27-07-2017, Saat: 14:02
(Son Düzenleme: 12-08-2017, Saat: 14:34, Düzenleyen: Neval Ercan.)
Ve bu listeyi eline alır almaz farketmeden mevcut yaşamında da bazılarını ödemek mecburiyetinde bırakıldığını ve hatta ödemiş olduğunu görürsün. Bakarsın ki ne ekersen onu biçiyor ve hak ettiğin çamurunda yuvarlanıp yaşıyorsun...
Vicdanının sesini dinlemeyen ve ters istikamette hareket eden bu insan, tanrının ağzını bantlamış gibidir ki sesi çıkmasın. Kendi karanlığında, kendi nefretinde ömrünün sonuna kadar gerçek sevgi ve mutlulukla tanışmadan bir organizma olarak yaşaaaar ve çürüyüp gider. Hayat amacını başarısızlıkla devreder. Devreder; çünkü onu mutlaka bir şekilde halledecek olan yine kendisidir.
O; aşağılayıp durduğu 2. düzlem canlıları hayvanlar kadar bile olamamıştır. Onları seyretmmemiş, görememiştir.
''Yaşam, üzerine geçirdiğin kıyafetlerinden sâdece biridir ve gardırobunun üzerinde “yeniden diriliş” yazmaktadır. Giydiğin elbise, en sevdiğin elbisendir. Sıcaktı ve onu üzerinden çıkarmak istemezsin. Yıllardır giydiğin için onu teninin bir parçası gibi hissetmeye başlamışsındır. Üzerinden çıkaracağın zaman, derinin de yüzüleceğini zannedersin. Ölüm, en son kimliğinin ölümüdür. Ölüm, şaşkınlıktır. Ölüm, boğazı dar bir kazağı üzerinden çıkarmaktan daha çok acı vermez.''
Your Page Title
#satışortaklığı
Vicdanının sesini dinlemeyen ve ters istikamette hareket eden bu insan, tanrının ağzını bantlamış gibidir ki sesi çıkmasın. Kendi karanlığında, kendi nefretinde ömrünün sonuna kadar gerçek sevgi ve mutlulukla tanışmadan bir organizma olarak yaşaaaar ve çürüyüp gider. Hayat amacını başarısızlıkla devreder. Devreder; çünkü onu mutlaka bir şekilde halledecek olan yine kendisidir.
O; aşağılayıp durduğu 2. düzlem canlıları hayvanlar kadar bile olamamıştır. Onları seyretmmemiş, görememiştir.
''Yaşam, üzerine geçirdiğin kıyafetlerinden sâdece biridir ve gardırobunun üzerinde “yeniden diriliş” yazmaktadır. Giydiğin elbise, en sevdiğin elbisendir. Sıcaktı ve onu üzerinden çıkarmak istemezsin. Yıllardır giydiğin için onu teninin bir parçası gibi hissetmeye başlamışsındır. Üzerinden çıkaracağın zaman, derinin de yüzüleceğini zannedersin. Ölüm, en son kimliğinin ölümüdür. Ölüm, şaşkınlıktır. Ölüm, boğazı dar bir kazağı üzerinden çıkarmaktan daha çok acı vermez.''
Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum. Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum. Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum. Öyleyse ölümden korkmak niye? Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm, ya da alçaldığım görüldü mü? Bir gün insan olarak ölüp, ışıktan bir yaratık, rüyaların meleği olacağım. Fakat yolum devam edecek. Allah’tan başka herşey kaybolacak. Hiç kimsenin görüp duymadığı bir şey olacağım. Yıldızların üstünde bir yıldız olup, doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.
Mevlânâ-