Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065
Detaylı İstatistikler
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 1221 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 1221 Ziyaretçi
|
Son Aktiviteler |
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 328
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 306
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,010
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,132
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,075
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,007
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,148
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,524
|
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,286
|
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,173
|
|
|
Burçların Başlıca Korkuları |
Yazar: Emka - 16-03-2017, Saat: 17:07 - Forum: Astroloji
- Yorum Yok
|
|
AKREP
Güçsüz kalma korkusu, gücünü kaybetme korkusu.
ASLAN
İzleyici bulamama korkusu. Kendini alkışlamak zorunda kalma korkusu.
BALIK
Partner olmadan yalnız kalma korkusu, duygusal ifadeyi aktaramama korkusu.
BAŞAK
Belaya bulaşma, hastalığa bulaşma, hastalığın bulaşması korkusu.
BOĞA
Huzur bulamama korkusu, huzurun bozulması korkusu.
İKİZLER
Bilgi verme ve bilgi alma işlevini sürdürememek, ellerini ve konuşma yeteneğini kaybetme korkusu.
KOÇ
Hedef bulamama, tartışacak kişi yada konu bulamama korkusu.
KOVA
Yalnız kalma korkusu. Sıradanlaşma korkusu.
OĞLAK
Başkaları ne der korkusu. Parasız kalma korkusu.
TERAZİ
Popüler bir partner bulamama, popüler olamama korkusu. Tartışma korkusu.
YAY
Bilgi bulamama, duygu ve düşüncelerini aktaracak kişi bulamama korkusu.
YENGEÇ
Başına bela gelme korkusu. Başına her şey gelebilme ihtimali korkusu.
|
|
|
Yaşamımızdaki Kritik Yılların Bulunması (şanssız ve uğursuz yıllar) |
Yazar: Emka - 16-03-2017, Saat: 17:01 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorumlar (1)
|
|
İsmimizi ve doğum tarihimizi kullanarak elde ettiğimiz sonuçlar kadar doğum tarihimizi kullanarak bulduğumuz Kritik Yıllar ,bizim için çok önemli sonuçları bünyesinde barındırmaktadır.Dikkat etmemiz gereken özel yıllara işaret eden bu sonuç,hayatımızın dönüm noktalarında vereceğimiz doğru kararları ve doğru zamanı tespit edebilmek için çok ilginç ve şaşırtıcı sonuçlar ortaya koymaktadır
Hayati önem taşıyan yaşayacağımız kritik yılları ,yine doğum tarihimizi kullanarak tespit ediyoruz.Bu yılları hesaplamalardaki gibi Şanssız ve Uğursuz yıllar olarak birbirinin devamı olan iki işlemle belirliyoruz.Belirleyeceğimiz dönemlerde özellikle şansı düşük olanların dikkatli olması gerekir (şans konusunu farklı bir konuda yazmıştım)Özellikle iş hayatlarında ,evlilik hayatlarında ve sağlıklarında bu dönemlerde aşırı özen göstermeli,başlangıçları ve önemli kararları mümkünse başka zamanlara ertelemelidirler .Şansı yüksek olanlar ise kritik yıllarını,muhtemelen hasarsız atlatacaklardır.fakat yinede onlarında dikkatli olmasında fayda vardır.Çünkü o dönemler,yaşadıkları diğer zamanlara göre yine de kritik dönemlerdir.
Şimdi konuyu bir örnekle açıklamaya çalışalım
Örnek:
Doğum tarihi: 1966
Doğum tarihini oluşturan rakamları kendi aralarında tek tek topluyoruz
1+9+6+6=22
Çıkan sonuç 22’yi doğum tarihinizin üzerine ilave ediyoruz.elde edeceğimiz tarih ,bizim şanssız yani dikkat etmemiz gereken yılı vermektedir.
1966 + 22= 1988 Şanssız yıl
1988 +22 = 2010 Uğursuz yıl
Karşımıza çıkan 1988 ve 2010 yılları 1966 yılında doğan biri için dikkat etmesi ve önemli kararların alınmaması gereken yıllardır.Ayrıca bu tarihlerin dışında da ara yıllara dikkat etmemiz gerekecektir.bu yıllar elde ettiğimiz sayının bölünebildiği rakamlara denk gelen yıllardır.Ancak esas olan Şanssız ve Uğursuz yıllara denk gelen zamanlardır.Örnek 22’yi fazla ikiye bölerek bir tam sayı elde edebiliriz.Bu yüzden elde ettiğimiz 11 sayısı,1966’dan itibaren her 11 yılda da dikkat etmemiz gerektiği sonucunu vermektedir.
Burada ilginç ve dikkat edilmesi gereken bir başka konu da dikkatinizi çekmiş olmalı.Doğum tarihlerindeki rakamların toplamı 20 olanlar için olumsuz durum ortaya çıkmaktadır.Çünkü örneğimizdeki 22 ancak 2’ye bölündüğünde bir tam sayıya tekabül ediyor ve 11 sayısına ulaşıyoruz.Dolayısıyla bu da kişinin 11 yılda bir kritik zamanlar geçirmesi demektir.Oysa 20,10’a bölündüğünde bile bir tam sayı veriyor ve bu rakam da 2’ye denk geliyor .Yani buradanda rakamı 20 olanlar,her 2 yılda bir kritik zamanlar geçirebilir anlamı çıkmaktadır
Kritik doğum tarihindeki yılların tamamının toplamı 20’yi veriyordu şöyleki
1919 = 20
1928 = 20
1946 = 20
1955 = 20
1964 = 20
1973 = 20
1982 = 20
1991 = 20
2000 = 20
Bir başka örnekle konuyu açıklamaya çalışalım
Doğum tarihi =1983
1+9+8+3 =21
Çıkan sonucu doğum tarihine ekliyoruz
1983+ 21= 2004 şanssız yıl
2004 +21 =2025 uğursuz yıl
Burada karşımıza 2004 ve 2025 yılları karşımıza çıkıyor.ancak 21 sayısı 3’e bölüne bildiğinden karşımıza 7 sayısı çıkmaktadır.bu kişi için 2004 şanssız yıl 2025 uğursuz yıl olmasına rağmen ,her 7 yılda da dikkat etmesi gerekecektir.
Ancak tekrar etmemiz gerekir ki şansı yüksek olan insanların bu tarihlerden etkilenmesi zordur yada bu dönemleri çok yumuşak atlatabilirler..
sevgi ve ışıkla....
|
|
|
Doğum sıranıza göre kişilik analizi |
Yazar: Emka - 16-03-2017, Saat: 16:57 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Tek Çocuk Olanlar,
Olumlu yönleri: Tek çocuk olanlar dünyanın büyük hareketlileridir. İşleri yönlendiren, iyi organize eden, çok özenli ve dikkatli, güvenilir kişilerdir. Gerçekleri, fikirleri ve detayları, sorumluluğu severler.
Olumsuz yönleri: Tek çocuk olanlar yönlendirilebilirler. Onlar sıklıkla affetmezler, ilgiye ihtiyaç duyarlar, hatalarını itiraf etmekten nefret ederler, genellikle eleştiriye açık değildirler. Bazıları ise çok hassas görünürler, duyguları çok çabuk incinir.
İlk Çocuklar
Olumlu yönleri: Doğal liderlerdir. ABD’nin başkanı, astronot ve yönetici olabilirler. Sıklıkla duygularıyla, üstünlük hareket ederler. Fedakar ve vericidirler, agresif hareket edebilirler. Her iki şeyi kontrol etmek için farklı methodlar kullanırlar. Kural olarak ilk doğanlar seçilmiş, kusursuz kişilerdir, detaylara dikkat harcamayı severler, zamanında, organize ve beceriklidirler. Bazı şeyleri ilk kez yapmak ister. Sürprizlerden hoşlanmazlar.
Olumsuz yönleri: Sıklıkla değişkenlik ve alınganlık. İnsanları çok zorlayan, gözü kara olabilirler ya da öğüt dinlemeyi sevmeyebilirler. Bazen ‘her şeyi ben bilirim’ havasında olabilirler, temsilcilikte zayıftırlar, kendilerine inandıkları kadar diğer insanlara inanmazlar.
Ortanca Çocuklar
Olumlu yönleri: Klasik ortancalar çok iletişimcidir, insanların memnuniyetini önemser ve nefretlerini göğüsler. Hayat okyanusunda tutunmaya çalışırlar, özdeyişleri ise “barışın bedeli yoktur”dur. Genellikle çok sakindirler, yumuşak başlıdırlar, iyi dinleyicidirler. Problemi çift yönlü görebilme yetisine sahiptirler, herkesi mutlu etmek için isteklidirler. İyi arabulucu ve görüşmecidirler.
Olumsuz yönleri: İlk doğanlardan daha az yönlendiricidirler, herkesin ondan hoşnut olmasını sağlama ya da onları daha az mutlu etme tutkusu vardır. Sınırları belirleme de sıkıntı yaşarlar. Herkesi mutlu etme gibi bir bağlılık duruma sürüklenebilir. Başkalarını gücendirmeden, iyi kararlar alamazlar. Başkalarının hataları yüzünden kendilerini suçlarlar.
En Küçük Çocuklar
Olumlu Yönleri: Dünyadaki amigolardan biri olabilirler. Güçlü insanlara özgü yeteneklere sahip ve eğlenmeye, insanlarla konuşmaya aşıktırlar. Yabancılık çekmeyecek tiptedirler, bir yere gittiklerinde kendilerini hemen evlerinde hissedebilirler. Dışa dönük, diğer insanlara enerji veren ve şimdi ya da daha sonra risk almaktan korkmayan kişilerdir.
Olumsuz yönleri: Biraz bencil, kendini düşünen kişilerdir. Çoğu ilişkilerinde gerçekçi olmayan beklentileri sebebiyle zaman zaman üzülebilirler. Bu nedenle ilişkileri uzun süreli olmayabilir.
|
|
|
İsim Ve Doğum Tarihinize Göre Şansınızın Belirlenmesi |
Yazar: Emka - 16-03-2017, Saat: 16:49 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorumlar (1)
|
|
Büyük zorluklarla geçinen birinin çocuklarından bir tanesinden ,büyük şehirde büyük işler başarması büyük mevkilere ulaşması ,zekası ve yeteneğiyle birlikte ŞANSINI belirleyen isminde gizlidir.isim ve doğum tarihi işlemlerinden sadeleştirilen rakamlar ,o insanın kişilik ve şansını ortaya koyar.lider yaradışlı ve şanslı insan hangi şartlarda olsun mutlaka yeteneği doğrultusunda ideallerini gerçekleştirecektir. Yeter ki şansı yüksek olsun.
* Şansının yüksek olması içinde en azından kişisel rakamı ve şans rakamı birbirine eşit olmalı yada mümkün olduğunca şans rakamı yüksek olmalıdır.*
Örn.şans rakamı 5 olan bir kişinin kişisel rakamıda 5olmalıki şanssızlıktan kurtulsun.çünkü şansı belirleyen rakamların en düşüğü 1, en yükseği 11dir.rakamların toplamı tek sayı oluncaya kadar sadeleştirilir.sadece 11 rakamı sadeleştirilmez.çünkü bu rakam şansı belirleyen en yüksek rakamdır.şansı 11 olan bir insanın hangi şartlarda olursa olsun hayatta yükselişi engellenemez ve yeteneği doğrultusunda mutlaka zirveye çıkar.kısaca hayatlarının her döneminde şans onların yanındadır..
1 A ,H,Ö,Y
2 B,I,P,Z
3 C,İ,R
4 Ç,J,S
5 D,K-Q,Ş
6 E,L,T
7 F,M,U
8 G,N,Ü
9 Ğ ,O,V,W,X
Örn: cem yılmaz 23-4-1973
3+6+7+1+2+6+7+1+2=35 3+5=8
Karekter sayısı :8
2+3+4+1+9+7+3=29 2+9=11
Şans sayısı : 11
Cem yılmazın sayısal analizinden çıkan sonuç 8/ 11 .yaşantısına baktığımızda son derece başarılı olduğunu söyleyebiliriz..
Etrafınızdaki birçok insanı incelediğinizde ,başarılı olan herkesin şans rakamının yüksek olduğunu göreceksiniz.Çabalayan ancak bir türlü istediği sonucu alamayan insanların şans rakamlarının düşük olduğu dikkatinizi çekecek.
Örn. Maradona 30/10/1960
Karekter sayısı :8
Şans sayısı: 2
Maradona çok yetenekli ve başarılı bir insan olarak gözükmektedir.ancak bunun yanında şans rakamının olabildiğince düşük olması (2) bütün başarılarından sonra ve tüm şöhretinin ardından yaşadıklarını gözümüzün önüne getirdiğimizde herkesçe bilinen ve oldukça ilginç bir tablonun ortaya çıktığı açıktır..
Sayısı şans sayısı
1 1 şansı çok yüksek değil
1 2 şansı giderek yükseliyor
1 3 daha şanslı
5 3 şansı zayıf
5 5 sanssız denemez
5 11 çok şanslı
Şimdi çok şanslı ve özel olduğunu söylediğimiz 11.grup için örnek verelim.çünkü bu örnekten de göreceğiz ki ;kişi özel olan 11.gruba dahil olsa bile şansının yüksek oluşu şans rakamına ve bu rakamın isminden elde ettiğimiz karekter sayıyla olan ilişkisine bağlıdır.
Sayısı şans sayısı
11 1 çok şanssız
11 6 şansı zayıf
11 11 en büyük şans
Tüm grup sayıları ve şans numaraları için örnekler çoğaltılabilir.önemli olan şey iki sayının birbiri ile olan ilişkisidir..
|
|
|
Reenkarnasyon Sonucu Dünyaya Geri Gelip Onu Kimin Öldürdüğünü İspatlayan Çocuk |
Yazar: Emka - 15-03-2017, Saat: 17:01 - Forum: Reenkarnasyon
- Yorum Yok
|
|
3 yaşındaki bir çocuk yanınıza gelip daha önceki hayatını hatırladığını, bunun üstüne de nasıl öldürüldüğünü ve bütün bunları kanıtlayabileceğini söylese ne düşünürdünüz?
Muhtemelen küçük çocuğun oyun oynadığını düşünürdünüz. Ancak Suriye’ye yakın Golan Tepeleri’nde yaşanan bu hikaye fikirlerinizi değiştirecek cinsten! 3 yaşındaki çocuk önceki yaşamını hatırladığını ve bir adam tarafından baltayla nasıl öldürüldüğünü anlatınca ilk başta kimse tarafından dikkate alınmıyor fakat yaşadığı alandaki yaşlıları gömülü olduğunu iddia ettiği alana götürünce şok edici gerçek ortaya çıkıyor! Çocuğun söylediği alan kazılınca gerçekten de bir erkek cesedi bulunuyor. Bu cesedin kafatasında bir balta izi var, bu da o adamın bir baltayla öldürüldüğünü gösteriyor. İşin korkutucu noktası adamın kafatasındaki balta izinin bulunduğu nokta, 3 yaşındaki çocuğun kafasındaki doğum iziyle tam aynı nokta.
Asıl hikaye burada başlıyor
Reenkarnasyon ve benzeri konularda daha önce araştırmaları olan Gazzeli ünlü doktor Dr. Eli Lasch, bu hikayeyi oldukça merak ediyor ve öncelikle çocuğun daha önceden yaşadığını iddia ettiği köye gidiyor. Köyde yaşayanlarla konuşunca 4 sene önce gerçekten çocuğun ismini verdiği köy sakininin kaybolduğunu ve bir daha geri dönmediğini öğreniyor ve bunun üstüne çocuğu bu kasabaya getiriyor.
Dur bir dakika! Bu okuduklarım doğru mu ?
SunGazing’in yaptığı habere göre doğru, hatta internette binlerce defa paylaşıldı. Ama durun daha her şey yeni başlıyor.
Çocuk kasabaya geldikten sonra olaylar daha da ilginç ve ürkütücü hal almaya başlıyor çünkü çocuk kimsenin yardımı olmadan bir eve gidiyor ve orda yaşayan adama ismiyle seslenip daha önceden komşu olduklarını söylüyor. Bütün bunların üstüne adamın kendisini öldüren kişi olduğunu belirterek herkesi şoke ediyor. Adam bu iddialar sonrasında tuhaf davranmaya başlıyor, yüzünün rengi atıyor ve baskılar sonrasında cinayeti itiraf ediyor.
|
|
|
MISIRLI İNİSİYE HERMES |
Yazar: Archilles - 14-03-2017, Saat: 14:05 - Forum: ESKİ MISIR
- Yorum Yok
|
|
"Kendinizi dinleyin; mekanın ve zamanın sonsuzluklarına bakın. Yıldızların şarkısı, sayıların sesi ve kürelerin ahengi orada da yankılanır"
Mısır, kadim çağlarda, kutsal bilimin gerçek bir kalesi, anlı şanlı peygamberlerin okulu ve de insanlığın en soylu bir barınağı ve bir laboratuarı durumundaydı. Mabetlerde bilimsel bir anlamda işlenip geliştirilmiş ve sır örtüsü altında büyük bir sakınımla gizlenmiş olan rahiplerin okült doktrini, bir bakıma, Mısır’ın ruhunu, politikasının sırrını ve evrensel tarihteki başrolünü de su yüzüne çıkartmaktadır.
Ari çağından başlayıp, vedik çağları izleyen kargaşa dolu periyodu takiben Pers işgaline ve İskenderiye devrine kadarki süreç içinde Mısır, hepsi birlikte prensipler bilimini oluşturan ve de kadim çağların ezoterik(1) ortodoksisi (dinde doğru, orta yol) diye adlandırılabilen saf ve yüce doktrinlerin kalesi olma rolünü oynamıştır. Tarihin bu inişli çıkışlı olaylarının ortasında Mısır, okült teolojisinin esasını ve ruhban sınıfının egemenliğine dayalı organizasyonunu, dıştan bakıldığında insana çok tanrıcılık gibi gelen zahiri bir puta taparlık görünümü altında muhafaza etmiştir.
Dünya hakimiyetini Siyah Irk’ın ardından ele geçirmiş olan güneyli Kızıl Irk, Yukarı Mısır’ı ana sunak haline getirmişti. Mısır’daki kutsal doktrinlerin ilk ve esrarengiz inisiyatörü olan Hermes-Tot(İdris) adı, Ari döneminin çok öncelerinde Etiyopya ve Yukarı Mısır havalisinde yaşamış olan Beyaz ve Siyah ırk’ın karışımından oluşma barışçı bir melez toplumla ilişkilidir. Hermes adı, Manu ve Buda gibi bir türü, bir cinsi ifade eden bir addır. Aynı anda hem bir insanı, hem bir kastı ve hem de bir Tanrı’yı dile getirmektedir.
İnsan Hermes, Mısır’ın yüce inisiyatörüdür; kast olarak, okült geleneklerin mutemet muhafızları olan ruhban tabakasıdır; Tanrı olarak ise, ilahi varlıklar ve inisiyatörlerle bir tutulan Merkür gezegenidir; kısaca belirtmek gerekirse, Hermes, semavi inisiyasyonun(2) dünya ötesine ait bölümünü yönetmektedir. Dünyanın spiritüel düzeninde bütün olup bitenler, birbirine, görünmez bir ipi andırır nitelikteki gizli ilintiler yardımıyla bağlıdırlar. Hermes adı, bunları özetleyen bir tılsım, bunları çağrıştıran bir sihirli sestir. Saygınlığı da bundan kaynaklanmaktadır.
Mısırlıların öğrencileri olan Grekler ona, üç kere büyük anlamına gelen Trismegistus adını da eklemişlerdir, çünkü o hem kral, hem yasa koyucu ve hem de rahip telakki edilmekteydi. O, rahipliği, yargıçlığı ve krallığı tek bir yönetici kurumun uhdesinde bir araya getiren bir devri başlatmıştır. O çağlarda ne papirüs vardı ne de fonetik yazı; ama kutsal resim yazısı çok öncelerden beri bilinen bir şeydi; ruhban takımının bilimi sütunlara ve mahzen duvarlarına hiyerogliflerle yazılmaktaydı. Büyük bir gelişim göstermiş olan bu bilim daha sonraları mabetlerin kütüphanelerine intikal etmiştir. Hermes’in okült bilimine ilişkin kırkiki kitabı mevcuttur.
Hermes’in öğrettiği felsefe yalnız zekice bir entelektüel egzersiz olmayıp, zihni derin bir meditasyon halinde Tanrı üzerinde odaklamayı temel alır. Böylesine saf olan felsefe, sadece görüşlerden ibaret düşüncelerin üstüne çıkarak doğrudan evren’in Zihni’ni deneyimlemeyi konu eder. Tanrı vergisi bir armağan olan kendi küçük zihinlerimizi kullanarak Kozmos’u şahane bir düzen içinde yaratan ve varlığını sürdüren Büyük Zihin’i tanır hale gelebiliriz.
Hermes için spiritüel felsefe, bugün sıklıkla gözlenildiğinin aksine bilime karşı değildir. Spiritüel felsefeyi öğrenen kişi, bilime, bir tür kendini Tanrı’ya adama tarzı olarak bakar. Doğal dünyanın gizlerini anlamak yoluyla Yaratıcı’ya karşı bir huşu ve saygı hissiyle kendinden geçer. Evrenin kusursuz düzenini takdir eder, sanki her melodisi şahane bir ahengi yaratacak şekilde ustaca bir araya getirilmiş muazzam bir senfoniyi dinliyor gibidir.
Bununla beraber, Hermes bu spiritüel felsefenin günün birinde yitirileceğine veya bozulacağına dair kehanette bulunur. Bizim eski geçmişimizden seslenerek bugün içinde bulunduğumuz zor durumu olağanüstü bir şekilde tanımlar. Hayat hakkında hiçbir mistik anlayışa sahip olmayan zeki ve entelektüel kişilerin öğretileri saf felsefenin yerini almıştır. İnsanlar evreni bir harikalar kaynağı olarak görmekten vazgeçmişlerdir ve artık onu, Tanrı’nın eseri diye saygıyla karşılamamaktadırlar. Ruhsallık, bilim tarafından ilkel batıl inanç gibi kabul edilerek gözden uzak tutulmaya başlanmıştır. Kadim Mısırlıların engin bilgeliği ölü bir din olarak düşünülmekte ve arkeoloji açısından merak uyandırmaktan öteye geçememektedir. Hermes, bir zamanlar ruhsallığın vatanı olan Mısır’ın tanrılar tarafından terk edilmiş metruk bir yer olacağını haber vermiştir. Gelecek kuşaklara duyduğu şefkat yüzünden, Hermes bilgeliğini kitaplara yazar ve bunların saklanmasını ister.
Mısır göklerin bir suretidir ve
Kozmos tümüyle burada ikamet eder,
Burasıdır mabedi;
Ama tanrılar yeryüzünden gidecekler
Ve gökyüzüne dönecekler,
Ruhsallığın eski vatanını geride bırakarak
Mısır terk edilmiş ve ıssız kalacak,
Tanrıların mevcudiyetinden yoksun.
Hermes bilgeliğini dramatik bir mistik vahiyden alır. Zihni uyanık bir vaziyette, yine de sakin ve boşalmış olarak, Tanrı’nın onunla konuştuğunu duyar. Hermes, gerçekliğin hakiki yapısının kendisine gösterilmesini ister ve birden önünde her şey değişmeye başlar. Sırlarla dolu bir vizyon görerek dünyanın yaratılışına tanık olur. Bu vizyonun entelektüel açıdan anlaşılmak gibi bir maksadı yoktur, sadece rüyada görülen hayaller tarzında tefekkür edilecektir.
Hermes’in ilk tecrübesi herşeyi kucaklayan tanrısal Işık’la ilgilidir; o izlerken bu ışık, hareketsiz kalamayan karanlık bir suya benzeyen bir gölge düşürür. Sonradan kendisine söylendiğine göre, bu Işık, Tanrı’nın Zihni’dir ve karanlık sular, Tanrı’nın evreni biçimlendireceği sınırlandıracağı potansiyeldir.
Bu yaratılışın ilk eylemi hakkında mistik bir vizyondur ve modern bilimsel Bing Bang teorisine insanı hayrete düşürecek kadar benzemektedir. Bir ışık ve enerji patlaması yavaş yavaş soğuyarak simsiyah bir uzay rahmine dönüşür, güneşler ve gezegenler ve en sonunda bizler bunun içine doğarız. Bu doğuş, her doğuş gibi, sancılıdır ve Hermes çalkantılı derinliklerden anlaşılmaz bir ıstırap çığlığı işitir. Işık o zaman kaotik suları yatıştıran bir Kelam söyler. Bu Kelam, kaosun içinden yapılaşmış bir evreni organize eden bir taslak gibidir. Modern bilim ona temel Doğa Yasaları diyebilir. Bu Kelam, Tanrı’nın Zihni’ndeki ilk fikirdir ve her şey ondan türemiştir.
Yaratılışın sırlarına inisiye olan Hermes, Yüce Varlık’tan tanrısal misyonunu alır. Ona söylediğine göre, karanlıkta yaşayanları ancak bu Bilgi kurtarabilir. Hermes bütün insanlık için bir ruhsal rehber olmak zorundadır.
|
|
|
BURÇLARIN ENERJİ BÖLGELERİ |
Yazar: Archilles - 14-03-2017, Saat: 13:53 - Forum: Astroloji
- Yorum Yok
|
|
Burcunuzun özelliklerinde saklı olan yaşam enerjinizi ve potansiyelinizi harekete geçirmeye hazırsanız, şimdiden bu yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Hangi burçtaysanız burcunuzla ilgili bölgeleri tıklamanız yeterlidir...
Dünyanın her kıtasında, evrensel etkileri yansıtan yüksek enerji bölgeleri vardır. O bölgede yaşayan yerliler buraları varoluşun merkezi yada dünyanın kalbi olarak nitelendirirler. Bu bölgeler ezoterik yada dinsel kavramların dışında yer alırlar. Herhangi birisi bu bölgenin enerjilerinin kendi sağlığına olan pozitif etkilerini çok rahat gözlemleyebilir. Bu bölgelere yalnız yada arkadaşlarınız yada ailenizle gidebilirsiniz. Orada yeryüzünü dinlemeyi ve güvenmeyi yaşarsınız. Yaşamı ve yeryüzünü kutsamaya yönelik her hangi bir aktivite sizin için uygun olabilir. Çalılıklarda yürümek, piknik yapmak, yazmak, sessiz bir yerde yapılacak bir meditasyon, dua,dans, şarkı söylemek, arkadaşlarla yapılacak bir sohbet yada herhangi başka bir şey. Enerji yüklendiğinizi fark edeceksiniz. Aşağıda verilen bölgeler burçlarla simgelenen enerjileri taşıyan bölgelerdir. İçinde bulunduğunuz dönemin burcuna ait bölgeye yapacağınız bir yolculuk, yaşam yolunuzda daha kuvvetli adımlar atmanıza büyük katkı sağlayacaktır. İçsel yolculuklar kadar enerjilerin yoğun ve pozitif olduğu bu bölgelere yapılan dışsal yolculuklar da önemlidir ve enerjilerinizin dengelenmesine neden olur.
KOÇ : Bu ateş burcunu yansıtan en önemli bölge,Hawaii'de;Mauideki Haleakala Krateridir.İkinci olarak Midway Adası ve son olarak yine Hawaii'de Mauna Loa ve Mauna Kea volkanlarıdır.Yüksek idealler,istekler ve özgürlük duyumu için eşsiz bölgelerdir.
BOĞA : Kuzey Kaliforniya daki Shasta Dağı birinci çakrayı harekete geçiren etkiler barındırmaktadır.İkinci bölge güney batı Amerika’da,Arizona da kuzey Flagstaff Humphreys uçlarıdır.Üçüncü bölge ise,Strathcona Parktaki Vancouver adasıdır.
İKİZLER : Meksika’da bir eyalet olan Chiapas ta Palenque bölgesi. Dünyanın merkezi olarak bilinen bu yerin yakınlarında bir çok kutsal yer bulunmaktadır. Bunların başında Oaxaca yakınlarındaki El Tule gelmektedir. İkinci bölge, Kostarikanın Pasifik kıyılarındaki Corcovado parkı 'dır.Üçüncü yer ise Meksika'da Monterrey yakınlarında Horsetail şelalesidir.
YENGEÇ : Bolivya'daki Titicaca gölü ikinci çakrayı harekete geçiren bir bölge olarak ta bilinmektedir. İkinci olarak Peru’nun başkenti Limanın merkezinde yer alan Armas meydanıdır.Üçüncü olarak yine Peru’da Iquitos bölgesidir. Bu nokta Amazon nehrinin doğduğu noktadır.
ASLAN : Dördüncü çakraya isabet eden ilk bölge İngiltere de Glastonbury bölgesidir. Burası yeryüzünün kalbidir.Yakınındaki Shaftesbury merkezine kadar ulaşır. İkinci bölge, Berlin’in merkezindeki Brandenburg kapısıdır. Üçüncü bölge ise İspanyada Barselona yakınlarındaki Montserrat bölgesidir.
BAŞAK : Güney Afrika’da Cape Town da bulunan Table dağı ilk kutsal alandır. İkinci olarak Johannesburg (Güneş Şehri)yakınlarında The Pilansberg bölgesidir. Üçüncü olarak Lesotho ve Güney Afrika sınırında yer alan Mont-Aux-Sources bölgesidir.
TERAZİ : Beşinci çakraya isabet eden bölgelerin başında Mısır daki Büyük Piramit bölgesi gelmektedir. İkinci olarak Kudüs'ün doğusunda yer alan Zeytin Dağı gelir. Üçüncü olarak İran da Tebriz bölgesinde Süleyman’ın tahtı olarak bilinen bölgedir.
AKREP : İlk olarak Tibet'te bulunan Kailash Dağı yedinci çakraya isabet eden yerlerin başında gelmektedir. İkinci olarak Tacikistan da Pamir dağlarında yer alan Gormo zirvesidir. Üçüncü olarak Hindistan da Ganj nehrinin ağzında yer alan Kalküta'dır.
YAY : Bali genel bir saflaşma bölgesidir. İkinci olarak Borobudur Java da dır. Üçüncü olarak Kinabalu dağı gelmektedir.
OĞLAK : Avustralya kıtasının kırmızı toprakları olarak bilinen Uluru ve Katatjuta ilk kutsal bölgelerdir. Üçüncü çakrayı harekete geçiren etkileri vardır. İkinci olarak Kuzey Avustralya da Kakadu ulusal parkının içinde yer alan Nourlangie Kayasıdır. Üçüncü olarak Batı Avustralya'daki köpek balığı körfezi bölgesidir.
KOVA : Ölümsüzlük ve güzellik merkezi olarak bilinen Japonya'daki Fuji Dağı kutsal yerlerin başında gelmektedir. Kuzey ve Güney Kore sınırında yer alan Kangwa körfezi ikinci kutsal alandır. Üçüncü olarak ise Güney Japon adası Okinawa'da yer alan Naha bölgesidir.
BALIK : Yeni Zelanda da North Island bölgesindeki Rotopounamu gölüdür. New Caledonia daki Humbolt dağı ikinci kutsal bölgedir. Tasmania ve Antarktika arasında yer alan Macquarie adası ise üçüncü ve son bölgedir.
|
|
|
BURÇLAR VE BEDENİMİZ |
Yazar: Archilles - 14-03-2017, Saat: 13:46 - Forum: Astroloji
- Yorum Yok
|
|
Astrolojide bedenin her bölgesi bir burcun yönetimi altındadır. Bu "Zodyak İnsanı" olarak tanımlanan bir varoluş sisteminin sembollerle ifadesidir. Burçlarla birlikte o burcun yöneticisi olan gezegen de vücudun belirli bölgeleri üzerinde etkilidir. Aşağıda her burcun ve yöneticisi gezegenin bedenimiz üzerinde etkili olduğu bölgeler verilmiştir.
KOÇ: Koç burcu temelde başı yönetir. Özellikle de üst beyin olarak adlandırılan bölgeyi etkiler. Koç etkisi en yoğun olarak sinir ağrısı olarak da bilinen baş ağrısı olarak algılanır. Geleneksel olarak Koç burcunun yöneticisi olan Mars'ın ise sol kulak, böbrekler, damarlar, genital bölgeler ve seks hormonları üzerinde etkisi vardır.
BOĞA: Beyincik yada alt beyin Boğa burcunun yönetimi altındadır. Ayrıca boyun, kulaklar, ağız, çenenin aşağısı ve gırtlak da Boğanın etki alanına girer. Boğaların aşırı yemekle ün salmaları ağız bölgelerindeki bu etkilenmedendir. Vücut sıvılarındaki kalsiyum seviyelerini kontrol eden paratiroid bezi Boğanın etki alanındadır.
İKİZLER: İkizler burcu Akciğerler ve ona ait nefes boruları, omuzlar, kollar, eller ve parmakları yönetir. İkizlerin yöneticisi olan Merkür ise, zihinsel aktiviteyle ilgilidir. Kadim astrologlar bu gezegeni dil, safra ve kaba etlerle ilişkilendirirlerken, modern astrologlar tüm sinir sistemi ile bağlantılı olduğunu öne sürerler.
YENGEÇ: Yengeç burcu göğüsler, mide ve tüm beslenme kanalları ile ilgilidir. Yengeç burcunun yöneticisi Ay ise mide, rahim ve tat duyumları üzerinde etkilidir. Aynı zamanda vücudun sol yarısını kontrol eder. Modern astrolojide tüm beslenme sistemi üzerindeki etkisinden söz edilir.
ASLAN: Aslan burcu kalp, omurga ve sırtla ilgilidir. Aslan burcunun yöneticisi Güneş ise beyin, kalp, adale ve tendonlarla, vücudun sağ yarısını kontrol eder. Modern astrolojide güneş, endokrin sistem; özellikle çocuklukta önem taşıyan timus bezi ve vücudun bağışıklık sistemi ile doğrudan ilgilidir.
BAŞAK: Başak burcu bağırsaklar, solar plexus ve sinir sistemiyle ilgilidir. Başak burcunun yöneticisi Merkür'ün etkili olduğu bölgeler ise İkizler burcu başlığında gösterilmiştir.
TERAZİ: Böbrekler genel olarak Terazi burcu tarafından yönetilir. Tüm bel ve bel altı bölgeler de bu burcun etki alanındadır. İdrarla ilgili problemler de bu burçla ilişkilendirilir. Terazi burcunun yöneticisi Venüs hem Terazi hemde Boğa burcunun kontrol alanlarında etkilidir.
AKREP: Akrep burcu seksüel organları yönetir. Burçlar kuşağının en yüksek cinsel aktiviteyle ilişkilendirilen burcudur. Mesane, prostat ve kalın barsağın makada birleştiği kısım (Rectum) bu burcun etki alanındadır. Bu burcun yöneticisi Mars Koç başlığında gösterilmiştir. Pluto'da Mars'la aynı bölgeler üzerinde etkilidir.
YAY: Yay burcu kalça, uyluklarla kan damarlarını yönetir. Yay burcunun yöneticisi Jüpiter ise Karaciğer, atar damarlar ve meni ile ilgilidir. Ayrıca vücudun gelişmesini, hormon üretimlerinin düzenlenmesini sağlayan temel bezleri yönetir.
OĞLAK: Oğlak burcu dizleri, kemikleri ve dişleri yönetir. Bu burcun yöneticisi Satürn; dalak, mesane, lenf ve kemikler üzerinde etkilidir. Ayrıca uylukları, kemik dokularını, cinsel ve kas gücünü sağlayan bezlerin düzenlenmesini etkiler.
KOVA: Kova burcu dolaşım sistemi üzerinde etkilidir. Kadim astrolojideki yönetici gezegeni Satürn'ün etkisi Oğlak burcu başlığında gösterilmiştir. Modern astrolojideki yöneticisi Uranüs ise eterik bedendeki Üçüncü göz ile ilişkilendirilmiştir.
BALIK: Balık burcu ayakları yönetir. (Aynı zamanda tüm tıbbi uygulamaları yönettiği de söylenir.) Geleneksel yöneticisi Jüpiter'in etkileri Yay başlığında gösterilmiştir. Modern astrolojideki yöneticisi Neptün ise hislerle ilgili organların gönderdiklerinin beyinde karşılığını bulduğu thalamus'u etkiler.
Kaynak:Astroset
|
|
|
|