Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065
Detaylı İstatistikler
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 890 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 890 Ziyaretçi
|
Son Aktiviteler |
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 329
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 307
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,010
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,133
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,076
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,007
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,150
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,524
|
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,286
|
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,173
|
|
|
PSİŞİK SALDIRILARDAN KORUNMA ALEVİ |
Yazar: Mutlakguc - 07-04-2017, Saat: 15:59 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Psişik Koruma Alevi
Başmelek Mikail, Psişik Koruma Alevi enerjisini, Psişik saldırılara karşı savunma sunması için sağlamıştır. Bu koruma çok önemlidir, özellikle dış enerjilerin bombardımanına sürekli tutulduğumuz zamanlarda yaşadığımız için. Psişik saldırılar kişilerin algıladıklarından çok daha sık olmaktadır. Sürekli olmaktadırlar.
Bizler psişik saldırılara karşı doğal savunma donanımlarımızla doğarız. Ruhani bağışıklık sistemi, eğer karşılaşacak olursanız, belli psişik saldırılardan koruma sağlayacaktır.
Bazı durumlarda, ruhani bağışıklık sistemi etkili psişik saldırılar, travma, hastalık veya enerjinize negatif etkiler nedeniyle aksayabilir. Bu gerçekleştiğinde kişi psişik saldırılara karşı çok savunmasız hale gelir.
Bazen de ruhani bağışıklık sistemi çok güçlü olan bir kişi, psişik saldırının içinde bulabilir kendisini, özellikle bu saldırı şiddetli, ısrarlı veya geniş katılımlı bir grup tarafından uygulanmakta olabilir.
Şifacılar, zaman zaman psişik saldırılara duyarlı olurlar, çünkü karanlık enerjilerin hedefindedirler. Bununla beraber şifa talep edenler yoğun negatif enerjiyle dolarlar. İşte bunun için şifacının kendisine sürekli koruma yapması gerekmektedir.
Psişik Koruma bunun için önemlidir.
Psişik Koruma Alevi, bireyi sadece psişik saldırılardan korumayı amaçlamaz, her uyandırıldığında ruhani bağışıklık sistemini de onarır. Bu yolla Psişik Koruma Alevi, psişik saldırılara kalkan olurken, ruhani bağışıklık sistemini de güçlendirip dengelemektedir.
Psişik Saldırılar
Psişik saldırı, birisinin başka bir kişiye zarar vermek için ruhani planda, psişik enerji kullanmasıdır. Üç temel psişik saldırı vardır:
Psişik taciz, bir kişi birisine etkin olarak ve kötülük amacıyla onun enerji alanına, kötü niyetlerle saldırır. Psişik tacizlere örnek olarak, birisine nefret göndermek, etkin bir biçimde birisinin yanılmasını veya hata yapmasını dilemek, beddua etmek verilebilir.
Psişik Vampirlik, bir kişinin bir başkasının enerji alanını sömürmesidir. Psişik vampirlik bilinçli olarak da kötü amaçlarla gerçekleştirilebilir. Bilinçdışı kötü niyet olmaksızın da gerçekleşebilir. Bilinçdışı psişik vampirlik oldukça yaygındır.
Psişik Kirlilik, zayıf bir enerji sistemi negatif enerjiye maruz kaldığında oluşur. Kötü niyetli olmadığı halde bir kişi eğer etrafında çok negatif enerji bulunuyorsa karşılaştığı birisinin enerji sistemini kirletebilir. Sürekli başkalarının yanında huzursuz ve gergin hissediyorsanız veya çabuk öfkeleniyorsanız ve sebepsiz alınganlaşıyorsanız muhtemelen enerji sisteminize negatif enerji almışsınızdır onlardan.
Böyle kişilere karşı olabildiğince enerji sisteminizi korumak iyi bir fikirdir. Mümkün olduğunca az ilişki kurmalısınız onlarla. Kendi ailenizi seçemeseniz bile, arkadaşlarınızı, işinizi ve erkek arkadaşınızı seçebilirsiniz gibi... Ruhunuzu yükselten kişilerle olun, onu yok etmeye çalışanlarla değil!
Psişik Kirlilik çok yıpratıcı olabilir, kontrolsüzleşebilir şunlarla neticelenebilir:
Depresyon
Anksiyete
Hastalık
Talihsizlik
Kazalar
Kayıplar
Maddi Sıkıntı
Psişik Koruma Alevi'nin Kullanımı
Bir kez uyumlandıktan sonra Psişik Koruma Alevi'ni etrafınızda koruyucu ve şifalandırıcı bir alan oluşturması için çağırabilirsiniz.
“Başmelek Mikail, lütfen beni Psişik Koruma Aleviyle sar”
şeklinde çağrılabilir. Bir durumu, yeri ya da birisini korumaya almak içinse,
“Başmelek Mikail, lütfen ... durumu ... yeri ... filancayı Psişik Koruma Aleviyle sar” denir.
Psişik Koruma Alevi sadece sizi ve alevle sardıklarınızı psişik saldırılardan korumakla kalmaz. Sizin de dışarıya psişik saldırıda bulunmanızı engeller. (Kötü niyetiniz devam etse de dışarıya çıkmayacaktır.)
Psişik Koruma Alev'ini her gün çağırmalısınız. Kalktığınızda ve uyumaya hazırlanırken birer kez çağırın.
Psişik Koruma Alev'ini negatif enerjili kişilerle karşılaştığınızda ve onların bulunduğu ortamlarda yine çağırmanız faydalı olacaktır.(Dikkatli olun bazen en hoş görünen insanlar görndükleri gibi değillerdir.) İç güdülerinize güvenmelisiniz. Koruma alevini kullanmak zararsızdır, mümkün olduğunca istediğiniz iş için kullanabilirsiniz.
Ruhani bağışıklık sisteminiz güçlendikçe, Psişik Koruma Alevini çağırmanız daha az önemli hale gelecektir.
Uyumlama
Psişik Koruma Alev'ine uyumlamanızı Başmelek Mikail'i çağırarak alabilir veya tazeleyebilirsiniz.
“Başmelek Mikail, lütfen beni Psişik Koruma Alevine uyumla”
Eğer uyumlamaya daha çok enerji katmak isterseniz, gökkuşağı renklerinde bir alev hayal edin ve uyumlanacak olan kişiyi onunla sarın. Başmelek Mikail'i çağırdığınız sürece başka uyumlama yöntemlerini kullanmanızda sakınca yoktur.
Uyumlama tazelemelerinde zaman sınırı veya tekrar sınırı yoktur.
30-45 dakika kadar meditasyona oturmalısınız ve Başmelek Mikail'i çağırmalısınız.
Bu enerji herkesle özgürce paylaşılabilir...
|
|
|
EVRENLER TANRILARIN VÜCUTLARIMI |
Yazar: Mutlakguc - 07-04-2017, Saat: 15:32 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER
- Yorum Yok
|
|
Gelişen bilimsel realite Kuantsal var oluş düzeyindeki evrenin,bir ve bütün olduğunu söylüyor.Tasavvuftaki Vahdedi vücud anlayışına paralel olan, bu bir ve bütün olma halinin gerçekleşmesi konusunda neler söyleyebiliriz?
Yokluk bilinci olan Allah varlık bilinci haline,yoklukta potansiyel olarak barındırdığı,bilinç ve imkanlarını(Bilgi,güç,cevher)Tanrısal var oluşlarda yüz göstererek gerçekleştiriyor.Allah ın bilincini ve imkanlarını varlıklaşarak taşıyan bu tanrısal var oluş kategorisi ,gene Allah adına Evrensel var oluş programlarının tatbikatına başlıyor.
Varlık alemlerinin bir ve bütün olan yapısı,Holografik teknolojik yapılanma ile, iç içe dürülmüş boyutları kapsamakta.Bütün alemler ise Tanrısal varların varoluşlarında doğal olarak içerdikleri İlahi yasalar olan İlahi fizik kuralları ile yapılandırılmakta.İlk yaradılan Tanrısal varlar Lahud alemleri daha sonra onların evladi bilinçleri olan Meleküt ve Ceberrüt alemleri ve kuantsal var oluş kategorsi varları olan İnsan oğlu,iç içe ve bir vücut olmalarını yaşamakta.
Maddenin kuantsal yapısının,Bilinçten etkilendiği, gözlemci olduğu zaman ile olmadığı zaman başka özellikler gösterdiği tespit edilmiş durumda .
Maddenin insani bilinçten etklilendiğini gösteren bu savdan yola çıkarak,Tanrısal performansa sahip bilinçlerin(Tanrısal varlar) maddeye nasıl hakim olacağı konusunda bir fikir elde edebiliriz.
|
|
|
MELEKLERLE KONUŞMAK |
Yazar: Emka - 07-04-2017, Saat: 13:55 - Forum: MELEK MESAJLARI
- Yorum Yok
|
|
Melekler insanlardan farklidir, onlar kendi özgür iradelerine ilgi duymazlar. Onlarin iradeleri saglam olarak ve daimi olarak Ilahi Irade ile uyumludur. Onlarin amaçlari Tanri?nin çocuklarina spiritüel olgunluga ve mükemmelige giden yollarini bulma ve Cenneti Dünyada tezahür ettirmede yardim etmektir. Bu orijinal mavikopyadir ve tamamlanma için zaman gelmektedir.
Herbirimizin meleklerle ilgili kavramlari gözden geçirmemiz ve daha yakindan bakmamiz büyük önem tasir. Meleklerle yillar süren çalismalar sonucunda, kocam Michael ve ben bazi prensipler kesfettik.
Bunlar ;
Kendi - açiklama: Bu, onlarla ilgili nasil hissettigimin dürüst bir degerlendirmesini ve olaylarin ve durumlarin incelenmesini gerektirir. Bu, onlarla ilgili nasil ?hissetmem gerektigi? anlamina gelmez veya diger insanlarin onlarla ilgili nasil hissettigi, en içerdeki çocuksu benligimde nasil dürüst olarak derinden hissettigim anlamina gelir. Melekler, durumu gerçek nese getirecek bir sekilde düzeltmek için uygun planlar yapmak için bu duygusal bilgiyi isterler.
Daima su sözleri hatirlarim :Küçük çocuklar gibi olmadikça, cennetin kralligina giremezsiniz?
Onlari çagirma eylemi veya davet etme. Melekler zeki varliklardir ve Ilahi Takdire hizmette dürekli mesguldürler. Çogu insan meleklerin onlarin yoluna yönlendirilen herhangi bir düsünceyi az yukarida bekledigini düsünür ve sonra buna yanit verdiklerini düsünür. Bu bazen gerçeklesebilir, ancak çogunlukla ciddi durumlari düzeltmek için gerekli melek türü etrafta durup beklemez, onlar çok mesguldür ve çagirilmalari gerekir.
Genellikle esim ve ben birlikte dua ederiz ve meleklerin dikkatlerini kendi boyutlarindan bizimkine çevirmelerinin 90 saniye sürebildigini kesfettik. Onlari bize güçlü bir sifaci tarafindan ögretilen kadim ve etkili bir yola göre çagiriyoruz. Gözlerimizi kapatiyoruz, konsantre oluyoruz ve ya yüksek sesle ya da sessizce imgelememizde onlarla konusuyoruz. Tipik olarak sunlari söylüyoruz :
?Evrensel Bilinçliligi simdi bizim farkindaligimizda olmasi için çagiriyoruz. Ilahi sevginin yasayan alevini auralarimizda yanmasi için davet ediyoruz ve Sevginin, Bilgeligin ve Gücün Kudretli Meleklerinin bize simdi gelmesini istiyoruz.
Meleklerin geldigini ve dinledigini hissetmemizi saglayan ince bir degisim gerçeklesene kadar bekliyoruz. Sonra devam ediyoruz :
...............için yardiminizi istiyoruz [problemi ve durumu belirtin ve ONUNLA ILGILI HISLERINIZI BELIRTIN!]. Örnegin, su sekilde olabilir :
Mali durumumuzla basa çikmaya çabalayarak gece gündüz çalismaktan yorulduk. Her zaman bununla ilgili üzüntülüyüz, ne kadar çok çabalarsak çabalayalim, asla yeterli olana sahip olmadigimiz görünüyor. Eger bu miktari yakalamissak, ya araba bozuluyor veya vergiler geliyor ya da evi tamir etmek gerekiyor. Acil durumlar olmadiginda bile, zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak her zaman çalismaktan çok tükendik, spiritüel yolumuzda olmaya yetecek enerjimiz yok. Bu yillardir devam ediyor.Tüm hayatimiz önümüzden geçiyor ve aydinlanma için susuzlugumuz giderilmiyor veya dünyayi daha iyi bir yer yapmak için hizmet için arzumuz bir yere ulastirmiyor.
Mali yardim istiyoruz. Bunu nasil yapacaginizi bilmiyoruz, ama hepinizin güçlü oldugunu ve sizinle her seyin mümkün oldugunu biliyoruz. Bize berrak rehberlik, tanima ve güç vermenizi istiyoruz, böylece getirdiginiz seyi karistirmayalim.
Bu durumu ilgili herkesin hayrina olacak bir sekilde çözmenizi istiyoruz ve onu zamaninda yapmanizi istiyoruz. Gelismesinin otuz yil alacagi bir sey istemiyoruz, mümkün oldugunca çabuk rahatlama istiyoruz, böylece yasamlarimizi iyilestirmeye ve aydinlanmaya ulasmaya ve hizmet etmeye daha çok enerji ve zaman verebiliriz.
Bu noktada bir ara veririz ve hislerimizi kontrol ederiz. Bir süre sonra sunu ekleriz :
Bize simdiye kadar verdiginiz her sey için tesekkür ederiz. Sagligimizi, evimizi, iliskilerimi takdir ediyorum. Çogu kisim için, ama eger çalisacaksak, iyileseceksek, meditasyon yapacaksak ve Tanri?nin çocuklari olmanin nesesini deneyimleyeceksek gerçek ve pratik bir seviyede mali durumumuzda gerçekten yardima gereksinimimiz var.
Ilerideki yardiminiz için tesekkür ederiz, çünkü daha yüksek bir seviyede bunu önceden isittiginizi ve duamizi yanitladiginizi biliyoruz. Yaptiginiz plani, dikkatimiz dagilarak veya zihnimiz kapali olarak veya baska seylerle mesgul olarak karistirmamamiz için bize berrak bir sekilde rehberlik etmenizi istiyoruz. Sizi seviyoruz ve simdiye kadar olandan daha çok yardiminiza gereksinim duyuyoruz. Sizinle sürekli bir temelde yakin iliski istiyoruz ve dünyayi daha iyi bir yer yapmak için dünyaya isik olmayi istiyoruz. Bu yapildigi için tesekkür ederiz. Amin.
Sonra sessizlesiriz ve tesekkür etme üzerine meditasyon yapariz. Bu gerçekten olaganüstü bir histir.
Bazen, eger çok yogun duygular içindeysek, aglariz veya hatta hayal kirikligimizi, umutsuzlugumuzu veya kizginligimizi ifade ederiz. Kendimize ve birbimize karsi ve meleklere karsi ne kadar çok dürüst olursak, özellikle duygularla ilgili olarak, daha iyi hissettigimizi ve dualarin daha mucizevi sekilde yanitlandigini ögrendik.
Bir baska önemli not : Bazen bu islemi birkaç gün tekrarlamak zorundayiz.... her seferinde duygularimizla ve problemlerimizle ilgili daha dürüst oluruz. Çogunlukla durumda gerçekten önemli bir degisim almak için meleklerle üçten fazla toplanti yapmak gerekmez.
Bu basit yolu baskalari ile paylastim, onlar için de iyi çalisiyor. Anahtar, özellikle duygular ile ilgili kendine dürüst olmak, meleklere karsi dürüst olmak. Basitçe onlari çagirin ve onlarla konusun, bir komsunuzla konusur gibi.
|
|
|
KADERDEKİ ÇIKMAZLARI ÇÖZMEK |
Yazar: Emka - 07-04-2017, Saat: 11:38 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
1. Büyük Düşünmek:
Kaderimizin kanunu şudur: Düşünceler eylemlere yol açarlar. Eylemler alışkanlıkların nedenidir. Alışkanlıklarımız bizim karakterimizi, kişiliğimizi belirler. Karakterimiz ise kaderimizi örgüleyen en önemli nedendir. Yaratıcımız geleceğimizi belirleme gücünü bize vermiştir. Herkes yürüdüğü yolun sonunda var olana ulaşır. Tırmandığınız merdivene bakarak sonunda nereye yükseleceğinizi anlayabilirsiniz. Dolaysıyla büyük sonuca giden yol büyük düşünceden başlar.
Hayat nehri Kızılırmak'tan daha kıvrımlı, Niagara'dan daha akıntılı ve tehlikelidir. Niagara nehri boyunca ilerlerken, bazı akıntı kollarının sizi inanılmaz güzelliklerle dolu vadilere götürdüğünü görürsünüz. Ama bazı kolların ucunda sonu ölüm olan şelaleler vardır. Tehlikenin başına geldiğinizde artık her şey bitmiş olur. Sona gelmeden önce yolunuzu değiştirebilirsiniz. Çoğu zaman geç kalmış olmazsınız. Ama bir gün gelir her şey bitmiş olur. Tedbir almazsanız geleceğiniz öyle bir ölüm bataklığına saplanır ki yeniden dirilmek için ne bir çaba gösterebilirsiniz, ne de göstereceğiniz çaba geleceğinizi kurtarabilmek için yeterli olabilir.
Büyük olduğunu düşündüğümüz insanların çoğu çocukluk yıllarını bizden daha ağır şartlarda geçirdiler. Ağır hastalıklarla boğuştular, yetim kaldılar, çevreleri tarafından terk edildiler. Bazılarının geri zekalı olduğu düşünülüyordu. Açlığı, fakirliği çektiler. Onların isimlerini tarihe altın harflerle yazdıran sırrı biz neden kullanmayalım
Siz işe girmeye karar verdiğinizde hangi görevler için başvurursunuz Çoğu kimse "bir iş olsun da ne olursa olsun" anlayışındadır. Az istediğiniz için kaderiniz size az veriyorsa niçin ona küsüyorsunuz İnsanların çoğu büyük işlere layık olmadıklarını düşünürler. Kendilerine güvenmezler. İnanılır gibi değil.
Vanlı bir çocuk tanırım. Öğrenim görmek için Ankara'ya geldiği zaman, şehir içi otobüs bileti alacak parası yoktu. Öyle ki eski Ankara terminalinden Demetevler semtindeki arkadaşlarının evine bir gece yarısı iki saat yürüyerek gitmek zorunda kalmıştı. O genç Anadolu'nun tertemiz ruhunu yansıtıyordu. Onun hakkında inanılmaz bir gelecek beklemiyordum. Küçük bir tezgahın başında ticarete başlayan Kayatürk şimdi her ay milyarları yönetiyor. Büyük düşünmeyi öğrenmeseydi, işini bu kadar büyütebilir miydi Kader herkese istemeyi bildiği kadarını vermiştir. Düşünsenize, niçin kaderin sahibi: "Dua edin cevap vereyim." "Dua etmezseniz ne öneminiz var." Diyor
2. Coşkunuzu Güçlendirin
Coşkunuzu güçlendirmek için önerdiğimiz yollardan sonuncusu konuşmalarınızda güçlendirici kelimeleri kullanmanızdır. Olumlu yük taşıyan güçlendirici kelimeleri her kullanışınızda ruhunuzun güçlendiğini görürsünüz. Dinleyen herkes güçlü kelimelerinizin etkisiyle sizde sihirli bir güç olduğunu sanır.
Güçlendirici kelimeleri kullandıkça manevi gücünüzün, özgüveninizin, coşkunuzun arttığını göreceksiniz. Bu kelimeler, onları her tekrar edişinizde sizi daha güçlü ve etkileyici gösterecek. Dahası mıknatıs gibi bir çekiciliğe sahip olacaksınız.(Güçlendirici kelimelerin altı çizilmiştir)
Başarı için dayanma gücüne, cesarete ve özgüvene ihtiyacımız var. Küçük bir engel karşısında hemen ümitsizliğe kapılan, kendini çaresiz hisseden bir insanın durumu çok acıdır. Oysa büyük kelimeler hayatımızı aniden değiştirebiliyor. Öyle ki en zayıf olduğunuz anda güçlendirici kelimeleri beş dakika tekrar ederseniz tüm duygularınızı değiştirebilirsiniz. Zihniniz, duruşunuz, yüz hatlarınız değişir(Zayıflatıcı kelimelerin altı çizilmiştir)
Büyük ve güçlendirici kelimeler arasından en önemlilerini size aktarmak istiyoruz. Bu kelimeleri ve bunların eş anlamlılarını sık sık kullanın.
Kendinizi ve yaptıklarınızı bu kelimelerle tanımlayın. Çılgınca tanımlayın
Enerji yükü en fazla olan güçlendirici kelimeler:
Büyük, farklı, şimdi, hızlı, fırsat, harika, bedava, kazançlı, yeni, kolay, heyecan verici, kesin, canlı, güzel, temiz, ilginç, muhteşem .
Diğer güçlendirici kelimelerden bazı örnekler:
Sır, başarı, zafer, yapmak, cesaret, önem, sevgi, saygı, barış, oyun, gülmek, yardım, vermek, yükselmek, eğlenmek, sevinmek, coşmak, kahramanlık, şeref, dürüstlük, tazelik...
Bu kelimelerin her birinin eş anlamlısı olan onlarca kelime bulabilirsiniz. Büyük kelimeleri diğerlerinden ayırmalı ve onları her fırsatta yüzlerce kez tekrar etmeliyiz.
Eş anlam açısından size bir örnek vermek istiyorum. "Büyük" kelimesinin yaklaşık eş anlamlıları arasında "Heybetli, kocaman, koskoca, çaplı, cesametli, devasa, muazzam, çarpıcı, azametli, ihtişamlı, muhteşem, şahane, haşmetli, görkemli, göz kamaştırıcı, göz alıcı, yüce..." gibi kelimeler yer alır.
Bu kelimeleri kullanarak kendinizi tanımladığınızda neler hissetmeye başladığınızı, gücünüzün nasıl devleştiğini göreceksiniz: İsterseniz bunu hemen şimdi yapın ve nasıl kudretli bir padişaha dönüştüğünüzü görün:
"Kendimi muhteşem hissediyorum. İnanılmaz harikalıkta işler başardım. Ben son derece güçlüyüm. Son derece başarılıyım. Harika bir insanım. Başarmak çok kolay. Ne kadar zevkli işler yapmışım! Şimdi mükemmelleşiyorum. Azamet ve heyecan kuşatıyor beni. Gücün ruhumda dolaştığını görüyorum."
Bu sözleri, bunlara benzer cümleleri kendiniz hakkında yüzlerce kez tekrar edin. Kanatlanıp uçmaya başladığınızı göreceksiniz. "Hayır yalan söylüyorsunuz" diyecek size çevreniz. Ruhunuzun derinlerine fısıldayan şeytandan aynı olumsuz telkinleri işiteceksiniz. İnsanlar kendi yalanlarının kurbanı oldular. Yıllarca kendimize yalanlar söyledik. Güçsüz olduğumuzu, bahtsız ve başarısız olduğumuzu söyledik. Şimdi söylediğimiz bu yalanların esareti altında inliyoruz. Ne olurdu birileri çocukken bize bizi uçuracak yalanları nasıl söyleyeceğimizi öğretseydi.
"Sevinçten coşuyorum" derseniz yalan mı söylemiş olursunuz Eğer bu sözü söylemeye devam ederseniz idam sehpasında bile sevinçten coşarsınız. Eğer "sıkıntıdan içimi kemiriyorum" demekte ısrar ederseniz padişah koltuğunda ölüm acısı yaşarsınız.
Tekrar ediyorum. Kendi yalanlarımızın kurbanıyız. İnandığınız tek doğru vardır. O da mutlak olan doğru değil, kendimize ısrarla söylediğimizdir. Hangi yalanı kendinize ısrarla söylerseniz tüm ruhunuz ona inanacaktır. Alt bilinciniz neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmez. Sadece ona en çok söylediğinizi doğru kabul eder. Bizim tek doğrumuz kendimize ısrarla söylemeye devam ettiğimizdir.
Kendinize kırk gün deli olduğunuzu söylerseniz gerçekten deli olursunuz. Kırk gün akıllı olduğunuzu söylerseniz gerçekten akıllı olursunuz. Ona ne olmak istediğinizi söyleyin. Beyniniz olmak istediğiniz gibi olmakta zorluk çekmeyecektir. Her renge girebiliriz, her farklılığı ustalıkla başarabiliriz.
Kullandığımız aktif kelimeler çevremizin kullandığı kelimelerden inanılmaz derecede etkilenir. Çoğumuz içinde yaşadığımız çevrenin kopyacısı oluruz. Trabzon da da , Eskişehir de gali , Diyarbakır da lo seslerinden kurtulamadığımız gibi, çevremizdeki insanların kullandığı kelimelerden de kurtulamayız. İki kelimeden ibaret olan isminizin anlamının bile karakterinizi değiştirebildiğini bildiğiniz halde kullandığınız kelimeleri ayıklamayı ihmal eder misiniz
Şurası gerçek: Sanatla ilgilenen insanlarla sanat konusunda, bilimle ilgilenenlerle bilimsel alanda konuşursunuz. Konuştuğunuz alan, üzerinde düşündüğünüz alana dönüşür. Öfkeli insanların yanında öfke kelimelerini duydukça onları kullanır hale gelirsiniz. Bu kelimeler kendilerine bağlanan anlamları bilincinize çağırır. Bu çağırma işlemi tekrar ettikçe, artık otomatikleşir ve öfkeyi bizzat yaşayan ve yaşatan insanlar oluruz.
Sözünü ettiğimiz gerçekten emin olmak istiyorsanız farklı kültürlerden insanların konuşmaları ve duyguları arasındaki ilişkileri inceleyebilirsiniz. Ortak dili kullananlar arasındaki duygu ve tutum benzerliğini fark edeceksiniz.
3. Hedef Belirlemek
Başarı aynı yönde sonuna kadar gitmektir. Nereye gideceğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir. Hangi yönde nereye kadar gidiyoruz Tam olarak ne istediğinizi bilirseniz, çevrenizdeki güçler size nasıl yardımcı olacaklarını bilirler. Zihninize ne yapmak istediğinizi söylerseniz onu yapmak için çalışır.
Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiç bir rüzgar fayda vermez. sözü hedefsizliğin gerçek sonucunu ortaya koyuyor. Ne yapmak istediğinizi bilmiyorsunuz, ama çevrenizde binlerce fırsat rüzgarı uçuşmaya devam ediyor. Hedefiniz yoksa fırsatları nasıl kullanacağınızı, yelkenlerinizi ne şekilde ayarlayacağınızı bilemezsiniz.
Kendilerini başarısızlığa mahkum edenler hedefi, zihinde dolaşıp duran hayallerle karıştırırlar. İsteklerin, dileklerin hedef olduğunu sanırlar. Sonuçta hedefsizliklerini değil de talihsizliklerini suçlarlar. Onlara, isteseler neler yapabileceklerini söyleseniz, inandıramazsınız. Büyük işler başaranların, bunu sadece hedeflerine borçlu oldukları konusunda ikna olmazlar.
Her başarı, sahibinin bizzat kendisinin ürettiği bir şaheserdir. Başkasının ürettiği eseri satın alabilirsiniz, ancak kendi başarınızı satın alamazsınız. Uzun bir yolculuğa çıktığımızda mutlaka dikkate almamız gereken bir gerçek var: Öncesinde acı tattırmayan sonrasında zevk tattıramaz. Hamuruna alın teri damlamayan bir bina gösteremezsiniz. Ağlamamışsanız gülemeyeceksiniz. Uykularınız hiç kaçmamışsa, huzurlu uykulara kavuşamayacaksınız. Denizlerin derinlerindeki inciye ulaşmak istiyorsanız, derinliklerde dolaşmayı ve ahtapotla yüzleşmeyi göze almalısınız. Merak etmeyin, başaranlara zarar vermeyen acılar size de zarar vermeyecektir. Hedef belirleyebilmek için uykusuz kalmanız gerekiyorsa bunu göze alın.
Hedef sahibi olduğunuzda tüm duruşunuz ona hizmet edecektir. Geçen tüm saniyelerinizde zihniniz hedef üzerinde düşünecek, konuşmalarınızı, ilginizi ve öğreniminizi hedefiniz belirleyecektir. Böylece dikilen bir ağacın beslenerek büyümesi gibi, hedeflerle dolu bir zihinde yaşatılan arzular içten içe inşa olmaya ve yeşermeye devam edecektir. Hedefsiz insan kökleri kesilmiş ağaç gibidir, yeşermez. Kökleriniz canlı mı Her gece uyumadan önce, sulanmak isteyen büyük bir hedef kendisini size hatırlatıyor mu
Hedef üzerinde çalışırken dikkat etmemiz gereken belli kurallar vardır. Bu kuralları sistemli şekilde uygulayabildiğimiz ölçüde hedefimiz elimize verilecektir.
4. Arzu Geliştirme
Başarmak üretmektir. Üretmiyorsanız başarılı olamazsınız. Her başarının içinde, var olmanın ayrı bir hikayesi yer alır. Tüm başarıların ortak bir özelliği, içlerinde güçlü arzu barındırmalarıdır. Başarı büyükse ona yol açan arzu da büyüktür. Ne kadar başarılıysanız o kadar arzulusunuz. Kainatı yaratan arzu en büyük arzuydu. Küçük arzuyla bir mektup, büyük arzuyla bir kitap yazarsınız.
Bugününüz geçmişteki arzularınızın eseridir, geleceğinizi de bugünkü arzularınız belirleyecek.Kaderinizi başka hiçbir şey değil arzularınız yani dualarınız belirler. Yaptıklarınız, yapmadıklarınız; yapacaklarınız ve yapmayacaklarınız yani her şeyiniz, yani tüm kendiniz arzularınıza bağlı. Üreteceğiniz her şey ne istediğinize, nasıl ve ne kadar istediğinize veya istemediğinize bağlıdır.
Herkeste var olan sıradan arzulardan söz etmiyorum. İstemekten, dilemekten, basitçe ümit etmekten söz etmiyorum. Üzgünüm: Sözünü ettiğim arzuyu ifade edecek başka bir kelime de bulamıyorum. Burada herkesin bildiği arzudan değil, çok az insanın bildiği arzudan söz ediyorum.
Kainattaki tüm güç ilişkileri arzu kanuna dayanır. Arzu, manevi gücün doğduğu kaynaktır. Ne kadar çok arzuya sahip olursanız o kadar güçlü olursunuz. Yani arzu ne kadar şiddetli ise sonuç o kadar güçlüdür. Bir Batılı düşünür şöyle der: "Duygularınızın şiddetini bilseydim gelecekte atacağınız adımların büyüklüğünü söyleyebilirdim." Arzu duygudur ve tüm duygular arzu duygusunda birleşirler. Arzu, yerine göre sevgi olur, yerine göre nefret olur. Tüm duygular arzulamakla arzulamamak arasındaki çizgi üzerinde dizilirler.
Edison çok istemeseydi elektriği bulmak uğrunda yüzlerce defa bıkmadan deney yapabilir miydi Kolomb çok istemeseydi aylar süren Amerika yolculuğuna dayanabilir miydi Gemisinde defalarca isyanlar çıktı. Tayfalarının çoğu öldü. Yıldırıcı okyanus dalgalarıyla boğuştu. Çok arzulamasaydı o zorluklara dayanmaya devam edebilir miydi O insanların arzuları çok güçlüydü. Ne kadar güçlü olacağınızı ne kadar şiddetli istediğiniz belirler.
Zor sanılan başarı aslında ummadığımız derecede kolaydır. Başaranlarla başarmayanlar arasında harcadıkları çabalar açısından neredeyse hiç fark yoktur. Oysa onların dağlar ile taşlar kadar birbirlerinden farklı olduklarını sanırız. Bir cümleyi yazmakla, yazmamak arasındaki fark çok küçüktür. Bir sigarayı içmekle içmemek arasındaki fark çok küçüktür. Ama bu iki küçük eylemin sonuçları arasında korkunç farklar olduğunu görüyoruz. Cümleyi yazarsanız kitap yazarsınız. Sigarayı içerseniz ömrünüzü kısaltırsınız. Bu küçük fark bize büyük bir fırsat veriyor. Bu sayede biz de tüm başarılı insanlar gibi başarıyı yakalayabiliriz. Baş döndürücü bir başarıya imza atabilmek için baş döndürücü işler yapmak zorunda değiliz. Büyük iş yapmak çok iş yapmaktan ziyade farklı iş yapmaktır.
Üzerinden koşarak geçtiğiniz vadide, güzel kokularını gizleyen çiçekler dikkatinizi ekmeyecektir.
5. Yöntem Belirlemek
Nasıl yapılabileceğini bilseydiniz okuduğunuz kitabı yazabilirdiniz. "Nasıl " sorusuna cevap verseydiniz mevcut arzularınız sizi çoktan kendilerine kavuşturmuş olurdu. Yöntemini keşfetmediğiniz iş, alsa yapamayacağınız iştir.
Yöntem belirlerken üç farklı alan üzerinde çalışacaksınız: Yeterli bilgi toplamak, hedefi kesinleştirmek ve hedefi planlamak. Yeterince bilginiz yoksa nasıl yapacağınızı bilmeyeceksiniz. Hedefiniz kesin değilse tam olarak onu yapamayacaksınız. Belirsiz hedefler arasında dolaşıp duracaksınız. Hedefinizi planlamamışsanız merdiveni adım adım çıkamazsınız. Gittiğiniz yolu kontrol edemezsiniz. Bir adımı ihmal etmek tüm adımların boşa çıkmasına neden olur. Binanızın direkleri ne kadar güçlü olursa olsun, temel zayıfsa binanız çökmeye mahkumdur.
Şu sorulara cevap arayın: Niçin berber dükkanında çalışan çıraklar bir süre sonra kendi berber dükkanlarını açıyorlar Niçin lokantacıların hemen hepsi daha önce başka bir lokantada çırak olarak çalışmışlardı Niçin tüm ustalar yanlarında çalıştıkları ustaların mesleklerini seçtiler Çünkü çıraklar nasıl yapacaklarını ustalardan görerek, onları izleyerek öğrendiler.
Şimdi farklı fırsatlarımız var. Artık nasıl yapılacağını öğrenmenin çıraklıktan başka yolları vardır. Ben bu kitabı yazabilmek için bir yazarın yanında on yıl boyunca çıraklık yapmak zorunda kalmadım. Evimde elektrikli aletler bozulduğunda onları tamir etmeyi bana özel bir kurs öğretmedi. Hatta çok iyi kullandığıma inandığım bilgisayarı başkalarının sözlü anlatımından veya uygulamalarından öğrenmedim.
Tam olarak gerçekleştirmek istediğiniz hedef üzerinde bilgi toplamayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Hedefinizi ne kadar arzuluyorsanız, onunla ilgili bilgileri de o kadar zevkle öğreneceksiniz. Öğrenmeyi zevkli kılan öğrendiklerinizin arzularınızla ilişkili olmasıdır. İstemediğiniz konularda öğrenmeye çabalamak canınızı sıkacaktır. Size sevmediğiniz konuları yettiği kadar, ama hedefinizle ilgili konuları amansız bir çabayla öğrenmenizi öneriyorum.
Bir kitapta neyi öğrenmek istiyorsanız onu öğreneceksiniz. Elinizdeki kitapta yazarın dikkatinizi çekmek için kelimeler üzerinde ne gibi oyunlar oynadığını araştırmamışsanız bunu öğrenmeyeceksiniz.
Kesin hedefin gerçekleşme ihtimali bulanık hedefe göre en az yüz defa daha fazladır. Kesin olmayan hedef, uğrundaki binlerce saatlik emeği boşa çıkarır. Çoğumuzun başaramama nedeni hedefsizliğimiz değil, ama hedefimizin bulanıklığıdır. Kesinlik: Tam olarak neyi, tam olarak nasıl, tam olarak nerede, tam olarak ne zaman ve tam olarak ne kadar yapmak istiyorsunuz İçlerinde bu sorulara cevap bulmadığınız hedefler uğrunda boşuna ömrünüzü tüketir misiniz
Bir insan zengin olmak ister. Basitçe "zengin veya milyarder olmak istiyorum" der. Zihninizde rasgele dolaşan bir hedefin çocukça bir hayalden hiç farkı yoktur. İnsanın, nasıl yapılabileceğini araştırmadığı bir hedefi istemeye devam etmesi, onu hedeflemesi anlamına gelmez.
|
|
|
POZİTİF ENERJİ UYGULAMASI NASIL YAPILIR |
Yazar: Emka - 07-04-2017, Saat: 10:34 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Düşünce, insanın temel yaratıcı yeteneğidir. Düşünce ve imajinasyon (tahayyül-hayal etme gücü) hareketten önce vardır. Her düşünce belli bir etkiye sahip olan yaratıcı bir süreçtir.
Hayatımızı iyiye doğru yöneltmek istiyorsak eğer, gereken olumlu sebeplerin oluşması için bir tür aşırı çaba göstermeliyiz. İmajinasyon gücümüzün, hayatımızı her an yeniden yapılandıran bir yaşam sanatçısı olduğunu unutmayın.
Eğer bir insan, Pozitif düşünüyor ve davranıyorum, ama yansımalar asla pozitif değil. diye düşünüyorsa, yanılıyordur. Pozitif düşünce, bizi sevindirmeyen, mutlu kılmayan ve onaylamayan olayları dikkate almamak anlamına gelmez ki; aksine, Gerçek pozitiflik, her durum ve şart altında elinden gelenin en iyisini yapmaktır.
Günlük hayatta yeni zorluklarla karşılaşmak engellenemez. Zaten bu tür değişimler ve meydan okumalar bize atak yaptırır. Gelişmek, değişmek, güçlenmek ve karşılaştığımız zorlukları olumlu olaylar hâline getirerek çözümlemek insan hayatının amacı ve anlamıdır. Hayatın acılıkla, katılıkla, negatiflikle sunduğu her şeyi tatlandırmak, güzelleştirmek ve pozitif enerjinin pırıltılı ışığıyla yıkamak için buradayız. Her zorluk onu aşmamız için bize bir olanak sağlar ve ruhsal farkındalığımızı artmasına neden olur.
Yaşamanın öncelikle öğrenmek anlamına geldiği gerçeğinin tam olarak şuuruna varırsak, hayatla ilgili görevlerimizi de hakkıyla yerine getiririz.
Düşüncelerimizin her biri bir yaratma eylemidir. Hepimiz de buraya yaratıcı yönümüzü geliştirmek için geldik. Düşüncelerimizle yaratıcı enerjiye şekil veriyoruz. Ve daha sonra bu eylemimiz, hayatımızda bir durum veya olay olarak ortaya çıkıyor.
Pozitif düşünmek ve pozitif enerjiyle uygulama yapmak, üstelik bu olumlu enerjiyi başkalarına da yansıtmak demek, tüm deneyimlerin özellikle de acı ve ıstırap dolu deneyimlerin bize Öğrenmek ve Uygulamak için olanaklar sunduğunu fark etmek; geçmişin tüm acı anılarını affetmek, onları sevgiyle kendimizden uzaklaştırmak demektir.
Şuurlanmanın ve gelişimin hangi aşamasında bulunursak bulunalım, insan olmanın erdemli vazifesini bilgece yerine getirme şansına eşit olarak sahibiz. Kim olursak olalım, büyük küçük demeden ne hizmet yaparsak yapalım, hizmetimizi pozitif enerjinin verdiği güçle olumlu ve doğru yapmak olanaklarıyla donatılmış durumdayız. Yeter ki, Pozitif enerjinin tüm varlığımızdan yansıyabilmesi için sadeleşmeyi ve terki göze alalım ve pozitifin bilgisine gönül kaplarımızı açalım.
|
|
|
DÜŞÜNCELERİN MEDİTASYONLA POZİTİFE YÖNLENDİRİLMESİ |
Yazar: Spiritüeller - 06-04-2017, Saat: 23:37 - Forum: MEDİTASYON
- Yorum Yok
|
|
Düşüncenin kontrol altına alınması için meditasyon zikir veya yaratıcı imgeleme uygulamaları son derece değerli programlar ve uygulamalardır. Meditatif çalışmalarda zihnin farklı bir vibrasyona, titreşime geçişi sağlanmaktadır ve o yüksek titreşim aracılığıyla gerçek ihtiyaçlarımızla, gerçek olmayanlarını ayırabilmek zaman içinde daha kolay hale gelir. Gerçek olmayan ihtiyaçları tamamen nefsaniyetimiz, nefsimiz ve egomuzdan ötürü yaratmışızdır. Bu yüzden de egonun terbiye edilmesi, kontrol altına alınabilmesi öncelikle zihinsel boyuttadır.
Düşüncelerin derlenip toparlanması neyi, neden, ne zaman ve nasıl düşündüğünü bilmek ve fazlalıklı düşünceleri, zararlı düşünceleri adeta bir bilgisayardaki koruyucu program gibi dışarı atabilmek çok önemlidir. Çok fazla zararlı düşünceyi bir arada zihinde bulundurmak, otomatik şartlandırmalarla yaşamda hiç durmadan bir şeyler istenmesi gerektiğine ve hep daha fazlasına sahip olunması gerektiğine inanmak çok zararları olan düşüncelerdir. Ama maalesef kendi üzerinde disiplin uygulamayan ve hiçbir iç çalışma yapmayan toplum bireylerinin büyük bir çoğunluğuna, geneline de bu düşünceler hakimdir.
Her zaman her şeyin en iyisine sahip olmak gibi yanlış bir kanı yaygındır. Neye göre iyi diye sormak gerekir ya da gerçek iyi nedir? demekte yeterlidir. Bu tip soruları sormadan hiç durmadan istemek egonun yüksekliğini gösterir. Oysa ki burada anlaşılması gereken şey, tüm ezoterik ve doğu öğretilerinin temeli olan ?ne kadar az şeye sahip olursanız aslında o kadar çok şeye sahip olacaksınız!? bilgisidir ve bunu anlamak insan tekamülü için hem çok önemli bir aşamadır, hem de insanı bir realiteden diğerine sıçratacak güçte bir bilgidir.
|
|
|
BİLİNÇ ALTINI SIFIRLAMAK |
Yazar: Spiritüeller - 06-04-2017, Saat: 23:06 - Forum: Bilinçaltı
- Yorum Yok
|
|
Bir bahçen olduğunu düşün, ona bakmadığında neler olur Muhtemelen yabani otlar türer ve istediğin bitkiler, meyveler yetişmez.
Bilinçaltımızda aynen bir bahçedir ve biz ona bakmaksak yabani otlar türer.
Nedir bu yabani otlar
Dr. Emoto'nun yaptığı su deneyi ve bu konudaki onlarca deney göstermiştir ki düşünceler hatta sadece kelimeler bile bedenimizi etkiliyor ve yeniden şekillendirebiliyor.
Gönül isterdi ki barış içinde herkesin pozitif düşenebildiği bir dünyada yaşayalım. Ama maalesef gazeteler, televizyonlar ve insanlar hep negatif şeylerden bahsediyorlar ve bahsettikleri de direk bizim bilinçaltımıza bir tohum olarak gidiyor.
Onun içindir ki o düşünceler bilinçaltımızda büyümeden biz onları ayıklayıp kendi istediğimiz sevgi, bolluk, neşe çiçeklerini yetiştirelim.
Bilinçaltımızı Temizleme
Bilinçaltımıza 'Şimdi tüm suçluluk duygularım yok oluyor' dediğimizde genelde hiç bir şey olmaz. Çünkü bilinçaltını en etkili şekilde duygularla etkileyebiliriz. Aynı örneği şöyle yapabiliriz 'Şimdi suçluluk duygularımı sevgiyle yanan mor ateşe bırakıyorum'
Şimdi aşağıda bilinçaltımızı temizleyecek çok güzel bir meditasyon örneği veriyorum, hangi sıklıkta duş alıyorsan o sıklıktada bilinçaltına duş aldır.
Rahat, sakin ve huzurlusun
Bir yolda ilerliyorsun Yol Toprak Parke taşlı Asfalt Veya çimen kaplı olabilir Dikkat et Yolun kenarında ağaçlar çiçekler, evler varmı dikkat et Hava,güneşli veya yağmurlu olabilir. Olsun Güneş hayat. Yağmur berekettir
Büyük bir kapının önündesin. Kapının yan tarafında yanan mor alevi görüyorsun Üzerindeki eski elbiselerini çıkar ve mor alevin içine at. Artık bu eski elbiselere ihtiyacın yok Bu eski elbiseleri sana başkası giydirdi Bunları tek tek mor alevin içinde yakarak, bunların yerine daha renkli daha rahat kıyafetler giyeceksin Mor alevin dönüştürücü gücünü biliyorsun
Eski elbiseleri mor alevin içine attıkça, özgürleşiyorsun Rahatlıyorsun Evrenin, boşlukları pozitif enerjiyle doldurduğunu biliyorsun.
Elinde küçük küçük kâğıtlar var 1. kâğıdı okuyorsun... Kâğıtta büyük harflerle güvensizlikler yazıyor Güvensizlikleri mor alevin içine at Güvensizlikler mor alevin içinde erirken içine özgüven duyguları yerleşiyor Hisset Rahatsın Huzurlusun güvendesin Şimdi 2. kâğıdı alıyorsun 2. kâğıtta. Büyük harflerle Pişmanlıklar yazıyor. Tüm pişmanlıkları mor alevin içine at Pişmanlıkların tecrübeye dönüşmesini sevinçle seyret Bu sevinci içinde hisset 3 kâğıtta suçluluklar yazıyor Suçlulukları mor aleve at Suçluluklar mor alevin içinde eriyerek Özgürlüğe dönüşüyor Hisset Özgürce nefes al Dördüncü kâğıtta Korkular yazıyor Korkuları mor alevin içine at Korkular mor alevin içinde erirken senin içinde güvenlik duygusu gelişiyor. Hisset 5. kâğıtta Depresyonlar ve bağımlılıklar yazıyor depresyonları ve bağımlılıkları mor alevin içine at Depresyonlar ve bağımlılıklar mor alevin içinde erirken her şeyden ve herkesten özgürleşiyorsun Hisset Elindeki kâğıtta ertelemeler yazıyor Mor aleve at Ertelemeler mor alevin içinde erirken Rahatlayıp, seni tutan her şeyden kurtulduğunu biliyorsun...
Şimdi elinde tuttuğun kâğıtta Ve diğerleri ,..yazıyor Bu kâğıdı mor alevin içine attığın anda o, mor alevin içinde erirken sen, yeni doğmuş bir bebek gibi yeni ve daha güzel bir hayata başlamak üzere istediğin planı yapabileceğini biliyorsun
Eski elbiselerin Seni kısıtlayan her şey mor alevin içinde eriyerek yok oldu Dönüşüme uğradı
Derin rahatça nefes al
Şimdi kapının tokmağını tut Kapıyı aç İçeri gir İçerisi adeta cennetten bir köşe Etrafına bak Bahçedeki güzelliklerin. Renk cümbüşünün farkında ol Bahçenin içinde renk renk çiçekler Çeşit çeşit meyve ağaçları var. Farkında ol Derin nefes al Hayatının bahçesinde özgürce sevinçle ilerle Hayatının bahçesinde sevinçle ve özgürce ilerlerken Bolluk içindeki ağaçlardan sarkan meyvelerden hangisini canın isterse al meyvelerin tadını, dilinde damağında hissederek ye Çiçeklerin.. meyvelerin Ve toprağın birbirine karışan kokularını içine çek Cıvıl cıvıl neşeyle öten kuşları dinle Bu muhteşem konser, içindeki coşkuyu arttırıyor Neşeleniyorsun Burası senin hayat bahçen Buranın mimarı sensin Buraya istediğin ağacı ve çiçeği dikebilirsin... Hayatının bahçesine istediğin kişiyi davet edip sohbet edebilirsin Şimdi büyük köklü bir ağaç görüyorsun Ağacın dibine otur Sırtını ağacın güçlü ve güven veren gövdesine daya Ağaçtan sana yansıyan gücü ve güveni hisset
Yaprakların arasından sızan güneş ışınları tenini ısıtıyor Hisset Ağacın dallarında ötüşen kuşları dinle Ağacın dallarından sarkan meyvelerin tadına bak Toprağın çiçeklerin ve ağaçların birbirine karışan kokularını içine çek Etrafındaki renk cümbüşünün, ahengin ve uyumun farkında ol Şimdi ayağa kalk Bir çukur kaz Burada bulunmasını istemediğin çiçek veya bitki varsa. Hepsine, bu zamana kadar hayatına kattıkları renk ve ahenk için teşekkür edip toprağa gömerek evrene hediye edeceksin. Şu sözleri benimle birlikte 3 kere söyle
BU ZAMANA KADAR HAYATIMA KATTIĞINIZ RENK VE AHENK İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Şimdi artık burada bulunmasını istemediğin çiçekleri nazikçe yerlerinden sök. Ve sevgiyle çukura koy sen bunu yaparken ben susacağım
Şimdi bu söktüğün çiçeklerin yerine istediğin çiçekleri dikeceksin Onlar hızla büyüyüp bol bol çiçek açtıkça sen daha mutlu ve sana doyum veren bir yaşam süreceksin
Şimdi yanında duran. İlk çiçeği eline al. Kalbine götür Kalbini çiçeğin enerjisiyle doldur Bu çiçek duygularının çiçeğidir Şimdi duygularının çiçeğini hızla büyüyüp renk renk çiçekler açması için toprakla buluştur Duygularının çiçeği hızla büyeyecek renk renk çiçekler açacak ve sen onu daima olumlu ve güzel duygularla besleyeceksin Kendini Ve çevrendeki herkesi Duygularının çiçeğini.. kalbinden akan enerjiyle besle Derin bir nefes al
Şimdi ikinci çiçeği al ve kalbine götür Kalbinin her zerresini çiçeğin enerjisiyle doldur
Bu çiçek özgüvenin çiçeği Kalbinin her zerresinin özgüvenle dolduğunu hisset Özgüvenin çiçeğini toprağa dik Özgüvenin çiçeği hızla büyüyüp renk renk çiçekler açtıkça sen An be an daha büyük bir özgüvenle dolacaksın Şimdi özgüvenin çiçeğini kalbinden akan enerjiyle besle Derin nefes al
Şimdi diğer çiçeği eline al bu çiçek hayatın sana sunduğu maddi imkânların çiçeğidir Senin önceliğin para İş Ev Araba Her şey ama Her şey olabilir Olsun Maddi imkânlarının çiçeği toprağa dikildiği anda hızla büyüyüp renk renk çiçekler açtıkça senin istediğin her ne ise hayatında derhal gerçekleşecek
Şimdi maddi imkânların çiçeğini kalbine götür Kalbinin her zerresini maddi imkânların çiçeğinin enerjisiyle doldur Şimdi çiçeği toprağa dik ve ona kalbinden enerji yansıt.
Can suyu olsun Maddi imkânlarının çiçeği hızla büyüyüp renk renk çiçekler açsın. Ve önceliğin her ne ise derhal gerçekleşsin Derin derin nefes al Şimdi diğer çiçeği eline al Bu çiçek bağışlamanın çiçeğidir Affetme duygusu Sevginin sesi Kokusu Tadı Rengi ve dokusu Bu güzel çiçeğin enerjisiyle kalbinin her zerresini doldur Bedeninin Zihninin her zerresini bu güzel çiçeğin enerjisiyle doldur Şimdi bağışlamanın çiçeğini toprağa dik Bağışlamanın çiçeğini kalbinden. Zihninden Tüm varlığından taşan enerjiyle besle.. büyüt Şu sözleri söyle BEN KENDİMİ VE BENİ ÜZEN HERKESİ AFFETTİM VE ÖZGÜR BIRAKTIM BİR PLAN GEREĞİ BULUŞTUĞUMUZU, BİZLERİ GELİŞTİREN BU DENEYİMLERİ YAŞADIĞIMIZI BİLİYORUM ARTIK HEPİMİZ ÖZGÜRÜZ Sen, sadece barışçı düşünceler üretiyorsun Derin derin nefesler al Tekrar ağacın dibine otur Ağaçtan sana yansıyan enerjiyi Gücü Güveni hisset.
Sen kişisel mutluluk duygusunu Özgüven duygusunu Ve güvende olma duygusunu elle tutulur Gözle görülürcesine somut bir şekilde hissediyorsun Yaşıyorsun
Bu hisler çoktaaan gerçekleşti. Kesinlikle, tam söylediğim gibi oldu.
çok büyük bir hızla. Çok daha güçlü bir biçimde bütünüyle gerçekleşti
Sana sunulan çözümlerle kendini Daha mutlu hissediyorsun
Kendini an be an daha mutlu hissediyorsun
Her gün her koşulda Çok daha iyimsersin Sen, kendine. Kendi çabalarına, kendi kararlarına Kendi fikirlerine Çok daha fazla güveniyorsun
Artık bulunduğun her ortama özgüveninin enerjisini yansıtıyorsun.
Derin nefes al
Kendini görüyorsun. Özgüvenin enerjisini çevrendeki insanlara. Dünyaya, evrene özgürce yansıtıyorsun
İçindeki özgüvenin tamamıyla ve tümüyle farkındasın
Sen kendine güveni olan, özgür ve kararlı bir insansın.
Düşünme biçimin, konuşman, her halin kendini ifade ediş tarzın, kendine güveni olan bir insan olduğunu belli ediyor.
Özgürsün, kendi içinde güven dolusun.
Daima olumlu duygular üretiyorsun Olumlu duygular ürettikçe hayatın daha eğlenceli bir hal almaya başladı.
Olumlu düşünce tarzı hayatını daha olumlu bir hale getiriyor. Her olayın olumlu yanını görebiliyorsun
Kendinle barışıksın. Kendini koşulsuz seviyorsun. Olumlu düşüncenin etkileri an be an belirgin bir şekilde artarak devam ediyor.
Sen kendini ve seni üzmüş olan herkesi affettin ve özgür bıraktın.
Kendi değerini biliyorsun. Ve kendine yaşamın boyunca sevgi dolu bir hayat yaşamak için izin veriyorsun
Zihnin sakin ve parıl parıl parlayan bir su gibi Daima doğru zamanda doğru yerde bulunuyor ve doğru şeyi söylüyorsun
.Her zaman fiziksel ve duygusal olarak rahatsın.
Zihinsel olarak uyanıksın. Zihnin berrak ve sana doğru cevapları kolaylıkla veriyor
Zihnin senin rehberin. Sen, yapman gereken her ne ise en doğru şekilde yapıp, onun rehberliğine karşılık veriyorsun
.Doğru zamanda doğru yerde bulunuyor doğru şeyi söylüyorsun.
Kendinle gurur duyuyorsun!
Hayattaki bütün olumlulukları aklından geçiriyorsun Amaçlarını, kazandığın başarıları.
O kadar çok başarı kazanmışsın ki, doğal olarak, başarılı olmayı sürdüreceğini biliyorsun.
Bütün amaçlarına ulaştın ve kendine en sağlıklı en olumlu yaşamı kurdun.
Kendini görüyorsun
Boyuna göre en ideal kilodasın. Kendini çok iyi hissediyorsun
Artık bir yetişkinsin ve ihtiyaçsızlık hissin daha güçlü(kendi kendini idare edebiliyorsun).
En güzel duyguları kendi kendine üretiyor ve içinde yaşatıyorsun. Bunu yapmak çok kolay... Güvende hissetmek, sevildiğini hissetmek, rahat hissetmek, sevildiğini ve korunduğunu hissetmek. Ne kadar kolay
Kendin için daima en iyi olanı yapıyorsun, kim olduğunla/kendinle gurur duyuyorsun,
Kendinden hoşlanıyorsun ve dahası kendini seviyorsun.
Kendine güveniyorsun ve kendinin harikulade biri olduğunu kabul ediyorsun.
Sen güvendesin ve korunduğunu biliyorsun ve hissediyorsun
, gözetiliyor ve seviliyorsun, aranılan bir kişi olduğunu biliyorsun hissediyorsun,
Kendini seviyorsun ve kendi kendinden memnunsun. Sen kendinin en iyi dostusun.
Birileriyle kaynaşmak durumunda kaldığın zaman, kendini daima iyi ve rahat hissediyorsun
Şimdi burada bulunmak senin en doğal hakkın, sen çok iyisin, sen kâinatın evladısın, tıpkı ağaçlar ve yıldızlar gibi.
Burada var olmak senin en doğal hakkın
Sen evrensel planın bir parçası olduğunu kabul ettin
Kendinle barış içindesin, sakinsin, sükûnet içindesin huzurlusun
Sen her anı şimdi ve burada yaşıyorsun
Her gün taze bir başlangıçtır biliyorsun
Her gün taze bir başlangıçtır ve her sabah dünya yeniden uyanır
Her günü geldiği gibi kabul edip güneşin ışığından zevk alıyorsun, kuşların sesini dinleyip çocukların gülüşüne katılıyorsun.
Şimdi ve burada hayattan tam manasıyla zevk alıyorsun.
Düzenli olarak gelişen ve olgunlaşan bir kişiliğin var
Sahip olduğun gücün ve yeteneklerin farkındasın
Seçmiş olduğun hedefleri başarabildiğin için kendine güveniyorsun
Kendine inanmayı öğrendin, kendine minnettarsın ve kendine iyi davranıyorsun
Karşına daima üstesinden gelebildiğin durumlar çıkıyor
Başın dik, mutlu ve kararlı bir şekilde yürüyorsun.
İnsanlar sana saygı duyuyorlar, çünkü sen, kendine ve onlara saygı duyuyorsun
Güvenilir ve dürüstsün özeleştirini de dürüstçe yapıyorsun.
Etrafındaki güzellikleri görüyorsun.
Pozitif bir başarıdan diğerine geçiyorsun
,
.İnsanlar onlardan hoşlandığının farkında ve senin maksadının iyi olduğunu hissediyorlar. Biliyorlar.
seni daha yüksek bir potansiyele taşıyan davranışların için motivasyonun sürekli gelişiyor
Yani şimdi sen dopdolu zengin ve değerli bir hayatın tadını çıkarıyorsun
Başladığın işi derhal bitiriyorsun.
Sana karmaşık gelen işlerin bir taslağını çıkarıyorsun.
Baş edebileceğin parçalara bölüyorsun.
Hedeflerini parçalara bölüyorsun,her parçayı Ne zaman başlayıp ne zaman bitireceğin ile ilgili bir zaman çizelgesi hazırlıyorsun. Ve başladığın işi mutlaka bitiriyorsun.
Şimdi sen başladığı işi bitiren bir insansın.
Şimdi sen eylem yapan birisin.
Kendi içinde rahatsın ve huzurlusun
Yeteneklerini sergilerken rahatsın. Ve kendine olan inancın istikrarlı bir şekilde artıyor
.Anlamaya ve kabul etmeye başladın
.Diğer insanların düşündükleri ve hissettikleri onların meselesidir. Onların yaşamlarının bir parçasıdır. Onların davranış biçimlerinin bir parçasıdır.
.Kişiliğin sana doğru yolu daima gösterir. Diğerlerinin gördüğü basitçe kendi yaşam deneyimlerinin sonucudur.
.Sadece kendi düşünceleri ve daha fazlası değil. Ve sen onların hiçbirinden mesul değilsin.
Görmediğimiz duymadığımız ya da görmeyi duymayı hayal etmediğimiz hiç bir şey bizi etkilemez
Sadece onlara karsı aldığımız tavır bizi değiştirir. Gördüğümüz duyduğumuz hiç bir şey bizi değiştiremez ya da incitemez. Burada söylenilenler bile seni değiştiremez.
Sadece bu söylenilenlere karsı aldığın tavır etkiler ve değiştirir. Gördüğün ve duyduğun şeylerin seni etkilemesi kendi özgür iraden ile seçtiğin tavra bağlıdır.
Hangi şeylere tepki vereceğin hangilerinin seni harekete geçireceği hangilerini umursamayacağin senin secimindir.
Umursamadığın şeyler senin için hiç bir şey ifade etmez. Umursamadığın şeyler, senin için hiç bir şey ifade etmez
Şimdi derin nefes al rahatsın huzurlusun Evrenden gelerek, başının üzerinden bedenine giren Enerjinin farkındasın Enerjinin başının içine yayıldığını hisset Beyninin tüm kıvrımları, başını oluşturan tüm hücreler. Enerjiyle doluyor. Enerji aşağıya doğru akarak bütün bedenine yayılıyor Şifa veriyor Tüm bedenin enerjiyle pırıl parlıyor Enerjinin bedenini oluşturan hücre çekirdeğine dolduğunu hisset Enerji DNA na doluyor hisset DNA nda bedeninin orijinal hali kayıtlı Bedeninin orijinal hali Genç, dinç, dinamik, boyuna göre en ideal kilo Dış görünüş Bedeninin en mükemmel hali DNA nda kodlanmış durumda Bedeninin her bir hücresinin çekirdeğine. Her bir atomuna kadar dolan enerji, bedeninin kendisini taze hücrelerle yenilemesi için aktive etti Kan dolaşımın mükemmel Kan değerlerin dengeli Kanın, damarlarında özgürce ve dengeli aktıkça Bedenini oluşturan bütün hücreler yenileniyor
edenin olduğundan daha genç, daha dinç ve mükemmel görünüyor Ve zaten böylesin Kendini görüyorsun Enerjiyle pırıl pırıl parlıyorsun. Bedenin her an gençleşiyor Bedenin DNA sarmallarına kodlanmış olan orijinal halini muhafaza ediyor. Sağlıklı, genç, dinç ve dinamik bir bedene sahipsin enerji bedeninde var olan. Her bir hücreye. Her bir organa Her bir dokuya ve sisteme doluyor Endokrin sistemin mükemmel bir denge içinde çalışıyor Sindirim sistemin mükemmel bir dengeyle çalışıyor. Kan dolaşım sistemin harika. Solunum sistemin. Her nefeste özgürlüğün tadına varmanı sağlıyor. Bedenini oluşturan her bir hücre, her bir organın Sağlıklı ve güçlü Her bir sistemin dengeli ve güçlü Kendini görüyorsun Sağlıklısın. Kendini genç dinç ve dinamik hissediyorsun Evet, öylesin mükemmel görünüyorsun Enerji, bedeninin tüm hücrelerinden dışarıya akıyor. Senin etrafında, seni koruyan bir kalkan oluşturuyor Bu kalkandan sana sadece ve sadece.
Pozitif olan geçebiliyor Enerji cildinin tüm hücrelerinden taşarak etrafına yayılıyor Bedeninin etrafındaki bu enerji senin etrafında muhteşem bir çekim alanı oluşturuyor Sana gelmesine izin verdiğin her şeyi ve herkesi sana çekiyor Hızla sana getiriyor Bedeninin etrafındaki mükemmel çekim alanı ile önceliğin olan her şeyi, herkesi. Hızla kendine çekebilsin.biraz sonra senden önceliğin olan şeyin veya kimsenin adını söylemeni isteyeceğim aklına ilk gelen şey doğrudur sen onu tanımlarken ben birkaç saniye susacağım çekim alanınla kendine hızla çekmek istediğin şeyi veya insanı düşün ismi her ne ise açık ve net bir şekilde 3 kere söyle şimdi // ismini söylediğin şey veya insan her ne ise.
enerjini genişleterek ona yansıt enerjini onunkiyle buluştur. Ona enerjini sevgiyle ve saygıyla yansıt sen bunu yaparken ben birkaç saniye susacağım.. Şu anda bu meditasyonu yapan herkes Enerjisini alabildiğine yukarı göndersin Enerjinizi öyle bir yükseltin ki enerji düzeyinde Birbirinizle buluşun ve birbirinizin isteğine güç kazandırın Birleştirilmiş enerjiler mucizeler yaratacak kadar güçlüdür Şimdi hep beraber Yukarıya. Daha yukarıya daha yukarıya Ulaşabildiğiniz kadar yukarıya Şu anda hepiniz birbirinize sevgiyle destek oluyorsunuz Muhteşem bir çekim alanı oluşturdunuz Gücü hissedin İçinizden birbirinize destek olduğunuz için teşekkür edin Sadece teşekkür ederim demeniz yeterli İstediklerinizi size hızla getirecek Dünyaya.
Evrene şifa verecek kadar güçlü bir enerji topu oluşturdunuz bu güçlü enerji topunun rengi, kokusu,dokusu, sesi,tadı varmı dikkat edin Bu muhteşem şifa ve çekim gücünün tüm evrene iyilik götürmesine ve isteğinizi size getirmesine izin verin tüm evrene şifa verecek.. size istediğiniz,nesneyi ve insanı getirecek olan büyük enerji topunun patlamasına izin verin..
Derin bir nefes al Derin ve rahatça Rahatsın huzurlusun. Sükûnet içindesin
Kuyruk sokumundan evrenin merkezine akan enerjiyi hisset. TOPRAKLANIYORSUN ARINIYORSUN. Derin derin özgürce nefes al Rahatsın huzurlusun ve sakinsin Ayağa kalk Etrafına bak Burası senin özel yerin İstediğin anda buraya gelebilir Buradaki çiçeklerin yerine başkalarını dikebilir Ve buraya istediğin kişiyi davet edebilirsin Şimdi önündeki yoldan yürüyerek bahçe kapısına ilerle Etrafındaki ağaçların çiçeklerin farkında ol Çiçeklerin ve toprağın birbirine karışan kokusunu içine çek Ağaçlarda ötüşen kuşların sesini dinle. Canın hangisini çekerse ağaçlardan sarkan meyvelerden al ve tadını dilinde, damağında hissederek ye Bahçe kapısındasın Kenarda duran yeni elbiselerini giy Yeni elbiselerinin dokusuna, kokusuna, rengine dikkat et Şimdi yolunun etrafına bak değişikliklerin farkında ol Derin nefes al Şimdi ben 3 e kadar sayacağım Hazır olduğunda gözlerini aç şimdi ve buraya geri dön
|
|
|
TELEPATİ İLE SEVGİ AÇILIMI |
Yazar: Spiritüeller - 06-04-2017, Saat: 18:51 - Forum: TELEPATİ
- Yorum Yok
|
|
Sevdiğiniz erkek ne yapıyor şu sırada? Aklından neler geçtiğini biliyor musunuz? Belki de az önce karşılaştığı bir sarışın güzeliyle kaçamak yapmanın hayalini kuruyordur. Niye olmasın. Düşüncelerini okuyacak kimse yok ki. Ama, o kadar da imkânsız değil öğrenmek.
"Nereden bileyim ben, şimdi ne düşünüyor?" diye hayıflanmayın. Hem de ne falcıya ne de başkasına danışmaya gerek kalmadan, kendi kendinize okuyabilirsiniz onun aklından geçenleri. Nasıl mı? Aynen karşınızdakinin yaptığı gibi, düşünerek bulacaksınız.
Herkes her an bir şeyler düşünür. İnsanın aklından neler geçmez ki. Hiç kimse de diğerinin farkında değildir. İşte bütün bu düşünceler, aklımızdan geçenler, çevreye sürekli yayın yapan bir radyo istasyonu gibi olmamızı sağlar. Eğer karşınızdakinin hangi dalga boyunda düşüncelerini yaydığını anlarsanız, onları yakalamak işten bile değildir.
Şu sırada İstanbul Radyosu'nun müzik programını dinleyeniniz var mı? Nasıl duyuyorsunuz o yayını? Elbette yakınınızda bir radyo olmalı. Radyonuz zaten bu yayınlara göre imal edilmiş, başka tür bir yayını isteseniz de alamaz.
BİLGİSAYARLAR, BEYNİNİZİN YANINDA HİÇ KALIR
Şimdi de başka bir aletten bahsedelim. Hem de çok yakınınızda duruyor. Nereye gitseniz sizinle birlikte olan beyniniz. Öylesine mükemmel bir yapısı var ki, ne radyo ne de bilgisayar, hepsi yanında hiç kalır. Üstelik, kullanması bedava. Elektrik kesildi, pil bulamadık diye endişe yaratmıyor. Sonra, sadece yayınları almakla kalmıyor, bir de istediğiniz yayını programlayıp gönderiyor. Ama, yalnız düşünce türünden olan yayınlara göre yapılmış.
Kendi beyninizi size yeniden pazarlayacak değiliz, daha fazla reklama gerek yok. Doğuştan sahipsiniz bu mükemmel alete. Bütün mesele, onu kullanmasını yeterince bilmek. Önce şunu belirtelim, her an düşünce yayını yapıyorsunuz. Ama, kontrolsüz ve programsız bir yayınınız var. İşte bu dağınıklık yüzünden, başka yayınları da alamıyorsunuz. Daha doğrusu, alıyorsunuz ama farkında değilsiniz.
Şimdi gelelim "insan" marka beynin kullanma talimatına. Önce, kendi yayınlarımızı en düşük düzeye getirmeliyiz. Kısa bir süre için de olsa, ıvır zıvır şeyler düşünüp zihninizi gereksiz yere meşgul etmekten kurtulmalısınız. Böylece, düşünce yayınına harcanan enerji ve dikkatinizi alıcı durumunda kullanabilirsiniz.
Diyelim ki şu an aklımızı kurcalayan bir şey yok. Zihnimiz sakin. Beynimizin alıcı düğmesi açılmış demektir. Sıra geldi istasyon ayarına. Kimin düşüncelerini duymak istiyoruz? Yani, yayın yapan istasyon kim? Aklımızdan yalnız onu geçireceğiz. Boş verin şu sırada onun nerede olduğuna veya ne yaptığını hiç tahmin etmeye çalışmayın. Çünkü o zaman, farkında olmadan başka düğmeleri kurcalıyorsunuz demektir. Görüntü ayarı değil bizim istediğimiz. Şu an sadece düşünce dalgalarını almaya çalışıyoruz.
Yayın yapan istasyonu tanımanız, bilmeniz işinizi kolaylaştırır. Sarı çizmeli Mehmet Ağa'nın kim olduğuna dair hiçbir bilginiz yoksa, adamın ne düşündüğünü de bulamazsınız. Beyninizdeki ayar düğmesi, o kişiyle olan his bağınıza göre düzenlenmiştir. İster âşık olduğunuz, isterse nefret ettiğiniz birisi olsun. Yeter ki aranızda duygusal bir köprü kurulmuş olsun. Eğer o kişinin de size karşı duygusal bir tavrı var ise, yayın çoktan başlamış demektir. Hem de karşılıklı.
SADECE ONU DÜŞÜNÜN
Gelin, sevilen bir kimsenin düşüncelerini okumaya çalışalım. Çünkü, sevgi bağı en güçlü ve en etkili istasyon yayını demektir. Nefret de öyle. Aklınızdan yalnız sevdiğiniz kişiyi geçirin. Ama, birlikte olduğunuz tatlı anların hayaline kendinizi kaptırmadan. Sadece onu düşünün. Zihninizde onun adını yankılandırın. Hayal mi kuruyoruz? Hiç de değil. Kendinizi sevdiğiniz kişinin titreşimlerine uygun bir ortama getiriyorsunuz. İşte size istasyon ayarı.
Radyo dinlerken aynı anda gürültü yapılsa veya gazete okumaya çalışsanız, ne anlarsınız? "Kesin şu gürültüyü, duyamıyorum!" İşte kendi kendinize bunu söyleyin, eğer gelen düşünceleri alamıyorsanız. Başka bir şeyle meşgul etmeyin zihninizi. Bütün dikkatinizi o sevdiğiniz kişiden gelen titreşimlere verin. Aman, dikkat. Sakın ola gergin bir biçimde kasılıp beklemeyin. Tam tersi olur, kendinize parazit yapar hale gelirsiniz.
"Alo, alo. Beni duyuyor musun? Bak dinle, ben şimdi ne düşünüyorum." Değil elbette. Kafanızın içinde telefon kulübesi olmadığına göre, böyle sesler duyacak değilsiniz. Beyninizdeki alıcının ses ayarı değişik bir duyarlılıktadır. Onun ne düşündüğünü kulağınızla duymayacaksınız, içinizde hissedeceksiniz. Bir anda olur bu, genellikle. Başlangıçta çoğu kez kısa ve tek bir duygudur. Çünkü insan, ister istemez o duyguyu aldığı an düşünce üretmeye ve hayal kurmaya başlar. Bunun önüne geçemediği için, alıcı durumundaki beynin ayarını bozar ve karşıdan gelen düşünceleri okuyamaz.
Sakin bir halde, yalnız sevdiğiniz kişiyi aklınızdan geçirirken, içinize onunla ilgili bir duygu gelebilir. Bir anda, şimşek hızıyla çakıp sönen bir parıltı gibidir. Bunu izleyen diğer düşünce ve duyguların size ait olduğundan şüphe etmeyin. Bütün mesele, aradaki o bir anlık dış yayını yakalamak ve ayırt etmektir. Yoksa, kendi düşüncelerinizle karıştırabilirsiniz.
Derler ki, kadınların beyni erkeklerinkinden daha küçükmüş. Çağımızda zaten elektronik aletlerin en küçükleri en büyük işleri başarıyor. Tabiat, bu üstünlüğü yıllar öncesinden kadınlara vermiş olmalı. Çünkü, kadınlar bu alanda da erkeklerden daha yetenekli. Duygu derinliği ve zenginliği, telepatik haberleşmenin vazgeçilmez bir yanı. Aman yanlış anlaşılmasın, sırılsıklam âşık olmak değil bu derinlik. İnanılmaz bir hayal kurma gücüyle de ilgisi yok. Zekânın duygularla birleştiği yerde, telepatik yetenek ortaya çıkıyor.
ÖNCE ZİHNİNİZİ BOŞALTIN
Kimi insanda düşünceleri alma kapasitesi, düşünce göndermekten daha fazladır. Bazılarında da tersine olabilir. Çevresine hâkim olmaktan hoşlanan kişilerde, alıcılık oranı daha düşüktür. Başkalarının davranışlarından çabuk etkilenenler ise verici yayınını pek beceremeyebilirler. Ama, bu özellikler o kadar önemli değildir. Yeter ki, bu işin tekniğini iyi bilelim.
Başkalarının düşüncelerini okumak yerine, onlara kendi düşüncelerinizi aktarmak isteyebilirsiniz. Bunun için biraz daha karışık bir yöntem denemek zorundasınız. Başlangıçta, aynen alıcı durumundaki gibi zihninizi durultmanız gerekecek. Parazit düşüncelerden kendinizi kurtaracaksınız.
Bu sükûneti elde ettikten sonra, sıra geliyor antenlerinizi düşünce yollayacağınız kişiye yöneltmeye. Bildiğiniz bir kimse ise, işiniz kolay. Duygusal bağ yine burada önemli. Şimdi ilk önce, boşalttığınız zihninizde o kişinin kendisini düşünün. Yüzünü gözünüzün önüne getirin. Ama, tam olarak. Başka bir şey düşünmeden.
Eğer düşündüğünüz kişi o an sakin bir ortamda ise, zihni çok meşgul değilse, işiniz kolay demektir. Gözlerinizi kaparsanız daha iyi sonuç alırsınız. Kapalı gözlerinizin önünde o kişinin yüzünü bütün detaylarıyla görmeye çalışın. Size baktığını hayal edin. Sanki onun beyninin içine giriyormuşsunuz gibi, sadece onu düşünün. Sonra, tek ve kesin bir cümle ile iletmek istediğiniz düşünceyi ona söyleyin. Açık ve belirgin biçimde. Bu ses zihninizde yankılansın. Başka bir şey düşünmeden, aynı şeyi yavaş ve etkili bir biçimde, sanki karşınızda duruyormuşçasına onun yüzüne söyleyin.
Duygusal ilişkilerde, bazen insan kendi kendisini engeller. Araya başka düşüncelerin girmesiyle, bütün benliğini bu işe veremez. Bir yandan kuşkuludur veya aslında bu işe girişmeye isteği tam değildir. Bu gibi hallerde, düşünce yayını yerini bulamaz. Önce kendinizden emin olmalısınız, karşınızdakine düşündüğünüz şeyi iletmeyi gerçekten istemelisiniz. Yoksa, beyin kendi engelleme mekanizmasıyla bu yayını önleyebilir.
KONUŞMADAN DA ANLAŞABİLİRSİNİZ
Bu gibi haberleşmeler, az da olsa bazen kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Durup dururken birden aklınıza birisi gelir, onunla ilgili bir düşünceyi yakalamışsınızdır. Daha sonra aynı kişiyi gördüğünüzde, bir de bakarsınız ki, o sırada sizi düşünüyormuş. "Aaa, vallahi şimdi ben de seni düşünüyordum. Şu işe bak, nasıl da karşıma çıkıverdin." Veya bir telefon zili, açarsınız. Kulağınızda, az önce birden aklınızdan geçen kişinin sesi: "Ayol, bir arayıp sorayım dedim. Hayırsız, nerelerdesin!"
Bilimsel olarak bu tür haberleşmelerin deneyleri yapılıyor, yarım yüzyılı aşkın bir süredir. Bizim de aramızda deneyebileceğimiz kadar kolay bir şey. Mesela, tanıdığınız bir kişiyle anlaşıyorsunuz. Filanca gün, falan saatte, ikiniz sakin bir ortamda oturacaksınız. Gözlerinizi kapayacaksınız. Hiçbir şey düşünmeden. Sonra, belirli saatte ikinizden birisi basit ve tek bir şeyi düşünecek. Diğeri de onun düşündüğünü almaya çalışacak.
Bu iş için, "Zener Kartları"ndaki beş sembol en kolay iletilebilen şekilleri göstermekte. Artı işareti, kare, çember, yıldız ve dalgalı paralel çizgiler kullanılıyor bu kartlarda. Düşünce gönderen kişi, bu sembollerden yalnız birisine sürekli bakıp diğerine aktarmaya çalışıyor. Alıcı da zihnini boşaltıp gelen düşünceye açık bir halde bekliyor. İstatistiklere göre, çoğu kez normalin üstünde başarılı sonuçlar alınıyormuş.
Bazen öyle ilişkiler vardır ki, duygusal coşkunun derinliğinde insan sevdiği kişiyi düşünmeden edemez. Sevgilinizi aklınızdan geçirirken, birden ruhunuzun taa içinde bir gül daha açar. İşte o an, düşünce âleminde birleşmenin zevkini tadarsınız. Hiç kuşkusuz, o da aynı duyguları yaşamaktadır aynı anda. Arada kilometreler olsa bile.
|
|
|
İNDİGOLARIN KARANLIK YÖNLERİ |
Yazar: Spiritüeller - 06-04-2017, Saat: 18:05 - Forum: İndigolar
- Yorumlar (1)
|
|
Gectigimiz iki gün icerisinde Indigolar ile ilgili üc trajik olay duydum, bunlardan biri cinayet. Bütün genc yetiskinler siddetli depresyonlar deneyimliyorlar ve gözden kacirilmis ya da tedavi edilmemis madde bagimliliklari mevcut. Yardıma ihtiyaclari var fakat çoğu Indigo ihtiyacları oldugunda yardim istemiyor ve hatta önerilen yardımları geri ceviriyorlar. Bu durumdaki bir Indigoya yardım etmek zordur bu nedenle aileler kendilerini reddeden ve varlıklarını görmezden gelen çocuklarının sorunları ile ilgilenmekten bunalabilirler.
Bu durum ailelerin farkindaliklarini arttirmalari, cocuklarinin ihtiyaclarini farkederek onlara daha fazla dikkat etmeleri sayesinde önlenebilir. Tanıdıgim bircok aile ile bireysel olarak görüserek onlara cocukları ve Indigo enerjisi hakkında konustum ancak önemsemediler. Cok mesgullerdi, çocuklarinin yeterince yetiskin oldugunu ve kendi problemlerini kendilerinin cözebilecegini düsünüyorlardı. Ancak aileler, çocuklarının henüz genc bir yetiskin olmasına ragmen halen destege ve ilgiye ihtiyaclari oldugunu göz önüne alarak, onları anlamak icin istekli olduklarında ve bu yönde caba sarfettiklerinde elde edilen sonuclar cok farkli oluyordu.
Daha önceleri de yazdigim gibi Indigolar uyusturucu madde ve alkole karsi sempati duyarlar ve cok cabuk bagimlı hale gelebilirler. Bu maddeleri, depresyonda olduklarinda ya da kendilerini kaybolmus hissettiklerinde, hissetmis oldukları bu duygulardan saklanma amacıyla kullanırlar, onlar icin bu maddelerin kötüye kullanımı cok kolaydır. Ve böylece karakterlerinin en kötü taraflarını dısa vurarak ortaya tehlikeli bir durumun yani bastırılmıs öfke ve siddetin cikmasına sebep olurlar. Böyle iken kontrol altına alınamazlar ve hersey olabilir. Hepimizin de deneyimlemekte oldugu enerjisel gecis sürecini onlar cok daha siddetli yasarlar ve bu enerjilere her zaman iyi bir sekilde tepki veremezler. Bunlarla birlikte depresif haldeki Indigo depresyona girebilir ve eger bagimlilik problemleri de varsa, bir care arayısi icinde daha da cok bu bagımlılıkları artabilir.
Bu sok edici durumlar halen devam etmektedir ve aileler bu sorunlarla ilgilenerekten Indigoları anlamaya istekli olarak bu sorunların üstesinden gelebilirler.
Indigoların inanılmaz enerjilerini, yetenek ve hediyelerini biliyoruz ancak uyusturucu ve alkol kullandıklarında bu enerjinin karanlık yönlerinin ortaya cıkabilecegini de bilmeliyiz. Ben bunu kendi Indigo oglumda yasadım, bagimli olduktan sonra cok farklı bir insan haline geldi. Indigolar yetiskin bir yasa gelseler bile onlara yardım etmeli ve destek olmalıyız, onlar bunu bizden istemeseler bile, cünkü onlar trajedi ile sonuclanabilecek bir tehlike cemberi icindeyseler bunun uyarı sinyallerini bize verirler.
Icinde bulundugumuz enerji degisimi onlarda aynı karisiklik hissini yaratacaktır, aynen onların bize yaptigi ve hissettiklerinin yardım ve destek olmaksızın kontrol edilemeyeceği hissini bize verdikleri gibi. Bizler bunu daha fazla dikkatli davranarak, iletisim kurarak ve tehlike sinyallerinin farkına vararak önleyebiliriz. Tanidigim üc aile geri dönüsümü olmayan degisiklikler yasadılar bu haftasonu, bunlardan bir tanesi ogullarini önümüzdeki hafta defnedecek.. Eger zamaninda dikkat etmis ve destek vermeye daha fazla gönüllü olmus olsalardi su anda hersey cok daha farklı olabilirdi..
|
|
|
Dünya Benzeri Yedi Gezegen ve Bir Yıldızdan Oluşan Ötegezegen Sistemi Keşfedildi |
Yazar: Archilles - 06-04-2017, Saat: 16:02 - Forum: EVREN VE BİLİM
- Yorum Yok
|
|
NASA yaptığı basın açıklamasında, dünya büyüklüğünde 7 adet gezegen ve bir yıldızdan oluşan bir ötegezegen sistemi keşfedildiğini duyurdu.
Bu keşif tarihte bir ilk oldu. Güneş sistemimizin dışında ilk defa yaşama elverişli olabilecek bir mesafe ile kendi yıldızlarının etrafından dolanan bu kadar sayıda dünya büyüklüğünde gezegen bulundu. Bu gezegenlerde hayat oluşabilmesi için gerekli olan suyun olabileceği ve üç gezegende bu ihtimalin yüksek olduğu düşünülüyor.
Dünyamızdan yaklaşık olarak 40 ışık yılı (378 milyon kilometre) uzakta olan ve TRAPPIST-1 adı verilen ötegezegenler, güneş sistemimizin dışında olmasına rağmen çok da uzak sayılmıyor.
İlk olarak Şili’de bulunan TRAPPIST isimli teleskop ile Mayıs 2016’da üç adet gezegen bulunduğu açıklanmış, başka gözlem evleri de inceleme yapmış ve son olarak da Spitzer teleskobu ile hem keşfedilen gezegenler doğrulanmış hem de diğer gezegenlerin varlığı da tespit ederek toplam yedi gezegen olduğu kanıtlandı.
Spitzer teleskobu ile yapılan ölçümler doğrultusunda, yoğunlukları göz önüne alınarak gezegenlerin kayalık bir yapıya sahip olduğu düşünülüyor. Yapılacak yeni gözlemler ile yüzeylerinde su olup olmadığı da anlaşılabilinecek.
TRAPPIST-1 sisteminin yıldızı bizim güneşimizle kıyaslanınca, çok küçük ve soğuk olduğu söylenebilir fakat aynı zamanda bu bir avantaj da oluşturabilir, yörüngesi çok yakın olan gezegenlerde su buharlaşıp yok olmamış olabilir.
NASA’nın Spitzer, Hubble ve Kepler teleskopları gök bilimcilere detaylı araştırmalar yapılmasını sağlayan veriler sunarken, 2018 yılında faaliyete girmesi planlanan James Webb uzay teleskobunun gezegenler hakkında çok daha detaylı atmosfer, kimyasal yapı, sıcaklık ve yüzey basıncı verileri sunması bekleniyor.
|
|
|
|