Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 773 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 773 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 342
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 312
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,019
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,148
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,085
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,008
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,156
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,525
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,287
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,175

 
  Tarsus’taki Esrarengiz Kazıda Neler Oluyor?
Yazar: EvrimBilge - 06-08-2017, Saat: 14:15 - Forum: GÜNCEL HABERLER - Yorum Yok

Hiçbir açıklama yapılmaması, 7’den 70’e herkesin olay hakkında bir efsane anlatmasına neden oluyor. Kimileri Hıristiyanlıkla ilgili bir şey bulunduğunu, kimileri ise kilolarca altın bulunduğunu öne sürüyor. Çevre evlerin bahçelerinde kaçak kazıların artmaması için buluntuların herkesten saklandığı da iddialar arasında. Mahalleli ise hava karardıktan sonra kamyonetlerle molozların götürüldüğünü, küçük siyah çantalarla bir şeylerin taşındığını anlatıyor.

Sır gibi saklanıyor
Dört evin avlusunda yaklaşık 150 metrekarelik bir alanda devam eden kazı alanını kimsenin görmemesi için her yer mavi branda ve tel örgü ile çevrili. Kazı alanı, Özel Harekat ekiplerince ve uzun namlulu silahlarla korunuyor ve alana milletvekilleri dahi sokulmuyor. Nöbetçi polisler ellerindeki dürbünle çevreyi sürekli kontrol ederken, kazının ne zaman biteceği ise söylenmiyor.

İlçeye bağlı 82 Evler Mahallesi’nde bir evde ve bahçesinde devam eden kazı, hala polis gözetiminde sürüyor. Daha önce Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın TBMM’de verdiği sorgu önergesi sonrasında bakanlıkça verilen cevapta, kurtarma kazısının Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Tarsus Müzesi Müdürlüğü’nün izni ile başlatıldığını, çalışma yapılan bölgenin 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescilli olduğu ve bilimsel kazı dışında herhangi bir kazı çalışmasının gerçekleştirilmeyeceği belirtildi.

375588.jpg

Polis memuru öldürüldü
Kazının 2012 yılında Tarsus’ta, tarihi eser kaçakçılığı şebekelerini araştırırken öldürüldüğü iddia edilen polis memuru Mithat Erdal cinayeti ile ilgili olabileceği konuşuluyor.

Erdal, definecilerle birlikte kiraladığı kırmızı boyalı evde olan biteni emniyete aktarıyordu. Polis memuru, kendi beylik silahı ile başından vurulduğunda silahını temizlerken öldürüldüğü ileri sürülmüştü. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Tarsus Emniyet Müdürü’nün tutuklanması ile birlikte Polis memuru Erdal’ın eşi, kocasının cinayete kurban gittiğini ileri sürerek yeniden soruşturma başlatılmasını istedi. Savcılık talimatı ile polis memurunun kiraladığı evin avlusunda bir çalışma başlatıldı.

Polisin eşi Sibel Erdal, kazının kendisinin üst makamlara verdiği dilekçelerden sonra başlatılmış olabileceğini, ancak kesin bir bilgisinin olmadığını söylüyor. Kazının 4 evin ortak kullanım alanı avludan başlayıp, içe doğru ilerlediğini belirten Sibel Erdal, bu evlerden üçünün tarihi eser kaçakçılığından gözaltına alınan kişilere ait olduğunu, birinin ise daha önce kirada kaldıkları ev olduğunu belirtiyor.

Erdal, “O dönemde bir kazıda 32 şamdan, sikkeler ve altın taslar bulunmuş, ancak o müdürler ‘Kazı boş çıktı’ diye rapor düzenlemişler. Eşim ise ‘Onlara yedirmem, bunlar devletin kasasına girsin’ diyordu. Bu yüzden öldürüldüğünü düşünüyorum. Bana sürekli ‘Başıma bir şey gelirse emniyetteki amirlerim ve tutuklanan 7 kişi sorumludur’ diyordu. Bu sözleri söyledikten 11 gün sonra öldürüldü.”


Kaynak:arkeofili

Bu konuyu yazdır

  Pozitif Düşüncenin Gücüyle Zengin Olabilirsiniz!
Yazar: EvrimBilge - 06-08-2017, Saat: 13:06 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Son günlerde öylesine güçlü enerji yaratımları var ki, bunu anlayabilmek için doğayı izlemek yeterli. İçinizdeki dünya ne ise, dışınızdaki dünyada da benzer şeyleri görürsünüz. Son zamanlarda gün içinde ani hava değişimleri yaşar olduk. Bir bakıyoruz hava çok sıcak, bir bakıyoruz sıcaklık düşmüş, üşüyoruz. Aslında dışınızdaki dünya, size eğer isterseniz yaşadığınız şeyleri hızla değiştirebileceğinizi anlatıyor. Evren sizin pozitif veya negatif düşünmenize bakmaz, sadece ne düşündüğünüze bakar. Yaratım, düşünceleriniz sonucunda gerçekleşir. Evren için sadece bir oluş vardır. Eğer korkularınızdan arınıp, pozitif şeylere odaklanırsanız, şu anda yaşadığınız zorlukları kısa zamanda, kolaylıkla pozitif yaratımlara dönüştürebilirsiniz. 

Öncelikle düşüncelerinizin farkında olmalısınız, bunun için bir kağıt ve kaleme ihtiyacınız var. Kağıda yaşamınızda eksik olan neler var bunları yazın. Diyelim ki sizin hayatınızda eksik olan şey zenginlik. Hangi olumsuz düşüncelerin sonucunda para yaratımını durdurduğunuzu bulun. Mesela, hayatınıza zenginlik girsin istiyorsunuz, fakat girmiyor. Aslında bilinçli zihniniz istiyor, ama alt bilincinizdeki korkular yüzünden yaratımı yapamıyorsunuz. İşte, bunları bulmaya çalışın. Derin bir nefes alıp kendinizi zengin biri olarak imgeleyin, ne hissettiğinize bakın, alt bilinçte var olan korkunuzun ortaya çıkmasına izin verin. İçinizden “Şu anda yaşamımda büyük bir zenginlik olursa ne olur?” diye sorun. 

zengin-olacakm%25C4%25B1s%25C4%25B1n%25C4%25B1z.jpg

Derin bir nefes alıp bekleyin, imgelemeye devam edin, bırakın cevap içinizde yükselsin. Bulduğunuz şeyi kağıda yazın, “Yaşamımda büyük bir zenginlik yaratmamı önleyen düşünce kalıplarım nelerdir?” diye sorun. Bekleyin, cevap içinizden yükselsin, bunu da kağıdınıza yazın. Diyelim ki, paranın sizi değiştireceğini düşünüyorsunuz veya paranın kötü bir şey olduğunu düşünüyorsunuz. “Para elimin kiri”, “Her an param bitebilir”, “Para kötülüklerin anasıdır” gibi, para hakkında düşündüğünüz tüm negatif inanç kalıplarını bulup kağıdınıza yazın. Bulduğunuz düşünce kalıplarına tek tek “Bu düşüncem doğru mu ve bana ait mi?’’ diye sorun. Derin bir nefes alın ve cevabın gelmesini bekleyin. Gelen cevabı yazın. Bu korkular alt bilincinizde var oldukça hayatınıza parayı sokmanız imkansız. Bir şeyi fark etmek, kabul etmek onu değiştirmek için bize bir fırsat sunar. Burnunuzdan üç kez derin nefes alıp vererek gevşeyin.

Kendinizi zengin olarak imgeleyin, hayatınızda yaratmak istediğiniz zenginliği kısıtlamadan, nasıl olmasını istiyorsanız özgürce imgeleyin. İmgelediğiniz görüntüye yüksek sesle;

“Kendimi para konusunda özgürleştirmeye niyet ettim,

Bu konudaki korkularımı ve tüm gerginliğimi bırakıyorum,

Para konusundaki sınırlamalarımın yerine sevgiyi koyuyorum.” deyin.

Kalbinizden bir kapakçık açıp paraya, uçuk pembe ışıklar akıtın. Bu imgeleme sırasında çok para imgeleyin, hepsini uçuk pembeye boyayıp yavaşça döndürün. Dönüş hızlansın, pembe bir ışık topu olsun ve ışık topunu evrene bırakın. Bırakırken “Oldu bile” deyin.

“Parayı seviyorum ve kabul ediyorum,

Paranın kaynağı benim içimde,

Evrenin sonsuz ve sınırsız bolluğu benim için akıyor,

Para hayatıma kolaylıkla giriyor,

Benim zenginlik kaynaklarım sınırsız.”

Derin bir nefes alıp verdikten sonra kendinizi hazır hissettiğinizde yavaşça gözlerinizi açın.

Bu imgelemeyi sıklıkla tekrar edin. Yavaş yavaş para enerjisinin dönüştüğünü yaşamınızda görmeye başlayacaksınız. Sevgi ve ışığın tüm isteklerinizi dönüştürmesini diliyorum.

Alıntı: Ufuk Tuğutlu (Kişisel Gelişim Uzmanı)

Bu konuyu yazdır

  AURA VE AURA GELİŞTİRME TEKNİĞİ – IŞIK KULESİ
Yazar: EvrimBilge - 06-08-2017, Saat: 12:56 - Forum: Aura - Yorum Yok

Buraya aura hakkında copy paste yapmayacağım Asıl bu başlığı koymamın nedeni aura alıştırmasını koymak Ama yinede aura hakkında kısaca bilgi vereyim: Aura insanların etraflarını saran ve kademeleri olan enerji alanlarıdır Hastalıklar aurada başlar ve auranın renkleri vardır Bu renkler kişiliğe göre değişir Aurayı geliştiememiz gerekiyor Peki neden? Nedeni çok basit aslında Biz sürekli insanlarla enerji alışverişi içinde bulunuruz

Örneğin üzüntülü bir insanın yanında ister istemez sizde üzüntülü olursunuz ve benzeri olaylarda da bu etkileşim mevcuttur İşte aurayı güçlendirirerek bu olumsuz alışverişlerden kurtuluruz Ayrıca aurayı güçlendirmek özgüveni arttırır ve başarı sağlar Aura güçlenince hiç kimsenin yıkamayacağı bir kalkan gibi olur Bu güçlendirilmiş auradan içeriye negatif enerji yani nazar, ruh veya cin sizin izniniz olmadığı sürece giremez Aurayı bir tek siz içerden yıkabilirsiniz Ayrıca aurayı güçlendirmek psişik wampirlerden de korur Bunlardan dolayı aurayı güçlendirmeliyiz Daha çook bigi almak isteyenler forumdan bu bilgiyi alabilirler Şİmdi asıl konuya geleyim İşte arşivimde bulunan ve ruhsal savunma teknikleri adlı kitaptan yazığım IŞIK KULESİ adlı alıştırma:

Aura-Ve-Aura-g%25C3%25BC%25C3%25A7lendir...%259Fi.jpg

IŞIK KULESİ 1(Aura Güçlendirme)

1– Derin ve düzgün nefes alın(Pratik süresince devam edin)

2– Tüm vücudunuzu gevşetin

3– Yürürken dik, düzgün, sakin olun kollarınızı gevşekçe iki yana bırakın Otururken de omurganız dik olsun Ayaklarınızı birbirine paralel yerleştiriniz Elleriniz, avuç içleri aşağıya bakacak şekilde kalçalarda dursun Ciddi bir sağlık sorununuz yoksa pratiklerinizde her zaman ayakta durmalısınız

4– Bedeninizi çevreleyen uzun, elips şeklinde, yoğun parlak mavi bir ışığı gözünüzün önüne getirin Bu ışık vücudunuzun aşağı yukarı 25 santim ötesine ulaşır Başınızın üstünde ve ayağınızın altında 40 santime kadar da uzanır Ruhsal auranız bundan daha büyük bir alanı kaplar aslında Üsteli,k genellikle gümüş renkli olarak canlandırılır ama korunma amacınıza uygun olarak mavi olması gerekir Alanı neden mi küçülttük? İhtiyaç duyduğunuz koşulları yaratmak küçük alanda daha kolaydır da ondan

5– Sizi tümüyle çevreleyen bu iyice belirlenmiş yoğun parlak mavi ışık alanını gözünüzün önüne getirdiniz mi? Tamam Şimdi auranın en üst noktasından, başınızın biraz üstünde parlak beyaz bir ışık küresi hayal edin Hayır, küre başınıza değmiyor

6– Dikkatiniz bu küre üzerine yoğunlaştırın Böylece kor şeklinde yanan magnezyum gibi beyaz ve daha parlak hale gelirBunu yaparken yukarı bakmaya gerek yok, varlığını hissedin yeter Bu imajı, “Yüksek Varlığınız”ın Işığını temsil etmek üzere yaratıyorsunuz Bu ışık gerçekten de oradadır Bu küreyi hayal ederken dokunmaya kalkmayın Çünkü “Yüksek Varlığınız” ı bilinçli varlığınızla tespit etmiyorsunuz

7– Şu iki imajın farkında olun: Tümüyle içinde olduğunuz yoğun parlak mavi elips ve başınızın üstündeki beyaz küre… Onlar zaten varlar ama şimdi siz onlara konsantre olarak bu enerjilerin yoğunluğunu artırıyorsunuz

8– Beyaz küreyi sembol olarak gözünüzün önüne getiremeseniz bile, gerçek ilahi gücün bir parçasını temsil ettiğini kabul edin Ve düşünebileceğeniz en yüksek pozitif enerjilerin zihninizde dolaşmasına izin verin Bu pozitif düşünceler bırakın tüm benliğinizi sarsın…

9– Hazır olduğunuzu hissettiğinizde göz kamaştırıcı yuvarlığın beyaz ışık saçtığını görün Bu ışık, gümüş pırıltılarla doludur Önce auranızı, sonra da canlı bir şekilde size doğru akarak tümüyle nüfuz eder

10– Şimdi auranızın dış kabuğu canlı ve parlak mavi elips şeklindeyken, içi canlı parıldayan beyaz ışıkla dolacak Konsantrasyonunuzu etkin bir şekilde sürdürebildiğiniz sürece bu vizyonu, yaşayan ve hareket eden bir gerçeklik olarak görün Parlaklık sürekli etrafınızdadır ve size doğru akar Her şeyin kaynağı olduğu için bitmez tükenmezdir Auranızda sürekli dolaşır Pırıltılıdır, sert ve keskin bir şekilde belirlenmiştir “İlahi Güç” ün bu muhteşem belirtisinin ortasında çok mutlu bir şekilde kendinizin farkında olun!

11- Auranız zaten varolduğunu ancak şimdi bunu güçlendirmek için özel bir çaba sarfettiğinizin bilincinde olun

IŞIK KULESİ-2(Acil Metod)

1– Hemen etrafınızı saran canlı,parlak mavi aura elipsini düşününBaşınızın bariz üstünde de “Yüksek Benliğiniz”in parlak,beyaz küresini gözünüzde canlandırın

2– Başınızın üstündeki parlak kürenin farkında olunHayal edilmiş bir sembol olsa da,kürenin ilahi gücün bir parçasını temsil ettiğinin farkına vararak en yüksek iyiliği amaçlayın

3– Parıldayan kürenin beyaz ışık saçtığını görünBu ışık,gümüş pırıltılar ile doludur,auranıza akar ve size nüfuz ederAuranın sert kabuğunun keskin mavi dış çizgilerini görün

4– İhtiyacınız olduğu sürece bu canlandırmayı sürdürebilirsiniz

5– Görüntünün bilincinizden uzaklaşmasına izin verdiğinizde,bu korumanın hâlâ görünmez şekilde sizin çevrenizde olduğunu bilin

* Alıntı

Bu konuyu yazdır

  RUHSAL GÜÇLERİ GELİŞTİRME EGZERSİZLERİ
Yazar: EvrimBilge - 06-08-2017, Saat: 00:36 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Psişik gelişmede en önemli beceri, dikkati odaklaştırma yani konsantrasyon yeteneğidir.

Karşılıklı bir konuşmaya ya da yapılan bir faaliyete, belki de ancak yüzde birimiz tüm dikkatimizi vererek katılırız. Çoğumuz bunu yapamayız. Başka şeylerin dikkatimizi çekmesine izin veririz. Karşınızdaki kişi konuşurken, ne kadar sıklıkla sadece onu dinleme halinde kalabiliyorsunuz acaba? Bunu kendi kendinizi test ederek farkedebilirsiniz. Genellikle telaş içinde, ondan sonra ne söyleyeceğimizi düşünürüz.

Dikkat etmeyi öğrenmek için kendimizi eğitmemiz gerekir. Dikkati odaklamak için, sadece ve sadece bir tek şey gerekir: Bunu yapmak için yoğun bir istek… Dikkatin odaklanması bir efor, yani yapmaya gayret ettiğiniz bir şey olmamalıdır. Belki garip gibi görünebilir ama dikkatin odaklanması çaba istemez, çaba bu olayı engeller.

Şimdi sizlere rahatlıkla uygulayabileceğiniz, bir dizi konsantrasyonunuzu arttırmaya yarayacak pratik uygulama metotları aktaracağız. Bu metotları düzenli bir şekilde uygularsanız, konsantrasyonunuzun kısa bir süre içinde hissedilir derecede gelişmeye başladığını göreceksiniz.

Dikkatinizi belli bir noktaya belli bir süre odaklayamadığınız müddetçe, sizlere aktarılacak metotları başarıyla uygulayabilmeniz çok zordur.

Sadece Duyular Dışı Algılamaları’nızın geliştirilmesinde değil, aynı zamanda günlük yaşantınızın çeşitli alanlarında da size büyük bir avantaj sağlayacak olan bu pratik metotları uygulayarak siz de konsantrasyon yeteneğinizi kolaylıkla geliştirebilirsiniz.

Yapacağınız tek şey düzenli bir şekilde bunları uygulamaktır…

ZİHİNSEL ÇAĞRIŞIMLARIN İZLENMESİ
Rahat bir pozisyonda gevşeyin ve gözlerinizi kapatın. Sessizce “bir” deyin ve zihniniz herhangi bir düşünceyle kesilene kadar, tekrar tekrar “bir” demeye devam edin. Kesilme anında, bir sonraki sayıyla devam edin ve yeniden kesintiye uğrayana kadar o sayıyı tekrarlayın. “İki, iki, iki…” diye tekrar edin. Sonra “üç, üç, üç…” Bu uygulamayı yaparken, kesintilerin sıklığına dikkat edin.

Bu uygulamadan amaç zihninizin ne kadar sıklıkla farklı düşüncelerle bölünmekte olduğunu ve konsantrasyonun ancak özel bir çalışmayla elde edilebileceğini farketmeniz içindir.

Şimdi yanınıza bir çalar saat alın. Üç dakikaya ayarlayın ve aynı çalışmayı bu seferde belirli bir süre koyarak yapın. Çalar saattiniz çaldığı zaman, ulaştığınız sayıyı kaydedin. Dikkati bir noktada tutmak güçtür. Ancak bunu yapabilme yeteneği, psişik yeteneklerinizi tecrübe ederken meyvelerini verecektir. Bu alanda başarıya ulaşmak istiyorsanız özel bir çalışma yapmanız şarttır. Bu nedenle sabırla ve bıkıp usanmadan konsantrasyonunuzu arttırıcı egzersizlere devam etmelisiniz.

BELLİ BİR CİSME KONSANTRASYON
Konsantrasyon çalışmalarının en temel metotlarından biri ‘.eçilen her hangi bir obje üzerinde belli bir süre dikkatin odaklanmasıdır. Bu çalışma için her hangi bir obje seçin ve odanıza çekilerek sakin ve sessiz bir şekilde o cismin karşısına geçip oturun. Seçeceğiniz objenin bir mum alevi, kalem, bardak gibi küçük objeler olması daha iyidir.

Hiç bir şey düşünmeden seçtiğiniz objeye konsantre olun. Kısa bir süre sonra o eşya hakkında çeşitli fikirler şuurunuza üşüşüverir. O eşyanın ismi ya da etiketi, gördüğü iş, güzelliği ya da çirkinliği; onunla ilgili daha önceden edinmiş olduğunuz bir çok düşünce zihninize gelmeye başlayacaktır. Bunlar geçmiş tecrübelerden kaynaklanan önceden algılanmış fikirlerdir. Şimdi ise, bunlar o anki tecrübelerinize engel olan şeylerdir. Bu fikirleri fark ettiğiniz anda, bırakın uzaklaşıp gitsinler.

Siz karşınızdaki objeye dikkatinizi yöneltin ve sadece onu düşünün bir başka düşüncenin zihninizi bölmesine izin vermeyin. İlk başlarda dikkatinizi sadece o obje üzerinde tutmakta oldukça zorlanabilirsiniz. Sabredin ve bu çalışmayı her gün en az 4-5 kez tekrarlayın. İlk alıştırmalarınızın süresi 1 dakika civarında olmalıdır. Daha sonraları bunu 5-10 dakikaya kadar çıkartabilirsiniz.

Bu çalışmalarınızı iş yerinizde, okulda ya da herhangi bir yerde de yapabilirsiniz.

Çalışmanız süresince konsantrasyon isteğinizi canlı tutun. İçinizdeki yoğun konsantrasyon isteği sizi başarıya yaklaştıracak en önemli etkendir.

Bıkmadan usanmadan bu pratik uygulamayı sürdürün. Zaman içinde konsantrasyon yeteneğinizin hızla arttığına şahit olacaksınız. Bu çalışmalar ileride başka alanlarda da size pek-çok yararlar sağlayacaktır.

Çevrenizde yapmakta olduğu bir işe tamamıyla kendini verememekten şikayet edenler varsa, onlara da bu alıştırmaları tavsiye edebilirsiniz.

ruhsal-g%25C3%25BCc%25C3%25BC-art%25C4%2...atured.jpg

AYRINTILARA KONSANTRASYON
Metal bir tepsi alın. Onu suyla iyice yıkayın. Bir arkadaşınız size göstermeden tepsinin içine on iki adet obje koysun. Bunlar tepsinin içine sığabilecek; kalem, makas, silgi, kitap, biblo, çakmak gibi objeler olabilir. Sonra bunları bir bezle örtsün. Ve sizin önünüze getirsin.

Sonra siz, örtüyü kaldırın ve 30 saniye içinde bu tepside neler olduğuna bakın… Tepsideki nesnelerin ayrıntılarına özellikle dikkat etmeye çalışın.

Objeleri tekrar örtün ve hatırladıklarınızı kaydedin. Özellikle o eşyaların ayrıntılarını ne derecede tanımlayabildiğinize de dikkat edin… Bu alıştırmayı evinize gelen misafirlerle eğlenceli bir oyun gibi de yapabilirsiniz. Uygulama yaptıkça, her seferinde daha fazla eşyayı gözlemlediğinizi, daha fazla ayrıntıları zihninizde tutabildiğinizi farkedeceksiniz. Çünkü dikkatinizi odaklamada gittikçe büyük bir beceri geliştireceksiniz. Siz sadece sabırla çalışın… Başarının beraberinde geleceğine şahit olacaksınız.

KENDİ KENDİNE AYRINTILARA KONSANTRASYON
Az önceki alıştırmanın diğer bir versiyonunu, tek başınıza da uygulayabilirsiniz.

Bu uygulamayı daha önce bilmediğiniz bir odada ya da mağazada dolaşarak, çevrenizdeki eşyaları 30 saniye gözlemleyerek yapabilirsiniz. Daha sonra bulunduğunuz yerden ayrılarak, gördüklerinizi bir yere not edin… Tekrar odaya ya da mağazaya dönüp kendinizi kontrol edin. Raporunuzda ne kadar ayrıntı vardı? Sadece kapıların, pencerelerin, elektrik prizlerinin sayısı gibi şeylere mi dikkat ettiniz? Tavan nasıldı? Ya döşeme? vs…

Bu alıştırmalar, eşyalar hakkındaki kanaatlerinizi askıya alacak ve gözlem yapma becerilerinizi keskinleştirecektir. Gördüklerinizle ilgili hükümlerimizi askıya alacak olursak ve sadece gözlemleyebilirsek daha çok şey görürüz. Bu aynen bir TV kamerasının bir odayı taramasına benzer.

Çevremizi izlerken çoğunlukla, çevremizdeki eşyalarla ilgili önceden edindiğimiz ön yargılarımızla onları gözlemleriz. Bu yüzden de çevremizi gözlemlerken, sürekli o ön yargılarımızın penceresiyle kendimizi kısıtlarız. Bu da konsantrasyonumuzun bozulmasına sebebiyet verir.

ZİHİNSEL PERHİZ
Konsantrasyon yeteneğimizin geliştirilmesinde uygulanan ileri tekniklerden biri “Zihinsel Perhiz” uygulamalarıdır.

Bu metodun iki yararı vardır. Birincisi konsantrasyon gücümüzün gelişmesine imkan sağlar. İkincisi ise, düşüncelerinizi bilinçli bir kontrolden geçirebilme olanağı verir. Zihinsel Perhiz, hem konsantrasyonumuz üzerinde olumlu etkilerde bulunma, hem de olumsuz-yıkıcı düşünce ve duygularınızla ilgili davranış biçimlerini ortadan kaldırma fırsatı verir.

Kendi üzerinde çalışma yapmayan insanların büyük bir bölümü yaşam içinde zihinsel faaliyetleri üzerinde hiç bir hakimiyet kuramadan yaşarlar. Yaşamımız içinde olumsuz bir çok duygu ve düşüncenin otomatik olarak zihnimizden gelip geçmesine engel olamayışımızın yegane sebebi, zihnimize hakim olabilecek bir konsantrasyonu sağlayamamamızdır.

İşte burada hedeflenen amaç: Konsantrasyonun geliştirilerek, her türlü olumsuz düşünce kalıplarına hakim olabilmektir. Çok çeşitli hastalıkların psikosomatik kökenli olduğu gerçeği dikkate alınırsa, düşüncelerimize hakim olabilmenin ne denli önemli olduğu çok daha iyi görülebilir.

Zihinsel perhiz, otomatik yaşama karşı bir direniştir…

Neden sürekli olarak hayatımızda gereksiz stresler yaratacak zihinsel ve duygusal düşünce kalıplarını benimsiyoruz? Cevabı çok basit: Bunun yaran olacağını sanıyoruz! Birçok kimse sürekli bir kaygı durumunda yaşar. Bunu sağlayabilmek için de sürekli olarak, mümkün olan en kötü senaryoya odaklanır. Bu kaygılar insanı son derece verimsiz ve güçsüzleştirici bir duruma sokar. Bizi eyleme geçirecek gücü vermez. Tam tersine, horlanma ve korkular altında ezilmemize yol açar. Ayrıca bu düşünceler negatif tesirlerin tarafımızdan üretilmesine sebebiyet verdiği için bünyemiz üzerinde hem psişik, hem de fizyolojik olumsuz etkilerde bulunur.

“Zihinsel Perhiz Metodunu uygulayarak, yaşamınızdaki pekçok şeyi bir anda değiştirebilirsiniz.

Zihinsel Perhiz yöntemini uygularken eğer biri, olumsuz olduğuna inandığınız herhangi bir hareketi size yönelik olarak yaparsa ve siz de kızmaya başlarsanız bilin ki haklı ya da haksız olmanız bir şeyi değiştirmeyecektir… Siz bu perhizi bozdunuz demektir… Perhiz süresince her ne olursa olsun zihnen hiç bir negatif duygu ve düşünceye yer vermemeye çalışacaksınız. Çalışmanın temeli işte bu prensibe dayanır.

Zihinsel Perhiz süresince, tüm zihinsel ve duygusal işlevlerinizin tanı kontrolünü ele almaya ve negatif düşünce ya da duyguya yer vermemeye şimdi karar verebilirsiniz. Kolaymış gibi geliyor, değil mi? Emin olun ki, gerçekten de kolay olabilir. Yeter ki belli bir disiplinle kendinizi gözlemlemeye başlayın. Ama bu işe ilk başlayanlar genellikle zihinlerinin verimsiz korkulu, kaygılı ve yıkıcı düşüncelerle ne kadar dolu olduklarını görüp bir hayli şaşıracaklardır.

Zihinsel Perhiz Çalışması başlıca 4 aşamadan oluşur:

Birinci Aşama

Başlangıç ya da hazırlık safhası da denen birinci aşama, çalışma öncesinde yapmanız gerekenlerle ilgilidir… Uygulaması oldukça zor olan bu çalışmaya önceden kendinizi konsantre etmelisiniz. Kendinizi zihinsel olarak bu çalışmaya hazırlamanız, elde edeceğiniz başarı oranınızı olumlu yönde etkileyecektir.

Zihinsel Perhiz Uygulaması’na geçmeden önce en az 1 hafta süresiyle kendinizi gözleyin. Yaşam içinde negatif duygu ve düşüncelerinize ne derece hakim olup olamadığınızı önce sadece gözleyin. Bu size iyi bir gözlem yapma fırsatı verecektir. Böylelikle 1 hafta sonra sizi bekleyen engelleri önceden farkedebileceksiniz.

İkinci Aşama

Zihinsel Perhiz Uygulamasını ilk kez uygulayacaklara, öncelikle haftada bir günlük perhizlerle bu çalışmalara başlamalarını öneririz. 1 ay boyunca 4 uygulama yapacaksınız. Her haftanın belli bir gününü seçerek başlayabilirsiniz.

1 ay boyunca toplam 4 Zihinsel Perhiz Uygulaması yaptıktan sonra artık çalışmanın üçüncü aşamasına hazırsınız demektir.

Üçüncü Aşama

Çalışmanın üçüncü ve son aşamasında 1 haftalık zihinsel perhiz uygulamasını gerçekleştireceksiniz. Evet… Tam 1 hafta boyunca zihninize hakim olma çalışmasını gerçekleştireceksiniz. 1 haftalık “Zihinsel Perhiz Çalışmasının 9 temel prensibi vardır. Eğer niyetiniz zihninize hakim olmak ise, lütfen şunları unutmayın:

Birbirini izleyen 7 gün boyunca, verimsiz düşünce ve duygulara yer vermeyi red edin. Güçsüzleştirici canlılığınızı azaltıcı kelimelere ve düşüncelere yer vermeyin. İlk başlarda karşılaşacağınız ve sizi sinirlendirebilecek olaylarda zihninizin negatif duygu ve düşünceler üretmesine büyük bir sabır göstererek zorla da olsa karşı çıkmanız gerekebilir. İçiniz bir anda köpürebilir. Aslında amaç içinizinde köpürmeden olaylara karşı direnç göstermenizdir ama ilk başlarda içinizde oluşabilecek muhtemel negatif enerjileri dışarıya vurmama becerisini göstermeniz de konsantrasyonunuzun artmasına yarayacaktır. Zaten burada asıl hedeflenen konsantrasyonunuzun arttırılmasıdır.

Kendinizi olumsuz bir duyguya odaklanmış durumda yakalarsanız ki olacaktır; derhal kendi üzerinizde çalıştığınızı hatırlayın.
Bu size büyük bir itici güç verecek ve olaylar karşı sındaki dayanma gücünüzü artıracaktı Bu 1 haftalık sürenin, sizin için çok önemli bir deney olduğunu sık sık kendi kendinize hatırlatın. Ayrıca şunu da unutmayın ki; birçok kimsenin otomatik olarak yaşamakta olduğu bu dünyada, şuurluluğa doğru attığınız bu ilk adım… Bunun önemini hissedin… Göreceksiniz ki başarıya ulaşacaksınız.

Buna ek olarak, 7 gün boyunca her sabah yatağınızdan kalkıp elinizi yüzünüzü yıkadıktan hemen sonra, sizi güçlendirecek telkinleri kendi kendinize uygulayı Bu düşünce kalıplan sizi başarıya yönlendirmede çok önemli bir rol oynayacaktır. Bu telkinleri sabah ilk iş olarak yapmayı unutmayın.Böylelikle, güçlendirici zihinsel ve duygusal davranış biçimlerine daha sabahtan kendinizi odaklamış olursunuz.

Birbirini izleyen 7 gün boyunca, tüm dikkatinizin çözümlere dönük olduğundan, buna karşılık sorunlara dönük olmadığından emin olun. Bir zorlukla karşılaştığınızda hemen çözümünün ne olabileceğine odaklanı.. Sorunu değil… Çözümleri düşünün… Sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçası olun… Geriye doğru kayarsanız, yani kendinizi verimsiz düşünce ve duygulara yönelmiş durumda yakalarsanız, dövünmeye gerek yok. Hemen değişirseniz, bunun pek sakıncası yoktur. Ama eğer o olumsuz, verimsiz, güçsüzleştirici düşünce ve duygulara belli bir sürenin üzerinde   takılıp kalmayı sürdürüyorsanız, çalışmadaki başarınızdan uzaklaşıyorsunuz demektir. Bu süre 10 saniyeyi asla geçmemelidir. 10 saniyenin üzerinde eğer negatif duygu ve düşünceler içinde kalıyorsanız,nız… Yaşamında başarılı olan insanlar, duygusal – fırtınalar sırasında zihnini açık seçik net ve duru durumda tutmayı nasıl başarırlar? Çoğunun temel bir kuralı vardır: Hayatta hiç bir zaman vaktinizin % 10’dan fazlasını bir soruna harcamayın, en az % 90’ını o sorunun çözümüne harcayın. Hele ki küçük şeyleri hiç mi hiç dert edinmeyin… Unutmayın ki onlar küçük şeylerdir…

6- Olayların hem içinde hem de dışında yaşayın… Yani zaman zaman, kendinizi ve olayları dışardan seyredin… Olayla olay olmayın… Objektif gözlerle gelişmeleri seyredin ve yaşamınızın zaman zaman dışında kalabilme hünerini gösterin.

Bu 7 günün sonunda gösterdiğiniz gayret ve çaba, büyük bir enerjinin içinizde birikmesine sebebiyet verecektir. Bu tür bir güç ilerki çalışmalarınızda size çok büyük bir fayda ve kolaylık sağlayacaktır. Bu çalışma konsantrasyonunuzun gelişmesi için tahminlerinizin üstünde yararlı olacaktır. Ancak işinizin hiç de kolay olmadığını söylemek zorundayız…

Uygulayacağınız zihinsel perhizle yaşamınızdaki otomatik gidişe “dur” diyebilme imkanına ulaşabilmeniz mümkün olacaktı Konsantrasyon yeteneğinin geliştirilmesinde ve “iç değişim”in sağlanmasında “Zihinsel Perhiz” uygulamak bütün kendini bilme kurslarında gerçekleştirilen bir çalışmadır.
Bir hafta süresiyle başarı ve başarısızlıklarınızı not etmeniz, daha sonra hangi olayların sizi etkilediğini ve kontrolünüzü bozduğunu inceleyebilmeniz için yararlı olacaktık.

Temeli belli bir süre, olumsuz hiç bir düşünceye zihnimizde yer vermemeye dayanan bu çalışmayı belirli aralıklarla Bu yedi günlük süre bitince, en az iki hafta normal davranışlarınıza geri dönmelisiniz. Daha sonra yeniden ” 1 Haftalık Zihinsel Perhiz” uygulamasını yapabilirsiniz.
Bu iki haftalık ara, özellikle kendi üzerindeki çalışmalara yeni başlayanların şuuraltlarmı fazla zoıiamamaları için tavsiye edilmektedir.

uygulamakta olduğunuz ” 1 Haftalık Günlük Zihinsel Çaba”nız boşa gidiyor demektir. Buna izin vermeyin…

Kendinizi bir an için olayın dışında görmenizi sağlayacak ve buna bağlı olarak da objektif bir şekilde meseleyi değerlendirmenize yarayacak şu sorulan kendi kendinize sorabilirsiniz.

“Ben bu karşılaştığım olaydan ne öğrenebilirim?”

“Bu durumun bana anlatmak istediği şey nedir?”

“Bu olayla niçin karşılaştım?”

“Karşılaştığım bu olayı öfkelenerek halledebilecek miyim?”

“Öfkenin burada bana yararı olacak mı?”

vs..

Bu sorular sizi verimli durumlara yöneltir. Sürekli olarak bir öfke ve hırslanma çemberini kovalayıp durmaktan kurtulursunuz. Öfkenin baldan tatlı olduğunu söyleyenlere siz inanmayın!…

Yanlış anlaşılmaya zemin hazırlamamak için şunu da hemen belirtelim ki: Amacımız hayatın sorunlarını görmezden gelmek değil, kendimizi hem çözüm bulacak hem de o çözümü uygulayacak daha iyi zihinsel ve duygusal durumlara sokmaktır. Kontrol edemedikleri negatif duygulara odaklanan insanlar sürekli olarak güçsüzledirler. Aradığınız çözümleri, kendinizi daha verimli bir hale soktuğumuzda çok daha kolay bulacaksınız… Yaşamında başarılı olan insanlar, duygusal – fırtınalar sırasında zihnini açık seçik net ve duru durumda tutmayı nasıl başarırlar? Çoğunun temel bir kuralı vardır: Hayatta hiç bir zaman vaktinizin % 10’dan fazlasını bir soruna harcamayın, en az % 90’ını o sorunun çözümüne harcayın. Hele ki küçük şeyleri hiç mi hiç dert edinmeyin… Unutmayın ki onlar küçük şeylerdir…6- Olayların hem içinde hem de dışında yaşayın… Yani zaman zaman, kendinizi ve olayları dışardan seyredin… Olayla olay olmayın… Objektif gözlerle gelişmeleri seyredin ve yaşamınızın zaman zaman dışında kalabilme hünerini gösterin.

Bu 7 günün sonunda gösterdiğiniz gayret ve çaba, büyük bir enerjinin içinizde birikmesine sebebiyet verecektir. Bu tür bir güç ilerki çalışmalarınızda size çok büyük bir fayda ve kolaylık sağlayacaktır. Bu çalışma konsantrasyonunuzun gelişmesi için tahminlerinizin üstünde yararlı olacaktır. Ancak işinizin hiç de kolay olmadığını söylemek zorundayız…

Uygulayacağınız zihinsel perhizle yaşamınızdaki otomatik gidişe “dur” diyebilme imkanına ulaşabilmeniz mümkün olacaktı Konsantrasyon yeteneğinin geliştirilmesinde ve “iç değişim”in sağlanmasında “Zihinsel Perhiz” uygulamak bütün kendini bilme kurslarında gerçekleştirilen bir çalışmadır.

Bir hafta süresiyle başarı ve başarısızlıklarınızı not etmeniz, daha sonra hangi olayların sizi etkilediğini ve kontrolünüzü bozduğunu inceleyebilmeniz için yararlı olacaktır

Temeli belli bir süre, olumsuz hiç bir düşünceye zihnimizde yer vermemeye dayanan bu çalışmayı belirli aralıklarla Bu yedi günlük süre bitince, en az iki hafta normal davranışlarınıza geri dönmelisiniz. Daha sonra yeniden” 1 Haftalık Zihinsel Perhiz” uygulamasını yapabilirsiniz.
Bu iki haftalık ara, özellikle kendi üzerindeki çalışmalara yeni başlayanların şuur altlarını fazla zorlamamaları için tavsiye edilmektedir.

İnsanın iç potansiyalini ortaya çıkartmaya yönelik yapılan çalışmalar arasında “zihinsel perhiz” uygulamasının çok önemli yararlan vardır. İleride yapacağınız “Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri”nin uygulanmasında ihtiyacınız olan konsantrasyon yeteneğinizin gelişmesine imkan verdiği gibi aynı zamanda insanın kendini tanıma ve kendini bilme çalışmalarına da temel oluşturur. Böylelikle yaşamınız sırasında karşılaşacağınız sorunları çözmede ve sorunların üstesinden gelebilmede size büyük bir güç ve kolaylık sağlayacaktır.

Söylenildiği kadar kolay ama zannedildiği kadar da zor bir mesele olmamakla beraber yine de uzun bir çalışmayı gerektirir. Sigarayı bırakalım demekle nasıl sigara bırakılamıyorsa, olumsuz duygu ve düşüncelere zihnimde yer vermeyeceğim demekle de bu davranış biçimlerinden kurtulunamaz.

Yaşamdan denge ve uyum bekliyorsak onu önce kendi içimizde oluşturmak zorundayız. Aksi takdirde sürekli dışarıdan gelecek bir değişimi beklemekle onu hiç bir zaman yakalayabilmemiz mümkün olamayacaktır.

Az önce bir benzetme yapmış ve olumsuz davranış kalıplarımızı yabani otlara benzetmiştik. Ve yabani otlardan dolayı asıl filizlerin içimizde yeşeremediğinden bahsetmiştik. İç po-tansiyal gücümüzün ortaya çıkmasına engel olan en önemli unsur, her türlü olumsuz duygu ve düşüncelerimizdir. Çünkü bu tür düşünce enerjileri benliğimizi adeta bir zırh gibi kaplayan bir tortunun meydana gelmesine sebebiyet verir ve bu zaman içinde kabuklaşarak iç potansiyel gücümüzün, bize ulaşmasına büyük bir engel oluşturur.

Kendimizi tanımamıza engel olan ve bir çok şeyi görmemizi imkansızlaştıran şey işte bu kabuklarımızdır. Bu tortunun temizlenmesi kendini bilme çalışmasının temelidir. Yaşam içinde bizi canavarlaşanın bu tortunun inisiyatik öğretilerde “canavar”la sembolize edilmiş olması da son derece ilginçtir. Mitolojilerde geçen canavar sembolü bu meseleyi anlatır. Mitolojilerdeki kahramanın canavarla olan mücadelesi, aslında insanın kendisiyle yani bu tortuyla olan mücadelesidir…

Muhammed peygamberin kalbinin yıkanmasından sözedildiğini hatırlarsınız. Kalbin temizlenmesi, aslında hepimizde bulunan ve ancak özel bir çalışmayla ortadan kaldırılabilecek olan bu tortunun temizlenmesi çalışmasıdır. Bedenli ve bedensiz yaşamlarımızda bize büyük bir sorun getiren bu tortu; tam anlamıyla söyleyecek olursak, konunun püf noktasıdır.

Görüldüğü gibi, bu metotlarla hem konsantrasyon yeteneğinizi geliştiriyor hem de kendi üzerinizde son derece önemli bir çalışma yapmış oluyorsunuz..

TERS TATBİKATLAR
Konsantrasyon yeteneğimizin geliştirilme teknikleri içinde çok önemli yer tutan bir diğer pratik uygulama da “Ters Tatbi-k;ı!lar”dır.

Ters tatbikat bilerek ve isteyerek insanın çeşitli sıkıntıları kendi kendine kasıtlı olarak yaratmasıdır. Yaşamımız içinde dlomatik olarak uyguladığımız çeşitli alışkanlıklarımız vardır. IUınların bir kısmı fiziksel, bir kısmı ise zihinsel alışkanlıklardır. Yaşamımızı bu alışkanlıklarla birlikte sürdürürüz. Çoğu kez bu alışkanlıklarımızı uygulayamadığımız zamanlarda büyük bir sıkıntı çekeriz. Ve bu sıkıntıdan da sürekli olarak uzak kalmak isteriz.

Bunun doğal sonucu olarak da sürekli olarak sıkıntılı hallerden kaçmak gibi bir davranış şeklini benimseriz. Bu otoma-iık olarak yaşayan insanların doğal davranış biçimlerinden biridir. Şimdi ise biz irademizi ve buna bağlı konsantrasyon yeteneğimizi geliştirebilmek ve güçlendirebilmek için bu davranış kalıbını kırma çalışmalarında bulunacağız. Yani “Ters Tatbikatlar” yapacağız. Bilerek ve isteyerek…

Şimdi size yapacağınız bir kaç “ters tatbikat” örnekleri vereceğiz. Bunları siz kendinize göre çeşitlendirerek farklı ters tatbikat çalışmaları da yapabilirsiniz.

Hep sağ elimizle yemek yeme alışkanlığımız varsa, 3 gün süreyle yemeklerinizi sol elle yiyebilirsiniz.

Çevrenizden gelen eleştirilere çok fazla önem veriyor ve çevrenizdeki insanların sürekli olarak sizi takdir etmesini seven bir yapınız varsa, ki çoğunlukla oranları değişmekle birlikte herkesde bu vardır; işte size uygulayabileceğiniz mükemmel bir ters tatbikat: Eve ya da işyerinize giderken yanınıza kızartılmış bir miktar balık alıp, soğanla birlikte onları tuza batırıp batırıp İETT otobüsünde oturduğunuz koltukta bir kağıt üzerinde yiyebilirsiniz.

Evde hep aynı yerde oturup televizyon seyretme alışkanlığınız varsa, 2 saat boyunca odanın bir köşesinde ayakta durarak evdekilerin şaşkın bakışları arasında televizyon seyredebilirsiniz.

İşe ya da okula gitmediğiniz bir gün, örneğin bir tatil günü ya da yazın çıktığınız tatilde 1 gün süreyle hiç konuşmadan durabilirsiniz. Yanınıza gelerek sizinle konuşmak isteyen biri olursa ona el işaretiyle konuşamadığınızı ifade edebilirsiniz.

Genellikle insanlar hep bir arada olmaktan huzur duydukları kişileri evlerine misafirliğe davet ederler. Ama şimdi siz tam tersini yapacaksını.. Bir arada bulunmaktan son derece sıkıldığınız ve huyunu hiç sevmediğiniz bir arkadaşınızı evinize davet ederek onunla konuşmanın verdiği sıkıntı içinde bir gün ya da gece geçirebilirsiniz.

Ramazan ayının haricinde dinsel bir emirle değil tamamen kendi isteğinizle birkaç gün süreyle oruç tutabilirsiniz.Örnekleri çoğaltmak mümkün… Siz kendinize uygun ters tatbikatları belirleyerek çeşitli zamanlarda bunları uygulayabilirsiniz. Ancak seçeceğiniz ters tatbikatların sizi maddi manevi büyük kayıplara uğratmamasına özen gösterin. Amacı aşan ters tatbikatların yapılmamasının hiç bir gereği yoktur. Buna özellikle dikkat etmeniz gerekir.

KENDİ KENDİNE KONUŞMAK
İyi bir konuşmacı olmaya en büyük engel konsantrasyon yeteneğinin eksikliğidir. Şimdi vereceğimiz egzersiz size hem iyi bir konuşmacı olmak için bir çalışma fırsatı verecek, hem de konsantrasyon yeteneğinizi geliştirecektir.

Sesinizi kaydedebileceğiniz bir teybe alın ve odanıza çekilin. Herhangi bir konu seçin ve o konu üzerinde en az 3 dakika boyunca hiç susmadan ve hiç ara vermeden konuşmaya başlayın. Seçeceğiniz konuşma konusu ne olduğunun hiç önemi yoktur. Önemli olan, o konuya konsantre olarak kesintisiz konuşabilmektir. İlk başlarda kolay konuşabileceğiniz konular seçebilirsiniz.

Sesinizi kaydettikten sonra kendinizi dinleyin… Göreceksiniz ki hem gittikçe konuşma yeteneğiniz gelişecek, hem de konsantrasyon gücünüz… Aynı çalışmayı arkadaşlarınızla da yapabilirsiniz. Konsantrasyon yeteneğinizin geliştirilmesine yönelik olarak sizlere bir dizi çalışma metotları aktardık. Bunların bir kısmının gerçekleştirilmesi kuşkusuz ki, kolay değildir. En azından buna zaman ve emek harcamak zorunda kalacaksınız. Belki bunları uygulamak sizde sıkıntı da yaratacaktır. Ancak sizi asıl geliştirecek olan faktör, işte bu sıkıntıya karşı durabilecek gücü içinizde üretirken göstereceğiniz iradedir. Bu iradeniz kısa bir süre sonra bükülmez bir çelik gibi kuvvetlenecektir. Tüm bu sıkıntılara katlanır mısın bilemiyorum?… Ancak hedeflediğiniz başarılara ulaşabilmek için bazı sıkıntılara girmenin kaçınılmaz olduğunu unutmayın…

Zaten çok kolay olsaydı bunu herkes yapabilirdi… Sabır, irade, konsantrasyon ve istek… İşte bunların düşüncenin gücüyle birleştiğinde aşamayacakları engel yoktur… Size düşen biraz gayret ve çaba göstermek… Hepsi bu kadar…

İhtiyacınız olan tüm özelliklere zaten sahipsiniz… Kendinize güvenin… Her şey sizde saklı…

Bu konuyu yazdır

  BM MİKAİL: 2017 GEÇİŞİ VE YÜKSEK BİLİNÇ BİRLEŞİK ALANININ TOPRAKLANMASI
Yazar: EvrimBilge - 06-08-2017, Saat: 00:01 - Forum: MELEK MESAJLARI - Yorum Yok

Başmelek Mikail ~ Celia Fenn kanalıyla

5 Temmuz 2017

Gezegensel Yeni Yıl ve Temmuz/Ağustos 2017’nin Aslan Kapısı

Sevgili Işık Ailesi, şimdi 2017 yılınızda büyük değişimin yakın olduğu bir zamana ulaştınız. Buna 2017’nin Büyük Geçişi adını vereceğiz. Aslında, daha önce söylediğimiz gibi, 2017 Kutsal Gezegen Dünyanın yılıdır ve Yeni Başlangıçların yılıdır. 2017’nin ilk yarısının gelen Işık Kodları, Dünyada tezahür etmesi için Yeni Dünya Bilincinin yükselmesi için tohumları yerleştirdi.

Bu Yeni Dünya bilincine Yüksek Bilincin “Birleşik Alanı” adını veriyoruz. Bu, Yeni Dünya için Çok – boyutlu ızgaraları yaratmak için Gezegen etrafında varoluşa gelmekte olan Yüksek ve Çok – boyutlu bilincin yeni ve ortaya çıkan alanıdır. Bu, Yüksek Bilince ve Çok – boyutlu yaşamaya adanmış her insanın Kalbinde, Ruhunda ve Işık Bedeninde tutulur. Bu ışıldayan varlıklar uyanırken ve bir araya gelirken, onların parıldayan enerji imzaları ve grup enerjisi imzaları Yeni Dünya tezahürü için yapısal ızgaraları yaratır.

Kişisel enerji imzanızı yüksek frekansta sürdürmeniz ve benzer Işık ve Bilinç frekansında olan başkaları ile bir araya gelmeniz ve Yüksek Bilincin ortaya çıkan Birleşik Alanına katkıda bulunmanız bu nedenle gereklidir.

Bu ortaya çıkan alan şimdi Dünyada büyük geçişler için motivasyon olacak kadar güçlü olduğu noktaya ulaştı. Temmuzun enerjileri Ağustos’taki Aslan Kapısı ve Aslan’daki Ay ve Güneş Tutulmalarında bir zirve noktası oluşturacak, özellikle 21 Ağustos’taki Tam Güneş tutulmasında.

Bu sürdürülebilir yoğunluğun oldukça uzun bir periyodu olacak ve Sevgililer, yaşamlarınızda Yeni ve Eski arasında köprü oluştururken, bu zorluk ve sınav periyodundan geçerken içsel Huzur ve Gücünüzü sürdürme niyetinize odaklanmanız gerekecek. Umutsuzluğa kapılmayın, kurban bilincine veya öfkeye kapılmayın, Güven ve Akış yerinde kalmanıza izin verin. Bu, aktif olma ve değişiklikler yapmaya çalışma zamanı değil. Güven ve güvenilirlik ile değişikliklere akmanıza izin verirken, içinize gitme ve daha büyük güce teslim olma zamanıdır.

aslan-kap%25C4%25B1s%25C4%25B1-ba%25C5%2...mikail.jpg

Oğlak Burcunda Dolunay

Enerji hızlanmasının ilk büyük noktası 9 Temmuzda Dolunay olacak. Bu Dolunay, Oğlakta olan Pluto tarafından kuvvetli şekilde etkilenen Oğlak Burcuna denk geliyor. Pluto Dönüşüme güç verir ve Dolunayın güçlü manyetik enerjileri ile birlikte dönüştürme ve temizleme için çok derin hisleri ve duyguları ortaya çıkarmak için bir aracı olacak. Salıverilmesi ve uzaklaşması için bunların yüzeye çıkmasına izin verin. Bunlara tutunmayın veya umutsuz ya da suçlu hissetmeyin. Sadece basitçe bunları salıverin gitsinler, çok nazikçe. Eski enerjide bu tür hisleri işlemden geçirmek için çok sıkı çalışıyordunuz ve bu tür hislerin nedenlerini bulmak için çok fazla enerji koyuyordunuz. Bu yeni çok – boyutlu enerjide, sadece yükselen şeylerin farkına varmak, bu tür hislerle ve duygularla artık güreşmeye gereksiniminiz olmadığını bilerek sevgiyle bırakmak yeterlidir. Şimdiki anda nerede olduğunuza ve neyi yaratmayı arzu ettiğinize odaklanırken, bunların akıp gitmesine izin vermek yeterlidir.

Aslında, Gezegen üzerinde Yeni Dünya algı kalıplarının ve ifadesinin yer bulması için, Dolunay bir çok eski kalıpların sonunda salıverileceği bir zaman olacak. Çok – boyutlu yaşama kavramını tam olarak kavramaya ve frekans ve titreşimi fark edebilmeye ve kendi kişisel titreşim frekansınızı veya Enerji İmzanızı Yeni Dünya enerjilerine demirleme seçimini yapmaya gereksinim duyacağınız bir zaman olacak.

İşiniz veya aileniz nedeniyle eski enerjilerin düşük frekanslarında zaman geçirmeniz gerekiyor olabilir, ama en rahat olduğunuz yüksek frekanslara geri dönmeden önce, bu zamanları “geçici ziyaretler” olarak görebilirsiniz. Bir çoğunuz hala, henüz uyanmamış olan ve Yeni Dünya frekanslarına geçmemiş olanlara yardımcı olmak için, frekans seviyeleri arasında “köprü kurma” rolünde olabilirsiniz.

Sevgililer, bazen etrafınızda kaosu ve korku/öfkeyi deneyimlemek zorunda kalsanız bile, Kalbin Savaşçıları ve Bedenlenmiş Işık Üstatları olduğunuzu ve Kalbinizdeki ve Ruhunuzdaki Sevgi ve Işıltının sizi koruyacağını ve siz Yüksek Bilincin Birleşik Alanın ifade ederken yaşamlarınızda Bolluk, Uyum ve Neşe yollarını açacağını hatırlayın.

Sirius Etkisi : İki Güneş Yükseldiği Zaman

Sonraki büyük enerji hızlanması 26 Temmuzdaki Gezegensel Yeni Yıl olacak. Bu tarih Kadim Mayalar ve Kadim Mısırlılar tarafından, Dünya Gezegeninin süregiden evriminde yeni bir döngüye başladığı an olarak biliniyordu.

Bundan önce 25 Temmuz’a denk gelen “zamanın dışındaki gün” var. 25’i, bir döngüden diğerine dönüşümün doğurulduğu Sihirli ve Kutsal “rahim yeri”dir. Yeni Dünya döngüsünün temellerini olası en yüksek seviyede atarken, neşeli ve yaratıcı olmanın zamanı. Bu yaratıcı ve festival enerjisi sizi 26 sına, Gezegen ve tüm yaşayan varlıkların yaradılışın ve olmanın yeni kişisel döngüsüne başlayacağı zamana taşıyacak.

Kadim Mısırlılar için, bu zaman “Sirius’un güneşsel yükselişi” adı verilen yıllık bir olay ile işaret ediliyordu. Bu, Sirius’un sabah gökyüzünde Güneşe yakın yükseldiği zamandır. Ayrıca Mısır takviminde, Nil’in yükseldiği ve topraklara taşarak insanlara verimlilik ve bolluk getirdiği zamandır. Ek olarak, Sirius ayrıca Kutsal Öğretmen Yıldız olarak biliniyordu ve onun güçlü Işık Kodları Güneş ile hizalandığı zaman, yıllık Aslan Kapısı portalı ile Dünyaya aktarılıyorlardı. Aslan Kapısı portalı 26 Temmuz’da açılmaya başlar ve 8/8 olarak 8 Ağustos’ta zirveye ulaşır. Bu, biri Altın Beyaz (Dünyanın Güneşi), diğeri Elektrik Mavi (Sirius) olan “İki Güneşin” güçlü zamanıdır. Zamanın sonraki spiralinin kalıplarını ve modellerini taşıyan Elmas Işık Kodları Galaktik Merkezden aktarılır ve Dünya Gezegensel Zaman Döngülerine bütünleştirilirken Sirius tarafından büyütülür.

Aslan Kapısı: 8 Ağustos 2017

Sevgililer, enerji hizalanmalarının ve hızlanmalarının bu serilerinin doruk noktalarının 8 Ağustos’ta Aslan Kapısında ve Ağustos 2017’de Aslan Burcundaki iki Tutulmada olduğunu görebiliyorsunuz.

Aslan Kapısı, Sirius’un Kraliyet Ruh Aslanlarının koruyuculuğu altında olan Aslan burcundaki güçlü portaldır. Dünün ve Yarının Aslanları olarak bilinen bu Muhteşem Işık Varlıkları, Dünyaya inecek olan ve ızgaraları ve Bilincin yüksek spiraline evrimlerine yükselmeye alıcı olan herkesin Işık Bedenlerini aktive edecek olan Yeni Işık Kodları ve Evrimsel Kalıplar için Kutsal Yeri taşırlar.

Bu zamanda kişisel bilincinizi ve enerji imzanızı yüksek seviyede tutmanız çok gereklidir. Ve gelmekte olan yeni Elmas Işık Kodlarındaki İlahi Işık ve Kutsamaların akışının tam avantajını almak gereklidir. Herhangi bir olayın sizi aşağıya, öfke, korku ve endişe gibi düşük bilinç seviyelerine çekmesine izin vermeyin.

Bu aslında 2017’nin Büyük Geçişinin zamanıdır ve bir Işık Savaşçısı ve bedenlenmiş Işık Üstadı olduğunuzu hatırlamalısınız. Yeni Işık Kodlarının İnsanlık ve Gezegen hayrına sizin vasıtanızla gelebilmesi ve topraklanabilmesi için, bu enerjileri Enerji İmzanızda taşımak sizin işinizdir.

7 ve 21 Ağustos Tutulmaları

Aslan Kapısı portalı 12 Ağustos’ta kapanıyor. Ancak, enerji Ağustos ayı boyunca yoğun olmaya devam edecek ve Aslan burcundaki iki Tutulma ile yükseltilecek ve çoğaltılacak.

Aslan Kapısından önceki gün, 7 Ağustos’ta Dolunayda Kova burcunda kısmi Ay Tutulması olacak (Aslanda Güneş). Bu, Gezegende Tanrıça enerjisinin daha fazla güçlendirilmesi için yer yaratacak. Şubat 2017’de, Dünyada Tanrıça/İlahi Dişil enerjinin Yükselişinin parçası olarak Dünyaya Elmas Enerjinin bu güçlü akışını başlatan Aslan’da halkalı ay tutulması vardı (Güneş Kova’da).

Bu 2017 yılında, Yaratıcılık ve Şefkatin Sağ Beyin enerjileri daha açık bir şekilde aktive olurken, İlahi Dişilin yükselen gücünün daha fazla farkında olacaksınız. İlahi Dişil enerjiler ile ifade edilmek için ortaya çıkan Yüksek Bilincin Birleşik Alanı için artan bir fırsat olacak.

21 Ağustos’taki Tam Güneş Tutulması 2017 için tutulmalar döngüsünü tamamlıyor. Aslan’daki Tam Güneş Tutulması, Kraliyet Sirius Yıldızı Aslanları tarafından başlatılan Yeni Gezegensel Kodların Gezegensel Izgaralara bütünleştirilmesini sağlıyor.

Bu zamanda, geçiş ve değişimin üst üste yığılan enerjileri Dünyadaki önemli değişim için büyük itici gücü sağlamış olacak. Ateş Enerjisi olarak, Aslan enerjisi Yeni Gerçekliğin Elmas Işık Kodları ile uyumlu olmayan her şeyi yakacak ve dönüştürecek.

Bu noktadan itibaren, vurgu yaşamanın ve algının yeni şekillerinde olacak. Eski yollar Yeni Dünyanın yükselen enerjileri tarafından zorlanmaya devam edecek. Birleşik Bilincin ortaya çıkan alanının gücü dönüştürecek ve değiştirecek, Dünyada Yeni Gerçeklik için yer sağlayacak.

(Çeviri: Saffet Güler)

Alıntı: sonsuzşifa

Bu konuyu yazdır

  RUHSAL BOYUTA GEÇİŞ
Yazar: Spiritüeller - 05-08-2017, Saat: 15:47 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Ruhsal bir varlık olarak madde katına bağımlılığın cehennem azabından farkı yoktur. Bir kuş nasıl tek kanatlı uçamazsa kişide sadece maddi alemi hedef alarak yol alamaz.
 
Madde katındayken aynı zamanda ruhsal varlık olarak hareket etmek gerekir. Aksi halde hem maddi alemde hem mana aleminde darbelenmek olur.
 
Ne yapmalıyız?
 
İnsan alnının tüm bedene tesiri vardır. İlk iş alın ortasını kullanmayı öğrenmek gerekir. Alın ile imge yapıldığında o imge anlamında kişide duyusal hareket başlar. Örneğin bir sevilen yiyeceği alnın ortasına imgeyi yerleştirip düşünmek o yiyeceğe o esna arzu etmeyi uyandırır. Elin başparmağı alın ortasında imgelendiğinde başparmağın titreştiği görülür.  Alın ortası tüm bedene ve duyulara hakimdir.
 
Ruhsal boyutu kavrama, hazırlık bu geçiş için ön çalışmalar olacaktır. Tanınmayan, bilenmeyen bir durumu yaşamak söz konusu değildir. Önce tanıma ve izlenme gerekir. Bilgi sahibi olunduğunda yolun açılmış olduğuna en güzel işaret olur.
 
Zahiri düşünceler hedefine yol alamaz.
 
Zahiri düşüncelerin maddi ağırlığı kişi önünde duvarlar örer. Astral seyahat olarak tanımlanan ruhun bedeni sözde terk edişi bunlardan sadece birisidir. Bu zahiri yaklaşımdır. Sopası peşinden gelir. Bu izlenecek yol değildir. Ağırlığı kişiye zarar verir. Ruhsal çöküntülere sokabilir. Halbuki dışarıdan yol alabilmek için sebeplere tutunmamız gerekir. Bir yerden bir yere giderken arabaya binmek gibi. Böyle bir durumda Astral seyahat için nasıl bir sebebe tutunma olabilir?

5-8.jpg
 
Birkaç kitap okumakla o esna akla geleni sanki yüzde yüz doğru gibi paylaşımlar arızanın başlangıcıdır. Gidemediğin, görmediğin yolu tarife benzer. Sebepler ise burada zararlı varlıklar olarak kişiye dönebilir. Bir takım bu çalışmalar sonucunda ruhsal olarak hastalananlar veya belirsiz varlıklar tarafından musallat olunanlar bu tip belirsiz çalışmaları yapanlardır.
 
Yolu her ne durumda olursa olsun öğrenmek gerekir. Öğrenmek içinde ön hazırlık şarttır. Sırta vurulan 20 kilo az yürüme ile elli altmış kilo gibi ağır gelebiliyor. Antrenman yapılmış mıydı?
 
Dışarıda ağırlığın peşinden gitmektense önce ruhsal boyutu kavramak gerekir. İçsel kanallar dahi bunla açılabilir. Görsel Ekran kitabı bu konular üzerinde ruhsal çalışma metotlarını gösterir.
 

Görsel Ekran kitabından

Bu konuyu yazdır

  Sezgilerinizi %100 Arttıracak Farkındalık Meditasyonu
Yazar: Spiritüeller - 04-08-2017, Saat: 22:25 - Forum: MEDİTASYON - Yorum Yok

Bu yöntem sezgilerinizi ve 6. hissinizi de geliştirecektir. Bu yöntemle farkındalığınız ve duyusal hissedişiniz yükselecektir. Daha fazla farkındalık yaşamak için bu meditasyon yöntemini mutlaka hayatınıza dahil edin.

Yöntem 5 adımdan oluşmaktadır.
Öncelikle bir odada yalnız oturun ve 10 dakika boyunca nefes alışverişinizi izleyin. Daha sonra sırasıyla adımları takip edin. Yanınıza bir adet meyve almayı unutmayın.

fark%25C4%25B1ndal%25C4%25B1k.jpg

1. Adım (Görme)
Çevrenizi dikkatlice izleyin ve hiç bir yorum yapmayın. Eşyaları detaylıca inceleyin. Zihniniz ilk başta buna izin vermeyebilir ama hergün yapmaya başladığınızda huzurlu hissedeceksiniz.
(5 dakika)

2. Adım (Duyma)
Şimdi çevrenizdeki tüm sesleri dikkatlice dinleyin. Dışarıdan gelen sesleri ve içerideki sesleri tek tek ayırın ve farkında olun. Gözlerinizi kapatmak daha kolaylaştıracaksa kapatabilirsiniz.
(5 dakika)

3. Adım (Koku)
Burnunuzdaki koku reseptörlerine konsantre olun. Çevrenizdeki kokuları dikkatlice ayırın. Bunu yaparken odanızda dolaşabilirsiniz. Tüm kokuları dikkatlice ayırmaya çalışın.
(5 dakika)

4. Adım (Dokunma)
Elinizi çevrenizdeki objelere farkındalık ile gezdirin. Tüm dokuları hissedin ve dokuların size hissettirdiği duyguya yoğunlaşın. Faydalı olacağını düşünüyorsanız gözlerinizi kapatın.
(5 dakika)

5. Adım (Tat)
Yanınızda meyve veya yemek istediğiniz herhangi bir şeyi yavaşça çiğneyin ve tadı tam olarak almaya çalışın. Bir elma diyelim, ağzınızda bıraktığı tadı tam olarak hissedin. Gözlerinizi kapatıp farkındalığınızı arttırabilirsiniz. Unutmayın tat duyusu sadece dilimizdeki reseptörler değildir. Ayrıca burnumuzda bu konuda devrededir. Onun için burnunuzla elmanın kokusuna tam olarak odaklanın.

Bu egzersizler duyusal farkındalığınızı en yüksek noktaya çıkartabilir. Unutmayın 6. his bu diğer 5 duyu organıyla bağlantılıdır. Özellikle koku duyumuzla 6. hissimizin bir bağlantısı olduğu söylenmektedir.bu meditasyon tekniğini uygulamaya başladığınızda hayatınızda güçlü değişiklikler göreceksiniz. 


Kaynak:bilgierdemdir

Bu konuyu yazdır

  Sepiritüeller - Reptilianlar Varlık...s
Yazar: kemik38 - 04-08-2017, Saat: 17:30 - Forum: REPTİLİANLAR - Yorumlar (3)

Ben 22 YAsında Bir İnsanım.. Rahat 13 Senedir [uyuşturucu Madde] Kullanıyorum Bu Zaman  İçerisinde Görmedigim Şeyler Kalmadı Aklınıza Gelen Herseyi Gördüm  İçtim Gecirdim  Ve son [1.5 senedir] taş Denen Bi İllete Bulastım Basma Gelmeyen Kalmadı .. İyi Dilee..


               Bu madde öyle bişeyki  içtiginiz zaman [3gün yemek yemeden su içmeden duruyosunuz yani enerjı
            veriyo neyse bunu içtikten sonra bi Elektirikselenme oluyo sırtımda sacım çekiliyor yüzüme elektirik 
             geliyo yani yanımda olduklarımı hisseddiriyolar bilgisayarın basında otururken  Facebookta gezerken 
             bi anda suskunlasıyom geziyom falan sayfalarda zihnimle konusmaya basladım bi anda Kendi zihnime 
             Sorular sordukca  Dakkasında facebokun gezdigim sayfada sorumun Cevabı Karsıma cıkıyo bazı 
             deişik sorular ben sordukca hızlı hızlı cevabı geliyo Adeta zihnimle düşünerek konusuyom  Bir  
             Müdded Sonra elektiriklenme cogalıyo sanki dizime elliyolarmış gibi sırtımda ve yüzümde elektırıkle 
             Öpuyo Bildiginiz inanmassınız Belkide  Undecided sonra Yanımda 2.3 tane Bir metrelerinde Küçük Küçük 
             Nasıl diyim Buhar Gibi Duman Gibi Şeyler Görmeye Baslıyom Arkada Sagımda Solumda Bazen   
             Dizimde  Geziyolar [ yani uçuyolar Bildiginiz ]  ama ben zihnimle onlarla konustukca kendımı güvede 
             Hissediyom Korkmuyom yani ..  neyse mesela  [ masanın üstünde telefon var  calacagı zaman  bana ] 
              Beynime Zihnime Bi bilgi Geliyor hemen telefon calıcak die  Pat çalıyo .. Sonra Çakmagı zihnimle 
              Söndürebiliyorum  İnsanların zihnine girerek  bilgi alabiliyom  Telefonla konusurken  hangi ortamda 
              benle ilgili bi durum varmı yokmu zihnimde canlandıra biliyorum  anlatacagım çok deişik şeyler 
              Ben ilk düşüncelerime göre   [CİNLERİ] Düşünmüştüm ama her ikiside olabilirmişler   .. 
               Tabi bunları yaşarken İnsanlardan uzaklasıyosun  odana kapanıyosun falan filan her içtigimde 
               Sormama Ragmen Söylemiyolardı Ney olduklarını Herşeyi Gösteriyo  sunuyo Anlatıyodu ama o yok  
               İçmeyince bişi yok normal halimde ...  çok garip bişi  Sanki nasıl anlatıyım Sihirli güçleriniz var 
                sizden büyük bişey yok gibi  onlar bana bişeyleri aşılayıp ögrettıkce ben büyüyom tabiki  
                 Bu arada youtubede falan googlede arastırıyom nedir ne 
                  deildir bulamıyom Öyle merak ediyomkı ama sormayın ..  
                     Bi müddedden sonra Bidaha içtim  Ve sabaha karşı  FAceede gezerken önüme  Bi Sayfa çıkardılr
                 Ve  tıkladım  Butun meraklarım   o tıklamayla  sona erdı ...  Sepiritüeller - Reptilianlar     adında 
               Varlıklarmış cinde olabiliyomuş bazen   Baglantıyı  Paylaşıyorum  okuyunca  herşeyi anlarsınız neyin ne oldugunu   İyi  Günlerr  Sleepy Sleepy Sleepy Sleepy Sleepy Sleepy 
                                                  

    [ httpwww.spiritueller.comkonu-yuksek-bir-duzeyde-titresimin-insan-uzerindeki-belirtileri.html  ]

Bu konuyu yazdır

  6.cı Evrim Boyutu : ÖLÜMSÜZLÜK Boyutudur.
Yazar: Magnetho - 04-08-2017, Saat: 16:23 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

5.ci Evrim Boyutu olan Karena. Laboratuvar ortamıdır. Burada Evrim Öz'lerimize enerjisel ve hücresel aşılamalar yapılır.  4.cü Evrim Boyutu olan Cennet ve 5.ci Evrim Boyutu olan Karena, içsel Dünya'mızdadır. Bilgi Kitabı, 6.cı Evrim Boyutu mekanlarını açıkça belirtmektedir. 6.cı Evrim Boyutu Yaşamı ve Evrimi  Venüs, Mars (Merih) ve Merkür'de sürdürülmektedir. Yani 6.cı Evrim Boyutu Astroit Kuşağının içinde yer alan, Güneşimize en yakın 3 gezegen dolaşılarak yapılmaktadır.

Dünya üzerindeki İlahi-Tanrısal Evrimini tamamlayan İnsan, Karena'daki enerjisel ve hücresel aşılamalardan sonra ışınlanarak 6.cı Evrim Boyutu yaşamının ilk Gezegeni olan Venüs'te beden kazanır. Daha sonra Mars'a, daha sonra Merkür'e geçilir.  Merkür, 6.cı Evrim Boyutunun son gezegenidir.

6.cı Evrim Boyutunda İnsan, çok seyyal ( Hücresel titreşimi-frekansı çok yüksek olan) Fiziksel Bedene sahiptir. 6.cı Boyutta İnsanlar,Yüksek frekanslı Fizik Bedenleriyle (Yine Bizim gözlerimizle görülmeyen ve diğer duyularımızla da algılanmayan) çok seyyal maddelerden mürekkep Maddesel Ortamlarda, yüksek bir Medeniyet ve  yüksek Teknoloji içersinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Halen içinde bulunduğumuz Maddesel Yaşamlara benzeyen bu yüksek Teknolojiye sahip yaşamlar ve medeniyet, Kendilerini bilinçli olarak sisledikleri için (Kendilerini görünmez kıldıkları için) halen mevcut Dünya teknolojisi tarafından tespit edilememektedir.

"Oradaki Dostlarınız da aynen Sizin gibi Bedenli Dostlardır. Ancak şu farkla ki, onlar Beyin Güçlerinin daha değişik kanallarını kullanabilme yeteneğini kazanmışlardır.
 
Bu şekilde Bedeni Görüntülerini kendilerinden daha düşük Frekanslara göstermeyecek şekilde sislerler (Yapıtları dahil ).
 
Onlar isterlerse Sizin Frekanslarınıza rahatça inerek Bedeni görünümleri ile karşınıza çıkabilirler. Sizler Hakikati bilmediğiniz için uydu fotoğrafları ile değerlendirmeler yapıyorsunuz." 
 
1990 yılında İnsanların Uzay ile, yani UFO'larla ilgisi çok artacak. Biz Astronotlara burada birkaç oyun hazırladık. Uzaydaki Astronotlar Bizi bir an görecek ve ne olduğunu anlamadan Biz geçmiş olacağız. Radarlar Bizleri tespit edemeyecekler. Bizi tespit etmek için çok fazla para ve emek harcayacaklar. Fakat göremeyecekler. 

Not.1- Bizim Gözlerimiz, Dalga Boyu 400 nanometrenin altında olan ve Dalga Boyu 740 nanometre'nin üzerinde olan IŞIK'ları göremez. Aynı şekilde Bizim Kulaklarımız, Frekansı 16 Hertz' in altında olan ve Frekansı 20.000 Hertz' in üstünde olan SES' leri de işitmez.

Bu durum gördüğümüzün dışında Işık yoktur veya duyduklarımızın dışında Ses yoktur mantığını getirmez. Dünya Maddelerinin ortalama titreşim frekansı DO frekansıdır. Bu da ortalama 240 Hertz'e tekabül eder. Ruhsal Bilgilerden anlaşıldığına göre; Maddenin titreşimi, belli Frekansları aşınca, Dünya İnsanının Fiziksel görüş ve tespitinden çıkmakta, başka Boyutları ve yaşamları yaratmaktadır.

viaje-en-el-tiempo-es-posible.jpg

Ruhsal Bilgiler Bu şekilde 7 Boyutun iç içe bulunduğunu bildirmektedir. Dünya Bilimi, Bugün MADDE' nin tam tersi özellikleri taşıyan ANTİ MADDE' nin mevcudiyetini (Laboratuvar ortamında) kesin olarak tespit etmiş bulunmaktadır.

Yine kanıtlanmış olan  Büyük Patlamanın matematiksel hesaplarına göre : Bütün Kozmos' da MADDE miktarı kadar ANTİ MADDE bulunması gerekirken, Bugün Kozmos' da ANTİ MADDE' den meydana gelmiş Galaksiler veya Yıldızlar hiç bir şekilde tespit edilememektedir. ANTİ MADDE Alemlerinin Nerede olduğu konusu, Bugünkü Fizik ve Astronomi Biliminin cevap veremediği konular arasındadır.

6.cı Evrim Boyutunda İnsan, Hür bir Ruh, Hür bir Şuur, Hür bir Vicdan'dır. Kendi Kendinin hakimidir. 6.cı Evrim Boyutunda İnsan hücrelerini istediği zaman dağıtarak, istediği yere Işınlanma gücüne sahiptir. 6.cı Evrim Boyutundaki bir İnsan Astroid Kuşağı içersindeki istediği herhangi bir Gezegene ışınlanabilir ve gittiği yerde tekrar Bedenlenebilir. Bu tamamen Zihinsel Güçle yapılmaktadır. 6.cı Evrim Boyutunda ölüm ve reenkarnasyon yoktur. 6.cı Evrim Boyutunda  Ölümsüzlüğe kavuşulmaktadır. Ancak Dünyadaki gibi Ruhsal Enerjimize Gümüş Kordonla bağlı bulunmaktayız. Yani Fizik Bedenli yaşamımız, Yüksek Benliğimizin ve Sistem'in kontrolü altındadır.

6 cı Evrim Boyutunda, Dünyadaki Dinsel Bilgilerle ilgisi olmayan, Hakiki Dinsel Bilgiler öğrenilir. 6.cı Evrim Boyutundan sonra Dini temalar son bulur. 7 kat Evrimsel ve Evrensel Bilgiler alınır. Evrensel Şuur ve Evrensel Bilinç kazanılır. Bilinç Miracı yapılır. 6.cı Evrim Boyutunda İlim, Bilim, Araştırma, Topluma ve Bütüne hizmet öndedir. 6.cı Evrim Boyutu, Alt Boyutların yetiştirilmesi, geliştirilmesi ve denetlenmesi için Sistem'e bağlı olarak planlı ve koordineli Görevlerin yapıldığı boyuttur.

Ölümsüzlük Boyutu olan 6.cı Evrim Boyutunda, Bilinç Miracı yapıldığı için, Bu Boyuta MİRAÇ Boyutu da denir. 6.cı Evrim Boyutuna aynı zamanda GÜNEŞ Boyutu da, ALTIN Boyut da denmektedir. Zira Merkezi Güneşler Birliği, Bu Boyuttan itibaren İnsana yol göstermekte, yardımcı olmaktadır.

Evrim her boyuttaki Yüksek Benliğimizin Frekansına ve Bilincine ulaşmaktır. Enel Hak diyebilen bir İnsan, O güne kadar korktuğu, taptığı, yalvardığı, Tanrım dediği Varlığın Özüyle, Kendi Özü'nün bir olduğunu keşfetmektedir. Enel Haklık, Parçası olduğumuz Yüksek Benliğimizi birebir algılayarak Öz'ümüzü idrak etmemizdir. Bu nedenle 6.cı Evrim Boyutuna ENEL HAKLIK Boyutu da denir. Enel Hak Tanrı Benim anlamındadır. 6.cı Evrim Boyutuna NİRVANA Boyutu da, BİLGELİK Boyutu da denmektedir.

6.cı Boyut Evrimi, 14.cü Güneş Sisteminin nezaretinde yapılmaktadır. 14.cü Güneş Sistemi Sonsuz Şuur'a yani 7.ci Evrim Boyutuna hazırlık yaptıran Güneş Sistemdir. Onun için 6.cı Boyut Evrimine, GAMA Evrimi de denmektedir.
 
6.cı Evrim Boyutunun ilk Gezegeni olan Venüs yaşamında Portakal Rengi hakimdir. Daha sonra geçilen Merih yaşamında bildiğimiz 7 renk katmanı bulunmaktadır. 6.cı Evrim Boyutunun son Gezegeni olan Merkür yaşamında ise Beyaz renk hakimdir. Bunun için Merkür'e Beyaz Ülke denmektedir. Burada tekrar Sistemle Akitler yapılır.
 
Genel olarak Kutsal Kitaplar-Dini Doktrinler yoluyla  Evrime alınan İnsanlar, Sistemle Akitlerini 4.cü Evrim Boyutu sonunda yaparlar. Ancak özellikle Uzak Şark bilgileriyle eğitilen İnsanlar, Guru rehberliğinde ferdi çabalarıyla 6.cı Evrim Boyutuna kadar ulaşabilirler. İşte Bunlar ve 4.cü Boyutta Sistem ile Akit yapmayanlar, isterlerse 6.cı Evrim Boyutu sonunda Merkür'de yani Beyaz Ülke de Sistemle Akitlerini yaparak Öğretici Kadrolara dahil olurlar ve Gürz dışında yaşam hakkı kazanırlar. Yapmayanlar Tüm Evrimlerini tamamladıktan sonra Gürz içinde istedikleri boyutta yaşamlarına devam ederler.
 
"Planla Anlaşma yapmayanlar, Altıncı Boyuttan sonraki tüm Evrimlerini tamamlayarak Atomik Bütünün içinde istedikleri Boyutta rahat yaşarlar. Planla Anlaşma yapanlar, Altıncı Boyuttan sonraki tüm Evrimlerini tamamlayarak geri veya ileri transferle Planın Denetiminde Görev alarak, istedikleri Boyutta hizmet verirler.
 
Bu hizmet karşılığı Atomik Bütünün dışında yaşamaya hak kazanırlar. Çünkü bu Ortama hiçbir Enerji kendi arzusu ile çıkamaz. Buraya Planın yardımları ile Ruhsal Enerjiler dondurularak transferler yapılır." 

Bilgi Kitabı, 3.cü Evrim Boyutu Dünya'dan başlayarak 6.cı Evrim Boyutu sonuna kadar olan (6.cı Evrim Boyutu dahil) Evrim sürecine DÜZ ÜÇGEN evrimi demektedir. Düz Üçgen Evrimi, DİNSEL ÖĞRETİLER yoludur.

6.cı Boyut Evrimini bitiren, imtihanların başarıyla veren bir İnsan Astroit kuşağı dışındaki 5 Gezegen üzerinde, yani  Plüton, Neptün, Uranüs, Jüpiter ve Satürn' de var olabilecek Frekans, Enerji, Bilgi ve Bilince sahip olur. Ölümsüzdür. Ancak Ruhsal Enerjiyle olan gümüş tel bağımız devam etmektedir.

Evrimin her safhasında, İnsanın ulaştığı her Boyut, Müsaade ile açılarak geçit vermektedir. Aynı şekilde 6.cı Evrim Boyutunun sonuna gelen ve geçiş müsaadesi alabilen İnsan,  Astroit Kuşağının dışında gidilecek olan 5 Gezegenin birincisine yani Plüton gezegenine ışınlanarak Beden kazanır ve 7.ci Evrim Boyutunun ilk Durağına ulaşır.

Not.2- Akaşa Yayınlarından olan RA BİLGİLERİ adlı kitap Pozitif 6.cı Evrim Boyuttan olan Varlıklar tarafından yazdırılmıştır. Bu Varlıklar Kitabın 188.ci sayfasında, 6.cı Evrim Boyut Tekamülünü bitirmek için gerekli olan Hasat zamanının -Bizim zamanımızla- 75 milyon yıl olduğunu bildirmektedirler.

Not.3- Bir çok Ruhsal kanaldan alınan ve Bilgi Kitabı kanalından da teyit edilen bilgilere göre, 2000 yılından sonra değişen Evrim Sistemi gereğince  4.cü Boyut Evrimi, 5.ci Boyut Evrimi ve 6.cı Boyut Evrimi hazır olan İnsanlar için, Teknolojik Boyutun destek ve denetiminde Dünya üzerinde yaşarken yaptırılmaktadır.

Kaynak:bilgikitabi.net

Bu konuyu yazdır

  Reptilianlar Nasıl Iletişim Kuruyorlar?
Yazar: Magnetho - 04-08-2017, Saat: 16:14 - Forum: REPTİLİANLAR - Yorum Yok

Bir önceki komuzda sizlere Reptilian ırkı hakkında genel bir bilgi vermiştik, bugün sizler için Reptilian ırkı'nın nasıl insanlar ile iletişim kurduğunu ve iletişim kurma yollarından bahsetmek istiyorum.

Not: Bu araştırmalar genelde bildiğiniz konular üzerine, ancak bu konuları detaylı olarak Deep Web de araştırmaktayım, bulduğum döküman video ve diğer kaynakları Türkçe'ye çevirdikçe konulara güncellemeler yaparak, gerekirse yeni konular da açarak sizlerle paylaşmaya devam edeceğime inanıyorum. 

Reptilian ırkının insanlar ile iletişim kurmasının bir çok yolu mevcut, ancak biz bunlardan sadece bir kaç tanesine biliyoruz, ilk olarak telepati yöntemi ile iletişim kurdukları bilinmekte, bir diğer iletişim yöntemleri ise sembollerle yani sembolizm bu iletişim şekli reptilianlar için çok önemli, Tarih boyunca eski kavimlerden günümüze kadar uzanan kalıntılarda bu sembolleri görmek mümkündür. 

Uyuşturucu ve Reptilian İlişkisi
Reptilianlar uyuşturucu maddeleri çok severler ve sıkça kullanırlar. Bu varlıklar bağımlılık yapan maddeleri sadece kullanmakla kalmayıp insanoğlunun da bolca kullanması için her türlü kolaylığı sağlarlar. Çünkü, uyuşturucu maddelerle zihni boşa çıkan insanlarla daha kolay iletişim kurabilirler, bu iletişim önce astral boyutta sonrasında ise direkt temas yoluyla olabilir.

Medya onların kontrolü altında
Bu varlıklar müzik ve televizyon piyasasını kontrol altında tutmaktadırlar. Bu sektördeki sözü geçen insanları kontrolü altına almış veya bizzat sözü geçen kişiler olmuşlardır. Çünkü insaları yönlendirmek için en etkili yol medyadır ve birçok müzik kliplerinde hatta filmlerde çeşitli sembollerle insanların zihinlerinde yer edinmektedirler. Bunun yanısıra müziği sevdikleri de söylenir.


Reptilianlar iletişim kuracakları insanları nasıl seçerler?
Reptilianlar, kontrolü altında bulunduracakları insanları henüz anne karnındayken seçerler ve cenin içerisine enerjiler verirler veya yukarıda bahsettiğimiz gibi sonradan, insanın eğilimlerine yönelik isteklerini vererek bu kişileri yanlarına çekerler.

Kontrol ettikleri kişi toplumda önemli bir yere gelince (politikacı vb.) onları istekleri doğrultusunda kullanırlar.

İnsan görünümlü Reptilianlar
Reptilianlar, sadece insanları kontrol ederek dünyada varlığını sürdürmezler. İçimizde, tıpkı bir insanmış gibi bedene sahip fakat ruhu Reptilianolan varlıklar da vardır. Bunlar, davranışları ve bakışlarıyla çok rahat şekilde fark edilebilirler. Bakışları donuktur ve olaylara verdikleri tepkiler duygusuz ve çok soğuktur.

reptilian-telepati.jpg


Reptilian kontrolünde olan insanların özellikleri nelerdir?

Bu insanlarda bir takım rahatsızlıklar gözükür. Bunlardan bazıları şöyledir;
Ani üşüme ve titremeler
Nezle, grip gibi bir hastalığı olmamasına rağmen öksürük krizlerine girme.
Kalp ağrıları ve rahatsızlıkları
Uyku bozuklukları
Gecenin bir vakti uyanıp tekrar uyumakta güçlük çekme. Kişi huzursuz bir şekilde evin içinde dolanır ve bazı durumlarda bu nöbetlere paranormal olaylar da eşlik edebilir.
Yine bu insanlarda, depresyon sık olarak görünen rahatsızlıklardan biridir.
Reptilianlar, musallat oldukları insanların peşinden ayrılmazlar, gölge gibi takip ederler.

Reptilianlar tarafından kontrol edilen insanların ortak davranışları:

Aşırı bencillerdir. Para ve maddeye düşkünlerdir.
Tüketim toplumunu yaratır ve bu toplumun bir parçası olurlar.
Dış görünüşlerine fazlasıyla önem verirler. Estetik ameliyat yaptırırlar.
Marka düşkünlüğü takıntı haline gelmiştir.
Birine bağlanmazlar, minnet duymazlar, duygusuzlaşmışlardır. Evliliklerinde zengin insanları seçerler ve insanları sahip olduğu para ile ölçerler.
Lüks arabalara binmeyi, lüks evlerde kalmayı ve aşırı gösterişi çok severler.

Reptilianlar bir insanı nasıl kontrol altına alırlar?

Ruhsal bakımdan üzüntü-çöküntü içinde olan insanlar Reptilianların kontrolüne açık hale gelirler. Bunun yanısıra yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi madde bağımlısı olan insanlar kullandıkları maddenin etkisindeyken kontrol altına alınabilirler.

Bu konuyu yazdır