...Önce, tüm hükümlerini, yargılarını, değerlendirmelerini bir kenara bırak. Korku, gerçekliktir ve bir enerjidir. Yüzleşmek, anlaşılmak zorundadır. Ve sadece anlayışla, dönüştürülebilir. Başka hiçbir şey yapmaya gerek yoktur;
anlayış onu dönüştürür.
...Onun doğallığını kabul et - doğal olduğunu, kaçınılmaz olduğunu kabul et. O gerçeği kabul et ve devam et. Onu bastırma ya da onun seni engellemesine izin verme. Ona rağmen, ilerlemeye devam et. Titreyeceksin elbette, çünkü korku orada, ama ilerlemeye devam et. Titresen de, devam et.
...Yaşarsan, o zaman korkmazsın. Eğer yaşamınu doyasıya sürdürürsen, korkmazsın. Yaşamın sunabileceği doruklara ulaşmış, keyfini sürmüşsen, yaşamın coşkulu bir deneyime dönüşmüşse, içinde bir şiiri, bir şarkıyı, bir festivali, bir seremoniyi hissetmişsen ve her anını doyasıya yaşamışsan, zamandan korkmazsın ve tüm korkular kaybolur. Yaşanmamış bir yaşam, ölüme güç verir. Ve doyasıya yaşanmış bir yaşam, ölümün tüm gücünü alır.
...Öyleyse ne yapmalı? Daha çok yaşa, daha yoğun yaşa! Tehlikeli yaşa! Bu senin hayatın. Onu, sana öğretilen herhangi bir aptallık için feda etme. Bu senin hayatın, yaşa. Onu, hiçbir şey için feda etme.
Mesaj budur. Ve o zaman korku kalmaz.