Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065
Detaylı İstatistikler
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 725 kullanıcı aktif » 1 Kayıtlı » 724 Ziyaretçi ceylaninreallife
|
Son Aktiviteler |
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 339
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 310
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,018
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,143
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,083
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,007
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,154
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,525
|
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,287
|
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,175
|
|
|
Kryon - Titreşim Düzeyinizin Yükselmesini Engelleyen Faktörler |
Yazar: Emka - 03-07-2017, Saat: 15:37 - Forum: KRYON
- Yorumlar (1)
|
|
1- İşlerin işleyiş biçimini bildiğiniz halde korku içinde olmanız.
2- Endişelenmeniz!
3- Dramsız da çözülebilecek durumlarda dram yaratmanız.
4- Onlarsız yaşamanın bir yolunu bulamadığınız için yaşamınızın düşük titreşimli bölümlerine tutunmanız.
5- İçinizdeki meleğe (Tanrısallığa) güvenmemeniz.
6- Spiritüel konularda kararsız bir niyete sahip olmanız.
Titreşim Düzeyinizin Yükselmesine Yardımcı Olan Şeyler İse Şunlardır:
1- İçsel rehberliğinizin gücüne sahip çıkmanız.
2- Gelecek için endişelenmemeniz, bu konuda huzur içinde olup her şeyin yolunda olduğunu mutlak şekilde bilmeniz.
3- Dram potansiyeline sahip durumlarda huzur yaratmanız.
4- Bir zamanlar vazgeçilmez sandığınız uygunsuz enerjilerden kurtulmanız.
5- Değişik biçimde meditasyon yaparak Ruhla daha çok zaman geçirmeniz. Başınıza gelen her şeyi kutlamanız, yüksek benliğinizle birleştiğinizi gözünüzde canlandırmanız, karşılaştığınız sorunların çözümünü tahmin etmeye çalışmak yerine Ruha, bu konuda neyi bilmemi istiyorsun diye sormanız.
6- Saf niyetin yaratılmasına yardımcı olmak için kendi değerinizi idrak etmeniz...
|
|
|
ENERJİNİZİ TÜKETEN 21 NEDEN |
Yazar: Spiritüeller - 03-07-2017, Saat: 14:28 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
•Kendinize vermiş olduğunuz fakat bir türlü tutamadığınız sözler
•Kullanmadığınız halde evinizde, işyerinizde bulundurduğunuz her türlü materyal.
•Görüşmek istemediğiniz halde “ayıp” olur düşüncesinden ötürü iletişim halinde olduğunuz herkes.
•Geçmişinizde affedemediğiniz, hala zihninizde kavga halinde olduğunuz aile fertleri ve kişiler.
•Evinizde sizi bekleyen fakat bir türlü vaktiniz olmadığı için yapamadığınızı ifade ettiğiniz birikmiş tadilat veya işler.
•İstemeyerek giriştiğiniz her türlü proje.
•Sevmediğiniz fakat “kim sevdiği işi yapıyor ki?” dediğiniz işiniz
•Her türlü dağınıklık.
•”Yarın yaparım” diyerek ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.
•Canınızı sıktığı halde görüşmeye devam ettiğiniz herkes.
•Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz ya da bir görev misali gittiğiniz tatiliniz.
•Yapamadığınızı, başaramadığınızı düşündüğünüz her şey. (hayallerinizdeki işiniz, hayallerinizdeki eşiniz, hayallerinizde yaşamak istediğiniz yer…)
• “Hayır” diyemediğiniz, iyi niyetli olduğunuz için yaptığınızı sandığınız her şey.
•Mutsuzluğunuzdan kaynaklı gösteremediğiniz performans.
•Tutamadığınız her türlü söz.
• “Keşke” diyerek hayıflandığınız her şey.
•Vermek istediğiniz ama bir türlü veremediğiniz cevaplar.
•Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir türlü uygulayamadığınız kararlarınız. ( spora gitmek…)
•Vermek istediğiniz kilolarınız.
•Cevaplamadığınız mailler.
•Tamamlanmamış, ötelediğiniz, ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her şey!”
•Kendinize vermiş olduğunuz fakat bir türlü tutamadığınız sözler
•Kullanmadığınız halde evinizde, işyerinizde bulundurduğunuz her türlü materyal.
•Görüşmek istemediğiniz halde “ayıp” olur düşüncesinden ötürü iletişim halinde olduğunuz herkes.
•Geçmişinizde affedemediğiniz, hala zihninizde kavga halinde olduğunuz aile fertleri ve kişiler.
•Evinizde sizi bekleyen fakat bir türlü vaktiniz olmadığı için yapamadığınızı ifade ettiğiniz birikmiş tadilat veya işler.
•İstemeyerek giriştiğiniz her türlü proje.
•Sevmediğiniz fakat “kim sevdiği işi yapıyor ki?” dediğiniz işiniz
.•Her türlü dağınıklık.
•”Yarın yaparım” diyerek ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.
•Canınızı sıktığı halde görüşmeye devam ettiğiniz herkes.
•Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz ya da bir görev misali gittiğiniz tatiliniz.
•Yapamadığınızı, başaramadığınızı düşündüğünüz her şey. (hayallerinizdeki işiniz, hayallerinizdeki eşiniz, hayallerinizde yaşamak istediğiniz yer…)
• “Hayır” diyemediğiniz, iyi niyetli olduğunuz için yaptığınızı sandığınız her şey.
•Mutsuzluğunuzdan kaynaklı gösteremediğiniz performans.
•Tutamadığınız her türlü söz.
• “Keşke” diyerek hayıflandığınız her şey.
•Vermek istediğiniz ama bir türlü veremediğiniz cevaplar.
•Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir türlü uygulayamadığınız kararlarınız. ( spora gitmek…)
•Vermek istediğiniz kilolarınız.
•Cevaplamadığınız mailler.
•Tamamlanmamış, ötelediğiniz, ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her şey!
|
|
|
Mandalı Kulağınızdaki Farklı Bölgelerde Bekletin – Olanlara Siz Bile İnanamayacaksını |
Yazar: Spiritüeller - 03-07-2017, Saat: 14:11 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER
- Yorum Yok
|
|
Bazen hepimizin ağrıları oluyor. Doktora gitmek için yeterli bir neden olarak görmüyoruz veya zamanımız olmuyor.
Bir yeriniz ağrıdığında ve iyi hissetmediğinizde ne yaparsınız? Sizce ağrı kesici tek çözüm mü? Eskiden ben de öyle düşünüyordum.
Bugünlerde ağrılar için alternatif tedavi yöntemleri var. Muhtemelen az sonra öğreneceklerinizi daha önce hiç duymamışsınızdır. Son derece basit ve etkili.
Muhtemelen akupunkturun nasıl yapıldığını ve vücudunuza nasıl iyi geldiğini biliyorsunuzdur. Peki vücudunuzdaki ağrıları kulağınıza yapacaklarınız ile geçirebileceğinizi biliyor muydunuz?
Yöntemin işe yaramasındaki asıl neden kulaklardan geçen sinirlerin vücudun sinir merkezine kadar gitmesi.
Kulağınızdaki altı farklı nokta ile vücudunuzun çeşitli bölgelerindeki ağrıları geçirmek mümkün. Tek yapmanız gereken önce ağrınızın nerede olduğunu tespit etmek ve daha sonra kulaktaki belirli noktaya baskı uygulamak.
Kulağınızın en üstündeki nokta sırt ve omuz ağrılarının tedavisinde kullanılıyor. Bu bölgeye 1 dakikalığına mandal sıkıştırın. Omuzlarınızdaki ağrının azaldığını ve stresin yok olduğunu göreceksiniz.
İç organlarınızda bir ağrıma hissediyorsanız mandalı bir dakikalığına 2. bölgede bekletin. Eğer ağrınız çok fazlaysa hemen doktora görünün.
Ancak ağrınız o kadar fazla değilse bu yöntemi deneyebilirsiniz. Bir hafifleme hissedeceksiniz.
Ortanın biraz üstündeki 3. bölge ise eklem ağrılarına iyi geliyor.
Bu bölgede mandalı bekleterek veya parmağınızda baskı uygulayarak eklem ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz. Ağrınız devam ediyorsa doktora görünün.
Bu bölge ise sinüs ve boğazla bağlantılı. Üşüttüyseniz ve sinüzitiniz baş gösterdiyse buraya mandalla baskı uygulayabilirsiniz.
Bu bölge ise sindirimle yakından alakalı. Mideniz ağrıyorsa bu bölgeye mandal sıkıştırabilirsiniz.
Mideniz bulanıyorsa da aynı yöntemi yine bu bölgeye uygulayabilirsiniz.
Kulağınızın en alt bölgesi ise vücudun en önemli bölgeleri olan baş ve kalple bağlantılı. Baş ağrıları için bu bölgeye baskı uygulayabilirsiniz.
Bilim insanları akupunkturun nasıl işe yaradığını tam olarak açıklayamıyorlar. Ancak bilinen bariz bir gerçek var ki o da bu yöntem sayesinde ağrıların geçmesine yardımcı olan endorfinin salgılandığı.
Hemen hatırlatalım. Bu yöntem hiçbir zaman doktorlarınızın vereceği tavsiye ve ilaçların yerini tutmaz. Bahsettiğimiz kulak akupunkturunu isterseniz bir dakikalığına mandalla isterseniz de parmak uçlarınızla uygulayabilirsiniz.
Yöntemi arkadaşlarınızla paylaşmayı ihmal etmeyin.
|
|
|
ENERJİ GÜNCELLEMESİ(Energy Update) |
Yazar: Emka - 03-07-2017, Saat: 10:47 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Gündönümünden sonra enerjiler vahşi ve kaotik oldu.Her şey hızlanmış görünüyor ve ben her seviyedeki “oyunumu daha yukarıya yükseltmem” için motive edildiğimi hissediyorum
Bir yönüyle bu heyecan verici çünkü Yeni Dünya’nın Trasformasyonuna(Dönüşümüne) ve Oluşturulmasına çok daha fazla katkıda bulunmaya hazırlandığımız hissini vermekte.
Bir başka yönüyle, bu yorucu çünkü fiziksel beden, Temmuz/Ağustos aylarında Gezegenimizin Yeni Yılı ve Aslan Kapısı/(Güneş) tutulması beklentisi ile, bu yeni ışık kodları ile uyumlanmakta.
Eğer bütün seviyelerde zorlandıysan ve Gündönümü sonrasında zihinsel olarak tükendiysen, sadece gevşe ve derin bir nefes al... ve yeni’nin ortaya çıkmasına sağla. Bunu manipüle etmeye çalışma, sadece onunla hareket et ve akışın seni yeni bir Bolluk, Huzur ve Uyum seviyesine ulaştırmasına izin ver.
|
|
|
DÖNÜŞÜM |
Yazar: Emka - 03-07-2017, Saat: 04:25 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Bir tırtılı düşünün. Tam şimdi bir tırtıl gibisiniz. Tırtıl birçok farklı renklerle gelir. Kendi zenginliğine ve güzel deneyimlerine sahiptir ve hayattan daha fazlası olduğunu asla hayal etmemiş olabilir. Tırtıl dönüşümünden önce kozaya girer ve derin bir uyku ve hareketsizlik periyoduna girer. Bu sessiz zaman esnasında tırtıl dönüşümün yan ürünü olan kendi deneyimlerine sahiptir. Tırtılın önceden taşıdığı realite büzülmeye başlar ve bir tür izolasyon duygusu hissettirir, sanki etrafındaki dünya kapanmaktadır. Kaçınız şimdi bunu hissediyorsunuz?
Birçok insan izole olmuş ve yalnız hissetmektedir. Bazıları TV izlemeyerek, radyo dinlemeyerek, haberleri okumayarak, bunun yerine odaklarını spiritüel yollarında tutarak bu izolasyonu yaşamlarına kasten getiriyorlar. Bu, tırtılın kendi metamorfozuna başlamadan önce kozaya girmesinin insan versiyonunun bir örneğidir.
Tırtıl ne zaman kozadan ortaya çıkar? Her biriniz bireysel zamanlamanıza karşılık gelen kendi “doğum gününüze” sahipsiniz, ama uyanış çoğu zaman gruplar halinde olur. Bu grup uyanışlarının zamanlaması evrensel ve arketipik prensipleri yansıtan astrolojik hizalanmalarla belirlenir. Astrololojiyle ilgilenenler kuzey ve güney düğümlerinin çoğu zaman grup uyanış sürecini yansıttığını not etmelidir.
Sonunda kelebek kozadan çıktığında, sanki derin bir uykudaymış gibi uyanır. Gözlerini ovuşturur. Yeni kanatlarını güneş ışığına uzatır. Bir tırtıl olarak yaşam bulanık bir anı gibidir, sanki bir rüya. Kelebek yalnızca uykuya daldığını ve sonra uyandığını düşünür. Her zaman kelebek olmadığını kavramaz.
Bu insanlar için çok özel bir tercümeye sahiptir. Bir gün uyanıp, “Ben yükseldim!” demeyeceksiniz, değişmiş olduğunu fark etmeniz gerekmeyebilir. Bir süreklilik hissine sahip olacaksınız, sanki her zaman bir kelebek olmuşsunuz gibi. Bu, çok az korkuyla düzgün bir geçişi sağlar. Tamamen farklı olacağınız bir şey değildir. Aslında, her zaman içinizde bulunan potansiyelin daha fazlası olursunuz. Tek fark, şimdi potansiyelin aktif olmasıdır. Eski, sınırlı benliğiniz gittikçe hepten unutulan bulanık bir anı olur.
Lyssa Royal
|
|
|
KOLEKTİF ŞUUR |
Yazar: Emka - 03-07-2017, Saat: 04:21 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Kolektif bilinçle insanlık adına yapılan her doğru davranış, çaba ve özveri; yalnızca kendimizi değil, tüm insanlığı ileri taşıyacak birer sacayağı niteliğindedir. Gezegenimizdeki tüm bilinçler, şu an hiçbir teknolojinin tespit edemeyeceği bir nüveye sahip olan 'gümüş kordon'larla yani sanal bağlarla, bizleri denetleyen sistemlere entegre edilmiştir. Yeni yeni anlaşılmaya başlanan Kuantum sisteminde, aralarında bir bağ olan iki atomu, birbirinden çok uzak iki noktaya gönderdiğimizde, ki bu evrenin çok uzak iki ayrı ucu dahi olabilir, bir atoma yapılan herhangi bir müdahalenin, diğer atomu da aynı biçimde etkilediği gözlemlenmiştir. İşte bu görünmez, anlaşılmaz bağ bizi evrene bağlayan nüvenin ta kendisidir.
Düşünce zincirlerimizden geçen her bir düşünce, pozitif veya negatif eylem ya da bu eylemleri yapıp yapmama kararını verecek olan hücre bilincimiz, yani atomaltı Kuantum mekaniğimiz, bu sistem tarafından denetlenerek kontrol edilir. Dini doktrinlerde adından sıkça söz edilen "günah ve sevap" defterlerindeki kayıtlarımız, işte bizleri denetleyen bu sistemin, o dönem insanının anlayabileceği dildeki tezahüründen başka birşey değildir. Peki, öyleyse bunca kötülük, bunca acı neden var? Var, çünkü ürettiğimiz tüm negatif düşünce ve eylemler, gezegenimizi çevreleyen manyetik tülü (manyetosferi) aşamamakta, sistem gereği ya aynen sahibine veya menfi düşünce ve eylem içindeki bilinçlere geri yansıtılmaktadır. Manyetik tülü tek bir güç aşabilir: Pozitif düşünce. Pozitif düşüncenin, evrende ulaşamayacağı hiçbir nokta veya dehliz yoktur. Sevgi, aşk, barış, merhamet.. Yani, bize bahşedilen tüm o güzel hasletler, asıl sahibiyle kuracağımız bağın anahtarlarıdır.
|
|
|
Yaşam Enerjinizi Arttırmak İstiyor Musunuz? |
Yazar: Emka - 02-07-2017, Saat: 23:26 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Kendinize vermiş olduğunuz fakat bir türlü tutamadığınız sözler
•Kullanmadığınız halde evinizde, işyerinizde bulundurduğunuz her türlü materyal.
•Görüşmek istemediğiniz halde “ayıp” olur düşüncesinden ötürü iletişim halinde olduğunuz herkes.
•Geçmişinizde affedemediğiniz, hala zihninizde kavga halinde olduğunuz aile fertleri ve kişiler.
•Evinizde sizi bekleyen fakat bir türlü vaktiniz olmadığı için yapamadığınızı ifade ettiğiniz birikmiş tadilat veya işler.
•İstemeyerek giriştiğiniz her türlü proje.
•Sevmediğiniz fakat “kim sevdiği işi yapıyor ki?” dediğiniz işiniz
.•Her türlü dağınıklık.
•”Yarın yaparım” diyerek ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.
•Canınızı sıktığı halde görüşmeye devam ettiğiniz herkes.
•Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz ya da bir görev misali gittiğiniz tatiliniz.
•Yapamadığınızı, başaramadığınızı düşündüğünüz her şey. (hayallerinizdeki işiniz, hayallerinizdeki eşiniz, hayallerinizde yaşamak istediğiniz yer…)
• “Hayır” diyemediğiniz, iyi niyetli olduğunuz için yaptığınızı sandığınız her şey.
•Mutsuzluğunuzdan kaynaklı gösteremediğiniz performans.
•Tutamadığınız her türlü söz.
• “Keşke” diyerek hayıflandığınız her şey.
•Vermek istediğiniz ama bir türlü veremediğiniz cevaplar.
•Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir türlü uygulayamadığınız kararlarınız. ( spora gitmek…)
•Vermek istediğiniz kilolarınız.
•Cevaplamadığınız mailler.
•Tamamlanmamış, ötelediğiniz, ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her şey!”
•Kendinize vermiş olduğunuz fakat bir türlü tutamadığınız sözler
•Kullanmadığınız halde evinizde, işyerinizde bulundurduğunuz her türlü materyal.
•Görüşmek istemediğiniz halde “ayıp” olur düşüncesinden ötürü iletişim halinde olduğunuz herkes.
•Geçmişinizde affedemediğiniz, hala zihninizde kavga halinde olduğunuz aile fertleri ve kişiler.
•Evinizde sizi bekleyen fakat bir türlü vaktiniz olmadığı için yapamadığınızı ifade ettiğiniz birikmiş tadilat veya işler.
•İstemeyerek giriştiğiniz her türlü proje.
•Sevmediğiniz fakat “kim sevdiği işi yapıyor ki?” dediğiniz işiniz
.•Her türlü dağınıklık.
•”Yarın yaparım” diyerek ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.
•Canınızı sıktığı halde görüşmeye devam ettiğiniz herkes.
•Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz ya da bir görev misali gittiğiniz tatiliniz.
•Yapamadığınızı, başaramadığınızı düşündüğünüz her şey. (hayallerinizdeki işiniz, hayallerinizdeki eşiniz, hayallerinizde yaşamak istediğiniz yer…)
• “Hayır” diyemediğiniz, iyi niyetli olduğunuz için yaptığınızı sandığınız her şey.
•Mutsuzluğunuzdan kaynaklı gösteremediğiniz performans.
•Tutamadığınız her türlü söz.
• “Keşke” diyerek hayıflandığınız her şey.
•Vermek istediğiniz ama bir türlü veremediğiniz cevaplar.
•Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir türlü uygulayamadığınız kararlarınız. ( spora gitmek…)
•Vermek istediğiniz kilolarınız.
•Cevaplamadığınız mailler.
•Tamamlanmamış, ötelediğiniz, ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her şey!
|
|
|
Epifiz Bezi Nasıl Aktive Edilir 5 Yöntem |
Yazar: Spiritüeller - 02-07-2017, Saat: 14:36 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
Epifiz bezi; beynimizin ruhsal parçasıdır. Epifiz bezi ile pek çok şey söylenmiştir. Bazı bilim adamlarına göre, epifiz bezi beyinin ruhla bağlantısını açıklayacak bir parça olabilir diyorlar. Epifiz bezi iki beyin lobunun tam ortasında bulunan bir bezdir.
Konuyla ilgili olarak ve epifiz bezinin gücünü ve değerini anlamak için bu yazıyı mutlaka okuyun. >>> Dünyadan saklanan gerçek epifiz bezi pek çok bilim adamı tarafından araştırılan epifiz bezi, hayatımızda önemli bir rol oynamaktadır.
Epifiz bezini açmak ve aktivasyonunu sağlamak için bu 5 yöntemi uygulamalısınız.
1- Florür'den arınmak
Diş macunları ve musluk suyunda florür bulunmaktadır. Bunların yerine doğal su ve florür içermeyen diş macunları tercih edebilirsiniz. Sentetik florürü, hayatınızda azaltmanız epifiz bezi aktivasyonu için önemlidir.
2- Gıdalar
> Kakao
> Zerdeçal
> Doğal Sular
> Doğal elma sirkesi
> Yeşil bitki ve sebzeler
> Diğer sirke çeşitleri
Bu gıdalardan bir veya ikisini tüketebilirsiniz. Herhangi bir rahatsızlığınız varsa diyetiniz açısından doktorunuza danışarak tüketmeniz gerekmektedir.
3- Kundalini Yoga ve meditasyon
Her gün bir 10 dakika nefes alışverişinizi takip ederek basit meditasyon yapabilirsiniz. Kundalini yoga basit tabiriyle bedende bulunan 7 enerji çakra noktasını temizlemek ve güçlendirmek olarak geçer. Bu 7 nokta omuriliğin bitiminden (kuyruk sokumu) başın tepesine kadar dağılmıştır. 3. göz yani pineal bez de bu noktanın içindedir. Kundalini yogayı kitaplardan ve eğitim veren kişilerden öğrenebilirsiniz.
4- Akupresür Noktası
Her gün bir dakika boyunca iki kaşın ortasından 3 santim yukarısına çok hafif baskı yapın. Bunu yaparken parmağınızı hafifçe masaj şeklinde oynatabilirsiniz.
5- Karanlık odada uyuyun.
Epifiz bezi karanlıkta aktive olan bir beyin yapısıdır. Yatak odanızda karanlık bir ortamda uyumanız epifiz bezini kolay aktive eder.
|
|
|
BAŞKA İNSANLARIN HASTALIKLARINI MI ÇEKİYORSUNUZ |
Yazar: Emka - 02-07-2017, Saat: 11:39 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
|
EMPATİK HASTALIKLAR: Başka İnsanların Hastalıklarını mı Çekiyorsunuz?
Empatik hastalıklar kendinizin olmayan semptomları tezahür ettirdiğiniz hastalıklardır. Birçok hasta ilaçlara veya psikoterapiye kısmen yanıt veren panik atak, kronik depresyon, yorgunluk, ağrı veya gizemli hastalıklar ile etiketlenmiş olarak bana geldi. Bazıları neredeyse eve hapsolmuş veya yıllardır hastaydı. Hepsi de, “Kalabalıklarda bulunmaktan ödüm kopuyor. Başka insanların öfkesi, stres ve ağrısı beni güçsüzleştiriyor ve enerjimi toplamam için çok fazla zamana gereksinimim oluyor.” diyorlar.
Tüm bu hastaların yakın geçmişlerine baktığım zaman, onların “fiziksel empatlar” dediğim şey olduklarını gördüm: bu insanların bedenleri o kadar geçirgen ki, başkalarının semptomlarını emiyorlar. Ben de bunlardan biriyim. Fiziksel empatlar başkalarının şeyleri filtrelemek için sahip oldukları savunmalara sahip değiller. Bir psikiyatrist olarak bunu bilmek bu hastalara nasıl muamele ettiğimi değiştirdi. İşim onlara nasıl merkezleneceklerini, kendilerini koruyacaklarını, sağlıklı sınırlar çizeceklerini ve başkalarından topladıkları enerjileri salıvereceklerini öğretmek oldu.
Fiziksel empat olup olmadığınızı belirlemek için aşağıdaki testi yapın.
Test: Fiziksel Bir Empat mıyım?
Kendinize sorun:
* Aşırı hassas veya hastalık hastası olarak etiketlenmekte miyim?
* İyi görünen birinin yanına oturduğumda aniden göz kapaklarım ağırlaşıp şekerleme yapıyor gibi hissettim mi?
* Kalabalıklarda huzursuz, yorgun veya hasta hissedip onlardan kaçıyor muyum?
* Başka birilerinin endişesini veya fiziksel ağrısını bedenimde hissediyor muyum?
* Öfkeli veya saldırgan insanların yanında tükenmiş hissediyor muyum?
* Tıbbi tahliller için doktordan doktora koşuyor, ama “İyisin” yanıtı alıyor muyum?
* Kronik yorgunluğum var mı ya da bir çok açıklanamayan semptomlarım var mı?
* Sık sık dünya tarafından bunalmış hissedip evde kalmayı istiyor muyum?
Eğer 1 – 3 soruya “evet” yanıtı verdiyseniz, en azından kısmen empatsınız. 4 – 5 soruya “evet” dediyseniz, bu ılımlı derecede fiziksel empat olduğunuzu gösterir. 6 – 7 “evet” yüksek derecede empat olduğunuzu belirtir. 8 evet tamamen empat olduğunuzu belirtir.
Fiziksel empat olduğunuzu keşfetmek bir ifşa olabilir. İçiniz rahat olsun: deli değilsiniz. Yalandan hasta ya da hastalık hastası değilsiniz. Bu şeyleri hayal etmiyorsunuz, yine de doktorunuz size baş belası gibi davranıyor olabilir. Siz geliştirmeniz ve başarılı şekilde yönetmeniz gereken bir armağana sahip hassas bir insansınız.
Toksik Enerjiyi Bırakmak İçin Stratejiler
Fiziksel empatinin sizi bunaltması gerekmez. Şimdi kendimi merkezleyebildiğim ve başkalarının ağrılarını almaktan kaçındığım için, empati hayatımı daha şefkatli, içgörülü ve daha zengin hale getirdi. Başarılı bir fiziksel empat olarak gelişmenin bazı sırları aşağıda.
Empatlar İçin Hayatta Kalma Rehberi: Başka İnsanların Hastalığını ve Ağrısını Çekmeyi Durdurmanın 9 Stratejisi
1. Değerlendirin. Önce, kendinize sorun: Bu semptom veya duygu benim mi yoksa başkasının mı? Her ikisi de olabilir. Eğer öfke veya korku gibi duygular sizin ise, kendi kendinize veya profesyonel yardım alarak buna neyin neden olduğu ile yüzleşin. Eğer size ait değilse, onu üreten kişiyi belirlemeye çalışın.
2. Uzaklaşın. Mümkün olduğunda, şüpheli kaynaktan en azından 6 metre uzağa gidin. Rahatlayıp rahatlamadığınıza bakın. Yabancıları gücendireceğinizi düşünmeyin. Halka açık bir yerde “rahatsızlık” duygusunun size empoze edildiğini hissederseniz, oturduğunuz yeri değiştirmekte tereddüt etmeyin.
Reklam
3. Hassas, incinebilir noktalarınızı bilin. Her birimiz başkalarının stresini çekmeye daha hassas olan beden kısımlarına sahibiz. Benimki bağırsağım. Kendinizinkini belirlemek için bedeninizi tarayın. Boynunuz mu? Boğaz ağrınız var mı? Baş ağrıları? Mesane enfeksiyonu? Semptomlar başladığında, avucunuzu oraya koyun ve rahatlatmak için o bölgeye sevgi dolu nezaket göndermeye devam edin. uzun süreli depresyon veya ağrıda, kendinizi kuvvetlendirmek için bu yöntemi her gün kullanın. Bu rahatlatıcıdır ve güvenlik ve iyimserlik duygusu oluşturur.
4. Nefesinize Teslim Olun. Eğer başka birilerinin semptomlarını topladığınızdan şüpheleniyorsanız, bir kaç dakika nefesinize yoğunlaşın. Bu merkezleyicidir ve sizi gücünüze bağlar.
5. Meditasyon Yapın. Duygusal veya fiziksel stres ile başa çıkmak için bir kaç dakika meditasyon yapın. Bunu evde, işyerinde, partilerde ya da konferanslarda yapın. Veya, banyoya sığının. Orada meditasyon yapın. Pozitifliğe ve sevgiye odaklanın.
6. Sağlıklı sınırlar koyun. Stresli insanları dinlemek için ne kadar zaman ayıracağınızı kontrol edin ve “hayır” demeyi öğrenin. Hatırlayın, “hayır” tam bir cümledir.
7. Etrafınızda koruma olduğunu gözünüzde canlandırın. Tüm bedeninizin etrafında beyaz ışık örtüsü olduğunu gözünüzde canlandırın. Veya son derece toksik insanlarla, davetsiz misafirlere karşı enerji alanınızı koruyan ve kontrol eden vahşi siyah bir jaguar hayal edin.
8. Röntgen vizyonu geliştirin. Belinizdeki omurların arasındaki boşluklar bedenden ağrıyı elimine etmeye olanak sağlar. Ağrının bedeninizi terk ettiğini gözünüzde canlandırarak bu boşluklardan ağrıyı dışarı yönlendirmeyi öğrenmek faydalıdır. Ağrı hayatın devasa enerji matriksi ile harmanlanırken ona elveda deyin.
9. Banyo yapın veya duş alın. Stresi çözmenin hızlı bir yolu kendinizi suya bırakmaktır. Banyo yapmak otobüs egzoslarından başkalarından alınan şeylere kadar her şeyi yıkayıp uzaklaştırır. Doğal mineral sulara girmek her şeyi arıtır.
Bu stratejileri uygulamaya devam edin. Kendinizi ve alanınızı koruyarak etrafınızda sizi destekleyen sihirli güvenli bir baloncuk yaratabilirsiniz, aynı zamanda olumsuz insanları kendinizden uzaklaştırırsınız. Ara sıra ağrıları veya bazı diğer semptomları toplarsanız panik yapmayın. Bu olur. Bu stratejiler ile stresli durumlara hızlı yanıtlar verebilirsiniz. Bu sizi daha güvenli, sağlıklı yapar.
Dr. Judith Orloff
(Çeviri: Saffet Güler)
|
|
|
DUANIN GÜCÜ VE EVREN, AFFETMEK ÜZERİNE GERÇEK BİR HİKAYE.. |
Yazar: Emka - 02-07-2017, Saat: 11:31 - Forum: NOTLAR
- Yorum Yok
|
|
DUANIN GÜCÜ VE EVREN
Hayatta insanı en hafifleten şey affetme duygusudur. Çoğu kişi bunun zor olduğunu düşünür oysa affetmek kendimize yaptığımız en iyi yatırımdır. Karşındakini affetmek onunla olan neğatif bağları koparmak demektir. Seni incitenlerle, acı verenlerle yüzleşmek demektir. Onlara kendini ne kadar kötü hissettiğini haykırmak ve buna haklarının olmadığını söylemek demektir. Önce kendimizden başlamalıyız affetmeye. Kendini affetmek kendinle barışmak demektir ne kadar değerli olduğunu hatırlamak demektir. En önemlisi hayatındaki tökezleri kaldırmak demektir. kendimizi ve başkalarını affetmek dünyaya meydan okumadır.
Sizde meydan okumak isterseniz kendinize sessiz ve rahat bir yer bulun derim. Gözlerinizi kapatın kendinizi rahat ettiğiniz bir yerde hayal edin orda mutluysanız bir müddet kalabilirsiniz. Nefesinize odaklanın ve sonra sizi üzen kişi ya da olay ne ise onu karşınızda görün.
Bütün ipler sizin elinizde unutmayın.
Karşına aldığın kişi ve olay sana ne hissettiryor bunu iyice anlamanı istiyorum.
Sana ne hissettiriyor üzüntü mü veriyor, seni korkutuyor mu ne hissetiğini anla ona de ki seninle yaşadığımız şeyden dolayı sana kızgınım ya da senden korkuyorum ya da senden utanıyorum bu duygunun ne olduğunu sen biliyorsun.
Yaşadığımız şeyden dolayı üzgünüm artık bundan kurtulmak ve özgürleşmek istiyorum.Seni seviyorum ve seni affediyorum. seni affettikçe özgürleşiyorum aramızdaki bu bağı şimdi nazikçe koparıyorum.Bu bağ koptuğunda sen de bende bu üzücü olaydan özgürleşeceğiz. Seni seviyorum de ve ipi kopar. ( Bu bağ ikinizin göbeğinden çıkan pamuk ipliği kadar yumuşak bir bağ. ister elinle kopar istersen makas kullan sana kalmış) Sonra ona de ki Aramızda yaşanan bu olaya sebep olan ne ise
Özür dilerim,
Seni seviyorum,
Lütfen beni affet,
Teşekkür ederim de bunu lütfen 20 kere tekrarla sen tekrar ettikçe hem kendini hem de yaşanılan her neyse onu şifalandıracaksın.
İstersen buna tanıklık etmesi için yardımcı meleklerinden yardım alabilirisin.
İpi kopardığında onunla senin aranda yaşanan ne ise sonsuza kadar yok olacak ve geride güzel anılar ve olaylar kalacak. Ona de ki aramızdaki bu sorun artık ışığa gitti orda şifalanıyor tıpki bizim gibi bu yüzden çok mutluyum. Sonra onun gitmesine izin ver.
Sende ordan gitmek için hazırlan. Seni alacak ve arınmanı gerçekleştirecek ilahi ışığın olduğu mabede götürmek için gelen buluta bin. Bulut o kadar rahat ki seni yavaş yavaş gökyüzüne çıkarıyor.Gökyüzünde ilerlerken diğer bulutlara dokunabilirsin az sonra bulut seni beyaz mermer olan ve korkulukları altından yapılmış merdivenin başında indirecek. Nefes almaya derin derin nefes almaya dikkat et lütfen.
Nazikçe buluta teşekkür et ve merdivenlerin başında bekle. Sana yardımcı olmak için bir melek göreceksin o seni merdivenlerden indirip beyaz çok büyük bir kapıya getiriyor içeri gir ve ilahi ışıkla yıkan. Başından aşağıya akan bu ilahi beyaz ve altın rengi ışıkla dilediğin kadar yıkanabilirisin. Yıkanman bittiğinde Orada duran koruyucu meleğine teşekkür et ve onun eşliğinde odadan çık.
Tekrar merdivenleri çık orada seni getiren bulut bekliyor ona bin ve evine dön. Meleğine sana eşlik ettiği için teşekkür et. Artık şifalandın ve temizlendin, artık şifalandın ve temizlendin, artık şifalandın ve temizlendin bunu 3 kere söyle lütfen.
Bunu kendini rahat hissedene kadar devam et. Kısa bir süre sonra Kendini iyi hissedecek hayatının ne kadar hafiflediğini göreceksin. Her gün aynı saatte yapmak terapiyi güçlendirir.Bu çalışmadan sonra kendine 5 dakika ver ve dinlen. Bazen iki kişi arasındaki ya da kişiyle olay arasındaki bağ zorluk çıkarabilir ama mutlaka kopar eğer zorlanırsan seni seviyorum özür dilerim lütfen beni affet teşekkür ederim de. Bunu yaptığında işler daha da kolaylaşacak.
AFFETMEK ÜZERİNE GERÇEK BİR HİKAYE.
* MARİE BALTER kendisine bile bakmaktan aciz, alkolik bir annenin evlilik dışı dünyaya gelen çocuğuydu. Beş yaşına geldiğinde çocuk bakım yurduna yerleştirildi.
* Daha sonra bir çift tarafından evlat edinildi. Sadist çift, küçük kızı evin mahzenine kapayıp, ona sistematik bir biçimde işkence etti. Çiftin toplum içindeki saygın konumu, küçük kızın yaşadıklarını çevreden kolaylıkla gizliyordu.
* Marie on yedi yaşına geldiğinde depresyondan felç geçirdi. Kas spazmları ve boğularak ölmesine sebep olabilecek denli yoğun astım krizleri geçiriyordu. Halüsinasyon da gördüğü için doktorlar ona yanlışlıkla şizofreni teşhisi koydular.
* Bundan sonraki onyedi yılı akıl hastanesinde geçti. Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvranan kız, yemek yiyemiyor, fazla kımıldayamıyor ve intihar etmeyi sıkça düşünüyordu.
* Otuz dört yaşına geldiğinde doktorlar Marie’nin durumunu yeniden değerlendirdiler. Onun şizofren olmadığına, ağır depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verdiler.Arkadaşlarının ve kendisini seven birkaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaneden çıktı.
* Artık yaşamını nasıl sürdüreceğine kendisinin karar vermesi gerekiyordu. Terk edilmiş, işkence görmüş, tacize uğramış, hayatının otuz dört yıllı ziyan olmuştu. Kızgın, öfkeli, umutsuz olmak onun en doğal hakkıydı. Yaşamının sorumluluğunu üstlenmeden, devlet yardımıyla hayatının sonuna kadar yaşayabilirdi. Ama o, bu yolu seçmedi.
* Marie üniversiteye girdi ve mezun oldu. Evlendi. Harvard Üniversitesi’nde mastır yaptı. Psikiyatrik hastalarla çalıştı. Konferanslar verdi. Biyografisini yazdı.
* Elli sekiz yaşındayken, on yedi yılını geçirdiği hastaneye yönetici olarak atandı. Haber ajansları onun yeni görevini haber yaparken, o zaferinin açıklamasını şöyle yaptı;
* “Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir adım bile gelişemezdim. Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu. Ve bugün bu hastaneye yönetici olarak dönemezdim.”
|
|
|
|