Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1720 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1720 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 309
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 301
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,004
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,122
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,069
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,003
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,139
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,518
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,285
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,168

 
  ECKHART TOLLE - ISTIRABI HUZURA DÖNÜŞTÜRÜN
Yazar: Emka - 05-06-2016, Saat: 15:33 - Forum: ECKHART TOLLE - Yorum Yok

Eğer Siz dışarıda olanı kabul edemiyorsanız, o zaman içinizde olanı kabullenin.Eğer dışsal koşulu kabul edemiyorsanız, içsel koşulu kabullenin.Bu acıya direnmemek anlamına gelir.Onun orada olmasına izin verin.Üzüntüye, umutsuzluğa, korkuya, yalnızlığa ya da bu ıstırap hangi şekli alıyorsa ona teslim olun.Ona, onu zihinsel olarak etiketlemeden tanık olun Onu kucaklayın Sonra teslimiyet mucizesinin nasıl derin ıstırabı derin huzura dönüştürdüğünü görün.Bu sizin çarmıha gerilişinizdir. Bırakın o sizin yeniden dirilişiniz ve yükselişiniz haline gelsin.

Siz derin bir acı içindeyken, teslimiyet hakkında söylenen tüm sözler size, büyük olasılıkla, boş ve anlamsız gelecektir.Acınız derin olduğunda, Büyük olasılıkla, ona teslim olmak yerine ondan kaçmak için güçlü bir dürtü duyacaksınızdır.Hissettiğiniz şeyi hissetmek istemeyeceksinizdir. Bundan daha normal bir şey ne olabilir? Ama, ondan hiçbir kaçış,hiçbir çıkış yolu yoktur.Çalışma içki içme, uyuşturucu kullanma, öfkelenme, projeksiyon-yapma, bastırma vs. gibi birçok uydurma kaçış yolu vardır, ama onlar sizi acıdan kurtaramaz.Siz onu bilinçsiz kıldığınızda ıstırabın şiddeti azalmaz.Siz duygusal acıyı yadsıdığınızda, yaptığınız ve düşündüğünüz her şey, ve ilişkileriniz onun tarafından kirletilir.

Siz onu enerji olarak yayarsınız, ve diğerleri onu bilinçaltı algılarlar.Eğer onlar bilinçsizseler, size saldırma ya da sizi bir biçimde incitme dürtüsü bile duyabilirler, veya siz acınızın bilinçsiz prejeksiyonuyla onları incitebilirsiniz.siz içsel halinize karşılık gelen şeyi kendinize çeker ve tezahür ettirirsiniz.

188682.jpg

Bu konuyu yazdır

  BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRME MEDİTASYONU
Yazar: Emka - 05-06-2016, Saat: 14:01 - Forum: MEDİTASYON - Yorum Yok

Bir kaç dakika boş kaldığınızda, ve özellikle gece uykuya dalmadan önce son şey, ve sabah yataktan kalkmadan önce ilk şey olarak, bedeninizi bilinçle ''doldurun.'' Gözlerinizi kapatın.Sırt üstü uzanın.Önce dikkatinizi bedeninizin değişik bölümlerinde, ellerinizde, ayaklarınızda, kollarınızda, bacaklarınızda, karnınızda, göğsünüzde, başınızda vs. odaklayın.Yaşam enerjisini bu bölümlerin içinde mümkün olduğunca yoğun bir biçimde hissedin.Her bölüm üzerinde en az on-beş saniye kadar odaklanın.

Eckhart-Tolle.jpg

Sonra dikkatinizi bedeninizde, ayaklardan başa, baştan ayaklara birkaç kez bir dalga gibi dolaştırın.Bunun sadece bir dakikanızı alması gerekir.Bundan sonra, içsel bedeninizi bir bütün olarak, tek bir enerji alanı olarak hissedin.Bir kaç dakika kadar bu hissi sürdürün.

Bu zaman esnasında yoğun bir biçimde mevcut olun, bedeninizin her hücresinde mevcut olun.Eğer zihin ara sıra dikkatinizi bedenden çekmeyi başarır ve siz kendinizi bir düşüncede kaybederseniz aldırmayın.Bunun olduğunu fark eder etmez, dikkatinizi yine içsel bedene yöneltin.

Bu konuyu yazdır

  ECKHART TOLLE - BİLİNÇSİZLİĞİ YOK ETMEK
Yazar: Emka - 05-06-2016, Saat: 03:22 - Forum: ECKHART TOLLE - Yorum Yok

ETGoogleplusCover.png

Yaşamınızın nispeten daha yolunda gittiği sıradan durumlarda daha fazla bilinç getirmek gerekir.Bu şekilde, anda-mevcudiyet gücü açısından gelişirsiniz.Bu sizde ve çevrenizde yüksek titreşim frekanslı bir enerji alanı yaratır.Nasıl karanlık ışığın mevcudiyetinde varlığını sürdüremezse, hiç bir bilinçsizlik, olumsuzluk, uyuşmazlık ve şiddet de bu alana girip varlığını sürdüremez.

Siz -anda mevcut olmanın asli bir parçası olan-düşüncelerinizin ve duygularınızın tanığı olmayı öğrendiğinizde, sıradan bilinçsizliğin arka plandaki ''cızırtısının'' ilk kez farkına vardığınızda ve içiniz nekadar nadiren rahat ve huzurlu olduğunu fark ettiğinizde şaşırabilirsiniz.

Düşünme düzeyinizde, yargılama, hoşnutsuzluk ve şimdi'den uzağa zihinsel projeksiyon şeklinde bir hayli direnç bulacaksınız.Duygusal düzeyde, gizli bir huzursuzluk, gerilim can sıkıntısı ya da sinirlilik cereyanı olacaktır.Her ikisi de alışılmış direnme hali içindeki zihnin veçheleridir.

Bu konuyu yazdır

  ECKHART TOLLE - TÜM SORUNLAR ZİHNİN İLİZYONLARIDIR
Yazar: Emka - 05-06-2016, Saat: 00:14 - Forum: ECKHART TOLLE - Yorum Yok

DİKKATİNİZİ ŞİMDİ ÜZERİNDE ODAKLAYIN ve Bana şuanda ne sorununuz olduğunu söyleyin.
Sizden bir yanıt alamadım, çünkü dikkatiniz tümüyle şimdi de olduğundan bir sorununuzun olması mümkün değildir.Bu ya başa çıkılması yada kabullenilmesi gereken bir durumdur, O kadar. Onu neden bir soruna dönüştürmeli ki?

Zihin bilinçsiz bir biçimde sorunları sever, çünkü onlar size bir tür kimlik verir. Bu normaldir, Ve delice birşeydir.''Sorun'', Sizin şimdi bir eylemde bulunma konusunda gerçek niyetiniz yada olanağınız olmadan bir durum üzerinde zihnen durduğunu, Ve onun bilinçsiz olarak benlik duygunuzun bir parçası kıldığınız anlamına gelir.Bu durumda yaşam - durumunuz tarafından öyle ezilirsiniz ki yaşam duygunuzu, varlık duygunuzu yitirirsiniz. Ya da, dikkatinizi şimdi yapabileceğiniz tek bir şey üzerinde odaklanmak yerine, zihninizi gelecekte yapacağınız yada yapabileceğiniz onlarca şeyin delice yükünü taşımaktasınızdır

o-ECKHART-TOLLE-NEW-EARTH-OWN-facebook.jpg


BİR SORUN YARATTIĞINIZDA, acıda yaratırsınız.Bunu yapmamak tümüyle basit bir seçimi,basit bir kararı gerektirir: Ne olursa olsun, artık kendim için daha acı yaratmayacağım.Artık daha fazla sorun yaratmayacağım.Bu,basit bir seçim olmasına karşın,çok radikal bir seçimdir de.Siz ızdırap çekmekten gerçekten bıkıp usanmadıkça,gerçekten canınıza yetmedikçe bu seçimi yapmazsınız.Ve şimdinin gücüne ulaşmadıkça,bunu yürütemezsiniz.Eğer kendiniz için daha fazla acı yaratmazsanız, ozaman başkaları içinde daha fazla acı yaratmazsınız.O zaman, artık güzelim dünyayı içsel yerinizi, ve ortak insan pisişesini sorun yaratmanın olumsuzluğuyla kirletmezsiniz.

Bu konuyu yazdır

  OSHO - KORKULARINIZDAN KURTULUN
Yazar: Emka - 04-06-2016, Saat: 22:08 - Forum: OSHO - Yorumlar (1)

...Önce, tüm hükümlerini, yargılarını, değerlendirmelerini bir kenara bırak. Korku, gerçekliktir ve bir enerjidir. Yüzleşmek, anlaşılmak zorundadır. Ve sadece anlayışla, dönüştürülebilir. Başka hiçbir şey yapmaya gerek yoktur;


anlayış onu dönüştürür.

...Onun doğallığını kabul et - doğal olduğunu, kaçınılmaz olduğunu kabul et. O gerçeği kabul et ve devam et. Onu bastırma ya da onun seni engellemesine izin verme. Ona rağmen, ilerlemeye devam et. Titreyeceksin elbette, çünkü korku orada, ama ilerlemeye devam et. Titresen de, devam et.

bt-osho.jpg


...Yaşarsan, o zaman korkmazsın. Eğer yaşamınu doyasıya sürdürürsen, korkmazsın. Yaşamın sunabileceği doruklara ulaşmış, keyfini sürmüşsen, yaşamın coşkulu bir deneyime dönüşmüşse, içinde bir şiiri, bir şarkıyı, bir festivali, bir seremoniyi hissetmişsen ve her anını doyasıya yaşamışsan, zamandan korkmazsın ve tüm korkular kaybolur. Yaşanmamış bir yaşam, ölüme güç verir. Ve doyasıya yaşanmış bir yaşam, ölümün tüm gücünü alır.

...Öyleyse ne yapmalı? Daha çok yaşa, daha yoğun yaşa! Tehlikeli yaşa! Bu senin hayatın. Onu, sana öğretilen herhangi bir aptallık için feda etme. Bu senin hayatın, yaşa. Onu, hiçbir şey için feda etme.

Mesaj budur. Ve o zaman korku kalmaz.

Bu konuyu yazdır

Lightbulb ECKHART TOLLE - KORKUNUN KÖKENİ
Yazar: Emka - 04-06-2016, Saat: 19:49 - Forum: ECKHART TOLLE - Yorum Yok

maxresdefault.jpg



Psikolojik korku hali herhangi gibi bir somut ve gerçek ani tehlike ile ilişkili değildir.o huzursuzluk ,endişe,sinirlilik,korku,fobi vs.gibi birçok şekilde gelir bu tür psikolojik korku daima,şuanda olan birşeyden değil,olabilecek birşeyden,bu düşünceden kaynaklanır.Zihniniz gelecekteyken,siz şimdide ve buradasınızdır.Bu bir endişe aralığı yaratır.Ve eğer zihniniz ile özdeşleşmiş ve şimdinin gücü  sadeliği ile temasınızı yitirmişseniz bu endişe aralığı sizin değişmez refakatçiniz olur.siz,daima şimdiki anla başa çıkabilirsiniz,ama sadece bir zihin projeksiyonu olan şeyle başa çıkamazsınız;siz gelecekle başa çıkamazsınız.

Dahası,siz zihninizle özleşleştiğiniz sürece ego yaşamınızı yönetir.incelikli savunma mekanizmalarına rağmen ,hayalet doğasından ötürü,ego çok savunmasız ve güvensizdir,ve kendisini sürekli olarak tehdit altında görür,Ego çok dıştan güvenli görülse bile bu böyledir.Şimdi,bir duygunun bedeninizin zihninize gösterdiği tepki olduğunu hatırlayın.Beden sürekli Olarak Egodan,yani sahte,zihin-ürünü benlikten ne mesajı almaktadır? tehlike,ben tehdit altındayım.ve bu sürekli mesaj tarafında üretilen duygu nedir? elbette, korku

Korkunun görünüşte bir çok nedeni vardır.Kaybetme korkusu,başarısızlık korkusu,incinme korkusu vs.. Ama nihai olarak tüm korku egonun ölüm,yani yok olma korkusudur.Egoya göre,ölüm daima köşe başında beklemektedir.Bu zihinle-özleşleşme hali içinde,ölüm korkusu yaşamanızın her veçhesini etkiler.

Bu konuyu yazdır

  Ölümden Sonra Yaşama Dair Kanıtlar
Yazar: Emka - 04-06-2016, Saat: 14:39 - Forum: Reenkarnasyon - Yorum Yok

İsmi "Biyomerkezcilik: Yaşam ve Bilincin Evrenin Doğasını Anlamada Kilit Rol Oynaması Üzerine" olarak tercüme edilebilecek bir kitap, son zamanlarda internette büyük sansasyon yarattı. Bunun sebebi kitabın içinde yer alan çok büyük iddia: Bedenin ölümüyle yaşam sona ermez ve sonsuza kadar devam edebilir! New York Times tarafından yaşayan en büyük üçüncü bilim insanı ilan edilen kitabın yazarı Dr. Robert Lanza'nın bunun mümkün olabileceğine dair en ufak bir şüphesi yok.

1. Dr. Lanza esasen bir rejeneratif tıp uzmanı ve "Gelişmiş Hücre Teknolojisi" şirketinin bilim direktörü.

sfdfds.jpg

Bilim dünyasında sahip olduğu şöhreti ilk olarak nesli tükenmekte olan hayvanları klonlama çalışmalarıyla elde eden bilmi insanı, daha sonra kök hücre üzerine yaptığı geniş çaplı araştırmalarla oldukça büyük ilgi gördü. Bugün ise fizik bilimiyle, kuantum mekaniğiyle ve astrofizikle ilgileniyor. Lanza'nın kariyerine kattığı bu zenginlik ise yepyeni bir teorinin doğuşuna yol açtı: Biyomerkezcilik.

2. Lanza'nın 2007 yılında ortaya koyduğu bu teori basitçe şunu savunuyor:

cxzcvcv.jpg

Biyoloji, yaşamı, gerçekliği ve evreni anlamak konusunda ihtiyacımız olan temel bilimdir ve diğer tüm bilimler, biyolojinin alt dallarından ibarettir. Biyomerkezciliğe göre evren bilinci yaratmaz, tam tersi bilinç evreni yaratır. Bu yüzden canlılık ve bilinci birinci sıraya koymadığımız sürece fiziksel dünyayı anlamamız mümkün değildir.

3. "Bizler uzay ve zamanı kaplumbağalar gibi sırtımızda taşıyoruz."

bcxbvbx.jpg

Lanza evrenin yapısına dikkati çekiyor. Evrenin yasaları, güç dengeleri ve sabitleri yaşam için incelikle ayarlanmış gibidir, bu da bilincin maddeden önce var olduğunu gösterir diyor. Lanza'ya göre  uzay ve zaman bizim dışımızda var olan şeyler değil, bizim zekamızın evreni anlamlandırmak için kullandığı çeşitli araçlar. Bizler uzay ve zamanı tıpkı kaplumbağalar gibi sırtımızda taşırız. Yani kabuğumuz (uzay ve zaman) yok olsa bile var olmaya devam edebiliriz.

4. Lanza'nın teorisine göre bilincin ölümü mümkün değil.

dzgzdggz.jpg

Ve insanlar kendilerini bedenleriyle çok fazla özdeşleştirdikleri için ölümün mümkün olduğunu düşünüyorlar. Zannediyorlar ki eğer bedenleri dağılıp yok olacaksa bilinçleri de yok olacaktır. Elbette eğer bilinci var eden şey bedenlerimiz ise evet, söyledikleri doğru. Ancak eğer bedenlerimiz tıpkı çanak antenlerin uydu sinyallerini aldığı gibi bilinci belirli bir kaynaktan alıyorsa bedenlerimiz ölse bile bilincimiz yaşamaya devam edecektir. Aslına bakarsanız bilincimiz uzay ve zamandan tamamen muaftır. Aynı anda her yerdedir; bedenlerimizin hem içinde hem de dışındadır. Tıpkı kuantum objeleri gibi belirli bir yeri yoktur.

5. Dr. Lanza bu teorisini çoklu evrenler kuramıyla birleştiriyor.

hjhjh.jpg

Bedenlerimiz öldüğü zaman, başka bir evrende yaşamaya ve bilinci bu kez farklı bir alıcıyla absorbe etmeye başlıyor olabiliriz. Bedenlerimizin bir evrendeki ölümü, yaşamımızı yine bu evrene benzer başka bir evrende sürdüreceğimiz ve bunun sonsuza kadar bu şekilde devam edeceği anlamına geliyor olabilir.

6. Lanza'nın teorisi tüm dünyada büyük yankı uyandırdı.

xvxcbxcb.jpg

Lanza'nın umut aşılayan fakat aynı zamanda oldukça tartışmalı olan bu teorisi dünya çapında oldukça fazla takipçiye sahip. Üstelik bunlar arasında yalnızca sonsuza kadar yaşamak isteyen hevesliler yok. Dünyaca tanınan bazı bilim insanları da Lanza'nın teorisinin doğru olabileceğini düşünüyorlar.

7. 1980 yılında Andrei Linde tarafından ortaya atılan çoklu evrenler teorisini kanıtlayacak nitelikte bilimsel veriler elde ediliyor.

ddgfgf.jpg

Planck uzay teleskobundan elde edilen bazı görüntüler, evrenimize benzer başka evrenlerin de var olabileceğini kanıtlar nitelikte. Bilim insanları, teleskoptan gelen görüntüleri kullanarak evrenin başlangıcından kaldığı düşünülen kozmik mikrodalga arka planının haritasını çıkardılar ve elde ettikleri ortak görüş, bu arka planın yakındaki başka evrenlerden etkileniyor olabileceğiydi.

8. Kısacası eğer Lanza'nın teorisine geri dönecek olursak, bedenimizin ölümünden sonra bilincimizin varlığını sürdürebileceği başka evrenler olduğu düşünülüyor.

zxbxfxch.jpg

Peki ama bilinç gerçekten bedenimizin dışında var olan bir şey mi? Dr. Stuart Hameroff'a göre ölüme yakın deneyimler, kişinin sinir sistemindeki kuantum bilgisinin bedenden ayrılıp evrene yayılması neticesinde gerçekleşiyor. Dr. Hameroff bu düşüncesiyle bilinç hakkında bugüne kadar süregelen materyalist bakış açısına karşı çıkıyor.

9. Dr. Hameroff ve İngiliz fizikçi Sir Roger Penrose'a göre bilincimiz, beynimizde yer alan mikrotübüllerin içinde bulunuyor.

zgxdfgfx.jpg

Ve ölüm sırasında bedenden ayrılıyor. Onlara göre bizim bilinç adını verdiğimiz deneyim, kuantum kütle çekiminin bu mikrotübüller üzerinde yarattığı etki neticesinde ortaya çıkıyor. Bu bilim insanları bilincin, evrenin en temel niteliği olduğunu ve evrenin meydana geldiği büyük patlamadan beri mevcut olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden "ruhlarımız" evrenin en temel yapıtaşından meydana geliyor ve varlıkları zamanın başlangıcına dayanıyor.

10. Dr. Stuart Hameroff, bir belgesel için verdiği röportajda şunları söylüyor:

dxfbfx.jpg

Alıntı:"Diyelim ki kalp artık çalışmıyor, kan akışınız durdu, mikrotübüller kuantum durumunu kaybetti. Buna rağmen mikrotübüllerin içindeki kuantum bilgisi yok olmaz, olamaz. O sadece evrene yayılıyor olabilir. Ve eğer siz bu insanı ölümden döndürürseniz, kuantum bilgisi tekrar mikrotübüllerin içine döner ve hasta uyandığında ölüme yakın bir deneyim yaşadığını belirtir. Ve eğer hastayı kurtaramazsanız da bu bilgi sonsuza kadar bedenin dışındaki varlığını sürdürecektir."

11. Bilim insanlarının yaptığı bu açıklamalar hem ölüm sonrası yaşam vaadinde bulunuyor, hem de açıklanamayan diğer bazı olaylara ışık tutuyor.

%25C4%25B1u%25C4%25B1pupu.jpg

Bilinç ve kuantumun iç içe geçtiği bu teori ölüme yakın deneyimleri, astral seyahati, beden dışı tecrübeleri ve hatta reenkarnasyonu inancın alanından çekip mantığın alanına katıyor. Teoriye göre bilincinizin enerjisi, siz öldükten sonra başka bir beden vasıtasıyla yaşamını sürdürmeye devam edecek ve bu enerji bizim bildiğimiz üç boyutlu gerçekliğe tâbi olmadığı için büyük ihtimalle bu yeni yaşamınız başka bir evrende olacak.

Bu konuyu yazdır

  ÇAKRA DENGELEME EGZERSİZLERİ
Yazar: Emka - 03-06-2016, Saat: 19:45 - Forum: Çakra - Yorum Yok

13221455_804732446329339_4108021915492658939_n.jpg



Her sabah güne başlamadan sadece 10 dakikanızı ayırarak enerji merkezlerimizin bulunduğu bölgeleri hareketlendiriyor ve çalıştırıyor.
Bir çok kişinin yapa bileceği pratik ve etkileyici bir egzersiz çalışmasıdır.

Rutin bir süreçte uygulandığında sadece 7 günde etkisini göreceksiniz.

Bu konuyu yazdır

  GEÇMİŞE GİDİP HZ. İSA’NIN FOTOĞRAFINI ÇEKTİĞİNİ İDDİA EDEN RAHİP ERNETTİ
Yazar: Spiritüeller - 03-06-2016, Saat: 18:43 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

İTALYA’NIN VENEDİK ŞEHRİNDE KATOLİK BİR RAHİP VE VATİKAN’IN EN BÜYÜK ŞEYTAN ÇIKARCISI (EXORCİST) OLAN PALLEGRİNO ERNETTİ; 1950’LERDE, CHRONOVİSOR ADINI VERDİĞİ BİR İCATLA GEÇMİŞİ GÖREBİLDİĞİNİ İDDİA ETTİ.

Aynı zamanda kuantum fiziğinde derece yapmış bir rahip olan Ernenetti’ye, Enrico Fermi ve Wernher von Braun gibi ünlü bilim insanları da yardım ediyordu.



Chronovisor, bir kabin ve kontrol sisteminden oluşuyor ve geçmişteki elektromanyetik radyasyonu çözümleyerek çalışıyordu.

Bu icatla ilgili en çarpıcı iddialardan biri de; icadı kullanarak İsa’nın çarmığa gerildiği zamana gidip fotoğrafını çektiğiydi. Ancak bunu dünyaya açıklamaya çekindi ne de olsa kendisi bir rahipti.



Bir rahip arkadaşının anlattığına göre Vatikan, Ernetti’ye icadı yok etmeyi emretmişti çünkü bunu kullanılanlar Vatikan’a göre Tanrıya karşı gelmiş sayılıyordu. İddiaya göre Chronovisor’a el konulup herkesten saklandı.

Kim bilir, belki de Vatikan, bugüne kadar icat edilmiş en değerli buluşun üzerinde oturuyordur!

Bu konuyu yazdır

  Durugörü Yeteneğini Elde Etme Çalışmaları
Yazar: Spiritüeller - 03-06-2016, Saat: 18:16 - Forum: DURUGÖRÜ - Yorum Yok

Gözden gelecek uyaranlardan tamamen uzaklaşmak için biraz loş veya hafif mavi ışıkla aydınlatılmış sessiz, gürültüsüz bir oda tercih edilmeli, orada fazla hareket etmeden, rahat bir pozisyonda oturulmalıdır. Zihnen ve bedenen çok yorgun olunduğu zaman, yapılacak deneylerden iyi sonuçlar almak imkansızdır. Hele deneylere yeni başlayanlar, en dinç ve dinlenmiş zamanlarını seçmelidirler.


 Zaman için, genellikle öğleden. sonra saat 17.00 ile 21.00 arası en uygundur. Bu saatlerde ruhsal melekelerin, en çok açık bulunduğu, tesir alma yeteneklerinin arttığı kabul edilir. Deneye başlarken midenin çok dolu olmaması ve çok boş da olmaması lazımdır; Sonucu almak için telaş, sabırsızlık, acelecilik kesinlikle doğru değildir, Tam bir huzur ve sükün içinde, güvenle, ümitle deneylere başlamalı, sabırla sonuçları beklemelidir.

Her gün deney yapmak, düzenle aynı saatte deneye oturmak yararlıdır. Fakat uzun zaman deneye devam edip yorgun düşünceye kadar uğraşmak hiç doğru değildir. Yorgun düştükçe alıcılık yeteneği azalır. Deney sırasında, zihni meşgul eden her türlü düşünceyi kovup, ümitle göreceğimiz şeyin ne olduğunu araştırmak ve bunun zihinde doğmasını beklemek gerekir.

pineal-gland-600x372.jpg

Zihinde ya görmek istediğimiz şekil doğrudan belirir ya da o şekle ilişkin bir duygu veya anlam zihnimizde canlanıverir. Eğer, birkaç şekil birden geliyorsa,biraz bekleyip bunlardan birinin kuvvetlenmesini istemek gerekir. Söz konusu bu şartlarda, rahat bir koltuğa ve sandalyeye veya divana, bedeni yormayacak bir sekilde oturmalıdır. Önünüzdeki telepati kartlarının yüzleri aşağı gelmek üzere konmalıdır. 


Daha önce bu şekillere bakılmadan paket iyice karıştırılmalıdır. Sonra elinizi en üstteki kağıda hafifçe koyarak tesirleri almaya, yani en üstteki kartın ne olduğunu bilmeye çalışmalısınız. Aklınıza gelen şekil üzerinde fazla tereddüt etmeden ne olduğunu, bir kağıda sırayla yazmalısınız. 

Doğru mu, yanlış mı diye kontrol etmeden en üstteki kağıdı paketten çekip yüzü yere gelmek üzere' koyunuz. Sonra çekeceğiniz kagıtları da sıra ile bunun üzerine koyunuz. 25 kartın da çekilip üst üste konması ve böylece sıra ile tahmin ettiğimiz şekillerin yazılması bittikten sonra, sıra ile kontrollere başlanacaktır. Kontroller bittikten sonra doğru olarak bilinen kartların sayısı sayılır. Bilindiği gibi Telepati Kartları 5 tür şekilden oluşan 25 lik bir desteden ibarettir. Yani 5 tane kare, 5 tane yıldız, 5 tane daire, 5 tane artı işareti ve 5 tane de dalgalı hat vardır. Buna göre doğru tahmin etme sayısı 5 den aşağı olursa bir kıymet ifade etmez, en aşağı 5 den yukarı olmalıdır.

Yukarıda anlatılan şartlarda sabırla çalışmalara devam edersek ve kuşkusuz durugörü yeteneğimiz de varsa mutlaka başarılarımız artacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, bu yetenek az çok herkesde vardır. Bazı kişilerde ise çok fazladır. Özellikle hassas kimselerde, rüyaları genellikle gerçekleşenlerde bu yetenek doğal olarak fazladır.

Bu konuyu yazdır