Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1115 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1115 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 328
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 306
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,007
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,130
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,074
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,007
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,148
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,524
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,286
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,173

 
  IŞIK BEDENİN İNİŞİ ENERJİ ALIŞTIRMASI
Yazar: Spiritüeller - 21-02-2017, Saat: 07:36 - Forum: MEDİTASYON - Yorum Yok

Rahatça ve sakin bir şekilde oturun. Bedeninize gevşemesi, rahatlaması ve kendini serbest bırakması için bir mesaj gönderin. Derin bir soluk alın. Verdiğinizde bir dinginlik dalgasının bedeninizde hareket ettiğini hissedin. Ritminizi bularak bilinçli bir şekilde soluk almaya devam edin. Göğsünüzün genişleyip açıldığını hissedin. Kalp bölgenizin ısındığını hissedin. Boğazınızı gevşetin. Zihninizi arındırıp görüşünüzü merkezleyin. Birkaç dakika boyunca soluklarınızı izleyin. Bir ışık sütununun başınıza dokunduğunu, sonra bedeninize girdiğini hayal edin. Derin nefesler alıp verin. Soluğunuzu izleyerek kendinizi yapabildiğiniz kadar hafif, sakin ve barış içinde kılın.

Dinginliği bulduğunuz yere ulaştığınızda enerjinizi üçüncü gözünüze odaklayın ve Dünyanızı gözünüzün önüne getirin. Hayal ettiğiniz her şey iyidir. Zihin gözünüzde Dünyanın resmini tutarken Dünyada bütün yaşayanlar için bireysel bir şablon ve hedefin var olduğunu hissedin. Bu şablonları ışık kıvılcımları ve geometrik biçimler olarak görebilirsiniz.

Bilincin evrimleşmesi için gerekli olan derslerin eşsizliği ve çokluğunu hissedin, ilerleyen yalnızca her bir bireyin bilinci değil. Dünyanın kolektif bilinci de eşsiz bir biçimde bütünle bağlantıya geçmekte. Her bir bireyin küresel plana yaptığı katkıyı hissedin ve yaşadığınız andan hayatın insan biçimine sevgi ve inanç esinleyen bir niyet dalgası gönderin.

meditasyon-4.jpg

Şimdi, sanki bilinciniz kendisine benzer bilinçleri çeken bir mıknatısmış gibi varoluş şablonunuzdan altın bir ışık topu olarak yükseldiğinizi hissedin. Sizinle birlikte çalışmaya uyarlanmış başka şablonlar var. Amaçları insanlık için yeni bir küresel şablonu harekete geçirmek. Bırakın, şablonunuz onları arayarak Dünyayı kuşatan ağ etrafında dönsün. Bu küresel arayışı hissedin. Kendinizi altın bir ışık küresi olmaya, bir yerden başka bir yere giderek gezegenin çevresinde dönmeye bırakın. Altın top, kendisine benzer bilinçler çektikçe bırakın büyüsün, bir ışık örtüsü oluştursun. Bilinçlerin çakışımıyla uyanışa geçmek üzere tasarlanmış olan bir enerji ağını harekete geçirsin. Altın ışık topunuzun Dünyanın dört bir yanındaki farklı yerler tarafından çekildiğini hissedin. Kendinizi orada görün. Nereye giderseniz gidin varlığınızın değişiklik yarattığını, açılıp yayıldığını görün.

Bedenlerinin içinden bu küresel şablona bağlı olan altı milyar insan hayal edin. Gelmekte olan değişimle yaşama çok daha farklı bir açıdan bakma özgürlüğüne sahip olduklarını biliyorlar. Böylece daha sevinç dolu ve genişlemiş yaşamlar sürme fırsatına sahipler.

Bilincinizi fiziksel bedeninize geri getirin. Işığın içinizde dolaştığını, içinize aktığını, sizi bağlantıya geçirdiğini canlandırın. Enerji akışını yüksek hızda izleyin ve nabzınızı atmaya bırakın. Kendinizi daha güçlü ve yeni bilgi, sağlık ve canlılıkla dolmuş hissedin. Işık sütununun sürekli sizinle birlikte olduğunu, içinizi doldurup sizi kaynağınıza bağladığını hissedin. Işık sütununu her zaman fizik bedeninize girer biçimde tutun. Işık sütunu sizin daha yüksek alemlere davetiyenizdir.

Düşünce vardır. Dünyanızı farklılaştırmak ve gerçekliğin yepyeni bir paradigmasını yaratabilmeniz için düşüncenizi üretken bir biçimde kullanmayı öğrenme yolunda evrimleşiyorsunuz. Kendinize güvenin ve keşfettiğinizin ne olduğuna iyi kulak verin. Önünüzde beliren yol çok ilginç olabilir. Onu sürekli olarak yarattığınızı anımsayın. Senaryoyu beğenmeyecek olursanız da yeni bir yola koyulabilirsiniz. İyi yolculuklar.

Bu konuyu yazdır

  RUHSAL UYANMA
Yazar: Spiritüeller - 21-02-2017, Saat: 07:31 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Ruhsal uyanış toplumsal hipnozun etkisinden kurtulup kişinin BEN BEN’im demesidir. Bilinç düzeyinin bu seviyeye gelmesidir. BEN BEN’im demek kişinin içindeki Tanrısal Özünü, Ruhunu keşfetmesi demektir. Bu andan itibaren fiziksel beden, ruhsal beden ile birleşmeye başlar. Artık zihnin etkisinde Ego dolu bir yaşam yerine birey kendisinin ve Evrendeki her şeyin hayrına olan şeyi istemeye başlar.

Bencillik son bulur. Evrendeki Birlik bilinci idrak edilir. Dünya yaşamı anlamlı hale dönüşür. Kişi daha gözlemci olarak hayatın içinde yer alır. Toplumun içinde bulunduğu Kitle Hipnozunu görür. Bunun içine düşmez, düşerse de yüksek farkındalığı hemen bu durumdan kendini çıkarır.

Kendini sever. Kendini yargılamaz. Geçmiş hayatını pişmanlık olarak değil tecrübe ve Şimdi’nin bilgeliğinin sebebi olarak görür.

Gelecek hayatından korkmaz, endişe etmez. Çünkü ŞİMDİ’deki yüksek bilinç seviyesi ile geleceğini kendisinin yaratacağından emindir. Ne düşünürse onu yaşayacağını bilir ve olumsuz düşüncelerin enerjisini sahiplenmez.

Tanrısal yaşam sadece Şimdi’dedir. Geçmiş ve gelecek sadece hayaldir. Buna tutulmak hipnozun etkisi altına girmektir.

İçinde Tanrı özü taşıyan İnsan mutsuz olamaz. Tertemiz koşulsuz Sevgi ve Neşeden başka hissettiği her şey Zihnin yarattığı Hipnozun etkisidir. Bu hipnoz o kadar etkilidir ki Kişinin tüm yaşamı endişe, depresyon, güce tapma, ahlaksızlık şeklinde geçebilir. Tüm hayat Tanrısal erdemi farkedemeden yaşanabilir ve son bulabilir.

Ruhsal Uyku, Zihnin bu hipnoz etkisinde yaşamasıdır. Uykudaki insan kendini toplum içinde hep kıyaslar ve en yüksek seviyede olmak için elinden gelen her şeyi yapar. Bu seviyeyi kaybetmemek için Bencillik, Sevgisizlik, Nefret, Ahlaksızlık silahlarını devamlı kullanır. Kendini en alt seviyede gören insan ise yukarılara çıkmak için çabalar durur. Çıkamayınca da mevcut hayatına küser, kendini sevmeyen, ezik, silik endişeli bir hayatın içinde döner durur.
Peki Uyanma nasıl gerçekleşecek? 

Ne yazık ki uyanma güce dayalı paralı itibarlı, ihtiraslı,bencil, kibirli bir yaşam akışı içinde kolay uyanmaz. Daha çok çileli, ıstıraplı, üzüntülü, zor bir yaşam içinde Uyanma sinyalleri verebilir. Genelde aileden birinin kaybı, işten atılma, uzun hastalık süreçlerinde Uyanma ihtimali yüksektir. Bu sinyallere dikkat verilirse kişi zihninin ötesindeki Yüksek Benliği (özü, ruhu) ile temas kurmaya başlar ve gelen sezgisel bilgilerle yolunu bulur. Adeta sezgisel bilgilerin geldiği ışık vanasını açar. Ama bu uyanma noktası çok kritiktir. Eğer kişi bu sezgileri alamaz ise yaşadığı sıkıntılardan dolayı daha da zor şartlara gömülmeye başlar ve bunun sonucunda Ruhsal bozukluklar, Fiziksel hastalıklar ile geçen uzun çileli bir hayat ve sonunda ölümle biten bir sürecin içine girebilir.

Günlük hayatımız uyanmamız ve uyandıktan sonra ruhsal tekamülümüzün gelişmesi için muazzam bir okuldur. Her gün yaşadıklarımız, karşılaştığımız insanlar bu farkındalığı arttıracak sebeplerdir. Bizi en çok üzen insanlar, olaylar bizi uyandırmak için oluşan olaylardır. Onlara kızmak yerine teşekkür edin. Ama bunu bu gözle görebilirsek. Yoksa bizi kızdıran bir insana bizde aynı seviye ile kızmaya başlarsak uyku daha da derinleşecektir. Birey, Düşük titreşimlerin okyanusunda kaybolacaktır.

Uykudan uyanmanın en etkili yolu kişinin kendini sevmesi ve yargılamaması ile başlar. Yaptığı işten dolayı kendini sevecektir, aynaya bakınca kendini sevecektir. Kilosuna, sıskalığına, yüzündeki, kırışıklığa, saçının beyazına dökülmesine aldırmayacaktır. Parasızlığına isyan edip neden arabası evi olmadığına üzülmeyecektir. Kendini başkalarının bolluğu ile kıyaslamayacaktır.

awaken-spiritual-gifts.jpg

ŞİMDİ’de yaşayıp öncelikle sahip olduğu noktayı Kabul edecek. Bunu yargılamayacaktır. Mevcut durumu Kabul etme anı çok önemlidir. Çoğu insan bunu yapamaz hep isyan eder. Kendine kızar, başkalarına kızar. Hep bir gerginlik, sıkıntı içindedir. Bunların hepsini salıvermek ve koşulsuz kendini sevmek ve içinde olduğu durumu her şeyi ile Kabul etmek gereklidir.

Eğer bu durum gerçekleşirse ikinci süreçte kişinin çevresindeki olayları insanları da yargılamadan aynı şekilde Kabul etmesi ve sevmesi gereklidir. Çünkü herkes kendi ruhsal tekamülünü yaşamakta ve içlerindeki Tanrı özünü görme gayretindedir. Bu duruma Saygı duyulmalıdır. Bu seviyeden insanlığa yapılacak bakış açısı tamamen uyanmayı sağlayacak olan önemli bir hamle olacaktır.

Tamamen uyanmanın üçüncü aşaması ise Kişinin geleceğini kendisinim yaratacığına inanmasıdır. Bugün ne düşünürseniz yarın size o gelecektir. Bu Evrensel Kuraldır. Kuantum Enerji Yasasıdır. Cebinizde paranız olmasa bile param var dediğinizde Zihnin ötesine çıkıp Evrene param var ve hep param olacak mesajı vermiş olacaksınız Evren’deki enerjide size bu parayı getirecek potansiyelleri sunacaktır. Bunu olmayan Aşk, Ev, Araba, Sağlık sizin ve Evren’in en yüksek hayrına olacak her şey için isteyebilirsiniz.

Tabi ki zihin bu sırada size saçmalama böyle komik isteklerde bulunma diyecek. Sen parasızsın hayal ederek para nereden gelmiş diyecek ve sizi bu NİYET’den alıkoymaya çalışacaktır. Eğer siz Zihnin bu oyununa direnirseniz, Ruhunuza, Tanrısal özünüze güvenirseniz ve kalbinize isteklerinizin NİYET’ini koyarak bunu İlahi Sistemden isterseniz bu kesinlikle gelecektir. Gelmesi bir süreç alacaktır bu sırada Zihin niye gelmedi hani gelecekti diye sorgulayacak siz bunları da dinlemeden NİYET’le kalbinizle istemeye devam ederseniz sizi mutlu edecek sonucu göreceksinizdir. Gelen küçük başarılar ile Evrensel Enerji yasasına güvenecek ve daha büyük isteklerinizi kalbinize koyacağınız NİYET ile isteyeceksiniz.

Sonrasında mı ne yapacaksınız? Uyanmanın keyfini bu Dünya’da Bedenlenmiş Üstat olarak süreceksiniz ve Işığınız ile uyuyanları onları kırmadan, tekamül süreçlerine saygı duyarak uyandıracaksınız. Kimseyi zorlamanıza gerek yok sadece onları yargılamadan sevin, uyanmaları kendiliğinden gerçekleşecektir.

Bu konuyu yazdır

  FİZİKEN VE ZİHİNEN DEĞİŞİYORUZ
Yazar: Spiritüeller - 21-02-2017, Saat: 07:24 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

2017'nin baslamasiyla zaman ve degisim de hizlandi. Olaylar, iliskiler, yasam sekli o kadar hizli bir degisim donusum yasayacakki, takip etmekde zorlanacagiz. Hersey enerjisine gore yeni alanina demirleyecek ve bu yuzden de dagilma, kaos cok olacaktir. Fakat bu kaosun sonucu; yeni baslangic, duzen ve netliktir....Gerekliliktir..

Artik belirgin sekilde 'Body Shifting' (beden degisimi) yasamaya basladik. Simdiye kadar hep ruhsal degisime odaklandik ama aslinda en bastan beri fiziken de bir degisim yasiyorduk. Cunku ilerde yapabileceklerimiz icin bedenimizin de bir degisimden gecmesi gerekiyordu. Bedenimiz butun olarak daha ustun yeteneklere ve guce sahip olmak, yaraticilik vasfini kullanabilmek, kendini ve baskalarini iyilestirebilmek ve duyu organlarinin algilama seviyesini yukseltebilmek icin bir degisime girdi. Bu degisimden dolayi bedenimiz; tukenmislik, grip, eklem agrilari, yanma, uyku yada uykusuzluk, beynin sag tarafinda bas agrisi, cabuk yorulma, herseye karsi isteksizlik ve bosvermislik seklinde reaksiyon veriyor olabilir. Ozellikle kadinlarda disil enerjinin yogunlugu nedeniyle bu semptomlar daha cok gorulebilir. Cunku degisimi ilk once onlar yasiyor.

Ozellikle bu seneden itibaren fiziksel degisim daha da hizlanacak, DNA aktivasyonu artacak. ilk belirtileri duyu organlarimizda gorecegiz. Duyma esigimiz yukselecek. Normal bir kulagin duyamadagi sesleri duymaya baslayacagiz. Normal bir gozun goremedigi enerji bedenleri (isik bedenleri) gormeye baslayacagiz. Yani perdenin arkasindakileri artik yavas yavas gorecegiz. Ileride onlarla yasamayi ogrenecegiz. Cevremizdeki insanlarin auralarini ciplak gozle gorebilecegiz. Enerji perdelerini gorebilecegiz, dokunarak hissedebilecegiz. Hislerimiz gelisecek, medyumluk yetenegi kazanacagiz. Koku alma organimizda gelisecek. Baskasinin alamadigi kokulari biz alabilecegiz. Cevremizdeki gorunmeyen enerji varliklardan yayilan kokulari, baska boyutlara ait kokulari alabilecegiz. Meditasyon halindeyken gittigimiz yerlerdeki kokulari alabilecegiz. Yanimizda yada uzakta olan tanidiklarimizla telepatik olarak gorusebilecegiz. 

spirituel%2B-%2Bevrim%2B-%2Buzaylilar%2B-%2B%252B.jpg

Hayvanlarla ve bitkilerle telepatik olarak konusabilecegiz. Kendi hucrelerimizle, organlarimizla konusup sorunlarini dinleyebilecegiz, onlara komutlar verip programlama yapabilecegiz. Kendi kendimizi ve baskalarini imgeleme ile sifalayip yeniden programlayabilecegiz. Beynimizi kullanma yuzdesi artacak. Buna bagli olarak daha yaratici, daha zeki olacagiz ve kolay ogrenecegiz. Beden ve zihin kontroluyle el, ayak ve vucut isimizi ayarlayabilecegiz. Bilincli astraller yapabilecegiz. Biz yapabilirmiyiz bilmiyorum ama simdiki cocuklar ilerde, kendilerini parcalar halinde (enerji olarak)farkli zaman ve mekanlara acik bilincle gondermeyi bile basarabilecekler.

Bu donemde bolca dinlenme, bizi en mutlu eden seyleri yapma ve topraklanma faydali olacaktir. Bedenimiz uyumlandikca bu sorunlar biter. Lutfen eklem agrilari, grip ve bas agrisi icin ilac kullanmayin. Bir sure bekleyin gecmezse oyle onlem alin.

Ayrica saglikli fiziksel ve zihinsel degisimi saglamada yardimci olabilecek en onemli etkenler: Yoga, nefes egzersizleri ve meditasyondur. Hem uyanisi hizlandirir hem yukselisin devamliligini saglar hemde ucuncu gozumuzu aktif yapar.

yazar: Aasma Estefan
kaynak : aasmaestefan.blogspot

Bu konuyu yazdır

  EŞ RUHLAR - RAMTHA
Yazar: Spiritüeller - 21-02-2017, Saat: 07:18 - Forum: RAMTHA - Yorum Yok

RAMTA.. Eşruhlar, deneyimlerini paylaşırlar. Demek ki, bu alemdeki tüm bedenlenmelerimizin deneyimleriyle zenginleştikten başka, bir de, başka bir birey olarak tezahür etmiş olan eşruhunuzun sizinle paylaştığı deneyimleri de hazinenize katarsınız.

Hemen yarın eşruhunuzla karşılaşsanız, eğer bu ilişkiyi haz verecek şekle sokmak üzere kendi kendinizi arındırmamış iseniz, bu ilişki çok insafsız ve tehlikeli olabilir, anlıyor musunuz?

Siz kadınlar, eşruhlarınızı bulmak istiyorsunuz, değil mi? Kusursuz sevgiliyi istiyorsunuz; şişman ve çirkin olsanız da sizi sevecek, hep yanınızda olacak, ama aynı zamanda sizi özgür bırakacak olan sevgili… Size bir şey söyleyeyim mi? Bu alemde bu derece kahraman, bu derece asil, bu derece güçlü ve bu derece kayıtsız, şartsız sevecek tek bir erkek yoktur! Onlar da sizin gibi aynı yolun yolcusu… Onlar da, aynı sizin gibi, birini arıyorlar. Ama ne yazık ki, aradıkları siz değilsiniz; tıpkı, onların da sizin aradığınız olmadıkları gibi…
Siz içinizde bulamadığınız bir şeyin dışınızdaki biri tarafından doldurulmasını istiyorsunuz. Bunun için ilişkileriniz başarısız oluyor. Aradığınızı asla bulamayacaksınız, çünkü öyle biri yok!

Bir boşluğu, ya da kutuplaşmanın yarattığı vakumu dolduracak bir şey aradığınız için sadece bu ümitle yaşlanacaksınız.

Ya eşruhlarınız? Onlar ne hissederler? Onlar kendi kimlikleri için çabalarken, bir yandan da zavallılar sizin yüzünüzden hissettikleri bu güvensizlikle başetmek zorunda kalırlar.
Ey erkekler! Ya siz ne arıyorsunuz? Sizin çılgınlığınızı, parlaklığınızı dengeleyecek birisini mi arıyorsunuz? Size bakacak birini mi? Ne arıyorsunuz? Siz de, duygusal delikleriinizi dolduracak birini arıyorsunuz.

ruh-esim-ikizruh.png

Ya siz neye esirsiniz? Eşruhunuzun sizin için ne yapmasını umuyorsunuz? Size kalp krizi geçirtmesini mi? Kendinizi tam bir erkek gibi hissetmenizi sağlamasını mı? Ama, bir kadın gibi ağlamayı, bir asker kadar korkusuz olmayı öğrenmedikçe, erkek olmanın ne demek olduğunu asla öğrenemiyeceksiniz. Kendinizi her yönden sevmeden, bunun ne demek olduğunu anlamayacaksınız. Ve siz kendinizi sevmiyorsunuz!

Konu şu ki, yaşam bir şeyi arayarak geçirilecek bir süreç değildir; o, kabul edilmesi gereken bir armağandır. Etrafta dolaşıp deliklerinizi tamir edecek, gününüzü daha parlak kılacak birini aramak bir işe yaramaz.

Eğer, sabah güneşini kendi kendinize seyredemiyor, ya da yıldızların altında bir orman perisi gibi kendi başınıza dans edemiyorsanız, zaten eşruhunuzla buluşmaya hazır değilsinizdir.

Anlıyor musunuz?

Eşruhlar tekrar biraraya gelmek için ne plan yapar, ne de çabalarlar. Onlar zaten her zaman beraber olduklarını bilirler. Birlikte uygulama yaptıklarını, deneyim kazandıklarını, yarattıklarını ve birbirleriyle paylaştıklarını bilirler.

Birçoğunuz buraya eşruhlarınızı büyük bir şiddetle aramaya geldiniz; ama “arayış”ın esaret ve sınırlama olduğunu biliyor musunuz? Eşruhunuzun hep sizinle olduğunu bilmek, buna izin vermek sınırsız yaşamdır. Yaşam yüce bir armağandır. Kendi kendinize koyduğunuz sınırlamalardan kurtulmaya başlayınca, yavaş yavaş gücünüzü geri kazanmaya başlarsınız ve varlığınızın eşine doğru yaklaşırsınız.

Birbirlerine madde planında rastlayabilen çok, ama çok az sayıda eşruh vardır. Bu çok, ama çok nadir bir olaydır! Eğer takıntılarını gidermeden birbirlerine rastlamışlarsa, bu birleşme patlayıcıdır; çünkü her ikisi de tüm tutarsızlıklarıyla birden karşılaşmaktadırlar.

Şunu unutmayın, varlığınızın eşi kendinizsiniz. Eşruhunuz başka bir cinsiyette uygulama yapıyor olabilir, ama o sizin içinizdedir. Eşruhunuzun gözleri sizin gözlerinizdir

Ramtha / Eşruhlar

Bu konuyu yazdır

  BOLLUK BEREKET İÇİN OKUYUN...
Yazar: Mutlakguc - 20-02-2017, Saat: 20:52 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

*****ÖNEMLİ YAŞAM SIRRI***** 


Sizlere önemli sırlar vereceğim :

  • Para konusunda ince hesapçı olmayın. 

  • Ufak alacak verecek hesaplarına asla girmeyin. 

  • Para verme konusunda rahat olun. Boş yere gereksiz harcamalar yapın demiyorum, farklı bir şey diyorum. Gıdım gıdım hesaplamayın, bu kısıtlılık ve sınırlama size sadece bereketsizlik getirir. Kat katı kısa zamanda size dönecek, bunu bir çoğaltma havuzuna atmış olduğunuzu bilmelisiniz. 

  • Hatta paralarınızı saymayın... 

  • YAŞAM BOLLUKTUR VE BOLLUK SINIRSIZDIR, BUNUN FARKINA VARIN.

  • Teslimiyet ve güven size bereketi fazlasıyla getirecektir, sevgiyle olsun.

Bu konuyu yazdır

  ENERJİNİZ İLE GÜVENLİ ALAN OLUŞTURMA
Yazar: Emka - 19-02-2017, Saat: 22:17 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Tüm dünya kaos içindeyken onu hissetmemiz çok doğaldır, onu itmek yada direnç göstermek yerine içinize nefesle çekin , bir parça daha karmaşa ,kaos ,dışardaki enerjileri hissedemem ,bunaldım ,yoruldum dediğiniz anda tam o anda içinize daha fazlasını alabilirsiniz ,onun hiç bir şey olmadan içinizde kendiliğinden dönüştüğünü göreceksiniz ,ama paniğe kapılmak yok,isleme izin vermelisiniz.

Ayrıca kaos güzeldir, her şeyin önce tanımsızlaşmasına ,yapısından çözülme ve yeniden yaratılma zamanlarına kaos diyor insanlar...ama bu da tıpkı mevsimler ve tüm döngüler gibi çok doğaldır, çok doğal..

Böyle endişelerin yoğun olduğu zamanda güvende hissetmemek olabilir ,zaten yasama basladıgımız andan itibaren disariya,yasama,kendimize güvenmemek üzere program çalışmaya başlıyor ve bir noktadan sonra otomatik olarak çalışan ve bizi biz farketmeden ele geçiren bir sisteme dönüşüyor ,endişe ..

Ben sizlerle Güvenli alanınızı oluşturmakla ilgili bir çalışma paylaşmak istiyorum (benzer çalışmaları daha önce yapmış olsanız bile ben size onu simdi anınızda yapmanızı tavsiye ederim, bugünün enerjisi bugüne aittir ,yenidir ,simdi ani dünüde kapsayan ,onun ötesine geçmis bilinci ve yeni enerjiyi içinde barındırır ,onun için bunu simdi yine yapmak güzeldir ,yeni enerjidir...bir sonraki mailimde size bunun nedenini daha iyi anlayacağınız bir bilgi aktaracağım

1396.jpg

bu bir çakra çalişması değildir.. okunduğunda öyle gelebilir ama değildir ,bu bir eskiyi temizlemek, resetlemek ve yerine güvenli alanı koyarak çakra diye bilince yerlestirdiğimiz 7 merkezi birleştirme çalışmasıdır, herşey gibi o merkezleride yaratan ve ona anlam yükleyen biziz

yalnız olduğunuz bir zamanda ,sakinleştirici bir müzik açın ,gözlerinizi kapayın ,odayı temizce havalandırın ve derin nefesler alarak hayal gücünüzü kullanarak bunu yapın

imgelemek gerekmez,vizyon görmek gerekmez, bu sadece çalışmayı nasıl yapabileceğinizi anlamanız için kullanılan bir metafor, 7 nefeslede bunu yapabilirsiniz , yapmak için hiçbir çabaya gerek yoktur, sadece yapın

(bir şey hissetmeye duyumsamaya algılamaya çalışmaya vs de gerek yoktur bunu çok basit tutun ve hiçbir önyargı,tanım,eskiden öğrenilmiş bilgi ve deneyiminizin bu yeni deneyimi etkilemesine izin vermeyin , bu sadece bu çalişma için değil tüm yasam deneyimi için çok güzel olur bunu yapmak

her sabah uyandığınızda bir bebek gibi uyansak ,eski deneyimlerimizin o yeni günü hiç tanımlamasına ,o gün yaşayacaklarımızın çoşkusunu etkilemesine izin vermeden ama önceki deneyimlerimizin bilgeliğiyle yaşasak ,iste bir deneyim üstadının yaşantısı böyledir diyebilirmiyiz..ama bu bile bir tanım oldu ))

7 çakra diye bildiğimiz yerde 7 mühür olduğunu hayal edin , once 1.yere gidin o mühürü açin , orada ne varsa serbest bırakın ,izin verin disari çıksın ,sonra orayı 7 gökkuşagı enerjisinde kaynak sularıyla yıkayın ... ve en son oraya Güveni koyun

ama o bugüne kadar henüz hiç bilmediğimiz bir güven, dünya üzerinde hiç deneyimlenmemiş bir güven ,güzel dilimizde söylediğimiz gibi özümüzden gelen bir güven olsun

ama onu henüz hiç bilmiyoruz,daha hiç deneyimlemedik ,bu yepyeni bütün varlığımızdan gelen güveni koyun oraya

ve bunu 7 si içinde yapın (gelecek günlerde onun nasıl bir güven olduğunu hepimiz deneyimleyeceğiz , bu tıpki oraya bir tohum ekmek gibi olsun

daha sonra 1 ve 7 yi, 2 ile 6 yı ve 3 ile 5 i yine nefesle kalbinizde birleştirin

birini aşağı birini yukarıya doğru akan ırmaklar gibi hayal edebilirsiniz ,daha önce orada tanımlanmış ne varsa akışkan oldu, su oldu ve kalp okyanusunuza aktı,karıştı

simdi hepsi kalp alaninizda birlesti ve gelecek gunlerde ozunuzden gelen yepyeni ,daha once hic bilmedigimiz bir guven hissinin yasamimiza girisini simdiden kutlayin ve gozlemleyin ki degisimin yeni gelenin farkinda olabilesiniz

Özümden gelen sevgiyle özünüzü kokluyorum ,içime çekiyorum ,kendime katıyorum,sizde beni kendinize katabilirsiniz

ve içime aldığım ne olursa olsun kahkahanız yada gözyaşınız , kalbimi açarak içime almaktan sevinç duyuyorum.

Bu konuyu yazdır

  HAYATINIZI DEĞİŞTİRECEK SAATLİK OLUMLAMA CÜMLELERİ
Yazar: Emka - 19-02-2017, Saat: 21:04 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Aşağıdaki olumlamalar çalışan bir bireyin gün içerisinde mümkün olduğunca aynı saatlerde yapmasına yönelik olumlamaları içermektedir. Kendinizi daha mutlu ve başarılı, dünyayı daha yaşanılası bir yer yapmak için siz de bize katılın. Hepberaber hem kendimizi hem de dünyayı olumlayalım.


Olumlama-nedir-Nas%25C4%25B1l-yap%25C4%2...%25B1r.jpg


Sabah Kalktığınızda

Bana hediye edilmiş muhteşem bir güne merhaba diyorum. Her günümü tam anlamıyla yaşıyorum. Kendi yolumu kendim açıyorum ve ne kadar mükemmel oldugumu keşfediyorum.
Kendimi seviyor ve begeniyorum…Gecmişimi bırakıyorum ve huzur içindeyim. Güvendeyim, özgürüm. 

Ben benim, Güvendeyim. Yaşamım sade ve mükemmel akıyor. Bolluk, bereket, Şifa ve neşe içinde yaşıyorum… Hak edişlerimi rızkımı sevgi ile kabul ediyorum… Kendimi seviyorum..
Tüm canlıları seviyorum….

Saat 10.00 : İş Zamanında

Harika bir iş yaratıyorum. Elimi attıgım her işte başarılıyım. Çalışarak üretmekten gurur duyuyorum. Herşeyin en iyisini hak ediyorum ve her şeyin en iyisini kabul ediyorum. İşim ile kendimi ifade ediyorum. İşimi sevgi ile kucaklıyorum. Gelirim sürekli artıyor… Kendimi her geçen saniye geliştiriyorum

Saat 12.00 : ( DÜNYA BARIŞI)

Dünyanın iyileşmesi şimdi şu ANDAN itibaren başlıyor… Dünyamı seviyorum. Hayatla uyum içerisindeyim. Herkes ile birlikte güzel bir DÜNYA yaratıyorum…
Sürekli sevgi veriyorum ve alıyorum…

Saat 14.00 : (Bagımlılıklar: Sigara, İçki, vs.)

Artık ne denli olağanüstü biri oldugumu biliyorum. Kendimi sevmeyi ve bundan tat almayı ogrendim… Ne kadar harika oldugumu biliyorum…

Saat 16.00 : (Dilek)

Ben sevgide güvende ve dengedeyim. Evren beni destekliyor. Ihtıyacım olan her şey bana sevgiyle ihtiyacım oldugu anda sunuluyor. Ve BEN sevgiyle şükrederek kabul ediyorum….
Teşekkür ederim…

Saat 18.00 : (Enerji depolama ve yollama)

Bu gün ve her gün kendimi sevgiyle besliyorum. Tüm sevgimi ihtiyacı olan herkesle paylaşıyorum. Ben sevgiyim ve karşılaştıgım her bir kişiye baglı oldugumu biliyorum. Sevginin gücünü hep birlikte paylaşıyoruz. Teşekkür ederim…

Saat 20.00 : (Bolluk – Bereket)

Ben ******* sonsuz bolluk ve bereketiyle doluyum. Sonsuz bolluk ve bereketimi tüm çevreme 
Ve ihtiyacı olanlara kolaylıkla yayıyorum…Her şey için şükrediyorum ve Teşekkür ediyorum..

Saat 22.00 :

Kendi gücüme sahip çıkıyor ve kendi gerçegimi sevgi ile yaratıyorum. Ben tam, bütün, saglıklı bir bireyim.. Kendimi oldugum gibi seviyor, onaylıyor ve affediyorum.. Yaşadıgım tüm güzellikler için şükrediyor ve teşekkür ediyorum…

Saat 24.00: 

Ne kadar harika oldugumu keşfediyorum. Hayatın sürekli değişen kalıpları ile uyum içindeyim. Saglıgımdan keyif alıyorum. Kendimi olgugum gibi seviyor, onaylıyor ve affediyorum.. Yaşadıgım tüm güzellikler için şükrediyor ve teşekkür ediyorum…

Yaşlılar için : 

Yaşlılık yıllarımı seviyorum… Teşekkür ederim…

Hayat arkadaşı arayanlar için : Her gün saat 11.00 :

Sevgi dolu ve harika bir ilişkiye açıgım ve onu kabul ediyorum… Teşekkür ederim


Not:Mümkün oldugunca aynı saatte aynı cümleleri tekrarlayalım.. Ben cümlelerle birlikte dua da ediyorum.. Yeterki soylediginiz her söz icten ve dogal olsun…Günlük tutun, izlenimlerinizi,deneyimlerinizi Nasıl yaptığınızı buradan paylaşın...

Bu konuyu yazdır

  MERHABA
Yazar: sardunya - 19-02-2017, Saat: 14:43 - Forum: ANKARA SPİRİTÜELLERİ - Yorumlar (3)

Merhaba
Ben Ankaradan katılıyorum.Herkese iyi forumlar dilerim.Umarım güzel paylaşımlarımız olur .

Bu konuyu yazdır

  İSPANYA VE İNGİLTERE DEKİ YEŞİL ÇOCUKLAR
Yazar: Emka - 19-02-2017, Saat: 12:16 - Forum: PARANORMAL OLAYLAR - Yorumlar (1)

a — Ispanya'daki Yeşil Çocuklar 

1887 yılı Ağustos ayının bir gününde Ispanya'nın Ban- İos köyü yakınlarında tarlada çalışan iki köylü birden ilerdeki mağaradan çıkan iki çocukla karşılaşıp şaşkına dönüyorlar. Mağaradan çıkan biri erkek diğeri kız iki çocuğun tenleri yemyeşildi. Elbiseleri bilinmeyen bir kumaştan yapılmış, konuştukları dil ise hiç duyulmamıştı. Barselona'dan gelen uzmanlar, papazlar çocukları muayene ediyor, elbiseleri inceliyorlar. Beş gün boyunca çekik gözlü, yüz çizgiieri biraz zencileri hatırlatan yeşil çocuklar önlerine konulan bütün yemekleri reddederler, en sonunda taze fasulye yemeye razı olurlar. Kısa bir zaman sonra erkek çocuk halsizlikten, belki de bakımsızlıktan öldü. Kız, yargıç Ricardo da Calno’ya teslim edildi. Da Calnc gerçekçi bir insan olduğundan kızın yüzündeki boyayı silebilmek için çok uğraştı ve bir sonuca varamayınca bu değişik gerçeği kabullenmek zorunda kaldı. Aradan beş yıl geçti; kız yeni yaşantısına alışır gibi oi- du, Ispanyolcayı öğrendi. 

Tenindeki yeşillik de kaybolmaya yüz tutmuştu ki ölüverdi. Kız, geldikleri ülke hakkında garip bir hikâye anlatıyordu: Güneşi tanımayan, karşısında, geniş nehrin ötesin de, güneşin aydınlattığı başka bir ülke olan bir yerde oturuyorlardı. Günün birinde korkunç bir fırtına kopmuş, çılgın bir rüzgâr onu ve küçük kardeşini kapıp mağaranın ortasına atmıştı. Elele yürüdüler ve böylece köylülerin hasatla uğraştıkları bir tarladan geçtiler. O günü hatırlayanlardan hâlâ yaşayanlar vardır. Barselona’dan bu olayı incelemek için gelen bir din adamı daha sonra şunları yazmaktadır: ((Dinlediklerime öylesine yürekten inandım ki, nedenini anlayamamakla ve akıl gücüyle bir açıklamada bulunmaya kaikışmamakla birlikte, doğruluğunu kabul etmek zorundayım.» 


VFFR.jpg

b — İngiltere’deki Yeşil Çocuklar

Bu olaya benzer başka bir olay, ortaçağda yaşamış olan İngiliz simyacısı Guillaume de Nevvburgh'ün bir eserinde bulunur. Olay aynen şöyledir: Vulfputes denilen yerde hasat toplayan köylüler biri kız diğeri erkek tenleri yeşilimsi, elbiseleri bilinmeyen bir maddeden yapılmış iki çocukla karşılaşırlar. Çocuklar ilkin hiçbir gıdaya yaklaşmazlar, sonra biraz ötede gördükleri baklalardan alırlar. Geldikleri yer sorulunca, Ermiş Martin’in ülkesinden geldiklerini, bir yeraltı geçidinden geçtiklerini, bir ses tarafından çağırıldıklarını, ülkelerinde güneşin parlamadığını oysa her yerin aydınlık olduğunu anlatıyorlar. Yazar Harold T. VVilkins, «Sansürsüz Uçan Daireler» (Flying Saucers Uncensored) adlı kitabında şunları yazmaktadır: «12. Yüzyıl'da yaşamış olan keşiş Gervase of Tilbury, İngiltere'nin Suffolk yöresindeki bazı mağaralardan ya da çukurlardan ortaya çıkan ‘Yeşil Çocüklar’dan (The Green Children’) bahseder. Sözkonusu çocuklar öylesine tuhaf şartlar altında ortaya çıkmışlardır ki insan, bunların uzaydaki herhangi bir dünyadan ya da dünyada mevcut herhangi bir yeraltı aleminden ışınlandıkları sonucuna varabilir. 

Aynı öyküyü üç manastır tarihçisi daha nakleder: William of Nevvburgh, VValsingham ve Giraldus Cambren- sis.» Gervase of Tilbury bu öyküye şu adı vermişti: 'De Vi- ridîbes Pueris’: «İngiltere’de, mübarek kral ve şehit Ed- mund'un asil manastırından altı, yedi kilometre ötede bir köy vardır. Bu köyün yakınında, adına İngilizce’de «Wolf- pittes» denilen, bazı tuhaf ve hatırlanmaya değer kalıntılara rastlanır. (Not: Suffolk, Bury St. Edmunds’tan on kilometre ötede yer alan, günümüzdeki adıyla Woolpit,) Yakındaki köy de bu kalıntıların adı ile anılır. Bir hasat zamanı biçiciler tahıl devşiriyorlardı. Birden, bu iki çukurdan sürünerek, bedenlerinin her yanı yemyeşil olan ve tuhaf bir renk ile bilinmeyen bir dokunuşa sahip giysiler içindeki bir oğlanla bir kız çocuğu çıktı. Biçiciler kendilerine acıyıp 'köye getirene kadar şaşkın bir halde tarlada dolaşıp durdular. Köyde, olayın acayipliği karşısında hayrete düşen birçok kişi, görmek istedikleri çocukların başına üşüştüler. Birkaç gün süreyle çocuklar, önlerine konan bütün yiyecekleri reddettiler. 

Fakat, öyle oldu ki, tarladan biraz fasulye getirilince iki çocuk da gözleri açlıktan dönmüş bir halde fasulyeleri kaptılar ve çukurların içine oturarak ağlamaya başladılar; çünkü fasulyelerin kabukları boş çıkmıştı. Sonra, oradakilerden biri kendilerine kabuğu soyulmuş fasulyeler ikrâm etti ve bunları memnuniyetle kabul ederek orada yediler. Birkaç gün süreyle, ekmek yemeyi öğrenene kadar bu gıda ile beslendiler. En nihayet, yiyeceklerimizin etkisi altında yavaş yavaş derilerinin rengi değişti ve İngilizce konuşmayı öğrendiler. Sonra, bilge kişilerin uyarısı üzerine, vaftiz edildiler; fakat, yaşça daha ufak görünen oğlan çocuğu bundan sonra ancak kısa bir süre daha yaşadı. Kızkardeşi ise 'kuvvetlenerek gelişti ve yaşamaya devam etti. Kendi ülkemizin kızlarından hiçbir farkı yöktu. Rivayete göre, sonradan Lynn'de (King’s Lynn, Norfolk?) bir adamla evlendi. 

Hâlâ daha orada yaşadığı ya da, denildiğine göre, birkaç yıl öncesine kadar yaşamış olduğu söylenmektedir. «Bu iki acayip çocuğa, bir çok kez, nereden geldikleri sorulmuş ve şöyle yanıtlamışlardır: ‘Bizler St. Martin'- in Ülkesi'nin halkıyız; çünkü o aramızdaki baş azizdir. Ülkenin nerede olduğunu bilmiyoruz ve sadece şunu hatırlıyoruz ki, bir gün tarlada babamızın sürüsünü otlatırken, aynı St. Edmund gününde hep birlikte çalan çanlara benzeyen büyük bir gürültü işittik. Birden ruhumuzdan kavrandık ve kendimizi hasat yaptığınız tarlada bulduk. Bizim orada güneş hiç doğmadığı gibi güneş ışığı da olmayıp, burada güneşin doğmasından ve batmasından önce meydana gelen şekilde bir alaca karanlık mevcuttur. Yine de bizden çok uzakta olmayan, fakat çok geniş bir akarsu ile bizden ayrılmış bulunan bir ışık ülkesi görülmektedir.» Gervase of Tilbury’nrn, Harold VVilkins’in kitabından aktarılmış olan. Yeşil Çocuklar'la ilgili açıklaması bu şekilde sona ermektedir. 

Metinde parentez içinde geçen düşünceler Yazar VVilkins’e aittir. VVilkins, 12. Yüzyıl’ın sonları ile 13. Yüzyıl'ın başlarında yaşamış olan Gervase'nin açıklaması ile ilgili olarak şu yorumu yapmaktadır: «Bu kadar zaman geçtikten sonra, bu öykünün ne gibi gerçeklere dayanmış olabileceğini kestirmek güçtür. Muhakkak ki,bu öykünün içerisine belirli bir miktar Katolik menkıbeleri tarihi de katılmıştır...» Sonra, bir dipnotta, VVilkins şöyle yazmaktadır: «‘St. Martin’in Ülkesi' muhtemelen, Merlin'in ‘Gram- marye’ ya da ölülerle haberleşme (necromancy) ülkesi; bir yeraltı dünyası ya da alaca karanlık ülkesidir ki, Büyük Atlantis’in batışından sonra ‘tanrılar’ ya da tanrı - adamlar buraya inmeye zorlanmışlardır. 

Buna ait imalara, Pato- gonya’dan Alaska'ya kadar, rastlamaktayız; ilk Grönland- lı’nın bir yeraltı dünyasından geldiğini söyleyen Grönland- lılar’ın misyoner Egede'ye anlattıkları tradisyonda da üstü kapalı atıflar mevcuttur. Amerikalı subay John Cleve Sym- mes, 1823 yılında, 'sıcak ve bereketli olan ve meyvalar iie sebzelerin bol bulunduğu' bir yeraltı dünyasına ya da bir iç küreye (inner sphere) uzanan Kuzey Kutup açıklığını (North Polar opening) bulmak üzere, alaycı bir Kongre'nin her iki meclisine de kendisine bir gemi vermeleri için dilekçe sunmuştu.»

Bu konuyu yazdır

  David icke - DÜNYAYI GERÇEKTEN KiM YÖNETiYOR?
Yazar: Emka - 19-02-2017, Saat: 11:43 - Forum: DAVID ICKE - Yorum Yok

Ben, David Icke, Illuminati isimli (kendilerini “aydınlanmış”-“illuminated” şahıslar olarak görmelerinden gelen bir isim) gizli bir global topluluğun eski çağlardan beri nasıl kontrol gücünü ve hakimiyetini elinde tuttuğunu, güçlerini Orta ve Yakın Doğu’dan (ve diğer merkezlerden) başlayarak önce Avrupa’yı ve, -İngiliz Krallığı ve diğer Avrupa imparatorlukları sağolsun-, Amerika kıtasını, Afrika’yı, Avustralya’yı, Yeni Zelanda’yı, Asya’yı ve kısacası bütün dünyayı yönetmek ve kontrol etmek için nasıl genişlettiğini açığa çıkarmakla uğraşmaktayım ve araştırmalarımı sürdürmekteyim. Ne zaman ki, bu imparatorluklar önceden işgal etmiş oldukları yerlerden çekildiler, Illuminati bu bölgelerde gizli topluluk şebekelerini ve Illuminati kanbağlarına sahip soyları arkasında bıraktı. 

İşte o zamandan beri, bu imparatorluktan kurtulmuş sözde “özgür” ülkelerde bunlar kontrolü elinde tutmaya ve olayların gelişimini orkestra şefi misali yönetmeye devam ettiler. İki çeşit diktatörlük ve hapishane vardır. Birincisi, açık şekilde, göz önünde yapılan, net diktatörlüklerdir (komunizm, faşizm, vs.) ve ikincisi de tümünün içinde en etkili tür olan – üstü örtülü, gizli diktatörlüktür – özgürlük maskesi altına saklanmış diktatörlük. İnsanlar, eğer özgür olduklarını düşünürlerse, özgür olmamak adına isyan etmezler. Illuminati, uzun zamandır hazırlanmış ve düzenlenmiş bir planı yürürlülüğe koymak için çalışıyor. Bu Plan, bir dünya hükümeti, dünya bankası, dünya ordusu ve global bir bilgisayara bağlı mikroçiplenmiş bir insanlık yaratmaktır. Kullanılmaya hazır bir beyine sahip herkes, tüm bu yukarıda sayılan şeylerin, her geçen gün daha da hız kazanarak, gerçekleşmekte ve yüzeye çıkmakta olduğunu görebilir. 

gfhjgk.jpg

Global gücün bu yapısı altında, Avrupa Birliği (Avrupa Ekonomik Topluluğu serbest ticaret alanından evrimleşmiş olan), Amerikan Birliği (Kuzey Amerika serbest ticaret alanından evrimleşmekte olan), ve Pasifik Birliği (Asya Pasifik Ekonomik Topluluğu serbest ticaret alanından evrimleşmekte olan) gibi süper devletler dizayn edilmiş olacak. NATO (BM Barış Kuvvetleri ile birleşmekte olan), Birleşmiş Milletler’in evrimleşmesi ile ortaya çıkacak olan Illuminati dünya hükümetine egemenliğini vermek istemeyen ülkeleri hizaya sokmak için, planın bir parçası olarak dünya ordusu ve dünya polis gücü olma yolunda ilerlemektedir. Global kontrolün yapısı, piramitler içerisinde piramitlerdir. Tıpkı Rus kuklaları gibi, bir kukla diğer kuklanın içerisinde. Eğer günümüzün organizasyonlarına bakarsanız, görürsünüz ki her biri bir piramit şeklinde yapılanmıştır. Piramitin alt seviyelerinde bulunanlar, çalıştıkları organizasyonun gerçekte nerden ibaret olduğunu bilmezler. Onlar yalnızca her gün işlerini yaparlar ve evlerine dönerler. 

Onlar, yaptıklarının, aslında çok belirgin ve kötü bir düzen ile gidişat yaratmakta olan diğer kişilerin çıkarları ile nasıl bağlantılı olduğunu bilmezler. Sadece, piratimin en üstündeki birkaç kişi bunu bilir. Böylece, bir organizasyon içerisinde, birkaç kişi binleri yönetip sömürerek, yine binlercesinin varlığından dahi haberdar olmadığı Illuminati Planı’nın gelişmesini sağlarlar. Bu yapının, ayni şekilde milyarları yönetip sömüren global bir versiyonu vardır. Bu “tek-bireysel” organizasyonlar, mesela; bankalar, ülkeler-arası şirketler, medya imparatorlukları, NATO, vs., sonrasında daha da büyük piramitlere bağlanırlar. Böylece bulursunuz ki, örneğin, global bankacılık piramitinin en tepesinde, tüm bankalar eninde sonunda ayni insanlar tarafından yönetilmektedir – yani Illuminati tarafından. Bu durum, ülkeler-arası şirketler, medya vs. için de aynen geçerlidir. Tüm bankacılık, iş dünyası, medya, ordu, politika ve gezegeni kontrol altında tutan diğer kuruluşlar piramitlerini kapsayan dev bir global piramit vardır. Bu piramitin tepesinde ise, global kontrol için Planlarını, görünüşte bağlantısız olan tüm kuruluş ve organizasyonlar aracılığı ile, ilerletip geliştirmekte olan Illuminati’nin en seçkin birkaçı bulunur. 

Bu, neden hayatımızın tüm alanlarında, -bankacılık, iş dünyası, medya, politika, ve diğerleri- sürekli ve ardı arkası kesilmeyen global güç için merkezileştirme hareketlerinin gerçekleşmekte olduğunu açıklar. Tüm bunlar, AYNİ insanlar tarafından AYNİ planın düzenine göre yürütülmektedir. Websitemde bu Plan hakkında ayrıntılı bilgi veren makalelerimi ve yine site üzerinden sipariş edebileceğiniz kitaplarda muazzam enginlikteki bilgileri bulabilirsiniz. Illuminati, insanlığı zihin ve duygular aracılığı ile idare etmekte ve köleleştirmektedir. Dünyada birçok insan vardır, fakat onları fiziksel olarak kontrol altında tutacak bir kaç Illuminati vardır –küçük bir ölçü haricinde. Onlar, kitlelerin düşündüğü ve hissettiği yolu idare etmek zorundadır ki böylece hayatlarımızı Illuminati’nin istediği şekilde yaşar ve etrafımızdaki dünyayı Illuminati’nin istediği şekilde görürüz. Örneğin; en güçlü idare etme tekniği, benim “Problem – Reaksiyon – Çözüm” adını verdiğim tekniktir. Şu şekilde çalışır: 

İnsanların hoşuna gitmeyeceğini bildiğiniz birşeyi sunmak istiyorsunuz. Bu, polise daha fazla yetki vermek, esas özgürlüklerin daha fazla zedelenmesi, ve hatta bir savaş bile olabilir. Bilirsiniz ki, eğer bu siyasetleri insanlara açıkca sunarsanız, onlar tarafından aşırı bir reaksiyon alacaksınız. Bu nedenle, önceden bir PROBLEM yaratırsınız, suç oranında bir artış, daha fazla şiddet, bir terörist bombası, bir hükümet çöküntüsü, veya savaş gitmesi için Saddam Hüseyin gibi Illuminati kuklalarınızdan birini alırsınız Bu problem için, sizin, yani aslında herşeyin arkasında olan gerçek kişinin değil de, başka birinin suçlandığını garanti altına alırsınız. Böylece, Amerika’da söyledikleri gibi, bir “avanak” yaratırsınız; bir sözde Oklahoma bombacısı Timothy McVeigh gibi, bir sözde Kennedy suikastcisi Lee Harvey Oswald gibi. 

Sonra medyanı kullanırsın ve insanlara, senin imal edilmiş olayın hakkında ne düşünmeleri gerektiğini ve o olay için kimi suçlamaları gerektiğini söylersin. Ve bu da bizi ikinci bölüme getirir, insanlardan gelecek REAKSİYON’a – “Bu daha fazla devam edemez ! Buna karşılık ne yapacak ONLAR, ha? Bu da ONLARa rahatca ve açıkca, kendi yarattıkları problemlere ÇÖZÜMLER sunmaları iznini verir – Planlarını geliştirecek olan, global gücün daha fazla merkezileştirilmesi veya daha fazla esas özgürlüklerin zedelenmesi için yeni yasama getirilmesi. Bu teknik, tüm zamanlarda, insan zihni ve duyguları üzerinde kullanılmıştır, tıpkı beyni yıkanmış genç ve yetişkinlerin silahlarla çılgına dönmesi ve hemen arkasına acil silah kontrol yasalarının getirilmesi gibi. Bunu, silah bulundurmayan ve tutkulu bir şekilde şiddetsizliğe inanan biri olarak söylüyorum. Ama sokakstili yaşayacaksak kendi inançlarımızın ötesine bakmalı ve farketmeliyiz ki Illuminati kendilerine karşı silah KULLANABİLECEK herkesi sistematik olarak silahsızlandırmayı hedeflemektedir. Tıpkı Adolf Hitler toplama kamplarını doldurmaya başlamadan evvel, ayni silah-karşıtı yasama kampanyasını başlattığı gibi, aynisini günümüz dünyasında görmekteyiz. 

Şimdi, bu Planın tarihinde çok önemli bir dönüm noktasında bulunmaktayız. Önümüzdeki aylar ve yıllarda, Illuminati tarafından oynanacak birçok kart beklemededir. İnsanlık tarihinde bir kavşak üzerindeyiz. Özgürlüğü seçebilir veya Nazi Almanya’sının global bir versiyonu olan global faşist devletin kontrolü altına düşebiliriz. Bu, böyle olmak zorunda değil, ama bunu durdurmak için de birçok koltuktan birçok kıç kaldırılmak durumunda. Websitem ve kitaplarım, size, bilinçli seçimler yapabileceğiniz, detaylı bilgi verecektir. Bu makalede okuduğunuz, bilinmesi gereken şeylerin yalnızca ufacık bir bölümü ve bu küçük özetin anlattığının tersine, resim aslında çok daha büyük ve çok daha olağanüstü. Websitemde ve kitaplarımda herhangi bir yere bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız! 

Bu konuyu yazdır