Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1651 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1651 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 308
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 301
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,003
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,122
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,069
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,003
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,139
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,518
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,285
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,168

 
  Durusezi Yeteneğinin Belirtileri
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 18:41 - Forum: DURUSEZİ - Yorum Yok

Kalbiniz kolayca kırılır mı?

•Yeni tanıştığınız biri ne kadar mutlu görünse de birşeylerin yanlış olduğunu sezgisel olarak anlar mısınız?

•Otomobil kullanırken içgüdüsel olarak ne zaman farklı bir yola sapmanız gerektiğini hisseder ve sonunda da eğer önceki yoldan gittiyseniz berbat bir trafikle karşılaşmak zorunda kalacağınızı görür müsünüz?

•Kendilerini kötü hissedenlerin veya içlerini dökmek isteyenlerin başvurdukları biri misiniz?

•Yabancı insanlar sık sık karşınıza çıkıp yol sorar mı?Markette alışveriş yaparken başka müşteriler sizin bir görevli olduğunuzu zannedip sorular sormaya başlarlar mı?



DURUSEZ%25C4%25B0.jpg


Durusezi, ilahi rehberliği bize birçok şekilde getirebilir. O şu şekilde tezahür edebilir;

-Olumsuz bir durumun bir işareti olarak mide,el, çene, sırt ve alın kaslaraının gerilmesi.

-Yaklaşan sevinç verici bir haberin işareti olarak midede adeta kelebeklerin uçuşması; ve bir sıkıntının işareti olara midede ani bir bulantı.

-Birşey yapmanızı söyleyen bir içgüdü ve önsezi

-Bir durumun iyi sonuçlanmayacağını söyleyen bir derinlere gömülme hissi (kendi notum: veya sıkıntı)

-Aniden mevcut durumunuzla ilgisiz görünen güçlü bir duygu hissetmeniz ve daha sonra bunun haberci bir duygu olduğunun ortaya çıkması

-Size doğru yolda olduğunuzu söyleyen sevinç hissi.

-Herşeyin düzeleceğini bildiren bir huzur hissi.

-Yaklaşan bir evliliği işaret eden portakal çiçeği kokusu gibi, birden duyulan ve nereden geldiği belli olmayan bir koku

-Oda ısısında ani bir düşüş hissetmek, bu orada bulunan kişinin dürüst olmadığını işaret eder. (kendi notum: aynı zamanda o ortama bir bedensiz varlığın geldiğini gösterebilir.)

-Başkasının hislerini sanki o sizin kendi duygunuz yada fiziksel duyumunuzmuş gibi hissetmek.

-Teninizde hafif bir dokunuş veya hava basıncında bir değişim hissetmek, ki bu size çevrenizde meleklerin yada ölmüş sevdiklerinizin bulunduğunu bildirir.

Duygulara karşılık gelen enerji merkezi yada çakra kalpte bulunur ve kalp çakrası olarak bilinir. Kalp çakrası üzerinde meditasyon yapmak durusezinizi artırır. Kalp çakrası sevgiyle alakalı korkular yüzünden kirlenir. Sevgi korkusu bizi tetikte, alaycı ve savunmada olmaya götürür. İncinmekten, kurnazca yönlendirilmekten, istismar edilmekten yada kontrol edilmekten o kadar korkarız ki kalbimizi pek çok sevgi alışverişine kapatırız. Ne yazık ki, kalbimizi sevgiye kapattığımızda, Tanrı'nın durusezimiz yoluyla bizimle konuştuğunu da fark etmeyiz, kendimizi bu farkındalığa kapatırız. İronik olarak, bu durusezi güvenilir bir biçimde, bizi onurlandıran ve destekleyen ilişkilere götürür. Durusezi ilahi rehberliğinin farkındalığını engellediğimizde meleklerin bizi istismarcı ilişkiler hakkında uyardıklarını da farketmeyiz.

Bu konuyu yazdır

  Durusezi Nedir?
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 18:39 - Forum: DURUSEZİ - Yorum Yok

Durusezi ya da Açık Hissetme 

Durusezi,içsel bilme yeteneğimizdir.Daha iyi bilinen sezgisel yeteneklerden biridir ve geliştirilmesi ve kullanılması görece daha kolaydır.Örneğin;hiç az önce insanlar arasında tartışma yaşanmış bir odaya girdiğiniz ve bu durumu hissettiğiniz oldu mu?Bunun nasıl gerçekleştiğini biliyor musunuz?Enerji odada gezinmeye devam ettiğinde,durusezi yeteneğiniz yoluyla tartışmaya neden olan duyguları fark edersiniz.Diğer bir değişle,az önceki anlaşmazlığın doğurduğu huzursuzluğu ve negatif enerjiyi hissedersiniz.

Bu konuyu yazdır

  Et Yiyen Virüs Tehlikesi
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 18:11 - Forum: GÜNCEL HABERLER - Yorum Yok

Suriyeli sığınmacıların kaldığı Avrupa’daki bazı kamplarda Cutaneous Leishmaniasis adlı bir hastalığın başladığı belirtildi. IŞİD kontrolündeki bölgelerden kaçan sığınmacılarda görülen hastalığın, Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşındığı düşünülüyor.

IŞİD kontrolündeki Rakka ve Deyr ez Zor gibi kentlerde sokaklardan kaldırılmayan cesetlerin neden olduğu düşünülen hastalığın, kum sineği adlı bir tür sivrisinek aracağılığıyla salgına dönüştüğü öne sürüldü.
Britanya basınının ‘Et yiyen bakteri’ ve ‘Et yiyen virüs’ başlıklarıyla gündeme getirdiği haberlere göre ‘şark çıbanı’ olarak bilinen enfeksiyonu taşıyan sineklerin ısırdığı sığınmacılar, önce Türkiye’ye geldi, buradan da Avrupa’ya geçti. Avrupa’daki kamplardaysa enfeksiyonu taşıyan çok sayıda sığınmacı var.

‘Ebola gibi bir salgına dönüşebilir’

Daily Mail’in haberindeyse biliminsanlarının, hastalığın, ‘Ebola’ gibi bir salgına dönüşmesi olasılığı üzerinde uyarılarda bulunduğu aktarıldı.

Britanya merkezli bazı gazetelerde çıkan haberlerde, Gaziantep’teki Nizip sığınmacı kampında da bu tür pek çok vakanın görüldüğü öne sürüldü. Buna göre kampta, halihazırda enfeksiyondan mustarip yüzlerce Suriyeli bulunuyor.
Independent’tın aktardığına göreyse yine Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılarda bu tür vakalara rastlanıyor.
Hastalığın, sivrisinekten daha küçük bir tür olan kum sineğinin ısırmasıyla insana bulaşmasının ardından, iki ila altı ay arasında baş göstermeye başladığı, solunum yoluyla bulaşmadığı, ancak yara temasıyla başka bir insana geçmesinin mümkün olduğu kaydedildi.Avrupalı uzmanlara göre hastalığın önüne geçilebilmesi için erken teşhis çok önemli. Bunun için de doktorlara gerekli eğitimlerin verilmesi ve sığınmacı kamplarındaki koşulların geliştirilmesi gerekiyor.

‘Elimizde böyle bir veri yok’

Nizip’teki sığınmacı kampına dair iddiaları sormak için AFAD’ı aradık. Ancak telefonlarımıza cevap veren olmadı.
Salgınla ilgili ellerinde herhangi bir bilgi olup olmadığını sorduğumuz Gaziantep Tabip Odası yetkilileriyse bu tür bir vakadan haberdar olmadıklarını söyledi: “AFAD kapalı bir kurum, kolaylıkla iletişim kuramıyoruz. Dolayısıyla duymadığımız, hastalığın yaşanmadığı anlamına gelmiyor.”

Konuyu danıştığımız İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç de bölgeden kendilerine bu yönde bir vakaya dair bilgi gelmediğini söyledi. Kampların AFAD’ın yönetiminde olduğuna dikkat çeken Mengüç, “Zaten bu tür vakalar yaşansa da bizimle paylaşılmıyor. Genelde kendi kontrollerinde süreci yürütüyorlar”dedi.

Bu konuyu yazdır

  Kayıp Koloni’nin İzleri 425 Yıllık Haritada
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 17:42 - Forum: GİZEMLİ MEDENİYETLER - Yorum Yok

croatoan-map.jpg?w=600&h=380
John White’ın haritası. Fotoğraf: AP

Tarihçiler, İngiliz yerleşimcilerin 16’ıncı yüzyılda Amerika’da kurduğu ancak geride iz bırakmadan kaybolan “Kayıp Koloni”ye ne olduğunu, 425 yıllık bir haritayla çözebileceklerine inanıyor.

Tarihe “Kayıp Koloni” olarak geçen olay, Kraliçe Birinci Elizabeth’in ünlü kaşif  Walter Raleigh’a Yeni Kıta’da bir koloni kurulması için izin vermesine dayanıyor. Raleigh, Virginia’daki Roanaoke Adası’nın kuzey ucuna 1585 yılında 107 yerleşimciyle koloni kurdu. Ancak, yerlilerle olan çatışmalar ve İngiltere-İspanyol savaşının patlak vermesiyle, İngiltere’den gelen yeni yerleşimciler ve erzak desteğine rağmen, koloni üç yıl sonra hayalet kasabaya dönüştü.

Kayıp Koloni’ye ne olduğunu ortaya çıkarmak isteyen Birinci Koloni Derneği ve  British Museum yetkilileri, Kuzey Carolina Üniversitesi’nde ABD’li araştırmacılarla bir araya geldi. Araştırma ekibi, kaşif John White tarafından 1580’de çizilen ve 1866 yılında British Museum tarafından korumaya alınan haritayı inceleyerek Kayıp Koloni’nin başına ne geldiğini anlamaya çalışıyor.

Araştırmacı ekipte yer alan ve Kayıp Koloni hakkına bir kitabı bulunan tarihçi James Horn, “Harita, Kayıp Koloni yerleşimcilerinin batıya hareket ederek Chowan ve Roanoke nehirlerinin kesişimi olan Albemarle Sound’a gittiklerini ortaya koyuyor… Amaçları bir yerleşim kurmaktı. Harita üzerindeki işaret, bize yerleşimlerini nereye koymak istediklerini gösteriyor” dedi.

ESRARENGİZ İZLER
425 yıllık haritada iki ekleme yer alıyor. Bir tanesi, haritadaki bir hatayı düzeltmek için kullanılmış. Ancak diğeri, bugün Kuzey Carolina’nın kuzey doğusundaki Bertie bölgesinde bulunan bir kalenin üzerini kapıyor. Kaleyi kapatan ek parçanın üzerinde, daha silik çizilmiş ve bir başka kaleyi anımsatan çizim yer alıyor.
ABD’li ve İngiliz araştırmacılar, bir kaleyi çağrıştıran işaretin, yerleşimcilerin gittiği noktayı temsil ettiğini düşünüyor. Araştırma ekibinin yaptığı açıklamada, “Birinci Koloni Derneği, bu işaretin, Jamestown’a giden yolu işaretlediğini düşünüyor. Bu eşi benzeri olmayan, önemli bir keşif” ifadesi kullanıldı. Kayıp Koloni dahil olmak üzere birçok başarısız koloni girişiminin ardından 1607’de kurulan Jamestown, 83 yıl boyunca Virginia’nın başkenti oldu.

croatoan-map1.jpg?w=600&h=410
Silik kale sembolü. Fotoğraf: AP 

Kaşif White, Kayıp Koloni hakkında izler taşıyan haritayı, 1585’te Ralp Lane’nin komutasında Roanoke Adası’na düzenlenen seferde çizdi. 1587 yılında, White’ın önderliğinde, 116 yeni yerleşimci koloniye geldi. Erzak getirmek için İngiltere’ye geri dönen White, savaş nedeniyle 1590’a kadar koloniye geri dönemedi.

White, üç yıl sonra geri döndüğünde koloniden geriye iz kalmamıştı. White,  “yerleşimcilerin birçoğunun ana karaya doğru 80 km ilerlemeyi planladıklarını” not buldu. Eline geçen bir diğer bulgu, bir deri parçasına yazılmış “CROATOAN” kelimesiydi. Birçok tarihçi, yerleşimcilerin stoklarının tükenmesiyle koloniyi terk ettiklerini, büyük kısmının ana karaya hareket ederken, 10-20 tanesinin de bugün Hatteras Adası olarak bilinen yerde yerli kabilelerle yaşamaya başladığına inanıyor.


KAFALARI KARIŞTIRAN SEMBOL
Tarihçiler, Kayıp Koloni’nin yaklaşık 95 üyesine ne olduğunu, kale sembolünün sakladığına inanıyor. Haritadaki iki eklemenin, White’nın kullandığı kağıt ve mürekkeple hazırlandığı anlaşıldı. Bir tanesi Pamlico Nehri ve etrafındaki yerleşimcilerin çizimini düzeltmek için kullanılmıştı. Diğeri ise silik bir kale sembolü içeriyordu.
Kayıp Koloni’nin başarısı, Walter Raleigh’in Yeni Kıta’ya yapmak istediği seferleri gerçekleştirmek ve Amerika’ya yerleşimcileri çekmek adına büyük önem taşıyordu. Kraliyet Ailesine sunulmak için büyük titizlikle hazırlanan haritanın, üzerinde neden yama yapıldığı soru işaretleri oluşturdu.

 croatoan-map2.jpg?w=600&h=410
John White’ın haritası. Fotoğraf: AP

Yama yapılan kalenin neden tekrar silik çizildiği kesin olarak bilinmezken, tarihçiler, yerleşimcilerin, koruma duvarıyla örülmüş küçük bir kasaba yerine daha büyük bir yerleşim inşa etmeyi planlamış olabileceğini öne sürdü.

KAZI İMKANI AZ
Arkeologlar, bölgede yapılacak kazılarla, Kayıp Koloni’ye ne olduğunu anlayabileceklerini düşünüyor. Ancak bugün bölgenin büyük kısmı yerleşim alanı ve golf sahaları altında kalmış durumda. ABD’li arkeolog Nicholas Luccketti, gerekli izinlerin alınması ve ön hazırlıkların yapılmasının uzun zaman alacağını belirtti.
Yine de ele geçmiş bazı bulgular var. Salmon Creek bölgesinde bulunan bir seramik parçacı, Kayıp Koloni hakkında önemli bilgiler ortaya koyuyor. Araştırma ekibindeki Brent Lane, “Bu seramik parçası, araştırmaların sürmesi gerektiği yeri gösteriyor… Kayıp Koloni yerleşimcilerinin izini bulmak için 400 yıldır araştırmalar yapılıyor… Ancak ne yeterli teknolojiye ne de bugün haritada bulduğumuz ipucuna sahiptiler” dedi.

Kaynak: Ntvmsnbc

Bu konuyu yazdır

  Telekineziyle Yapılabilecekler ve Bazı Yöntemler
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 17:29 - Forum: TELEKİNEZİ - Yorum Yok

TELEKİNEZİ İLE YAPABİLECEKLERİNİZ

1) Cisimleri oynatmak

Magazinlerinizi, gazetelerinizi, bardaklarınızı vs.

2) Cisimlerin şeklini değiştirebilmek

Kaşık, çatal, anahtar vs.

3) Psişik enerji topları

Bunlar insan enerjisi ile oluşan enerji toplarıdır. Onları oluşturup fırlatabilirsiniz.

Eğer ilerlediyseniz;

Pencereleri açıp kapayabilir, kapıları kitleyip ve de ışıkları açıp kapayabilirsiniz. 

1) CİSİMLE BİR OLMAK

Şimdi bir mum yakın. Rüzgarsız bir ortamda olun ve mum ışığı ile özdeşleşin. O an sadece siz varsınız. Mum ile birliktesiniz. Gözlerinizi mum ateşine odaklayın(Gözlerinizi kırpabilirsiniz). Mum ateşini sizin ekstra bir uzuvunuz olduğunu ve onu kolunuzu veya bacağınızı oynatabildiğiniz gibi oynatabildiğinizi hayal edin. Düşünmeye devam edin... Ne zaman ki onu kendinizin bir parçası olarak kabul ettiniz, ateşi istediğiniz gibi oynatmaya çalışın! Bu egzersizi 5-10 dakika yapın ve sonra mumu söndürün.
(Not: Bu deney küçük bir kağıt parçası gibi hafif cisimleri oynatma amaçlı olarak da denenebilir.)

2) BALON VE ENERJİ TOPLARI

Bu daha ileri bir kademedir. Enerji topları cisimleri oynatabildikten sonra denenmelidir. Sürtünmesiz bir yüzeye balonunuzu şişirdikten sonra koyuyorsunuz. Sonra iki elinizi birleştirip, avucunuza enerji yolladığınızı düşünüyorsunuz. Nefes alıyorsunuz ve nefesi verirken avuçlarınıza doğru gittiğini düşünüyorsunuz ve oluştuğunu hissettiğiniz enerji birikimini elinizden balona doğru yönlendirip, balonu itmeye çalışıyorsunuz.

3) GÖRÜNTÜLEŞTİRME

Adım 1: 
Vücudunuzun enerji ile doldurun.

Adım 2:
Önünüze bir kağıt parçası veya bir taş koyun.

Adım 3:
Gözlerinizi taşa odaklandırın.

Adım 4:
Şimdi gözlerinizi kapatın ve taşın-kağıdın görüntüsünü gözleriniz kapalıyken hayalinizde canlandırmaya(görüntüleştirmeye) çalışın.

Adım 5:
Sonra enerjinizin o cismin etrafında dolandığını hissedin.

Adım 6:
Cismi sırasıyla sola, sağa, geriye, öne ve daha da ileri ittiğinizi düşünün.

Adım 7: 
Şimdi gözlerinizi açın.

Eğer bir sonuç alamıyorsanız 6. adımı sürekli tekrarlayın.

4) TÜNEL

Küçük bir cisim seçin. Ayrıca hafif olsun. Küçük bir yüzük veya hafif bir metal parçası.

Kafanızı boşaltın. Rahatlayın ve sizi etkileyen tüm negatif şeylere gülün. Yok olduklarını göreceksiniz. Konsantre olun.

Cisimle kendi aranızda bir tünel kurun. Bunu hayalinizce canlandırın. Sadece o cismi görün. O cisim dışında her şey o tünelin dışında. Sadece o ve siz!

Şimdi düşünce gücünüzün ellerini o cisme yönlendirin ve onu ittiğinizi düşünün.

Hemen olacak diye bir şey tabii ki yok. Ümidinizi kaybetmeyin! 

PSİŞİK ENERJİ TOPLARI YAPABİLMEK (Psiball)

BAŞLANGIÇ

Enerji topları yaratabilmek, vücut enerjini şekillendirebilmekle ilgili bir şeydir. Bazı durumlarda, bu cisimleri oynatabilmekten daha kolaydır.

ALIŞTIRMA 1

Ellerinizi önünüze doğru getirin ve avuç içleriniz yukarı gelecek şekilde durdurun. Gözlerinizi kapayın ve rahatlayın. Avuç içleriniz arasındaki boşlukta oluşan enerji topuna yoğunlaşın. Sürekli bu enerji topunu güçlendirdiğinizi ve daha da büyüttüğünüzü hissetmeye çalışın. Bunun elinizdeki magnetizmanizdan ve üçüncü gözünüzle ilgili bir bağ olduğunu unutmayın.

ALIŞTIRMA 2

Ellerinizi yuvarlak bir şey tutar gibi yapın ve gözlerinizi kapatın. Kol kasınızı sıkın ve ordaki enerjinin ellerinize aktığını düşünün. Bu enerjinin bir enerji topunu oluşturacağına inanın. Eğer ellerinizdeki titreşimi hissediyorsanız gerçekten çok iyi! Şimdi hissettiğiniz şeyi bir şeye doğru fırlatın ve ne olduğunu görün!

KAVANOZ YÖNTEMİ

İhtiyaçlar:

Bir kavanoz(kapağıyla beraber)
Bir pinpon topu
Bir ip
Bir dikiş iğnesi
Bir Soloteyp

Yapımı:

Kavanozun kapağını açıyorsunuz. Dikiş iğnesini alıp deliğinden kavanozun boyunun 4'te 3'ü kadar bir ip geçiriyorsunuz ve iğnenin ucunu pinpon topunu bırakmayacak şekilde pinpon topuna batırıyorsunuz. Sonra iğneye geçirilmiş ipin ucunu kavanoz kapağının kapanınca içeriye bakan yüzeyinin ortasına yapıştırıyorsunuz. Ve son olarak kapağı kapatıyorsunuz. Karşınızda kavanozun tabanına, sağına ve soluna deymeden tam olarak ortasından iple asılmış duran bir pinpon topu var.

Kullanımı: 

Bu aleti düz bir yere koyuyorsunuz ve aranızda 1,5-2 karış olacak şekilde bu kavanoza yaklaşıyorsunuz. Lütfen dirseklerinizi kavanozu koyduğunuz yere koymayınız. Ve size anlattığım yöntemlerden birini deniyorsunuz. Yani enerjinizle kavanozun içinde asılı duran pinpon topunu oynatmaya çalışıyorsunuz. Benim en sevdiğim ve az da olsa ilerleyebildiğim yöntem budur.

MANTAR VE SU YÖNTEMİ

İhtiyaçlar:

Üstü açık bir kap
Bir şişe mantarı
Su

Yapımı:

Üstü açık kabınızı alıp içine su dolduruyorsunuz ve içine şişe mantarınızı koyuyorsunuz.

Kullanımı:

Amacınız her zamanki gibi şişe mantarını düşünce gücünüzle oynatabilmek. 

PUSULA YÖNTEMİ

İhtiyaçlar:
1 pusula

Kullanımı:

Bu yöntemdeki tek sorun, yanınızda bir insanın daha olması gerekiyor. Gözlerinizi kapatıp pusulanın ibresini düşünce gücünüzle değiştirmeye çalışıyorsunuz. Arkadaşınız da size bunu rapor ediyor. Bu yöntem paranormalite bilginleri tarafından en basit yöntem olarak düşünülmektedir. 

NOT: Pusulanın ibresinin nereyi gösterdiği önemli değil.

Neden TELEKİNEZİ yeteneğimi kullanamıyorum? 

1) Enerjini yönlendirememekteki neden insanların duygularıdır. Örneğin stres. Stres ilerlemenizi ve düşüncelerinizi tamamen etkisi altına alır.

2) Öncelikle şunu bilmeliyiz ki bunun hiç bir zararı yoktur. Sinirsel ağ bu özelliğe zemin yaratır. Suçluluk, korku, güvensizlik ve yargılama duyguları bu olayı önlemeye yeter de artar. Enerji akımınızı keser! Öncelikle bu olayın gerçek olduğuna kesinlikle inanmanız gerekiyor.

3) Kafanıza takmayın, rahatlayın! Bu güzel özelliğinizi düşünün. Bu bir yarış değil sadece bir test. 

4) Önyargılı olmayın. Sürekli kendinizi niye yapamıyorum diye sıkmayın.

5) Düş kırıklığına uğramayın ve kendinize kızmayı bırakın. Eğlenin!

6) Bur da başarısızlığa uğramanız sizin kim olduğunuzu göstermez. Sadece cismin oynamadığını gösterir.

Bu konuyu yazdır

  Duruişiti ileri Geliştirme Teknikleri
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 15:45 - Forum: DURUİŞİTİ - Yorum Yok

Tıpkı durugörü gibi, duruişiti de onunla ilişkili çakraları temzilediğimizde gelişir. Kulak çakraları başın içinde ,sağ ve sol kulakların yakınındadır. Onlar başın ortasına, içeri doğru otuz derecelik bir açıda bulunur, enerji frekansaları -durugörü yoluyla- menekşe kırmızı olarak görünür.

Kulak Çakralarını Temizlemenin Yöntemi


1.İki-üç kez çok derin nefes alın.

2.Kulaklarınızın hemen içinde bir menekşe-kırmızı disk imgeleyerek kulak çakralarınızı gözünüzde canlandırın yada hissedin. Bu disklerin içe ve yukarı doğru, otuz derecelik bir açıda bulunduklarını görün yada hissedin

3.Derin bir nefes daha alarak parlak-beyaz bir ışığın kulak çakralarınızın içini temizlediğini imgeleyin. Onları aynı anda yada sırayla temizleyebilirsiniz

4.Beyaz ışık çakraları içeriden ovalayarak temizlerken, içinizden meleklerinizden başınızı kuşatmalarını isteyin. Sonra meleklerin kulak çakralarınızda bulunan tüm acı verici anıları alıp götürmesine izin verin. Sizin onlara yardım etmeniz gerekmez, sadece yardım edilmeyi isteyin yeter. Aslında, bizim çabalarımız çoğunlukla onların yolunu kestiğinden, melekler sizin onlara yardım etmeye çalışmamanızı tercih ederler. Onun yerine, onlar sizin Tanrı'nın sesini işitmenizi engelleyen eski duyguları, düşünceleri ve anıları temizlerken sadece meleklerin şifalandırıcı gücüne açık olun.



How%2Bto%2Bdo%2Bclairaudience.jpg



5.Meleklerden ilahi rehberliği işitmekle ilgili her türlü korkunuzu temizlemelerini isteyin. Buna bir ses tarafından ürkütülme korkusu, Tanrı tarafından kontrol edilme korkusu ya da Tanrı'nın zamanını yada dikkatini hak etmediğiniz korkusu dahildir.

6.Derin bir nefes daha alarak, meleklerin kulak çakralarınızı sevgiyle ve çok parlak bir ışıkla aydınlattıklarını görün yada hissedin. Sonra, yardımlarından dolayı onlara teşekkür edin.
Kulak çakralarınızı temizledikten ve korkularınızdan kurtulduktan sonra, semavi alemden aldığınız duruişiti mesajlarında belirgin bir artış göreceksiniz. İlahi rehberliği egonuzun sesinden ayırt etmenize yardımcı olan tipik özellileri hatırlayın. Hatırlayacağınız gibi, gerçek rehberlik daima olumlu, yüceltici, tekrarlamalı ve sevencidr. Egonun sesi ise olumsuz, eleştirile, zorlayıcı ve kötümserdir.

Not: Kulak çakraları temizlenip, duruişiti geliştikçe öncelikle uğuldamalara ve çınlamalara benzer şeyler yaşayabilirsiniz. Bu uğuldamalar daha sonra tıkanıp açılma halini alabilir. Daha ileri ki zamanlarda bozuk radyo frekansı gibi cızırtı halini alır ve önceleri uyku ile uyanıklık arasında sesleri duymaya başlarsınız. İlerledikçe normalde de bu yetinizi kullanabilirsiniz. Pek yaygın olmayan bir alandır. Açıkçası tam sınırları hakkında bilgi yok. Ama ilerledikçe uzakta konuşulanları duyabilirsiniz, varlıkların konuşmalarını deşifre edebilirsiniz.

Bu konuyu yazdır

  Mutluluk Ve Enerji Veren Kokular
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 15:15 - Forum: KOKULAR - Yorum Yok

Bitkiler güneş ışınlarından aldıkları yaşam enerjisi ile büyürler. Bu nedenle bitkilerin özünden elde edilen esans ve kokular yaşam enerjisi içerirler ve olumlu titreşimler yaratırlar. Esans ya da kokular bizleri yalnızca duygusal olarak değil, beyne taşıdığı mesajlarla fiziksel olarak da etkiler.

Portakal: Kış aylarının vazgeçilmez meyveleri arasında yer alan portakal, mevsiminde tüketildiğinde vücut için oldukça faydalıdır. Bununla birlikte portakalı koklamak bile bünyemize iyi geliyor! Portakal özlü yağlar stres seviyesini düşürüyor, daha iyi odaklanmamıza yardımcı oluyor. Siz de stresli ortamlardan uzaklaşmak için yanınızda portakal kokusu taşıyabilirsiniz.

Limon: Sakinleştiren bir koku olduğu için aromaterapide kullanlan Limon da tıpkı portakal kokusu gibi, vücudumuzu rahatlatarak enerji veren kokular arasında yer alıyor. Bu kokunun en önemli özelliği, insanı anında canlandırmasıdır. Stresi, gerginliği ve günün yorgunluğunu limon kokusuyla üzerinizden atabilirsiniz. 

Greyfurt: Strese karşı birebir olan greyfurt, kokusuyla da insana enerji veriyor. Canlılık verici etkisiyle depresyona da iyi geliyor. Cildimizin yorgunluğunu almak için de bir parça greyfurt yeterli. 


89488.jpg

Okaliptüs: Okaliptüs sevimli koalaların ellerinden düşürmediği gıdalardan bir tanesidir. Kokusu ise insana huzur verir ve beyindeki dalga hareketliliğini artırır. Böylece zihnimizdeki tüm yorgunluğu okaliptüs koklayarak atabilir ve enerji depolayabiliriz! 

Biberiye: Biberiye kokusunun da okaliptüs ile aynı etkilere sahip olduğu bilim insanları tarafından onaylandı. Biberiye ayrıca hafızaya da iyi geliyor. 

Nane: Suyunuza birkaç yaprak nane atın ve tazeliğin kokusunu içinize çekin! Mentol kokusu sinüslerimizi açıyor ve bu da daha rahat nefes almamızı sağlıyor. Yani nane kokusundan enerjimizi yükseltebiliyoruz. Tansiyona da iyi gelen nane kokusu, baş ağrıları için de birebir.

Karabiber: Karabiber, enerji veren kokular arasında yer alıyor. Ayrıca sigarayı bırakmak isteyenler için de birebir. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre, karabiber kokusu sigara içme isteğini azaltıyor. 

Bu konuyu yazdır

  Vücudun Şifa Haritası - Eller
Yazar: Spiritüeller - 02-06-2016, Saat: 15:06 - Forum: SAĞLIK - Yorum Yok

el-refleksoloji-noktalari.jpg

El refleksoloji noktaları
Vücudumuzda her organın bağlı bulunduğu bölgeler nokta ve oklarla aşağıda ki resimlerde gösterilmektedir. Yaşamsal organlarımızın bağlı bulunduğu sinirler bu bölgelerde sonlanıyor. İşte bu noktalar ve oklarla işaret edilen bölgelere yaşadığınız rahatsızlıklarda kendi kendinizi tedavi etme olanağını elinize sunuyor. Üstelik bu işlem refleksoloji ayak haritası ismi taşımaktadır. Refleksoloji konusunda detaylı bilgilere sahip olanlar, bu konuda uzmanlaşmış kişilerin bulunduğu merkezlere de giderek masaj yaptırabilirsiniz.  

Bu konuyu yazdır

  Nesilleri Müzik Yoluyla Kontrol Eden Frekans
Yazar: Emka - 02-06-2016, Saat: 14:34 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

Duygularımıza tercüman olan, ona eşlik eden hatta duygularımızı değiştiren yegane şeydir müzik. İlkel kabilelerde yaşayanlardan, uzay istasyonlarındaki insanlara kadar herkes her koşulda müzik dinleyebilir, dinlemek ister.
‘Müzik ruhun gıdasıdır’ tabiri de kulağımıza aşina olduğu kadar yavan değildir aslında. Müzikteki farklı frekanslar insanı mutlu edebilir, rahatlatabilir, sinirlendirebilir ve strese sokabilir. Ses dalgalarının yarattığı titreşimlerin su moleküllerini değiştirebildiğini biliyoruz. Vücudumuzun %80’ni suyla kaplı olduğundan, müzikten fiziksel olarak etkilenmemek de çok zor bir durum.
Peki şuan TV’de, radyoda, dinlediğimiz her müziğin altında bir komplonun yattığından bahsetsek? Ersin İpek, hazırladığı yazıda, bu komplonun nasıl çıktığını ve bu zamana kadar nasıl ilerlediğini anlatıyor.
İşte bizi müzikle zehirleyen frekans: A=440 Hz
1. Sevgiyi temsil eden 528 Hz varken neden 440 Hz?

528 Hz içimize huzur verip, bizi iyileştirme gücüne, diğer frekanslar da kendi çaplarında pek çok etkiye sahipken, neden şu anda dinlediğimiz tüm müzikler 440 Hz frekansına ayarlı?

2. Her şey “Standard Tuning” dediğimiz müziğin A=440 Hz’e sabitlenmesi ile başladı
giphy.gif
Bu sabitlemeyi ise müziği askeri anlamda ticarileştiren Rockefeller Grubu yaptı. Müzik endüstrisinin bu standart frekans ile tekelleşmesi, kitleleri sürü psikolojisi altında tutmanın, insanları asabiyete, kedere sürüklemenin, psikososyal kışkırtmalara açık hale getirmenin zeminini hazırlamış ve bunlar sonucunda artan hastalık oranları ve mali krizler sayesinde de Gruba üye ticari şirketlerin kâr elde etmesinin etkili yollarından biri olmuştur.

3. Alternatif müzik frekansı olan A=444 Hz (C=528 Hz) bastırıldı
[img=600x0]
Bastırılan bu frekans, yani “iyi titreşimler” ise her türlü hastalığı ve stresi iyileştirebilecek güçtedir. Ama ne yazık ki önce sansürlenmiş, daha sonra ise standartlar değiştirilerek unutturulmaya çalışılmıştır.

4. Müzik aletleri ve sesleri kitlesel histeri yaratmak üzerine akortlanıyor
[img=600x0]
1770’de dünyanın en soylu ailelerinden Rothschild ailesi, İlluminati planlarını başlattı. Amacı bankalar aracılığıyla yaratılan bir network ağı ile kendisi ve yandaşları tarafından yönetilecek küresel bir dünya sistemi kurmaktı. Öyle bir güç ki tüm uluslararası kurumsal şirketleri ve hatta hükümetleri yönetecekti. Bu sayede Amerikan hazinesi başta olmak üzere dünyanın sayılı ülkelerini avuçlarının içine aldılar.

5. Işık ve ses, üretilebilen ve ölçülebilen matematiksel frekans değerlerine sahiptir
giphy.gif
Şimdi komplo teorilerine kulak asacak olursak, bu mutlak güç, biyoenerjetik yolla, belli frekans ayarları ve elektromanyetik manipülasyonlarla “bilincimizi” kontrol altına alırken biyolojimizi, psikolojimizi ve davranışlarımızı değiştiriyor.

6. 1. ve 2. Dünya Savaşları arasında müzik frekansları üzerine bilimsel araştırmalar yapıldı
[img=1139x0]
Rothschild ve Rockefeller çalışması ve Amerikan Donanması işbirliği ile “savaş-çıkaran” frekanslar üzerinde çalışıldı. Amaç kitleleri kontrol altında tutmak ve psikopatoloji, duygusal çöküş ve kitlesel histeri yaratmaktı. 2. Dünya Savaşı sırasında ise Savunma Bakanlığı işbirliği ile havadan yapılan operasyonlarda bu ses frekansları etkili şekilde kullanılmaya başlandı. Buna radyolar da dâhil oldu.

7. İlk çalışmalar Elvis, İngiliz grup British Invaders ve Beatles’la başladı
giphy.gif
Beatles’in bir konseri İsrail’de iptal edildi, sebebi ise “kitlesel histeri yaratması, cinsel istekleri tetiklemesi ve saldırganlığı tırmandırması” olarak belirtildi. 1938’de Rockefeller Grubu İngiliz-Amerikan radyosu ve televizyon kartelleri kurarak Nazi hareketiyle Yahudi düşmanlığı başlattılar.

8. 1. Dünya savaşı sırasında Rockefeller tarafından radyo tekeli kuruldu
[img=600x0]
1.Dünya savaşı sırasında Rockefeller tarafından yönetilen askeri radyolar devreye girdi ve bütün ekipmanlar seferber edildi. Radyodan savaş esnasında gönderilen komutlar hiç son bulmadı. Amerikan Donanması, General Electric işbirliği ile 1919’da kendi ulusal radyosunu kurarak bu tekele alternatif oluşturdu ve bugünkü Amerikan Radyosunu (RCA) doğurdu.

9. 1938’de dinleyicilerin duygularını kontrol altına almaya yönelik araştırmalar başladı
giphy.gif
1938’de frekanslar standarda sabitlenmeden önce, mekanik olarak dinleyicilerin duygularını kontrol altına almaya yönelik araştırmalar başladı. Bu sayede kitlelere ticari ilgi alanları önceden dayatılabilecekti. Bu araştırmalar derhal kitlelerin ikna edilmesi için kullanılmaya başlandı.

10. NBC ve CBS halkın üzerinde deneysel çalışmalar yaptı
[img=600x0]
NBC ve CBS, kendi taraflarına daha fazla takipçi çekebilmek uğruna halk üzerinde çeşitli ses efektleri kullanılarak psiko-galvanometre denemeleri yapıldı. Bu ölçümlere göre de halkın nasıl yönlendirileceği tayin edildi.

11. A=440Hz, petrokimya ve ilaç devleri tarafından 2. Dünya Savaşında kullanıldı
[img=600x0]
Hitler’in Almanyası Polonya’yı işgal ederek savaşı başlattı. Tüm dünyadaki müzisyenlerin istememesine rağmen bu standart Nazi propagandalarıyla Hitler karşıtı tüm ülkelerde kafadan kabul edildi.

12. Bu titreşimler, beyne özgü duygusal ve sevgisel zihni baskılıyor ve yaratıcılığı köreltiyor
[img=600x0]
Yapılan tüm araştırmalar A=440Hz’in insanların kalp ve kuyruk sokumu arasındaki enerji merkezleriyle (çakralar) uyumsuz olduğunu gösterdi. Tersine kalp üzerindeki çakraların ise uyarıldığı gözlendi. Teorik olarak, titreşimler egoları ve sol beyni tetikliyordu. Ancak sağ beyne özgü duygusal ve sevgisel zihni baskılıyor ve yaratıcılığı köreltiyordu. 3.Göz denen çakranın kapanmasıyla da insanoğlu farkındalığını hiçbir alanda kullanamaz hale gelecekti.

13. “Şeytanın İntervali”
[img=588x0]
Metafiziksel olarak, A=440 Hz ile A=444 Hz arasındaki interval, müzik âleminde “Şeytanın İntervali” olarak kabul edildi. Bunun nedeni ise ahenkten uzak, iğrenç denilebilecek bir tınının bu iki notanın aynı anda çalınması ile ortaya çıkmasıydı. Bundan önceki müzik çalışmalarında yer alan A=444 Hz’in ise doğayla ve insanla daha uyum içinde olduğu gözlemlendi. Eğer insanoğlu spiritüel olarak bastırılırsa, A=444 Hz’in (C=528 Hz) müziksel tınısı dini olarak kabul edilmezdi, öyle de oldu. Bu kiliselerin de işine gelmiş oldu.

14. Duyarlı müzisyenler akortlarını ve dijital ayarlarını 444 Hz’e göre yapmaya başladı
giphy.gif
Günümüzde pek çok aklı başında müzisyen akortlarını ve dijital ayarlarını 444 Hz’e göre yapmaya başladı. Ancak bunların sayısı az miktarda iken, başta Madonna olmak üzere pek çok ünlü, standart tınılarla, nakaratlarla ve özel olarak imal edilmiş parça sözleriyle gençliği programlanabilir insanlar haline getirmektedir. Müzik biyoenerjetik olarak titreşimlerinizi ele geçirerek, bilinçaltınızda hâkimiyet kurarak, vücut kimyasını, psikonörolojiyi ve insan sağlığını denetim altına alabilir.

15. Her organa ait özel ses tonlamaları var
[img=600x0]
Her organa ait özel ses tonlamaları, o organa ait hücrelerin titreşimini artırarak iyileşmesini sağlamaktadır. Bu uygulama ise uzak doğuda A= 444Hz yani C=528Hz frekansında, en saf ve katıksız titreşimlerle yapılır. Kişi tüm stresinden arınır, hücreleri şifa ve sevgiyle dolarak hastalıklara veda eder.

Bu konuyu yazdır

  Ekin Çemberlerinin Sırrı
Yazar: Emka - 02-06-2016, Saat: 13:56 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

Son birkaç on senedir muazzam güzellikte piktogramlar dünyanın bir çok ülkesindeki tahıl ekim alanlarını kaplamaya başlamıştır. Bu ülkelerin en başta gelenleri Avustralya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleridir. Hatta ilginin artmasıyla son zamanlarda Japonya’da da benzeri oluşumlar tespit edilmeye başlanılmıştır. İngiltere son on beş sene içinde tespit edilen 3,000 kadar ekin halkası ile dünyanın en zengin ülkesidir. 1980li yıllarda önceleri basit dairelerden oluşan halkalar tespit edildiyse de ilerleyen zamanlar içinde kompleks oluşumlar açığa çıkmaya başlamıştır. Bu oluşumların nasıl meydana geldiklerini veya kimler tarafından yapıldığını bilmemekteyiz. Ancak oluşumları ile ilgili bazı küçük bilgilerde edinmedik değil. Biyolog ve Ekin Halkaları konusunda uzmanlaşmış Dr.Wiliam C.Levengood ekinleri bu hale sokan her ne ise onların hücreleri üzerinde bazı ancak mikrodalga ile oluşabilecek hızlı değişikliklere de sebebiyet verdiğine inanmaktadır. Hücrelerde oluşan bu değişimler aynı zamanda tohumlanma oranı da arttırmaktadır.

Zaman içinde çok değişik biçimlerde Ekin Halkaları görülmeye başlanmıştır. Bunların bazıları bize haklarında bilgi sağlarken bir kısmı ise sadece karışık matematiksel şekillerdir.


1678 tarihli eski bir el yazısı eserde çiftliğin ekinlerini biçen Şeytan tasvir edilmiştir. Ancak bu çiftçinin hatasıdır. Çünkü kitaba göre çiftçi ücret konusunda ekin biçicilerle anlaşamamış, istedikleri ücreti fazla bularak onlara bu ücreti vermektense ekinini Şeytan’ın kaldırmasını tercih edeceğini söylemiştir. Akşam olunca ekinleri içinden bir ateş yükselir ve etrafı aydınlatan bir ışık çıkar. Ertesi gün çiftçi bir kısım ekinlerin ‘hiçbir ölümlü tarafından yapılamayacak kadar düzenli şekiller bırakılarak biçildiğini’ görecektir.


Bu resme baktığımızda ise yıllar içinde Ekin Halkalarının nasıl komplike bir hal aldığı daha iyi anlaşılmaktadır. Tabidir ki , bununla birlikte konu hakkında teorilerde çeşitlenecektir.
kayipdunya.jpeg?w=614[/url]
Resimde ilginç biçimde Güneş Sisteminin oluşturulduğu görülmektedir. Herşey tamam olmasına rağmen Dünyanın bulunduğu kısım boş bırakılmıştır. Bir çok kereler insanlığa uyarı mesajları gelmiştir. bir keresinde nükleer bir üsde UFoların görüldüğü bildirilmiştir. Atom bombaları kendiliğinden devre dışında kaldığı günümüzde eğer bu da bir uyarı ise üzerinde düşünmek gerekir. Sizce Dünyanın olduğu kısmı boş bırakmak neyin mesajı olabilir?
tezgah.jpeg?w=614[/url]
Dünyanın her yanında araştırmacılar Ekin Halkalarını araştırmaya devam etmektedirler. Her gün bir yenisi açığa çıkarılmaktadır. İşin uzmanları bu yüzey şekillerinden hengisinin gerçek hangisinin sahte olduğunu eskiye nazaran daha çabik bir şekilde ayırt edebilmektedirler. Zaman zaman aldatmacaları hazırlayanlar kendilerini ele vermektedirler.
Bazı Ekin Halkaları o kadar güzel yapılmaktadırlar ki, uzmanlar bunların insan eli ürünü olup olmadığı konsunda oldukça tereddütte kalmaktadırlar. “Gerçek” Ekin Halkalarında mahsül üzerinde garip değişiklikler görülmektedir. Aşağıdaki resimlerde bunların bazılarını görebilirsiniz.
tahrip.jpeg?w=614[/url]
Ekinlerin baş kısımları patlamaktadırlar. Dışarıdaki halkalarda bulunan tohumlar içerdeki halkalardakilere nazaran 5 kat daha yavaş büyüme göstermektedirler. Uzmanlar bunu anlamak için Rodox adını verdikleri bir test işlemini uygulamaktadılar. Test sonuçlarına göre bitkilerini mitokondirilerinde normalden daha fazla hava birikmektedir. Bu da bize halkaların oluşum sırasında yüksek bir basıncın etkili olduğun kanıtlamaktadır. Bu ciddi havalanma sorunu elektriksel basınçtan kaynaklanıyor olabilir. Aynı sonuç uzun süre elektrik etkisinde kalan insanlarda da görülmektedir.
Bazı çok kompleks oluşumlar ekin halkaları fenomenine yeni ilginçlikler katmaktadır. Sanki bunları yapanlar bir bilmece sormaktadırlar. Belki de uzmanlar için bu oluşumlar her zaman bir sır olarak kalacaklardır. Örneğin Hollada’nın Assen yakınlarında bulunan aşağıdaki şekiller içinde beyaz bir toz ve jöle benzeri bir madde tespit edilmiştir.
hollanda2.jpeg?w=614[/url]
Bu beyaz toz iyice incelenmiş ancak Dünya üzerinde bilinen hiç bir maddeye benzemediği sonucuna varılmıştır. Eğer bu esrarengiz madde olayın gerçekten araştırılması gereken bir muamma olduğunu kanıtlamaya yetmiyorsa bir de 1998 yılı yaz aylarında bulunan Cherhill eteklerindeki oluşuma bakmak yeterli olacaktır. Bu Halkalar üzerinde ölmüş çok sayıda sinek bulunmaktadır. Biçimleri bozulmadan korunmuş olan sineklerin tümünün dili ekinler üzerine yapışmış vaziyettedir.
sinekler2.jpeg?w=614[/url]
Diğer bir kısım sinek ise yaralanmış görünmektedir. Ölü sinekler sadece halkaların içinde yer almakta, cıvar ekinlerde bulunmamaktadırlar. Bu keşiften sonra oluşumlarda ölü böcekler dikkat çekmeye başlayacaklardır.

Bu konuyu yazdır