Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,070
» Son Üye: damon
» Toplam Konular: 2,834
» Toplam Yorumlar: 3,065

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1216 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1216 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 330
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 308
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,013
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,138
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 25,078
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,007
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,151
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,524
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,286
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,173

 
  Baş Ağrısı Anlam Tablosu ile Ağrınızın Sebebini Öğrenin
Yazar: Spiritüeller - 28-05-2017, Saat: 20:33 - Forum: SAĞLIK - Yorum Yok

Baş Ağrısı Anlam Tablosu ile Ağrınızın Sebebini Öğrenin

Başınızın sık sık ağrır mı? Saçınız ıslakken, çok bilgisayar başında kaldığınızda veya sabah uyandığınızda…

Kahve bunun ilacı olmayabilir…

Baş ağrınızın bir anlamı var!

Bu dişinizdeki bir iltihaptan dolayı veya çenenizdeki bir rahatsızlıktan ötürü bile olabilir.

5750e27ea16d2.jpg

Baş ağrılarının pek çok sebebi vardır fakat bilinen başlıca sebeplerini şöyle gösterebiliriz; 

Bu konuyu yazdır

  1,700 Yıllık Mısır papirüslerinde aşk, seks ve itaat büyüleri
Yazar: Spiritüeller - 28-05-2017, Saat: 20:29 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Büyünün binlerce yıllık tarihine bir yenisi eklendi. 1,700 yıllık Mısır papirüsleri deşifre edildi. Papirüslerde yazanlar ise oldukça şaşırtıcı: Antik aşk, itaat ve seks büyüleri

Büyüleri tercüme eden Udine Üniversitesi’nden Franco Maltomini, “Büyülerden birinde, büyüyü yapan kişi, kendisini sevene kadar, tanrıların sevdiği kadının “kalbini yakmasını” istiyor” diyor. Bir erkeği hedef alan başka bir büyü de, ona “boyun eğdirerek”, büyüyü yapan kişinin istediği şeyleri yapmaya zorluyor.Bu iki büyü, belirli bir insanı hedef almıyor. Büyüyü yapan kişinin sadece büyüyü yapmak istediği insanın adını gereken yere koyması gerekiyordu."

Arkeofili'nin haberine göre papirüslerin çoğu Oxford Üniversitesi’nde inceleniyor. Araştırmacılar büyülerin MS 3. yüzyıla tarihlendiğini söylüyor. Büyülerin yazan kişilerin isimleri ise bilinmiyor. Papirüslerdeki büyüler Yunanca dilinde yazılmış. (Yunanca Mısır'da o dönemde yaygın olarak kullanılıyormuş) 

5756d82312d58.jpg

ANTİK BÜYÜLER NASIL YAPILMIŞ?

Papirüslerde deşifre edilen aşk büyüleri birkaç gnostik tanrıya yakarıyor ve yardım istiyor. Büyüyü yapan kişi hamamda bir dizi adağı yaktıktan sonra hamamın duvarlarına bir büyü yazması gerekiyordu. Büyünün tercümesi ise şöyle:

“Toprak ve su, size yalvarıyorum, içinizde yaşayan iblis ve bu hamamın talihi üzerine yalvarıyorum ki, siz yandıkça, tutuştukça, alevlendikçe, (kadının annesi)nin doğurduğu (hedef alınan kadın)ı da, bana gelene kadar yakın…” 

Bir erkeğin itaat etmesini sağlayan büyü:

Deşifre edilen diğer bir büyü ise küçük bakır levhalara büyülü sözlerin kazınmasını gerektiriyor. Bu büyülü sözlerin arasında tercümesi şöyle olan bir metin de bulunuyor: “(Adamın annesi)’nin doğurduğu (adamın adı)’nın bana boyun eğmesini sağla.” Daha sonra da küçük levhaların, adamın giydiği birşey üzerine dikilmesi gerekiyor. 

Metinlere göre, eğer büyü başarılı olursa, adamı büyü yapan kişinin istediği herşeyi yapmaya zorlayacaktı.

AŞK BÜYÜSÜ

Bu papirüsün arkasında ise hayvan dışkısı kullanarak, baş ağrısı ve cüzam gibi birçok hastalığı tedavi eden bir reçete listesi bulunuyor. Reçetelerden bir kısmının sadece “keyif almayı arttırmaya” yardımcı olduğu belirtiliyor. Bunlardan biri bal ve balaban kuşu dışkısı karıştırılarak yapılan bir karışımın (nasıl kullanılacağı belirtilmemiş) keyif almayı arttıracağını söyleyen bir reçete.

Bu konuyu yazdır

  BAŞMELEKLER VE ÇAKRALAR
Yazar: Spiritüeller - 28-05-2017, Saat: 14:19 - Forum: MELEK MESAJLARI - Yorum Yok

Çakralar bir merdiven gibi, aşağıdan yukarı doğru sıralanmıştır. Bilinciniz yükseldikçe, düşünceleriniz, sözleriniz, niyetleriniz ve eylemleriniz daha yüksek bir seviyede titreşir. Üçüncü boyut çakraları bacaklara iner. Daha yüksek bir seviyede, dördüncü boyut frekansında titreşen yeni çakralar aşağıya inerek onların yerini alırlar. Bunların sabitlenerek harekete geçirildiğinde bir dördüncü boyut insanı haline gelir, tarafsızlık ve sevgi yolunda yürümeye başlarsınız.

Bu çakralardan en yükseği olan morumsu beyaz Taç çakranız harekete geçtiğinde, ruhunuz ya da Yüksek Benliğiniz kişiliğinizle bütünleşir. Bunun ardından talimatlarınızı kaynaktan gelen asıl kıvılcımınız olan Monad‘ınızdan ya da BEN varlığınızdan almaya başlarsınız. Monad’ınız gerçek Tanrısal özünüzdür ve hedefiniz bu ilahi yönünüzü fiziksel yaşamınıza yansıtmaktadır.

3. BOYUT ÇAKRALARI

Çakralar                 Renkleri                  Nitelikleri
1. Kök                     Kırmızı                Hayatta kalma
2. Sakral                  Turuncu             Duygular ve cinsellik
3. Solar Pleksus      Sarı                    Kişsel güç
4. Kalp                    Yeşil                    Kişisel ve duygusal sevgi
5. Boğaz                  Turkuaz             İletişim ve güven
6. Üçüncü göz          İndigo              Yüksek zihinsel güç ve şifa
7. Taç                        Mor                  Ruhunuza ulaşmak
8. Ruhun tahtı         Mavi-Beyaz      Ruhunuzla bağlantı kurmak

Dokuzuncu çakranızı, kök çakranızı sabitleyip harekete geçirdiğinizde, yaşamınız neşe üzerinde temellenir. Spiritüel sorumluluklarınız artar ve galaktik düzeyde Dünya’nın koruyucularından biri haline gelirsiniz.

Eril ve dişil enerjinizi dengeleyerek kendinize yetebilen, net düşünebilen, mantık çerçevesinde hareket edebilen, kendinizi savunabilen ve aynı zamanda yaratıcı fikirleri ortaya çıkarabilen, kendinize bakıp şifa verebilen ve bilgeliğinize kulak verebilen bir hale geldiğinizde onuncu çakranız faal hale gelebilir. Bu bütünlük ruhunuzla uyum içerisinde olduğunuz anlamına gelir ve bu durum daha yüksek yapıdaki bilgiler edinebilmek üzere güneş sistemine erişmenize imkan verir.

melek-c3a7akraa.jpg


Solar pleksusunuzdaki altın renkli bilgelik çakrasının faal hale gelmesi gruplar halinde meditasyon yaparak başka galaksilerle bağlantı kurmanıza olanak verir. Dünyanın temsicilerinden biri haline gelirsiniz.

Morumsu pembe enerji kalbinize aktığında, kalbiniz spiritüelleşir. Bu değişim kozmik bir seviyede sizi Evren’in geri kalanına bağlar.

Boğaz çakrasının koyu mavi-mor rengi Başmeleklerle ve yüce varlıklarla iletişim kurmanızı sağlar.Aynı anda birden fazla yerde bulunmayı ve yüce güçleri kullanmayı öğrenebilir, cisimlenebilir ve maddesellikten çıkabilirsiniz.

Beyaz altın rengi on dördüncü çakranız açıldığında, bilinciniz ilahi plana teslim olur. Üstatlara ve yüce rehberlerle iletişim halinde olursunuz.

Taç çakranız açılırken, ruhunuz ve kişiliğiniz bütünleşir ve beyaz-mor ışığı yukarıya yansıtarak talimatları doğruca Monad’ınızdan almaya başlarsınız.

Beşinci boyut çakraları auranızda aktif hale geldiğinde, üçüncü boyut çakraları Dünya’nın derinliklerine, dördüncü boyut çakraları da bacaklarınıza iner.

4. BOYUT ÇAKRALARI

Çakra                          Renkleri                            Nitelikleri
  9. Kök                       İnci beyazı                        Neşe
10. Sakral                  Açık pembe-Turuncu      Eril ve dişilin dengelenmesi
11. Solar Pleksus      Altın                                 Bilgelik
12. Kalp                     Açık mor-pembe            Koşulsuz sevgi
13. Boğaz                  Koyu mavi-Mor              Psişik ve spiritüel güçler
14. Üçüncü göz         Altın-Beyaz                    İlahi düşünce
15. Taç                      Beyaz-Mor                     Gerçek ilahi benliğiniz olan Monad’dan talimatlar almak



Beşinci boyut Kök çakranız sabitlenip faal hale geldiğinde Yükselmiş Üstat olduğunuzu düşünebilirsiniz. Monad’ınızdan talimatlar almaya başlarsınız. Dünya üzerinde İsa’nın yolunda ilerlemeye başlarsınız. Spiritüel merdivenin basamakları tırmandıkça, geçmeniz gereken birçok inisiye süreci daha karşınıza çıkacaktır.

Ancak tüm beşinci çakralarınız sabitlenerek faal hale geldiğinde, gerçekten Yükselmiş Üstat olabilirsiniz. İnsanlığa hizmet etmek için Dünya’da kalmak üzere seçilenlerin çoğu, talimatlarını doğruca Tanrı’dan alırlar. Geçmişte bu seviyeye çok az insan ulaşmış olmasına rağmen, günümüzde melek hiyerarşisinin ve muhteşem Işık Varlıkları’nın bu olasılığı gerçekleştirmek amacıyla yaşamını yükselişe adamak isteyen kişilere yardımcı olması sebebiyle, herkes için inanılmaz bir fırsat doğmuştur.

5. BOYUT ÇAKRALARI

Çakraları                    Renkleri              Nitelikleri
16. Kök                               Platin                          Neşe. Spiritüel hizmet temelli yaşam
17. Sakral                           Mor-Platin                   İlahi dişilik
18. Solar Pleksus               Altın-Ebem Kuşağı      Evrensel bilgelik
19. Kalp                              Saf beyaz                    İsa bilinci
20. Boğaz                            Kraliyet mavisi            Tanrı ile ortak yaratım
21. Üçüncü Göz ve
22. Taç çakra bütünleşir       Kristal                          Monad’la bütünleşmek



Meditasyon esnasında bunlardan sonra gelen elli çakrayı auranıza sabitleyerek, kendinizi yüce hizmetler vermeye hazırlayabilirsiniz.


Siz çok boyutlu varlıklarsınız ve çakralarınız bulunduğunuz frekansa bağlı olarak, otomatikman açılır. Yüksek çakralarla özdeşleşmek için ne kadar fazla zaman ve enerji harcarsanız, yaşamınızı da o kadar yüksek bir seviyede yaşarsınız. Yükselişe ulaşmanıza ve başkalarının da hızlı bir biçimde yükselmesini sağlamanıza olanak veren, yüksek titreşimli insanları ve durumları hayatınıza çekersiniz.

Bu konuyu yazdır

  DOĞUM GÜNÜNÜZÜN ŞİFRESİ
Yazar: Spiritüeller - 28-05-2017, Saat: 10:44 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

AKREP (24 Ekim-22 Kasım)

24 Ekim Detaycı
25 Ekim Saf
26 Ekim Organizatör
27 Ekim Mesafeli
28 Ekim Araştırmacı
29 Ekim Yenilikçi
30 Ekim İleriyi gören
31 Ekim Pür dikkat
01 Kasım Saldırgan
02 Kasım Dönüştüren
03 Kasım Dünyevi
04 Kasım Kışkırtan
05 Kasım Gerçekçi
06 Kasım Enerjik
07 Kasım Kaşif
08 Kasım Çılgın
09 Kasım Cezbedici
10 Kasım Değişken
11 Kasım Gizli
12 Kasım Karizmatik
13 Kasım Yorumcu
14 Kasım Soruşturmacı
15 Kasım Tamamen Şansa Kalmış
16 Kasım Patron
17 Kasım Köprü
18 Kasım Huysuz
19 Kasım Yorumcu
20 Kasım Kafası karışık
21 Kasım Deli Dolu
22 Kasım Liberal

ASLAN (23 Temmuz -23 Ağustos)

23 Temmuz Is bitirici
24 Temmuz Değişken
25 Temmuz Kahraman
26 Temmuz Müjdeci
27 Temmuz Kararlı
28 Temmuz Şampiyon
29 Temmuz Gelenekçi
30 Temmuz Somut
31 Temmuz İnsancıl
01 Ağustos Özgün
02 Ağustos Çok yönlü
03 Ağustos Sorgulayıcı
04 Ağustos Rehber
05 Ağustos Soğukkanlı
06 Ağustos Essiz
07 Ağustos Temiz yüzlü
08 Ağustos Numaracı
09 Ağustos Hisli
10 Ağustos Kadife sesli
11 Ağustos Onaylayıcı
12 Ağustos Muhafazakâr
13 Ağustos Tuhaf
14 Ağustos Kopyacı
15 Ağustos Emredici
16 Ağustos Hararetli
17 Ağustos Öfkeli
18 Ağustos Dayanıklı
19 Ağustos Şaşırtıcı
20 Ağustos Gizemli
21 Ağustos Dışadönük
22 Ağustos Deneyimli
23 Ağustos Kusursuz

BALIK (20 Şubat-20 Mart)

20 Şubat İzlenimci
21 Şubat Candan
22 Şubat Evrensel
23 Şubat Tutarlı
24 Şubat Verici
25 Şubat Bahaneci
26 Şubat Uyandıran
27 Şubat Hakiki
28 Şubat Hoşlanılan
29 Şubat Delikanlı
01 Mart Sanatçı
02 Mart Tutsak
03 Mart Tasarımcı
04 Mart Soyut
05 Mart Cennet cehennem
06 Mart Güzel
07 Mart Somut
08 Mart Aykırı
09 Mart Astronot
10 Mart Psikolog
11 Mart Sezgili
12 Mart Atak
13 Mart Kaçınılmaz
14 Mart Görece
15 Mart Çok bilmiş
16 Mart Esin
17 Mart Havai
18 Mart Kararsız
19 Mart Israrcı
20 Mart Oyunbâz

BAŞAK (24 Ağustos-23 Eylül)

24 Ağustos Cin fikirli
25 Ağustos Kontrolsüz
26 Ağustos Yardımsever
27 Ağustos Sosyal
28 Ağustos Dilbaz
29 Ağustos Yapıcı
30 Ağustos Sert
31 Ağustos Gösterişçi
01 Eylül Mantıklı
02 Eylül İşkolik
03 Eylül Başına buyruk
04 Eylül İnşa eden
05 Eylül Hükümdar
06 Eylül Kaderci
07 Eylül Basarili
08 Eylül Titiz
09 Eylül Talepkâr
10 Eylül Azimli
11 Eylül Dramatik
12 Eylül Savaşçı
13 Eylül İhtirâslı
14 Eylül Kavrayışlı
15 Eylül Yönetici
16 Eylül Coşkun
17 Eylül Azimli
18 Eylül Ketum
19 Eylül İyi görünümlü
20 Eylül Amir
21 Eylül Zevkli
22 Eylül Yorulmak bilmez
23 Eylül Güncel

BOĞA (21 Nisan - 20 Mayıs)

21 Nisan Sorumlu
22 Nisan Sağlam
23 Nisan Ürkek
24 Nisan Korumacı
25 Nisan Maddeci
26 Nisan Terbiyeli
27 Nisan Yeterli
28 Nisan Sâdık
29 Nisan Hüzünlü
30 Nisan Vazifeşinas
01 Mayıs Alaycı
02 Mayıs İnceleyici
03 Mayıs İletişimci
04 Mayıs Dadı
05 Mayıs Kül yutmaz
06 Mayıs Fantastik
07 Mayıs Düşkün
08 Mayıs Dobra
09 Mayıs Mert
10 Mayıs Yalnız
11 Mayıs Gezgin
12 Mayıs Bağımsız
13 Mayıs Çekici
14 Mayıs Taşkın
15 Mayıs Hayâlci
16 Mayıs Becerikli
17 Mayıs Çetin
18 Mayıs Hareketli
19 Mayıs İknâcı
20 Mayıs Dışavurumcu

İKİZLER (21 Mayıs-21 Haziran)

21 Mayıs Yaratıcı
22 Mayıs Destansı
23 Mayıs Aktarıcı
24 Mayıs Görkemli
25 Mayıs Cüretkâr
26 Mayıs Anaç
27 Mayıs Fedâkâr
28 Mayıs Fevri
29 Mayıs Acar
30 Mayıs Çevik
31 Mayıs Kırıcı
01 Haziran Gözde
02 Haziran Çözücü
03 Haziran Edâlı
04 Haziran Eleştirici
05 Haziran Öncü
06 Haziran Hayalperest
07 Haziran Eğlendiren
08 Haziran Etkili
09 Haziran Israrcı
10 Haziran Yanar döner
11 Haziran Göçebe
12 Haziran İyimser
13 Haziran Maceraperest
14 Haziran Fırtınalı
15 Haziran Ayartıcı
16 Haziran Paragöz
17 Haziran Sanatçı
18 Haziran Cimri
19 Haziran Kışkırtıcı
20 Haziran Cazibeli
21 Haziran Keyifli

KOÇ (21 Mart-20 Nisan)

21 Mart Berrak
22 Mart Doğrucu
23 Mart Meraklı
24 Mart Sade
25 Mart Dinamik
26 Mart Güvenilir
27 Mart Başlatıcı
28 Mart Mâsum
29 Mart Gözlemci
30 Mart Uzlaşmaz
31 Mart İnatçı
01 Nisan Ağırbaşlı
02 Nisan İdealist
03 Nisan Dayanıklı
04 Nisan Kararlı
05 Nisan İş bitirici
06 Nisan Deneyci
07 Nisan Coşkulu
08 Nisan Vicdanlı
09 Nisan Ölçüsüz
10 Nisan Gözü pek
11 Nisan Politik
12 Nisan Sosyal
13 Nisan Kutsal
14 Nisan Gelenekçi
15 Nisan İnsancıl
16 Nisan Komik
17 Nisan Ciddi
18 Nisan Savunmacı
19 Nisan İrâdeli
20 Nisan Mücâdeleci



dogum-gunu-sifresi-640x400.jpg


KOVA (21 Ocak-19 Şubat)

21 Ocak Lider
22 Ocak Bocalayan
23 Ocak Kişilikli
24 Ocak Ulaşılmaz
25 Ocak Kaderci
26 Ocak Faal
27 Ocak Gelişmiş
28 Ocak Dayanılmaz
29 Ocak Kavgacı
30 Ocak Mükellef
31 Ocak Şâir
01 Şubat Gönüllü
02 Şubat Kaliteli
03 Şubat Hakiki
04 Şubat Bükülmez
05 Şubat Hatip
06 Şubat Popüler
07 Şubat Ütopik
08 Şubat Müneccim
09 Şubat Canlı
10 Şubat Yürekten
11 Şubat Rahat
12 Şubat Birleştirici
13 Şubat Çevik
14 Şubat Hazır cevap
15 Şubat Mucit
16 Şubat Animatör
17 Şubat Sebatkâr
18 Şubat Dâhi
19 Şubat Kâşif

OĞLAK (22 Aralık-20 Ocak)

22 Aralık Enerjik
23 Aralık Sarsıcı
24 Aralık Karmaşık
25 Aralık Doğal
26 Aralık Yılmaz
27 Aralık Yardımcı
28 Aralık Çokbilmiş
29 Aralık Üstün
30 Aralık Az ve öz
31 Aralık Estetik
01 Ocak Düzenleyici
02 Ocak Bencil
03 Ocak Yoğun
04 Ocak Formülcü
05 Ocak Kendini onaran
06 Ocak İçerikli
07 Ocak Sıra dışı
08 Ocak Fenomen
09 Ocak Hevesli
10 Ocak Görünmez
11 Ocak Değerli
12 Ocak Vahşi
13 Ocak Seyyar
14 Ocak Kaynasan
15 Ocak Çaresiz
16 Ocak Ergin
17 Ocak Ağırsiklet
18 Ocak Çocuksu
19 Ocak Hayalperest
20 Ocak Başıboş

TERAZİ (24 Eylül-23 Ekim)

24 Eylül Avare
25 Eylül Taslamacı
26 Eylül Sabırlı
27 Eylül Hırslı
28 Eylül Kalp kiran
29 Eylül Tepkisel
30 Eylül Gafçı
01 Ekim İz sürücü
02 Ekim Sivri
03 Ekim Modacı
04 Ekim Düzelmez
05 Ekim İlkeli
06 Ekim Bohem
07 Ekim Muhalefet
08 Ekim Romantik
09 Ekim Cüretkar
10 Ekim Ekonomik
11 Ekim Rahat
12 Ekim Edâlı
13 Ekim Zor
14 Ekim Ilımlı
15 Ekim Oyuncu
16 Ekim Yargıç
17 Ekim Dengeli
18 Ekim Lider
19 Ekim Pırıltılı
20 Ekim Modern
21 Ekim Benzersiz
22 Ekim Cazibeli
23 Ekim Çelişkili

YAY (23 Kasım-21 Aralık)

23 Kasım Saygısız
24 Kasım Neşeli
25 Kasım Çabalayan
26 Kasım Özel
27 Kasım Heyecanlı
28 Kasım Çapkın
29 Kasım Öneren
30 Kasım Saldıran
01 Aralık Sen
02 Aralık Vurdumduymaz
03 Aralık Hünerli
04 Aralık Metanetli
05 Aralık Emin
06 Aralık Seçici
07 Aralık Ben merkezci
08 Aralık Terk edilmiş
09 Aralık Süslü
10 Aralık Arzulu
11 Aralık Yoğun
12 Aralık Narsist
13 Aralık Marifetli
14 Aralık Gösterişli
15 Aralık Olgun
16 Aralık Uçuk
17 Aralık Kimyager
18 Aralık İri
19 Aralık Bakici
20 Aralık Doğurgan
21 Aralık Muamma

YENGEÇ (22 Haziran-22 Temmuz)

22 Haziran Alkışçı
23 Haziran Büyüleyici
24 Haziran Sihirbaz
25 Haziran Yenilikçi
26 Haziran Dirençli
27 Haziran Savunmacı
28 Haziran Duygusal
29 Haziran Havai
30 Haziran Güdümlü
01 Temmuz Kopmuş
02 Temmuz Baygın
03 Temmuz Vefalı
05 Temmuz Şovmen
06 Temmuz Arzulu
07 Temmuz Teshirci
08 Temmuz Pragmatik
09 Temmuz Şaşkın
10 Temmuz Dengesiz
11 Temmuz Dik kafalı
12 Temmuz İnandırıcı
13 Temmuz Fırsatçı
14 Temmuz Abartıcı
15 Temmuz Baştan çıkaran
16 Temmuz Gergin
17 Temmuz Profesyonel
18 Temmuz İçten
19 Temmuz Mekanik
20 Temmuz İstikrarsız
21 Temmuz Trajikomik

22 Temmuz Dalgalı

Bu konuyu yazdır

  UYANIKLIĞINIZDAN UYANIN! HERŞEY ZİHİNİNİZİN İÇİNDE MEYDANA GELMEKTE
Yazar: Spiritüeller - 27-05-2017, Saat: 12:00 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

Herşey Zihninizde Gerçekleşmekte!

– Sukünetimiz izler… herşeyin nasıl seyr edildiğini seyr eder.

– Burada bir bilinç var, bunu mu demek istediniz?

– Evet, evet.

– Bu bilinç, bir kenara itmez… tıpkı çiçeğin kokusunu  bir yana itmediği gibi! O orada!

Hattâ aşikara çıkmış bu dünyayayı seyr’e geldiniz. Bu da bilinç… Bir ipucu mesela rüyâda, rüyâ durumunda da vardır, rüyâda da ilişkiler olabilir orada da.. Rüyâda
da duyular çalışmaktadır: Vücudun, gerçek vücudun uzanıyor yatak da ve sen
bunun farkında değilsin artık ve sen çölde bir deveye biniyorsun ve o an’da
bu senin için gerçek. Uyanıklılık durumunu geride bırakmışsın.

O durumla alâkan yok ama yine de duyular orada. Yağmur yağdığında ıslaklığı hissediyorsun. Güneş sıcak, rüyânda susuyorsun. Eğer aç hissedersen
rüyânda,  hayâli-açlığını giderecek hayâli bir yiyecek bulmak zorundasın.
Ama sen bunun rüyâ olduğunu bu arada sorgulamazsın. Herşey orada,
tüm unsurlar orada rüyânın içinde… Kat edeceğin mesafeler, biraz daha zor olan
bir şey mesela; kendini uzaya seyahat ederken bulursun belki de… ya da bir
otobüse binerken seni herhangi bir çiftliğe götürebilecek…
ve uyandığında bakarsın ki tüm bunlar zihninde gerçekleşmekte!

Tüm bu ilişkiler, karşılaştıkların ve konuştuğun zaman dillerini anlamadıkların..
Rüyânda diyemezsin ki “ Bak bu durum benim kontrolümde, bu benim
rüyâm ve ben senin ne konuştuğunu bilmem gerekiyor.

Hayır! eğer bilmek istiyorsan ne konuşulduğunu o zaman hayâli bir dil okuluna gitmen gerekiyor rüyânda ve bu insanların konuştuğu dili öğrenmen gerekiyor ve bunu öğrenmek ve konuşmak için  belki de 3 ya da 4 hayâli –yıl alabilir. Herşey orada!
Senin rüyân diye bir avantaja sahip değilsin! Ve bir şekilde uyanma gerçekleşir
ve bu sefer de bunun içindesindir ve sen o rüyâyı unutursun tıpkı rüyâya
daldığında burayı unuttuğun gibi…ve buraya döndüğünde dersin ki:
“gerçeğe geri döndüm” ama rüyânda gerçeğe dair konuşmaların olabilir.
Bir ipcucu. Tüm bunlar zihninde… Su ıslak, hava temiz..
Tüm bunlar rüyânda gerçekleşebilir…

574ee9d061361f1a343f1acf.jpg



Dolayısıyla bu yaşadığımızı peki daha gerçek yapan ne?!

Bu halden de bir “uyanış” var. Bunun ne olduğunu anlamak için bu durumun için de de bir uyanış,uyanışın içinde de bir uyanış var. Çünkü burada bile rüya halindeyiz.
Peki bu ne demek?

Dünyanın temeli…sadece bir dünya var ama milyonlarca alem var.Her bir vücudun içinde eşsiz bir alem mevcut. Diyebilirsin ki: “Biz aynı dünyada yaşıyoruz.”
Bu şeyi gördüğünde hepimiz aynı şeyi görüyoruz, yelpaze… ama bu içinde
yaşadığımız dünya değil.. biz duyguların, hislerin, anıların, düşüncelerin, şartlanmaların, yansıtmaların ve arzuların, bağlanmaların dünyasında
yaşıyoruz ve tüm bunlar dünyaMızı renklendiriyor ve aynı şekilde uykuya daldığında, rüyâ gördüğünde bunu kimse ile paylaşamazsın. USB ile bağlanır gibi bağlanıp
rüyanı paylaşamazsın, paylaşabilsen bile herhangi biri ile, yorum farklı olacaktır.
Bu eşi benzeri olamayan, eşsiz bir dünya ve aynı şekilde uyandığında da
yaşadığın dünya yine sana ait. Hattâ ikizin bile senin dünyanın inceliklerini bilemez.

Ve birisi sana diyor ki : “Hattâ bu dünya UYANılması gereken bir rüyâ!”.. O zaman bu demek olabilir? Bu rüyâdan uyanmak nasıl bir şey olabilir? Neyi işaret etmekte?…

Dolayısıyla soru şu: “Rüyâyı gören kim?”, “Bu rüyâyı-hayâli seyr eden ne?”

Hattâ bazı insanlar bunun rüyâ olmadığını da söyler, çok azı bunun olası bir hayâl olduğunu kabul ederler… “Rüyâ-Hayâl ne demek?”…
Pek çok insan için rüyâ bulanık bir şey …

Öyle değil!… Bu “tam odaklı 3 Boyutlu bir rüyâ-hayâl!”… Ama aradığın “özgürlük” ise bunu hemen bilemen çok önemli değil. Buna odaklanmamıza gerek yok.

Kendiliğinden anlaşılır olur olacağı zaman. Önemli olan şey,anlaman gereken: başına ne gelirse, sana ne olursa olsun, bu senin dünyaN ve sen bunu seçiyorsun.
Bu senin kendi bilincinde, senin kendi zihninde meydana geliyor.

Herşeyi gören sensin. Görmek demek bu et gözle görmek demek değil, anlayarak GÖRmek… “Saf- yalın idrâk” ile GÖRmek ya da buna “kavrama” de…
ve çoğunlukla algı aldatıcıdır. Bizler onu kendimize ait eşsiz bir
tecrübe olsun diye heyecanlı-renkli hale getiririz! Biz, gördüğümüz herşeyi duygusal hale getiriyoruz.O zaman nasıl bir ortak dünya olabilir? Her birimiz için eşsiz olan,
en olağandışı dünya. Dolayısıyla bu bizim ortak buluşma yerimiz olabilir mi?!…

Bundan daha derine inmen gerekiyor. Derinine inmek zorundasın. Her ne olursa,
her ne görürsen, gören SENsin! Hattâ yorumu yapan, hattâ kişileştiren,
hattâ bir şeyle kendini özdeşletiren, yargılar, fiiller,tepkiler…
Tüm bunlar senin gözlemci olduğunun fenomenleridir!…

SEN KİMSİN? İşte soru bu!…

UYANIKLIĞINIZDAN UYANIN!
HERŞEY ZİHİNİNİZİN İÇİNDE MEYDANA GELMEKTE…

Bu konuyu yazdır

  Açlık Hormonu Yeni Beyin Hücrelerinin Gelişimini Arttırıyor
Yazar: Spiritüeller - 27-05-2017, Saat: 11:54 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Oruç tutmak beyin gücünü arttırıyor olabilir mi? İştahı uyaran bir mide hormonunun yeni beyin hücrelerinin gelişimini desteklediği ve bunları yaşlanmaya bağlı etkilerden koruduğu düşünülüyor. Bu, bazı insanların oruç tuttuklarında neden zihinlerini daha parlak hissettiklerinin de açıklaması olabilir.


Grelin ilk defa keşfedildiğinde açlık hormonu olarak biliniyordu. Bu hormon mide boşken, midede üretilir. Ne zaman birkaç saat aç kalsak, kanımızdaki grelin hormonunun seviyesi artar.

Grelinin biliş(idrak)i de artırabileceği biliniyor. Az kalorili beslenen hayvanların zihinsel yetenekleri çok daha iyidir ve grelin hormonu kısmen bunun nedeni olabilir. Farelere bu hormon enjekte edildiğinde, öğrenme ve hafıza testlerinde ilerlemeler görüldü. Aynı zamanda beyinlerindeki nöron bağlantılarının sayısı da artmış görünüyor. Bir kabın içinde üretilen fare beyin hücrelerine bu hormon eklendiğinde, nörojenez(hücre doğumu) i tetiklediği bilinen bir geni devreye soktu. (Fibroblast Büyüme Faktörü)

Yeni Anılar

Konu üzerindeki çalışması bu ay İngiliz Nörobilim Ortaklık Konferansı’nda sunulan Davies. “Eğer aynı etki hayvanlarda gerçekleşirse bu, grelinin hafıza üzerindeki etkisini gösterecektir.”diyor.

Davies: “Genç beyin hücrelerinin, yeni anıları şekillendirme yeteneğini artırdığı düşünülüyor. Çünkü daha kolay uyarılabiliyorlar. Bu yüzden de, yeni ortamlarda daha kolay aktive olabiliyorlar. Bu nöronlar yaşlı nöronlara göre çok daha kolay ateşleniyorlar ve yeni anılar yaratılmasını başlatıyorlar.”

Bir çeşit beyin hücresi kaybından kaynaklanan Parkinson hastalığı gibi, nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde de bu çalışma etkili olabilir. Davies ve arkadaşlarının da içinde bulunduğu bir grup tarafından daha önce yapılan bir çalışmada, grelin hormonunun, hayvanlarda bir tür Parkinson hastalığının oluşumuna engel olduğu görüldü.

Başka çalışmalarda da, Davies ve arkadaşalrı, bir laboratuvar kabında suni yoldan Parkinson hastalığı oluşturulan beyin hücrelerini ölmekten grelin hormonunun kurtardığını buldular. Davies in iş arkadaşı Amanda Hornsby, bir çalışmasında Parkinson hastalığı yaşayan 28 gönüllü kişiyle çalıştı ve bunların kanlarındaki grelin seviyesinin sağlıklı insanlara göre çok daha az olduğunu buldu.

Bu da, grelin ya da aynı işlevdeki diğer kimyasalların Parkinson bunaması yaşayan kişilerin tedavisinde kullanılabileceğini göstermektedir.


movenpickiftargrsl5575_525-277.jpg


Aralıklı Oruç Tutmak


Günlük tavsiye edilen miktarın yaklaşık % 25’i daha az kaloriyle beslenmenin insan sağlığı üzerinde pek çok faydası bulunmaktadır. Mesela, kan şekeri seviyesinin çok daha güzel kontrol edilebilmesi gibi.

Bunu deneyen bazı insanlar, bilişsel yeteneklerinin de arttığını söylediler. Ama bazı çalışmalar, bunun insanın düşünsel yeteneklerini zayıflattığını iddia etmektedir.

Kalori sınırlaması uygulanan beslenmenin avantajlarından yararlanmak adına bazı insanlar aralıklı oruç tutuyorlar. Bu, haftanın 5 günü normal beslenirken, 2 gün sadece 500 kalori aldıkları bir diyet program olabilir. Bu programda grelin hormonu artmaktadır. Ama Almanya’da Münih Teknik Üniversitesi’nden Nicolas Kunath: “Yeni beyin hücrelerinin çalışabilmesi için birkaç gün ile birkaç hafta arası kadar bir zamana ihtiyaçları vardır. Bu yüzden insanlar, oruç tutarak beyin güçlerinde bu tarz hızlı değişiklikler olacağını düşünmesinler.”

Bu konuyu yazdır

  Gizli Dulce Yeraltı Üssü Ve Bu Üste Yapılanlar
Yazar: Spiritüeller - 26-05-2017, Saat: 17:17 - Forum: UZAYLILAR - Yorum Yok

Dulce, New Mexico'nun kuzeyinde dokuzyüz nüfuslu küçük bir kasabadır.Dulce'nin en önemli özelliği Archuletta Mesa'nın altında derin bir sır saklıyor olmasıdır. Söylentilere göre bu sır " HÜKÜMET - UZAYLI ORTAK BİOGENETİK LABORATUVARLARINDA İNSANLARIN VE HAYVANLARIN ÜZERİNDE KORKUNÇ DENEYLER YAPILIYOR OLMASIDIR .. "

Bu üs civarında sık sık parçalanmış sığırlara rastlanmaktadır.Bazı araştırmacılar, parçalanmış sığırların ufo fenomeninin UFO'larla bağlantılı olduğunu söylemektedirler.Gerçektende Dulce civarında sık sık UFO'lar, Acayip ışıklar ve diğer hava fenomenleri rapor edilmektedir.

UFO'ların görüldüğü bölgelerde parçalanmış sığırlarada rastlanmaktadır.

Aşağıda okuyacağınız Amerikalı araştırmacı Paul Bennewitz'in Dulce üssü ile ilgili açıklamalarının bir dezinformasyon kampanyasının sonucu olup olmadığı açıkça belli değildir.Paul'un Dulce tesisiyle ilgili tek şahidinin açıklamaları için, onu yalancılıkla suçlamak taktik bir manevra olabilirdi ama gerçek dezinformasyon kampanyası, kamuoyuna Dulce hikayesinde inanılacak hiçbirşey olmadığını söylemek olurdu.

Paul bennewitz, bir ufo tarafından kaçırılşan New Mexico'lu Myrna Hansen vakasını incelemişti. Hansen, 1980 yılında bir yeraltı bir yeraltı tesisine götürülmüştü.

Christa Tilton, Temmuz 1987'de bir uzay gemisiyle gelen iki küçün uzaylı tarafından kaçırıldıktan sonra, "kayıp zaman" Tecrübesini yaşamıştı.

Tilton, kaçırıldıktan sonra güvenlik kameraları ve bilgisayarlı kontrol noktalarının bulunduğu yeraltında bir tünele götürüldü. O, bir transit araçla yüz taraması yapılan bir bilgisayar ekranının karşısına getirildi.Bilgisayar ona bir kimlik kartı çıkarttıktan sonra, rehberi tarafından yerin yedi kat yerin altında bulunan bir tesisin birinci seviyesine geldiği söylendi. Christa'nın iddiasına göre, o yeraltındaki 5.kata kadar indirilmiş ve burada uzaylı araçlarının ve küçün GRİ yabancı varlıkların olduğunu görmüştü.


maxresdefault%2B%25281%2529.jpg

Daha sonra götürüldüğü geniş bir odada, bilgisayarlar tarafından kontrol edilen, geniş tanklara asılmış göstergeler ve bazı boru hatlarından çıkarak tankın içine giren geniş kollar görmüştü. Onun dikkatini bir uğultu sesi ve formaldehit kokusu çekti. Tilton bu sıvının tanklarda karıştırıldığı izlenimini edinmişti. Ona tankın muhtevası gösterilmedi. Christa, kaçırıldığı zaman şahit olduğu şeylerin çoğunu sonradan resmini çizmişti.

Bu esrarengiz tanklarla ilgili bilgiler, "DULCE KAĞITLARI" adlı tartışmalı bir dosyada yine ele alınmıştı. Bu dosyada ayrıca Dulce yeraltı tesislerinin otuz adet siyah-beyaz fotoğrafı ve bir de videobant bulunuyordu.

İddialara göre, bu kağıtları dışarıya 1979'a kadar Dulce'de güvenlik görevlisi olarak çalışan bir memur çıkarmıştı.

1979'un sonunda güvenlik memuru Thomas C, karşılaştığı korkunç gerçekler karşısında daha fazla suskun kalamayacağını anlamıştı.

Dulce yakınlarındaki Amerikan Hükümeti-uzaylılar ortak yeraltı üssünde rahatsız edici çok şey duymuş ve görmüştü.

Çetin bir iç hesaplaşmadan sonra, tesisten ayrıldı ve birçok belgeyide beraberinde götürdü. Küçük bir fotoğraf makinası ile, yeraltındaki çok katlı kompleksin otuzdan fazla fotoğrafını çekti. Ayrıca birçok belgeyi ve kontrol merkezindeki bir güvenlik video bandınıda yanında götürmüştü. Bu bantta laboratuvarlar, uzaylılar ve ABD hükümetinin yetkili personeli görünüyordu. Alarmı ve kameri sistemini kapatan Thomas, dışarı açılan yüz çıkıştan birinden yüzeye çıkmıştı.

Thomas, orjinal belgeleri çok iyi sakladıktan sonra her birinden beşer kopya çıkardı.

Thomas saklanmaya karar vermişti ve bu amaçla karısını ve çocuğunu evinden almaya niyetlenmişti ki, evinin önünde hükümet ajanlarına ait bir minibüsü beklerken gördü.

Thomas yakın bir arkadaşının ihanetine uğramıştı. Ajanlar, Thomas'ın karısını ve çocuğunu, tesislerden aldıklarını geri vermesi şartıyla, serbest bırakabileceklerini söylediler.

Thomas, ailesinin biyolojik denemelerde kullanılacağını anlayınca, ortadan kaybolmaya karar verdi.Bu on yıl önceydi. Thomas böyle bir gizli entrikaya nasıl karışmıştı ?

Şimdi 50'li yaşlarda olan Thomas, 20'li yaşların ortasında Batı virginia'da bir yeraltı tesisinde, çok gizli fotoğrafçılık eğitimi almıştı. O, yedi yıl Hava Kuvvetleri için çok gizli fotoğrafçılık yaptı. 1971'de Santa Monica-California'da Rand Corporation için çalışmaya başladı. 1977'de Dulce tesislerine transfer oldu. Yeraltındaki görevine, derin yeraltı tüpmekik sistemiyle gidiyordu.

Bu zaman içinde Santa Fe-New Mexico'daki bir güüvenlik görevlisi, özel olarak UFO görüntüleri, hayvan parçalanması fenomenini ve bölgedeki mason Wicca gruplarının faaliyetlerini araştırıyordu. Thomas'ın ve araştırmacılarının ortak arkadaşı olan bir şahıs, 1979'da Santa Fe'ye gelerek her ikisini de ziyaret etti. Ziyaretçi fotoğraflara, video banda ve Dülce üssünden alınan belgelere göz attı. Buradan bazı resimler çizildi ve böylece UFO araştırmacısı toplulukların "DULCE PAPERS" (Dulce kağıtları) diye bildikleri bilgiler ortaya çıktı.

Thomas'ın iddiasına göre, Dulce tesislerinde 18.000 kısa "GRİ" vardı ayrıca o sürüngenimsi humanoid'ler (insanımsılar) de görmüştü.
Thomas'ın bir iş arkadaşı evinde, materyalize olan 6 foot (1.83m) boyunda bir sürüngenimsi ile yüz yüze gelmiştiç Reptoid (Sürüngenimsi) duvardaki New Mexico ve Colorado haritaları ile çok ilgilenmişti.

Haritalardaki renkli toplu iğneler ve işaretler, sığırların parçalandığı bölgeleri, kaçırılma olaylarının yoğun olark yaşandığı yerleri, eski harabeleri ve şüpheli yeraltı üslerini gösteriyordu.

Çok katlı Dulce yeraltı üssü, üs güvenliği tarafından devamlı kontrol edilen merkezi bir sisteme sahiptir.Üssün güvenlik seviyesi aşağıya indikçe artıyordu. Thomas, gizlilik kategorisinde güvenlik derecesi "ULTRA-7"ye sahipti. Thomas'ın bildiği yedi aşağı kat vardı ama daha da fazlasının olması mümkündü. Birçok uzaylı yeraltındaki 5.6 ve 7. katlarda bulunuyordu. Dulce'den Page'ye (Arizona'daki yeraltı tesisleri) daha sonra Nevada'daki 51. Bölge'nin altındaki bir üsle bağlantılar vardı. Dulce'den kalkan tüpmekik,Taos,NM,Colorado springs,Colarodo,Creed,Colorado sandia gibi yeraltı üslerinden geçtikten sonra, Carlsbad, NM'ye varıyordu.

ABD altındaki tüneller ve yeraltı şehirleri şebekesinin birbiriyle tüpmekik bağlantıları vardır.

Dulce üssünde, kapılar ve koridorlar üzerindeki çoğu işaretler, uzaylı sembol dilinde yazılmıştır. Bu evrensel sembol sistemi burada yaşayan insanlar ve uzaylılar tarafından rahatlıkla anlaşılmaktaydı.

Thomas2ın anlattığına göre, yeraltındaki ikinci kattan sonra, herkes çıplak olarak tartıldıktan sonra, uniformaları veriliyordu. Ziyaretçilere kapalı beyaz üniformalar veriliyordu. Herkesin ağırlığu güncel olarak, bilgisayar kimlik kartının üzerine işleniyordu. Ağırlıktaki herhangi bir değişiklik anında kaydediliyor, şayet 3 pound (1.360 Kg)'un üzerinde ise, Fiziksel bir inceleme ve röntgenden ( X-Ray) geçmesi isteniyordu.

Bütün hassas bölgelerin ön tarafonda göstergeler vardı. Kapı kontrol panellerinde ve döşemeyle kapı arasında da göstergeler vardı. Her şahıs bilgisayar kimlik kartını kapının yanındaki yarığa sokuyor ve nümerik kodunu anahtar tuşuna giriyordu, işlemler sırasında meydana gelebilecek en ufak bir aksaklık bile, oraya bütün güvenlik memurlarının toplanmasına yetiyordu. Hassas bölgelerde kimsenin bir şey taşımasına izin verilmiyordu. Bütün malzemeler, bir taşıma bandına konuyor ve röntgen cihazından geçiriliyordu. Aynı işlem hassas bölge terk edilirken de tekrarlanıyordu.

Bütün asansörler manyetik olarak çalışıyordu ve asansör kabloları mevcuk değildi. Işıklar dahil her şey ileri manyetik bir sistem taraıfndan kontrol ediliyordu. Buralarda alışılmıl ampuller yoktu. Tüneller fosforlu birimler ve şekilsiz emisyon şeritleri vasıtasıyla aydınlatılıyordu. Bazı derin tünellerde, bölgeyi geçici olarak aydınlatmak için bir çeşit fosfor pentaoksit kullanılıyordu. Bilinmeyen sebeplerden dolayı uzaylılar bu bölgeye yaklaşmıyordu.

Yeraltındaki 1.kat yol bakımı için garaj ihtiva ediyordu. 2.katta trenler, mekikler, tünel delgi makinaları ve disk bakımı için garaj bulunuyordu. 4. katta, insan aura'sı telepati, hipnoz ve rüyalar üzerinde araştırmalar yapılıyordu. Thomas'ın dediğine göre, onlar insanların bioplazmik bedenini, fiziksel bedende ayırıp, bunun yerine uzaylı varlığın "hayat güçmatrix" ini yerleştiriyorlar. Bu şekilde insanın "can" hayat gücü matrix'ini ortadan kaldırıyorlardı.

Altıncı kat "Kabus Salonu" olarak biliniyordu. Burada balıklar, kuşlar, fareler vb. hayvanların orjinal şekillerinin değiştirildiği genetik laboratuvarları bulunmaktaydı. Bu katta ayrıca çok kollu ve çok bacaklı insanlar, kafeslerde tutulan 7 feet(2.13m) uzunluğunda humanoid yarasa benzeri yaratıklar vardı. Uzaylılar insanlara genetik hakkında hem faydalı, hem de çok tehlikeli birçok şey öğretmişlerdi.

Gri'ler ve reptoid'ler analitik zekaya sahip, teknolojiya yatkın yaratıklardı. Diğer bir uzaylı grup olan Nordik insanlarla çatışma halindeydiler. Belki de gelecekte vukubulacak büyük savaşa burada hazırlanıyorlardı.

Bu sürüngenimsi'lerin bir özelliğide diğer canlı varlıklarla karşı etik ve insani hiçbir duygu ve düşünceye sahip olmamalarıydı. Bu nedenle her türlü deneyi rahatlıkla yapabiliyorlardı.

İnsan genetik haritasının çıkarılması (Genoma projesi) için Ameirkan Enerji Bakanlığının (DOE) içinde şu kuruluşlar bulunuyordu
"Ulusal Sağlık Enstitüsü" , "National Science Foundation (Ulusal Bilim Vakfı), "Howard Huges Medical Institude" ve tabii ki, DOE tarafından yürütülen Dulce yeraltı laboratuvarları.

Thomas'a göre, uzaylılar androjinal'dı (Hem erkek hem dişi , çifte cinsiyetli) ve ortaya çıkan canlı, partenogenez'le (Yani kendiliğinden üremeyle) çoğalıyordu. Dulce'de çok geçerli form veya üreme poliembriyoni idi. Her ebmriyo altı veya dokuz birey ortaya çıkaracak şekilde bölnüyordu.

Uzaylı ve insan Bio Tekniği insanlığa hizmet etmek içinmi, yoksa bizleri kontrol etmek ve egemen olmak içinmi kullanılacak? Niçin UFO'lar tarafından kaçırılılanlar genetik deneylerde kullanılıyorlar ?

Thomas'ın Dulce'deb ayrılmasına neden olan şey, 7. Kattaki kafeslerde gördüğü ve ondan yardım isteyen insanlar olmuştu. Thomas'a göre, sıra sıra binlerce insan ve insan uzaylı melezleri ve humanoid embriyolar soğuk hava deoplarında tutuluyordu.

Uzaylılar ne toprak, ne altın, ne madenler, ne su, ne de insanların sahip olduğu şeyleri istemiyorlardı, istedikleri tek şey, dünyanın manyetik gücüydü. Uzaylılar bu gücü bizim bilmediğimiz bir şekilde kullanıyorlardı.

Evet, Thomas'ın hikayesi inanılmaz gibi görünüyor ama, anlatılanlar gerçekte yaşanan bir kabusun sadece bir kısmını oluşturuyor olabilir. Dulce'de garip şeyler olduğuna dair bir çok delil vardır. Thomas'ın bunlara cevabı var mıydı ?

UFO görüntüleri, kaçırılma ve hayvan parçalama olaylarının arkasında daha korkunç hakikatler gizleniyor olabilir.

Yakın zamanlarda Archuleta Mesa'daki sondaj ve bilgisayar analizi yapan bir grup bilim adamı, Mesa'nın altında derin mağaralar olduğunu tespit ettiler .

Bu konuyu yazdır

  UZAYDA CİNSELLİK VE ÜREME
Yazar: Spiritüeller - 26-05-2017, Saat: 17:07 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

Yaşam kaynaklarımızı hızlıca tükettiğimiz için mi, Dünya’nın ömrünün bir gün sona ereceğini bildiğimizden mi, yoksa sırf merak eden ve araştıran bir canlı türü olduğumuzdan mıdır bilinmez ama uzayda yaşam arayıp, orada kendimize yaşam koşulları oluşturma çalışmalarına başladık bile. Yaşama uygun gezegen arayışlarımız sürüyor.

Uzay çalışmalarında üs inşası, uzay giysileri, uzayda yiyecekler, bitki yetiştirme gibi konularda ilerleme gösteren bilim insanları, aynı başarıyı uzayda cinsellik konusunda da göstermeye çalışıyor. Çünkü eğer uzayda yaşayacaksak, orada ürememiz, üremek için de cinselliği yaşamamız gerekmektedir.

Uzayda cinselliğin nasıl yapılabileceğini bilmiyoruz. Fakat uzayda seks yapmanın romantizmden ziyade bir külfet olduğunu, çok uğraş verilmesi gerektiğini biliyoruz.

“Yerçekimsiz bir ortamda cinsellik” konusu üzerine konuşan NASA doktorlarından Jim Logan, "Öncelikle yerçekiminin sıfır olduğu bir ortamda cinselliğin koreografisinin yapılması gerekir. Çünkü hiçbir yere tutunmadan boşlukta uçan iki insanın öpüşmesi bile zor. İş cinselliğe gelince sağa sola savrulmak kaçınılmaz. Uygun pozisyonların önceden belirlenip uygulanması gerekir." diyor. Logan’a göre, yerçekimsiz ortamın en kötü etkilerinden biri olan ve astronotların da sık sık yakındığı mide bulantısı bile romantizmi bozacak önemli bir etken.

Ayrıca uzayda astronotların çok fazla terlediği gerçeğini göz önüne alırsak, cinsellik sırasında ter damlaları havada uçuşacak, sıfır çekimli bir ortamda kan basıncı da düşeceğinden bazı organlar görevini iyi yapamayacaklardır.

Bu sorunları aştığımızı farzedelim. Peki, anne karnında cenin oluşabilecek mi¿ Yerçekimsiz ortamdan cenin nasıl etkilenecek, doğum gerçekleşebilecek mi 

maxresdefault.jpg

Medeka balıkları, 1994 yılında uzayda çiftleştirilen ilk canlılar oldular ve yumurtalarından sağlıklı yavrular çıktı. Bu bize uzayda üremenin mümkün olduğunu gösterdi. Fakat memeli hayvanların (insanlar da dahil) hamile kalma süreci, plasentanın gelişim süreci, hamileliğin evreleri ve doğum fazlaca karışık süreçler içerir.

Bu sorulara cevap arayan biliminsanları, fareler üzerinde gerçekleştirdikleri deneylerde şu sonuca ulaştılar: İnsanın uzayda, daha doğrusu yerçekimsiz ortamda üreyebilmesi mümkün olmuyor. Yani bir kadının uzay boşluğunda hamile kalması çok çok düşük bir olasılıktır.

Çünkü hem spermler yerçekimi yokluğunda yollarını bulmakta çok zorlanıyor, hem de kozmik radyasyon kadın yumurtalarını ve erkek sperm hücrelerini olumsuz yönde etkileyerek doğurganlığın önüne geçiyor. Döllenme bir şekilde mümkün olsa bile, kısa sürede döllenmiş yumurta ölüyor ve düşük gerçekleşiyor.

Bu kadar zorlu şartlarda üreme yapmak, neslimizi sürdürmeye çalışmak ve bunu yaparken de aşkı yaşayamamak, bir çiçeğin bile sunulması zorluğu, romantizmin yokluğu, aslında bize dünyamızın sunduğu nimetleri ve yaşam kolaylığını, adapte olmaktaki mükemmeliyetimizin boyutlarını görmemizi sağlamalıdır. Dünyamız yaşanabilecek bir yer olarak kalmalıdır. Bu konuda herkes duyarlı olmak zorundadır. Unutmayınız ki, Dünya bizim değil, torunlarımızın emanetidir!

Alıntıdır.

Kaynaklar:

History Channel - Uzayda Cinsellik 

Bu konuyu yazdır

  MERKEL HAKKINDA KOMPLO TEORİSİ
Yazar: Archilles - 25-05-2017, Saat: 21:24 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

Bir iddiaya göre "Ölüm Meleği" olarak adlandırılan Nazi doktorlarından Carl Clauberg, savaş suçlusu olarak Sovyet Mahkemeleri tarafından tutuklanmıştı. Nazilerin suni dölleme konusundaki gizli çalışmaları ve Adolf Hitler'in dondurulmuş spermleri karşılığında 7 sene hapis cezasından sonra serbest bırakıldı. 

bufala-angela-merkel-figlia-adolf-hitler-1024x537.jpg


Bir süre sonra Sovyet Politbüro'su suni tohumlamayı denemek istedi. Tekrar Dr. Claubert ile temasa geçilerek Hitler'in spermleri ile eşi Eva Braun'un en yakın akrabası olan bayan üzerinde suni döllenme gerçekleştirildi ve 1954 yılında günümüz Almanya Şansölyesi olan Angela Merkel dünyaya geldi. Dr. Clauberg doğumdan sonra tutuklandı. 

Amerikalılar'ın gözetiminde Almanya'da 2 yıl hapis yattıktan sonra bu sır açığa çıkmasın diye öldürüldü. Günümüzde Alman Papa Ratzinger (16. Benedictus) ve Alman Şansölyesi Merkel'in amacı daha önce savaş ile Avrupayı tek devlet haline getiremeyen Hitler'in yapamadığını hukuki temellere dayandırarak tek Avrupa Devleti'ni yaratmaktır.

Bu konuyu yazdır

  İstediğiniz Her Şeyi Gerçekleştirebilirsiniz
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2017, Saat: 17:06 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Evet, size garanti veriyorum ki yaşamınızda istediğiniz her şeyi gerçekleştirebilirsiniz. Sizi bundan hiç bir kişi, koşul ve ortam alıkoyamaz. Nasıl mı? Yaşamla birlikte her şeyi zorlaştıranlar, karamsarlar, buna hemen tepki verecekler ama size yaşamınızda her şeyi başarabileceğiniz bir formül vereceğim, siz bunu uygulayın daha sonra bana bunun çalışıp çalışmadığını anlatırsınız. Bu daha önce başarılı olmuş insanlar tarafından kullanıldı, halen başarılı olmak isteyenler tarafından kullanıyorlar. Bu inanılması gereken bir şey değil uygulanması gereken bir yoldur. Yapın kazanacaksınız, istediğiniz her şey yerine gelecek, ne istiyorsanız ona sahip olacaksınız.

Birinci adım: Siz tam olarak ne istiyorsunuz? Nedir istediğiniz? Bir kâğıt kalem alın ve istediklerinizi yazın. Zihninizde tamamıyla netleşmeli istediğiniz şey, hiç bir şüphe kalmamalı. “Ben tam olarak ne istiyorum” diye sorun kendinize ve cevabi hızla verip çıkmayın işin içinden, bırakın cevap kendisini koysun ortaya. Amaçlarınızı en geniş şekilde yazın.

İkinci adım: İnançlarınızı oluşturun. İsteklerinizi destekleyen inançlar oluşturun, aynı zamanda da bu amaçlarınıza karşı olan eski inançlarınızı temizleyip atin. Örneğin başarılı bir iş kurmak amacında olduğunuzu varsayalım, bununla birlikte para ve zenginliğin kötü olduğuna dair inançlarınız varsa başarılı olmanız mümkün değildir, ne kadar uğraşsanız da bu olumsuz inançlar sizin yükselmenizi engelleyecektir.

cedcab2780ccfc49a2357b3f435514f6_4jpg_610x.jpeg



Bilinçaltınızı sizi destekleyen inançlarla doldurun. İsteğinizin gerçekleşmiş olduğunu düşünün, bunun coşkusu ve hissiyle titreyin. Hayalinizde başarıyı canlı resimlerle görün, sesleri duyun, kokuları alın, tamamıyla hissedin her şeyi.

Üçüncü adım: Esnek olun ve kendinizi geliştirmeyi sürdürün. Başarılı bir iş kurmak amacındaysanız, örneğin bilgisayar teknikleri üzerine bir iş kurduğunuzu varsayalım; bu alanda ki gelişmeleri iyi takip etmeli, pazarda neler olup bittiğini bilmeli, konuyla ilgili insanlarla tanışıp çevre edinmeli ve gerekiyorsa ani değişikliklere hazır olmalısınız. Piyasa kötü diye kendinizi piyasaya değil, piyasayı kendinize uyduracak girişimleri hızla bulup hayata koyacak esnekliğe sahip olmanız gerekiyor. Yaşamda esnek olmayan her şey kırılır. Esneklik başarının yarısıdır.

Diğer önemli nokta da kendinizi geliştirmeyi bırakmamanız. Zavallı kafası taşıyan birinin büyük bir sanatçı, büyük bir iş adamı, büyük müzisyen, büyük bir yazar olabilmesi mümkün mü? Her şey zihinde başlar. Olmasını istediğiniz şey ilk önce zihninizde olmalıdır. Zihninizi değiştirdiğinizde hayatınız da değişir. O halde amaçlarınıza yönelik bir zihne sahip olmalı, yaşamdan her gün bir şey öğrenmeyi bırakmamalısınız.

“Hep istiyorum ama hiç bir şey olduğu yok.” diyen birçok insan biliyorum. Ve onlarla biraz konuşup da bir kaç soru sorduğumda ne istediklerini gerçekten bilmediklerini görüyorum. Ardından buna kendileri de şaşırıyorlar. Gerçekten bu zamana kadar başardığınız her şey zihninizde şüphe etmeyecek şekilde inandığınız ve başaracağınızdan emin olup gerçekten istediğiniz şeylerdir. Sizin inanmadığınız bir şeyi başardığınız oldu mu? Ne istediğini bilmek başarının ilk adımıdır. Siz bu yaşamdan ne istiyorsunuz? Oyuncular yaşamda ne istediğini bilen ve ne yapıyorsa bilinçli yapan, başarıyı şimdiden yaşayan bireylerdir. Seyirciler yaşamdan ne istediklerini bilmeyen (ki bunun için seyirci kalmaktadırlar) kararsızlık içinde bir oyana bir buyana sallanan, günlerini böyle geçiren, umutsuzluk ve karamsarlık yayan bireylerdir. Herkes, “ben yaşamdan ne istiyorum” sorusunu sorarak ve ne istediğini tespit edip harekete geçerek hemen oyunculaşabilir.

Şimdi bu son cümleyi yazarken bir mektupta anlattığım bir karsılaştırma geldi aklıma. Onu burada sizinle de paylaşmak istiyorum:

Muhakkak rastlamışsındır: Bakkala küçük bir çocuk girer, bakkal amca ona ne istediğini sorar. Çocuk utanır, sıkılır, raflarda çikolatalara, gofretlere bakar ama bir türlü bilemez ne istediğini. Bakkal amca saymaya başlar neler verebileceğini. O kararsızdır. Bakkal amca saymaktan sıkılır, oflamaya başlar.

Bir bakkal amcadır yaşam. Biz ondan ne istiyorsak onu verir bize. Aslında bu zamana kadar iyi ya da kötü ne yaşamışsak hepsi bakkal amcadan istediklerimizdir. O halde ondan iyi şeyler istemek olmalı işimiz.

Siz ne istiyorsunuz? Bu bakkal amcada aklınıza gelebilecek her şey var. İyi de var kötü de, mutlulukta var acı da, zevk de var hüzün de, sevgi de var güzellik de; hadi seçin bakalım. Ne versin size bakkal amcanız?

Bu konuyu yazdır