandığına inanmayan Wendell Johnson 1939 yılında ‘Canavar Deneyi‘ne başladı. Johnson, “çocuklara kekeme oldukları söylenirsa çocuklar sağlam bile olsa kekeme olur” şeklindeki düşüncesini kanıtlamaya çalışıyordu. 22 tane çocuğu denek olarak seçen Johnson, onları iki gruba ayırdı. Bir gruptaki çocukların konuşmalarına övgüler düzerken diğerlerini “kekeme” olarak çağırdı ve kötü konuştuklarını söyledi. Deney sonunda, ‘kekeme‘ grubundaki beş ‘normal‘ çocuk kekelemeye başladı. Bu beş çocuktan üçünün durumu kötüleşti ve kekemelik durumları ciddi boyutlara ulaştı.
Proje 4.1
1954 yılında ABD tarafından Marshall Adaları civarında yürütülen gizli bir nükleer projeydi. Ada, ABD’nin bu tarihte ilk hidrojen bombası denemeden önce de bir hayli ‘popülerdi’. 1946 ve 1958 yılları arasındabirçok nükleer bomba denemesi yapılmıştı. Denemeden yıllar sonra ada halkında özellkle çocuklarda tiroid kanseri vakaları görülmeye başlandı.
731’nci birim
Bu birim, Çin-Japon Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya’nın biyolojik ve kimyasal işkence birimi olarak ‘ünlendi’. Birim, insanlar üzerinde pek çok deney yaptı; frengi ve bel soğukluğununa karşı aşı geliştirmek için kasıtlı olarak hastalık bulaştırıldı, hatta bunun için bazen tecavüz bile denendi; kurbanın ne kadar kan kaybı yaşandığını ölçmek için kol ve bacak gibi bazı uzuvları kesildi, kangreni incelemek için kurbanların bazı uzuvları dondurulup tekrar çözüldü…