Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,074
» Son Üye: desdinova
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 957 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 957 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 162
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 330
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 757
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 675
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,510
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,861
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,050
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,301
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,535
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,832

 
  BİYOKRİSTAL İNSAN
Yazar: Archilles - 11-05-2018, Saat: 22:18 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Evrenimiz tıpkı bir kristal gibi titreşiyor. Zamanın başlangıcından beri 7 kez yavaşlayan Evren, bir çan gibi salınmış. Southern Mississippi Üniversitesi’nden iki fizikçi, 26 Haziran 2015 tarihli açıklamalarında, evrenin genişlemekle birlikte, aynı zamanda çan gibi salınan bir iç yerçekimsel ivme sayesinde,  genişlemesini yavaşlatan hali keşfettiklerini söylediler. Evren, bir süreç içinde. salınımı ile, karanlık maddeyi taklit etmiş ve 7 defa yavaşlayıp, ardından genişlemesini yeniden hızlandırmış. Bu osilasyon, evrenin bütünü ile ve evren boyunca, gravitasyonel bir dalgayla, ‘kristal  bir çan gibi çalışı’ olarak tanımlanıyor.

Biyokristal-insan.jpg

Evrenin bu kristal benzeri titreşimi, insanın onu adeta kristal gibi titreştiren bir dizi enerjetik nokta ve likit kristalli bir yapı ile donatıldığı gerçeğini akla getirmektedir.

İnsanın bedensel enerji alanı, çok katlı simetride, dolanıklıkla etkileşen fraktal bir modeldir.

Bedeni ise, biyolojik ve kimyasal süreçlerin milyarlarca çeşidini saniyelerle yerine getirir. İnsan, 50 trilyon hücresiyle, kusursuz bir itina ile kurulmuş moleküler kompozisyonun hayat bulduğu şuur ve bunun gerektirdiği her şey ile, makroskopik süreçlere bağlanmıştır. Bu matris içinde insan, kuantum düzeyindeki evrenle iç içe ve birleştirici bir sistemdir.

Fraktal-holografik-model.jpg

Kristal yapılar.

Fraktal holografik model, uzayda potansiyel, sonsuz enerji içeren bir sıfır noktası alanı ile, belirli toroidal ve küresel sistemlere yoğunlaşır. Bunlar mikrodan makroya, çeşit çeşit ölçeklerde yansıyan, sürekli dönen kümelerdir. Galaksiler, biyo hücreler, hiperuzaydan başlayarak, dipte saklı kusursuz bir geometri tarafından tanımlanan harmonik aralıklarla organize edilmiş ve kitle içine, potansiyel enerjinin Kuant’a dönüştüren girdaplarına bağlanmıştır.

Hareket halindeki enerji kinetiktir, potansiyel enerji ise statik, düzenli ve dengelidir. Entropi ve Negentropi (Negatif Entropi),  ‘’Karşıtların Birliğini, Kaostan Düzene’’ en temel bütünlük içinde sunan, Kozmik Tekilliğin ifadesidir.

Genişleme, daralma ve Spin; üç temel hareket modu, evreni bu sayede oluşturmakta, böylece Gravitasyon ve  Elektromanyetiklik yerine oturmaktadır.

Hiperuzayda  tetrahedral bir kristal kafes yapılanması evrenin kumaşını dokur. Tetrahedronlar, dört üçgenli yapısı ve piramit benzeri biçimleri ile, yüksek frekans olanağına kavuşmaktadır.

su-kristali.jpg

Kristallerin elektromanyetik enerjiyi dönüştürme gücü, silikon teknolojisi ve yapay zeka alanında çığır açan olanaklar taşıyor. Sıvı Kristal, bilimde solar hücreleri oluşturmada kullanılmış, bulunuşu ile de insanın kristalize yapısı daha yakından anlaşılmaya başlanılmıştır. Hücresel zar yapımızın önemli kısmı likit kristallerdir. Kristaller, matematiksel anlamda, çok kesin ve düzenli bulunan ızgara atom dizileridir. Kristalize bir oluş ise, renk, ısı, ışık, biyoelektrik, ses, bilinç enerjisi, düşünce iletimi gibi tüm enerji biçimleri üzerinde etkindir.

Bu durum, tıpkı bir kristalin, zihin güçlerini ve şifayı arttıran titreşimler yaymasına benzer. Kristal, mineral, cevher ve taşlar, biçimleri renkleri, potansiyel enerji ve güzellikleriyle değerli kaynaklardan. Koruma, iyileştirme güçleri, renklerinin frekans katkıları ayrıca önemli. Terapi alanında kristaller; çakralarımızın özgün renkleriyle uyumlanarak açılmasına, dengeye kavuşmasına, geometrik ışınların kolonize olmasına yarayarak, çok boyutlu bir farkındalığın  yerleşmesinde etkin olabilirler. Derin titreşimleri ile beden çevresinde manyetik ağlar kurabilirler. O halde, bir kişinin biyoenerji alanından yayılan şifa gücü, doğal olarak, onun yapısının kristalize formuna da uygundur.

Bilgi materyali, Su.

H2O molekülü ile basit sanılsa da, Su’yun muazzam içeriği ve dizaynı son derece özel nitelikler taşır. Su, süperiletken likit kristal bir formdur. Yüksek ısı iletkenliği, buharlaşma hızı, benzersiz dörtyüzlülüğü ile, en ünlü moleküler konfigürasyondur. Isıtıldığında soğutan su, genişleme ve daralma gibi, evrende entropik ve negentropik güçler arasında bir bağlantıdır.

Su molekülleri, çevredeki bilgiyi saklama özelliği taşıyarak, biyolojik sistemler arasında tutarlı bilgi alışverişi yapan kanallardır. Suyun hafızası olduğu, enerji yapısına etki yüklenebileceği, uzun zamanlar öncesinden beri Şamanlar tarafından bilinmekteydi. Su fonksiyonlarının kristal yapısı tam geometriktir. Bu yapılandırma içindeki su moleküllerinin sıvı dinamiği, önemli bir rezonans bağı oluşturur ve bu rezonans sayesinde su, tutarlı bilgi materyalidir ve vücudun doğası gibi kristalindir.

Su, DNA ipliklerinin kompozisyon desteklenmesinden sorumlu işçi sayılabilir. Çift sarmal içeren nükleotidleri ile, bilgi aktaran frekanslar için bir kanal da sayılabilir. Her 7 yılda bir, beden moleküler düzeyde yenilenir. Rezonans dizimiz veya “bellek desenlerimiz” ise, bilgi çekmektedir.

İnsan vücudunda, likit kristal

Maddenin katı ve sıvı arasındaki ara hali “Sıvı Kristaller” olarak bilinmektedir. Sıvı kristal hali; maddenin dördüncü bir halidir, kolay polarize olabilmektedir. Sıvı kristal, elektrik veya manyetik alanların yönüne bağlı olarak, farklı şekilde davranır.

Örneğin bedenimizdeki kolajen, kıkırdak,  iç kulak içindeki kalsit, bezler, dentin, keratin, elastin, atardamar dokusu, bağ dokusu,  kristalize özelliklerdedir. Daha büyük likit kristal sistemleri, yağ kas ve sinir dokusu, lenf sistemi, beyaz kan hücrelerinde, hücre zarında, sinirlerin miyelin kılıflarında yer alır. Vücut sıvıları kristal niteliklere sahip olarak, tüm kristallerin potansiyel biçimlerini içerdiği su molekülünü kapsar.

Diğer yandan,  insan vücudu boyunca, zarar verici bir ‘’Katı Kristalleştirme’’, safra veya böbrek taşlarında, sıtma anında hematin kristalleşmesinde, kataraktın opak hale gelerek göz proteinlerini kristalleştirmesinde, bedende kalsiyum oksalat taşları oluşmasında görülmektedir. Vücut su kaybı veya aminoasitlerin artışı da, katı kristal taşlar oluşturur.  Safra kesesinde taşlar, strese bağlı olarak, bir günde dahi ortaya çıkmaya başlar. Kristalize atomlar; molekül veya iyonların her yöne uzanan sıralı bir deseni halinde tanzim edilmektedir. Bu diyagramlar şekil çeşitliliği gösterir.

kristal-insan.jpg

Biyokristalin Ayna

1995 yılından sonra doğan ve ‘Kristal Çocuklar’ olarak nitelendirilen çocuklarda kuvartz kristalinin etkinliğine dair bir alan çekiciliği bulunmakta ve bu çocukların taşlara, kristallere çekim duyduğu, auralarının farklılık gösterdiği bilinmektedir. Uyku, yeme içme, ilgi kurma, odaklanma, öğrenme düzenleri oldukça farklıdır. Teknolojiyi çok çabuk öğrenip kullanabilme yetileri, sezgisellikleri, metobolizma hızları, bağışıklıkları, onları farklı bir kategoriye dahil etmiş görünmektedir.

Evrenin temel dinamiği genişleme ve daralma olduğundan, insan bilinci sayısız süreçlerde bir bilgi geri-besleme döngüsü içine girer. Bilgi, sonsuz yerel olmayan vakum alanına, içeriye emilir ve sonlu dış dünyaya geri yayılarak bilinçte saf bilgi halinde işlenir.

Biyolojik beden, bilincin alıcı-vericisi. Peki kaynağı da olabilir mi?

Kristal molekülleri organize düzende bir yapıdır, belirli frekanslarda salınır. Elektriksel bir nabız oluşturarak, mekanik strese cevap verirler. İnsan organizması da, kristal benzeri olarak tarif edilebilir.

Hücre ve protein yapısı kristal fonksiyonlu rezonans deseni oluşturan yapıların salınan ağını kurduğunda; İnsan, bir Biyokristal gibi algılanmalıdır. Hiperuzaydan gelen frekansların sürekli rezonansına açık bir sistem gibi, insan bedeni % 70 su içerir, beynin % 90’ı sudur. Bilindiği gibi, yeni doğan bebeğin % 90’ı sudur. Yaşlandıkça su oranı % 60’a düşer.

İnsan vücudu, kalbin titreşimi etrafında harmonize olmuştur. Kalp, en güçlü elektromanyetik alana sahiptir. Kristal yapının senfonisini titreştirmekte olan her insanın, kozmik fraktali eşsiz geometrik bir konumdadır.

Böylece, bedeni bilgi çeker, kayıt yetisine sahiptir, duyarlıdır. Bu ince ayarlı sistemi içinde insan, çoklu enerjetik katmanlı, holograma dönmüş bir biyokristalin fonksiyonun yapı ifadesi sayılmaktadır.

Kendi gizemimizi bir iç görü edimi ile deneyimlediğimizde, zikir, namaz, meditasyon, yoga ve alternatif uygulamalar ile kendimizi genişleterek gözlemleyebiliriz.  Bu sayede dilemediğimiz parazit enerjilere kanallık yapmamamız için, bilinçaltı, kozmik şuurla bağlantısını yükseltir.

Bilinçaltımız, sevgiyle ve ilahi aşkla düzenli biyomanyetik enerjiler üretebilir. Bir kişinin, özgün kristal yapısının enerjisini, rezonansını arttırmasının anlamı; ışık bedeninin bu kristalizasyona eşlik ederek, ruhsal, zihinsel, duygusal, fiziksel titreşimler düzeyinde yenilenmesi ve onun sağlıklı, dengeli bir alana çekilmesidir.

Böylece İnsan, bu bütünlük içinde, Allah’ın azametini, sonsuz ilim ve şanını, yüksek ahenkli geometrisinde yansıtan doğal Biyokristalin Ayna’ya bakabilir.

Kaynak:yuvayayolculuk

Bu konuyu yazdır

  Meditasyonun 7 İnanılmaz Faydası
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 16:04 - Forum: MEDİTASYON - Yorum Yok

Meditasyon, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş, sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde “derin düşünme” anlamına gelmekte olan bir terim olup, sözlüklerde, “kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad” olarak tanımlanır.

Peki nedir meditasyon, ne işe yarar ?

Meditasyon genel anlamda, vücut, beyin, ruh ve davranış arasında etkileşime odaklanır. Meditasyon yaparak kendimize kazandırabileceğimiz bir çok fayda bulunmaktadır. Bu faydalardan yedisi ile devam edelim;

1. Yaratıcılığınız Artar

Leiden Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, meditasyon yaparak yaratıcılığımızı arttırabileceğimiz sonucuna ulaşıldı. Meditasyon sayesinde belirli bir görev üstlendiğinizde yeni fikirler üretebilmeniz daha kolaylaşıyor.
Konulara olan bakış açımızın değişmesiyle , farklı düşünceler ortaya atarak, karşınıza çıkan bir çok probleme karşı bir çok çözüm üretebileceksiniz.

2. Kaygı Seviyeniz Azalır

Düzenli olarak meditasyon yapan kişilerin kaygı seviyesinde azalma görülmüştür. Meditasyon yaptığınız esnada vücudumuzda sinirlere ulaşan yollarda gevşeme sağlanır ve böylelikle hissedilir bir rahatlama oluşur.
Beynimizin ön kısmında bulunan bir bölge, yaşadığımız, hissettiğimiz ve deneyimlediğimiz bilgileri işlemeye yarar. Hayatımızda edindiğimiz tüm korkularımız ve rahatsızlıklarımız bu yoldan geçer. Bu sebeple, ne zaman kendimizi rahat hissetmesek veya korksak beynimizin bu bölümü tepki verir ve böylelikle kendimizi huzursuz hissetmemize yol açar.

Meditasyon sayesinde, beynimizin bu bölümüne giden bağlantıyı rahatlatarak karşımıza çıkan bu gibi durumlarda farklı tepkiler verebileceksiniz. Ayrıca bu sayede potansiyel sinir bozucu durumlarda daha sakin olduğunuzu göreceksiniz.

3. Hafızanızı Güçlendirir

Meditasyon ile uğraşanlar, dikkat dağıtıcı öğeleri daha kolay göz ardı edebilirler. Arka planda dikkat dağıtıcılar olmadığı zaman, beynimizde daha net mesajlar iletiriz. Bu sayede hatırlamamız gereken bir şey olduğunda daha hızlı hatırlayabiliriz.

meditasyon-nasil-yapilir-2-e1482745847795.jpg


4. İlişkilerinizi Geliştirir

Meditasyon, ruh halinize pozitif katkı yapar ve sosyal ilişkilerinizin daha kuvvetlenmesine yol açar. Böylelikle başkalarına karşı daha merhametli olur ve daha kolay empati yapabilir bir hale gelebilirsiniz. Siz de sosyal hayatınızda veya iş hayatınızda ilişkilerinizi geliştirmek istiyorsanız, en iyi cevap meditasyon olacaktır.

5. Sağlığınıza İyi Gelir

Eğer hipertansiyon hastalığınız varsa, meditasyon sayesinde kan basıncınızı azaltarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Ayrıca araştırmalar göstermiştir ki düzenli meditasyon yapanların gripten kurtulma süresi yapmayanlara göre daha kısa sürmektedir.

6. Uyku Kaliteniz Artar

Meditasyonun, uyku kalitesini ve miktarını arttırdığı araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Yatmadan önce oluşturulacak bazı rutinler ve uyuduğumuz odanın havasının temiz olması da önemli etkenlerdendir.
Eğer depresyon veya sürekli yorgun hissetme gibi uykunuzu olumsuz etkileyen sorunlarınız varsa meditasyon yaparak bu sorunları daha aza indirgeyebilir, uyku kalitenizi arttırabilirsiniz.

7. Libidonuzu Arttır

Uyku düzeniniz ne kadar kaliteli ise cinsel hayatınız da öyledir. Çiftlerin birlikte zaman geçirememesinin en önemli sebeplerinden biri gün sonunda yorgun ve stresli olmalarıdır. Stresli olduğumuz zamanlarda vücudumuz kortizol hormonu salgılar, adrenalin ise bu durumla başa çıkmaya çalışır. Böyle bir durumda kan basıncımızda artış olur, bağışıklık sistemimiz üzerindeki baskı artar ve libidomuz çapraz ateş arasında kalır. Düzenli meditasyon tüm bu olumsuzluklara karşı ilacınız olacak, birlikte geçireceğiniz gecelerin kalitesi artacaktır.

Sonuç

Kendinizi bunalmış hissedebilir, meşgul olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. Meditasyona ayıracak zamanınız olmadığını düşünebilirsiniz. Öncelikle günlük beş dakika ile başlayabilirsiniz. Kendinizi daha rahat hissettikçe, zamanı arttırma isteğiniz de artacaktır. Meditasyonun şaşırtıcı faydalarını hissetmek için yeterli olan tek şey başlamak.

Nasıl yapılır ?

Meditasyona başlamak istiyorum ama bilmiyorum diyenler için başlangıç teknikleri;

-Kendinizi rahat hissedeceğiniz bir yere oturun
-Gözlerinizi kapatın
-Tüm dikkatinizi nefes alıp verişinize odaklayın
-Nefes alıp vermeniz esnasında vücudunuza odaklanın
-Göğüs kafesinizin, karnınızın, göğsünüz ve omzunuzun hareketlerini gözlemleyin
-Kendinizi incelerken kafanız rahat değilse sadece nefes alıp vermenize odaklanın
-Nefes alıp verme esnasında nefesinizin kontrolünü sağlamaya çalışmayın

-Sadece ve sadece içinizdeki huzura ve nefes alıp vermenize odaklanın.


Kaynak: Bifazlası

Bu konuyu yazdır

  Muhteşem Bir Hayat İçin Yapman Gereken 20 Şey
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 15:58 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Sadece BEN hayatımı değiştirebilirim. Kimse benim için yapamaz. Carol Burnett

 
1- Doğru insanla evlen... Çünkü hayatının %90'ı belki de o kişi ile geçecek

2- Sevdiğin işi yap... Ömrünün büyük bölümünü sevmediğin bir işte harcamak seni mutsuz edecektir.

3- Arkadaşlarına beklentilerinin üstünde davran... Bu sosyal ilişkilerini güçlendirecek gücü verecektir.

4- Pozitif ve Coşkulu (heyecanlı) ol.. Pozitif insanlar çoğu olayda daha başarılıdır.

5- Başkalarını ve kendini hataları için affetmeyi öğren... Hatalar insanın yüküdür kurtulmak ise affetmekten geçer.

6- Cömert ol. Aldıkların değil bu hayata verdiklerin seni güçlendirir.

7- Şükreden bir kalbin olsun. Az veya çok şükreden ve minnet duyan bir kalp seni huzurlu ve iyi yapar.

8- Yaşadıklarına sebat etmeyi öğren.

9- Para biriktirmeyi hemen öğren mütevazi bir maaşın olsa bile

10- Sana nasıl davranılmasını istiyorsan insanlara öyle davran


fantasy-3077928_640.jpg

11- Kendini sürekli gelişmeye odakla.

12- Kendini sürekli daha kaliteli insan olmaya odakla.

13- Bunu iyi anlamalısın. Zenginlik ve ünlü olmanın mutlulukla bağlantısı yok. Şöyle düşün mutlu olduğunda zengin de oluyor musun? Tabii ki hayır.

14- Vefalı ol. Sana iyilik yapanları unutma

15- Dürüst ol.

16- Kendini motive etmeyi öğren. İnsanlar senin modunu düşürebilirler. Ama sen kendi modunu her zaman değişterecek yeteneğe sahip olmalısın.

17- Sorumluluk al ve sorunlarında başkalarını suçlama

18- Hayatında kararlı ol ve kararlarında kesin ol.

19- Ölümü düşün ve bunun her an olabileceğini hatırla

20- Hayat bir kere verilen bir hediye tadını çıkar ve başkalarını da bu yolculukta kucakla... 



Kaynak: Bilgierdemdir

Bu konuyu yazdır

  Olumlamalar Hakkında Öğreneceğiniz En Önemli Şey
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 15:52 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Bu yazı ile olumlamaların tam olarak nasıl çalıştığını anlayacaksınız. Olumlama temelde bilinçaltı kalıplarını değiştirmeye yarayan bir tekniktir. Bilinçaltınızda oluşmuş kalıpları yıkarak yerlerine olumlu kalıplar oluşturmanıza yarar.

Peki nedir bu en önemli bir bilgi

Pembe bir fil düşünmeyin.

Evet çoğumuzun aklına pembe bir fil resmi geldi. Peki biz düşünmeyin dedik.

Beyin kabul etti mi? Hayır bilinçaltı için olumsuz kalıpların pek bir önemi yok gibi...


olumlaman%25C4%25B1n%2Ben%2Bb%25C3%25BCy...4%25B1.jpg


Ben başarısız olmak istemiyorum dediğinizde bilinçaltınıza ben başarısızım kalıbını yüklediniz.

Peki ne dememiz gerekiyor.

"Ben başarılıyım".

Bilinçaltı bu kalıbı başarı imgesiyle alacak ve yerleştirecektir.

Bu düğmeye sakın basma demek gibi. İçinizde büyük bir güdü o düğmeye basmak istiyor ve pek çoğumuz güdülerimize yenilip basıyoruz. Onun için zihni odaklamanız gereken şeye odaklayın.

Kısaca özetlersek başarılı olmak istiyorsanız. Başarısızlığı aklınızdan çıkarmanız gereklidir. Aklı başarıya odaklamanız gereklidir. Bunun için tek yol olumlu düşünmekten geçer.


Kaynak: Bilgierdemdir

Bu konuyu yazdır

  İSMİNİZ VE DOĞDUĞUNUZ MEVSİM KARAKTERİNİZİ NASIL ETKİLİYOR?
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 15:48 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

İSMİNİZ A HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Soğuk aylarda doğduğunuz için, çevrenize karşı katı ve sert görünebilirsiniz. Aslında sıcak kanlı ve enerji dolusunuz. Ancak, coşkun ve taşkın değilsinizdir, dengeli davranmayı bilirsiniz. Kırılgan olduğunuz için çabuk incinebilirsiniz. Geleneklerinize bağlı ve dikkatlisinizdir. Çok romantik olmasanız da, karşınızdaki kişiye yoğun duygular beslersiniz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Doğanın uyanışa geçtiği dönemde doğmuşsunuz. Yüksek bir enerjiniz var. Sık düşünce değiştiriyor, daldan dala sıçrıyorsunuz. Aksiyonu bol bir hayat sizi heyecanlandırıyor. Durağan olmak ise hiç size göre değil. Kolay öfkelendiğiniz için etrafınızdakileri çabuk kırıyorsunuz. Düşünceleriniz gibi duygularınız da değişken. Çok neşeliyken bir anda suratınız asılabiliyor. İyi bir konuşma yeteneğine sahipsiniz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Bol güneşli günlerde dünyaya geldiğiniz için sıcağı seviyorsunuz. Enerjik yaşamla birlikte akıp giden bir kişiliğiniz ve sevgi dolu bir kalbiniz var. İç dengeniz yerinde olduğu takdirde mutlu oluyor, dengeniz bozulunca aniden patlıyor, hem kendinizi hem de çevrenizdekileri üzebiliyorsunuz. Öngörüleriniz oldukça yüksek. Hislerinizle hareket etmeniz de bundan kaynaklanıyor.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Yolculuğu ve değişikliği çok seviyor, yeni ülkeleri tanımak istiyorsunuz. Sonbaharın hüzünlü ve sakin haline rağmen, siz oldukça hareketli ve yerinde duramayan birisiniz. Dürüst davranışlarınızla çevrenizdekilerin saygısını kazanıyorsunuz. Aklınızı işinize verirseniz başarı elde edebiliyorsunuz. Biraz sabırsızsınız, dikkatsizsiniz. 
 

İSMİNİZ B HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Dürüst ve açık yüreklisiniz. Romantizm olmazsa olmaz diyenlerdensiniz. Dürüst olduğunuz için etrafınızdakilerin de öyle olduğunu sanıp çabuk güveniyorsunuz. Bu yüzden, hayal kırıklığı yaşadığınız durumlar çoğunlukta. Çevrenizde bazı kişiler sizin iyi niyetinizi istismar edebiliyor. 
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Ağaçların çiçeklenme döneminde doğduğunuz için kafanızda her daim yeni düşünceler üretebiliyorsunuz. Yaratıcı zekanız her zaman ön planda. Üretmek ve yeni fikirler sunmak için varsınız sanki. Düş dünyanız geniş olduğundan bulucu bir zekaya sahipsiniz. Fakat bazen gerçek olan ile hayallerinizi karıştırıp, dünyadan kendinizi soyutlayabiliyorsunuz.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Sıcakkanlı bir yapınız var. Öte yandan gururlu, tutkulu hatta çevrenizdekilere göre biraz da kendinizi beğenmiş bir tavrınız var. Sevilmek ve beğenilmek sizi mutlu ediyor. İsteklerinizin hemen gerçekleşmesini arzu ediyor ve bu konuda sabırsız tavırlar sergiliyorsunuz. Sakarlıklar başınıza dert açıyor.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çift karakterlisiniz; bazen kadife gibi yumuşak, bazen de sert ısırgan gibi dokunduğu yeri dağlayan bir karakteriniz var. Eşref saatlerinizde iyiliğinize denecek yok. Nazik ve hassas bir kişiliğiniz var. Çevrenize karşı oldukça anlayışlısınız. Güvenilir, sağlam bir dost, aile ortamında iyi bir eş, iş yaşamınızda aranılan bir elemansınız. Tek sorun kendi potansiyelinizin farkında olmamanız.
 

İSMİNİZ C Veya Ç HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Aşırı duygusal ve ürkeksiniz. Zengin bir hayal dünyanız ve yaratıcı gücünüz var. İşiniz güzel sanatlar ile ilgiliyse veya işinizi böyle bir alanda seçerseniz çok başarılı olur, yükselebilirsiniz. Sanatsal yapınız bazen iş dünyasının karmaşık halini çözememenize neden oluyor. Kurumsal bir yerde değil, bireysel olarak çalışabileceğiniz bir alanda daha başarılı olabilirsiniz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Kendinizi gösterebileceğiniz, açabileceğiniz bir ortam bulduğunuzda keyfiniz yerine geliyor, bütün yeteneklerinizi ortaya koyuyorsunuz. En küçük eleştiri yapıldığı takdirde ise ürküp kabuğunuza çekilebiliyorsunuz. Çekingen tavırlarınız sizi daha şirin gösteriyor.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Bilinçli zekice kararlar veriyor, fikirlerinizi herkese onaylatabiliyorsunuz. Konuşma yeteneğiniz kuvvetli. Soğukkanlı ve gerçekçisiniz. Her konuda mantık arıyor, duygularınızı işinize karıştırmıyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Bir işe dört elle sarıldığınız zaman başarılı oluyorsunuz. Sizin için tuttuğunu koparan biri diyebiliriz. İnandırma gücünüz olduğundan, çevrenizdekileri kolayca kendinize göre yönlendiriyorsunuz. Duygularınıza göre karar veriyorsunuz. Ayrıca çevrenizdekilerden akıl almak gibi bir özelliğiniz de var. Mutlaka başkalarına danışıyorsunuz. 
 

MEVS%25C4%25B0MLER-33xyuitc2sjcfqx4645afe.jpg



İSMİNİZ D HARFİ İLE BAŞLIYORSA


KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Coşkun ve taşkın olmadığınız gibi aşırı duygusallığı da kapılmıyorsunuz. Arkadaş ve dost canlısısınız. Hatta bazen arkadaşlarınızı özel hayatınızdan bile üstte tutuyorsunuz. Yenilikçi değil, daha sabit fikirlisiniz. Evinizde, arkadaş çevrenizde, işinizde değişiklikler yapmaktan hoşlanmıyorsunuz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Dostunuza karşı tam dost, ama düşmanınıza karşı da amansız bir düşmansınız. Değişmeyen sağlam kararlar alıyor, bunların gerçekleşmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz. Hırslı ve kolay kolay yılmayan birisiniz. İşin kolay tarafındansa, zor olanı seçiyorsunuz.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Dengeli bir yaratılışınız var. Daima büyük düşünüp, büyük oynuyorsunuz. Risk almak sizin için oldukça kolay. Fakat tecrübelerinizden ders almayı bilmiyorsunuz. Ani kararlar verebilen bir yapınız var. Sabırsız ve çevrenize karşı biraz duyarsızsınız. 
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

İyi yürekliliğinize rağmen, öfkelenince siz de saldırgan olabiliyorsunuz. Karar vermeden önce çevrenizdekilerin fikirlerini de almayı öğrenmelisiniz. Sorumsuz değil ama biraz başına buyruksunuz. Buna rağmen arkadaş çevresinde aranılan ve sevilen birisiniz.
 

İSMİNİZ E HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Sıcakkanlı ve sakin bir insansınız. Dışarıdan bakanlar sizi çok çekingen ve sakin biri olarak görse de; içinizde bir volkan var diyebiliriz. Enerjiniz yüksek, beklentileriniz fazla. Ama bunu çevrenize yansıtmadan iç dünyanızda yaşıyorsunuz. İstemeden de olsa çok kalp kırdığınız görülebilir.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Hem kendi kaderinize, hem de başkalarına egemen olmak; duygu ve düşüncelerinize saygı göstermesini istemeniz, çevrenizle ilişkilerinizi güçleştirebilir. Bazen karşınızdaki kişinin kim olduğuna bakmadan onla tartışmaya girebiliyorsunuz. Diplomasiyi öğrenmeniz gerekiyor.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Hayatınızı değiştirecek kararlar almak istemenize rağmen, bu kararları almaktan da korktuğunuz için çekingen kalabilirsiniz. Risk almayı sevmiyor, hep güvence arıyorsunuz. Hayatınızdaki kişilere de hemen güvenmeyip, onları önce detaylıca gözlemliyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Ateşli bir yapınız var. Bu haliniz giyim kuşamınızda kendini gösteriyor; gösterişli giyinmekten çok hoşlanıyorsunuz. Çevrenizdekilerden daha farklı, daha gösterişli ve daha güçlü olmak en büyük arzunuz. Lükse düşkünsünüz. Daha fazla kazanmak için hırs yapıyorsunuz.
 

İSMİNİZ F HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Toprağın yenilendiği bir ayda doğmanıza rağmen yenilikçi değilsiniz. Hayatınızdaki her şeyin aynı kalmasını istiyor, risk almaktan kaçıyorsunuz. Dostlarınızı özenle seçiyorsunuz. Bu mevsimde doğanlar; bekarlarsa sevgililerine, evlilerse eşleri ve çocuklarına yürekten bağlıdırlar.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

İyi yemekleri, spor yapmayı, açık havada dolaşmayı sevdiğinizde sağlıklı bir yapınız var. Konuşma sanatını iyi beceriyorsunuz, sözleriniz olukça etkili oluyor. İkna edici tavırlarınız, sıcakkanlı yapınızla birleşince herkesin sevdiği ve dinlediği biri haline geliyorsunuz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Aşırı duygusal bir kişiliğiniz var; çabuk kırılıyor ve hemen küsüyorsunuz. Duyguların da sürekli değişiyor. Bazen kendi içinizde büyük bir savaş çıkıyor, tam olarak ne istediğinizi bilmiyorsunuz. İnsanlara yardım etmek, onların dertlerine ortak olmak gibi bir eğiliminiz var. Kötü gün dostusunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Sakin yapılı, mantıklı, sorumluluklarını bilen, çalışkan birisiniz. İş hayatı olmazsa olmazınız. Hafızanız da oldukça güçlü, bir kez gördüğünüzü asla unutmadığınız gibi; size yapılan haksızlıkları da günü geldiğinde karşınızdakine ödetiyorsunuz.
 

İSMİNİZ G HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Üstün bir zekaya sahip, hareketli bir insansınız. Gülmek en sık yaptığınız şey. Neşeli halinizle büyük beğeni topluyorsunuz. Yeni fikirlere ve düşüncelere açıksınız. Araştırmacı haliniz sizi bir adım öteye taşıyor. Fakat çok şüphecisiniz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Güzelliklere ve müziğe hayransınız. Cinselliğe de oldukça düşkünsünüz. Aşırı sahiplenici tavırlarınızı gereksiz kıskançlıklar yapmanıza sebep olabilir. Hayattan ne istediğini bilen, güçlü ve dayanıklı birisiniz. Analizci bir zekanız olduğundan, ince eleyip sık dokumadan hiçbir şeyi kabul etmiyorsunuz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Kültürel alanlara ve felsefeye büyük bir ilgi gösteren, çok yönlü bir insansınız. Sürekli hareket halinde olmalı, gezip görmelisiniz. Korkusuzca hareket eden, biraz paldır küldür bir haliniz var. Sizin için “ne kadar hırçın biri” diyenlerin haklılık payı oldukça yüksek. İlk karşılaştığınız insanlar üstünde kibirli bir insan izlenimi bırakabiliyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Aşırı gururlu ve samimi birisiniz. Yaptıklarınızın arkasında dimdik duruyorsunuz. Asla kendinizden taviz vermiyor, fikirlerinizi zorla kabul ettirmeye çalışıyorsunuz. Ama bu durum insanlar üzerinde baskı kurmanıza neden oluyor. Hafızanız çok güçlü. İyiliği de kötülüğü de unutmuyorsunuz.
 

İSMİNİN H HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Fizik gücünden çok kafası çalışan bir insansınız. Pratik zekanız sürekli dış dünya ile etkileşim halinde. Uyumlu ve zarifsiniz. Dinleyenleri çabucak ikna edilen bir yapınız var, konuşma yeteneğiniz yüksek. Bulunduğunuz toplumda saygı gören bir konumunuz var. Zor ama eğlenceli birisiniz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çekicisiniz, gönülleri çabuk çeliyorsunuz ve bunun siz de farkındasınız. Bu özelliğinizi sonuna kadar kullanıyorsunuz.  Dili güzel insanlardansınız, siz konuştuğunuzda çevrenizdeki insanların sayısı artıyor. Zengin bir enerjiniz ve hayal gücünüz var. Kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Sizi tanımlayan en önemli özelliğiniz mert bir insan oluşunuz. Dostlarınız ve sevdikleriniz size güveniyor,  onları yarı yolda bırakmayacağınızı biliyor. Karşınıza çıkan engelleri kolayca aşıyor, arkanıza bakmadan ilerliyorsunuz. Oldukça bonkörsünüz ama lükse düşkünlüğünüz başınıza bela oluyor. 
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

İleriyi gören, maddiyata önem veren birisiniz. Yükselme arzunuz oldukça güçlü, adınızı herkes duysun istiyorsunuz. Maneviyat konusunda eksikleriniz var, mutluluğun ancak parayla gerçekleşebileceğini düşünüyorsunuz. İlişkilerinizde hep bu konu yüzünden sorunlar çıkıyor. 
 

İSMİNİZ I-İ VE J HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Yaratıcı,  hayal gücü yüksek,  rahatına düşkün bir insansınız. Paraya önem vermiyorsunuz. Cömertliğiniz ve lükse düşkünlüğünüz parayı har vurup harman savurmanıza neden oluyor. Hep güzelliklerin peşinde koşuyorsunuz. Fazla alıngansınız.  
 

İLKBAHARDA DOĞMUŞSANIZ

Cesur ve korkusuz, kendine güvenen bir insansınız. Resmen ekmeğinizi taştan çıkartıyorsunuz. Nerede imkânsız bir şey var, siz onu imkânlı hale getiriyorsunuz. Duygusal hayatınızda aşk büyük bir yer tutsa da, çoğu zaman karşınızdaki kişiye nasıl davranmanız gerektiğini seçemiyor ve yanlış anlaşılıyorsunuz.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Egonuz oldukça yüksek, kendinizi çok beğeniyorsunuz. İyi bir dostsunuz ama sürekli aynı kişilerle değil, farklı insanlarla birlikte olmak istiyorsunuz. Aşk hayatınızda da çapkın olmaya meyillisiniz. Aslında çok duygusal bir yapınız var. Bazen sabırsız ve bencil olabiliyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Fiziksel enerjiniz gerçekten de müthiş. Yerinizde durmuyorsunuz, hemen kakıp gidecekmiş gibi bir tavrınız var. Karakterinizin büyük özelliklerini mantık ve denge oluşturuyor. İyiyi, kötüyü,  doğruyu, yanlışı birbirinden ayırmasını biliyorsunuz. Başkalarının işine burnunuzu sokmuyorsunuz. 
 

İSMİNİZ K HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

İnsanlara yardım etmekten hoşlanıyorsunuz. Bir yere veya bir kişiye bağlanmak size göre değil. Aslında çok çalışkansınız, ama girdiğiniz işlerden çabuk sıkılıyor yarım bırakıyorsunuz. Sizin için işinizde yenilik yapmak, para kazanmaktan daha önemli. Para değil, yeni ortamlar sizi mutlu ediyor. 
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Tekdüzelikten kaçıyor, her alanda çabuk sonuç almak için acele hareket ediyorsunuz. Ayrıntılara dikkat etmeyip, yüzeysel olarak olayı inceliyorsunuz. Gerek aile hayatında, gerek iş hayatında olaylara herkesin bakmadığı bir yönden bakıp, sentezliyorsunuz. Tembellikten hoşlanmanıza rağmen, istekli ve arzulu olduğunuzda çalışkansınız.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Soğukkanlı ve gerçekçi bir insansınız. İnsanlar bazen duygularınız olduğundan bile şüpheleniyor. O derece başarılı saklıyorsunuz, hissettiklerinizi. Bilinçli ve zeki kararlar alıyorsunuz. Adeta kılı kırk yarıyorsunuz. Bir çok işe birden başlıyorsunuz ama hepsinin de üstesinden geliyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Ölçülü ve dengeli bir insansınız. Tatlı diliniz ve yumuşak ses tonunuzla kavgaya niyetli bir insanı bile yatıştırıyorsunuz. Saygılı ve dürüst bir kişiliğiniz var. Haksızlıklara tahammülünüz yok. Sevdikleriniz için her şeyi göze alabiliyorsunuz. 
 

İSMİNİZ L HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Sevilen ve sayılan bir insansınız. Çok yönlüsünüz, etkili bir konuşmanız var. İnsanlar size saygı duyuyor; olgunsunuz. Yeniliklerden, değişikliklerden ve hareketli bir hayat sürmekten hoşlanıyorsunuz. Kültür sizin için büyük bir önem taşıyor.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Sessiz, huzur dolu ve yardımsever bir insansınız. Herkesle anlaşabiliyorsunuz. Başkalarının dertlerine ortak oluyorsunuz, ama kendi sorunlarınızı en yakınlarınıza bile açmıyorsunuz. Sevince ölesiye seviyorsunuz. Hareketli hayatı sevmiyorsunuz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Merhametli, şefkatli ve iyi niyetlisiniz. Son derece hassas ve romantik bir yapınız var. Gelenek ve göreneklerinize bağlısınız. Tutucusunuz ama geri kafalı değilsiniz. Bir yeniliğe, bir değişikliğe karar vermeden önce uzun uzun düşünüyorsunuz. Zamanı kullanmasını bilmiyor, sürekli geç kalıyorsunuz. 
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çok uyumlu bir insan sayılmasanız da, bulunduğunuz ortamı istediğiniz biçime sokmayı başarabiliyorsunuz. Huysuzluk yapmak sizin için oldukça eğlenceli. Bu şekilde dikkat çekmeye çalışıyorsunuz. Kararlı ve hırslısınız.
 

İSMİNİZ M HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Çalışkan, disiplinli ve sebatlısınız. Her şeyin hatasız olmasını istiyorsunuz. Yönetilmektense, yönetmeyi seviyorsunuz. Sorumluluktan kaçmıyorsunuz. Zorlukların üstüne gidiyorsunuz. Zor beğenen bir insansınız. Karşı cinsle kolay kolay ilişki kuramıyorsunuz. 
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Uyumlu ve sevecen birisiniz. Hayata pozitif yaklaşmayı tercih ediyor, size derdini açanları sabırla dinleyip onlara mantıklı önerilerde bulunuyorsunuz. Sevince çok bağlanıyorsunuz. Sizinle birlikte olanlara huzur veriyorsunuz. İleriyi gören birisi olmanız size olacakları önceden tahmin etme avantajını veriyor.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Leb demeden leblebiyi anlayacak kadar zekisiniz. Karşınızdaki kişiden de aynısını istediğiniz için zor birisiniz. İşlerin yavaşlamasına, engellere tahammülünüz yok. Olayların nedenlerini araştırıp, sırrını çözmek istiyorsunuz. Eleştirici bir yapınız var. 
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Neşeli ve duygusal bir insansınız. Sizinleyken insanlar kendilerini huzurlu hissediyor, onları güldürmeyi başarıyorsunuz. Hayatı olduğu gibi ve tüm sadeliği ile seviyorsunuz. Çok kıskançsınız, sevdiğiniz insanı takip etme derecesine kadar onu merak ediyorsunuz. 
 

İSMİNİZ N HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Üstün bir zekanız ve kafa yapınız var. Tüm hayallerinizi gerçekleştirebilecek bir yapıya sahipsiniz. Her konuda anlaşabilen, kültürlü ve çok yönlü birisisiniz. Eleştirici bir tavrınız var, hatayı kabul etmiyorsunuz. Başkalarını eleştirmesine eleştiriyorsunuz da, sizi eleştirmeye gelince tahammül edemiyorsunuz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çok candan ve samimi birisisiniz. Arkadaşlarınızla aranıza bir mesafe koyamıyorsunuz. Bu yüzden işyerinde bazen güç durumlara düşüyorsunuz. Hâlbuki güvenme konusunda sıkıntılarınız var, güvendiğiniz takdirde dostlarınla aranızda güzel bir bağ oluşuyor. Şakacısınızdır. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Uysal ve hayal kurmayı seven bir insansınız. Bazen o kadar hayal içerisinde yüzüyorsunuz ki günlük hayata ayak uydurmanız bile zor oluyor. Tembelliğe meyillisiniz, evde oturmaktan büyük zevk alıyorsunuz. Aşk sizin için çok önemli.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Romantik, aşkı için mücadele eden, sevmek için doğmuş birisiniz. Sadakatli ve düşüncelisiniz. Engelleri aşmakta ve önünüze çıkan sorunları aşmakta üstünüze yok. Hızlı düşünüp, hızlı yaşıyorsunuz. Monotonluk sizi sıkıyor.
 

İSMİNİZ O VEYA Ö HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Ticaret zekası olan, kafası zehir gibi dediğimiz insanlardansınız. En büyük emeliniz adınızın duyulması. Yükselmek için karşınıza kim çıkarsa çıksın, ezip geçiyorsunuz. Özel hayatınızda da tutkulu ve kıskanç bir yapınız var. İlişkileriniz uzun sürüyor. 
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çevreye çok kolay uyum sağlayan, herkesle rahatça anlaşabilen, güler yüzlü birisisiniz. Olaylara kolayca pratik çözümler bulabiliyorsunuz. Duygularınızı gizlemeyi çok iyi biliyorsunuz. Hırslı değilsiniz ama şansınız hep sizi yüksek mertebelere getiriyor.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Gerçekçi, akıl ve mantığı ile hareket eden bir insansınız. Sağlam karakterlisiniz. Ailenize bağlısınız ve erken evlenmeye meyillisiniz. Çevrenize güven veriyorsunuz. Parayı tutumlu harcıyorsunuz. İnatçı ve tuttuğunu koparan bir yapınız var.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Heyecanlı, endişeli ve kuruntulu bir yapınız var. Buluttan nem kapabilirsiniz. En basit kararda bile uzun uzun düşünmeyi tercih ediyorsunuz. Kimsenin işinize karışmasını istemiyorsunuz. Sizin kadar renkli hayalleri olan birine az rastlanır. Devamlı bir arayış içindesiniz, yüreğinizde hep fırtınalar esiyor. 
 

İSMİNİZ P HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Gerçekçi bir yapınız var. Kendinizden oldukça eminsiniz, girdiğiniz ortamda kendinize olan güveniniz ile dikkat çekiyorsunuz. Soğukkanlısınız, bir sorunla karşılaştığınızda ona hemen bir çözüm bulabiliyorsunuz. Derin derin düşünmek size göre değil. Cömertsiniz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Alaycı ve eleştirici bir zekanız var. Ama siz eleştirilere açık değilsiniz. Çıkarlarınız sizin için önemli. Maddi konularda son derece ihtiyatlısınız. Yeni insanlarla tanışmayı, yeni çevreler edinmeyi ve yolculuk yapmayı seviyorsunuz.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Mağrur, çalışkan ve sebatlı bir insansınız. Başladığınız her işin sonucunu alıyorsunuz. Sabırlısınız, bir işe başlayıp yarım bırakmak size göre değil. Değer yargılarına önem veriyorsunuz. Maddi konularda cimri değil ama dikkatlisiniz. Harcamalarınızı yaparken düşünüp taşınıp karar veriyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Dinamik ve aktif bir yaradılışınız var. Her yönden faal bir insansınız. Tasarı ve girişimlerinizi gerçekleştiriyor, engelleri aşmayı biliyorsunuz. Özel hayatınızda sorumluluk almaktan kaçıyor, bencillik yapıyorsunuz.
 

İSMİNİZ R HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Dışa dönük, ilişki kurmayı yeni bir çevre edinmeyi seven bir insansınız. Yalnızlıktan hoşlanmıyorsunuz. Sürekli çevreniz kalabalık ve hareketli. Doğruluktan yana olduğunuz için her şeyi dobra dobra söyleyebiliyorsunuz. Sert ve otoriter bir yapınız olmasına rağmen, dost canlısısınız.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Mücadelecisiniz. Gerçekleştirmek istediğiniz bir şeyde kimseye kulak asmıyor, yolunuzda dimdik yürüyorsunuz. Verdiğinizi sözü tutuyor ve başladığınız işi bitiriyorsunuz. Ama bunu göstere göstere yapmıyorsunuz, derinden ilerliyorsunuz. İnsanları şaşırmayı seviyorsunuz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Ciddi ve disiplinli bir yapınız var. Duygu ve düşüncelerinizi belli etmiyorsunuz. Sadece ailenizin sizi anladığını düşünüyor, kimseye içinizi dökmüyorsunuz. Çevrenizle daha özden yakın ilişkiler kurmak istiyorsunuz ama katı disiplin anlayışınız, davranış özgürlüğünüzü kısıtlıyor.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Sinirli ve sabırsız bir insansınız. İnce bir zekanız var, espri anlayışınız ise oldukça sert. Şakalarınız iğneleyici olabiliyor. Ne zaman ne yapacağınız belli olmuyor. İnanıp güvendiğiniz kişilerle dostluklarınız yıllarca sürebiliyor. 
 

İSMİNİZ S VEYA Ş HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Tutkulu, kendine güvenen, dayanıklı ve sağlam bir insansınız. Gelenek ve göreneklere bağlısınız. Felsefeye düşkünlüğünüz var, hayatı sorgulamayı araştırma yapmayı seviyorsunuz. Açık yürekli ve gerçekçi bir kişiliğiniz var. 
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Sağlam ve güvenilir bir insansınız. Dostluğa büyük önem veriyorsunuz. Uyumlu ve dengeli bir kişiliğiniz var. Oldukça çekicisiniz, çevreniz sürekli kalabalık. Büyük hayaller kurmuyor, gerçekleştiremeyeceğiniz şeylerin peşinden koşmuyorsunuz. Adımlarınızı mantık çerçevesinde atıyorsunuz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Yumuşak tabiatlı ve iyimser bir insansınız. Herkesle anlaşabiliyor ve kimse hakkında kötü düşünmüyorsunuz. Kavgadan, hır gürden nefret ediyorsunuz. İkili ilişkilerde ise çabucak güveniyor, her söylenene inanıyorsunuz. Romantiksiniz. 
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Sakin ve rahatına düşkün bir insansınız. Çalışkan sayılmasanız da, istediğiniz zaman oldukça başarılı ve hırslı olabiliyorsunuz. Yapmacıksız ve sözünüzü sakınmıyorsunuz. Yalan ve ikiyüzlülüğü sevmiyorsunuz.
 

İSMİNİZ T HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Sorumluluktan kaçmayan sabırlı ve güvenilir bir insansınız. Yalancı insanlardan nefret ediyor, güvenilir kişiler arıyorsunuz. Gözünüzden hiçbir şey kaçmıyor. Hisleriniz de oldukça kuvvetli. Eleştiriye açık bir insansınız.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Son derece hareketli, yerinde duramayan bir yapınız var. Eğlenceyi ve gece hayatını seviyorsunuz. Umursamaz tavırlarınız, havai bir insan olduğunuz izlenimi yaratıyor. Beğenileriniz değişken olabiliyor. İlk gördüğünüz birini çabuk beğenip sonra hevesiniz kaçabiliyor.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

İlk bakışta ciddi, sakin ve soğuk bir tip gibi görünüyorsunuz. Oysa ki konuşkan ve esprili bir insansınız. Esprileriniz ince ve zarif. Arkadaş seçerken ince eleyip sık dokuyorsunuz. Aşırı titizsiniz. Sadece yakın arkadaşlarınızla içli dışlı olabiliyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Son derece tutumlusunuz, paraya çok değer veriyorsunuz. Âşık olurken bile karşınızdakinin maddi durumu ve toplumdaki konumu sizin için önemli oluyor. Sezgileriniz çok güçlü, ileriyi görebilirsiniz. Ancak şüpheci bir insansınız. Size yapılan bir kötülüğü özür dilense bile affetmeyebilirsiniz.
 

İSMİNİZ U VEYA Ü İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Ailenize çok bağlısınız. Duygusalsınız, gücünüzü aklın ve mantığın kontrolü altına alamıyorsunuz. Daha çok içgüdülerinizle hareket ediyorsunuz. Bireysel olarak yaptığınız işlerde daha başarılısınız. Spor yapmayı seviyor, fazla enerjinizi bu şekilde boşaltıyorsunuz. 
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Duyarlı ve çok faal bir insansınız. Ancak faaliyetlerinizin dozunu iyi ayarlayamayıp kendinizi yorabiliyorsunuz. Aşırı çalışma, gerilim ve siniz bozuklukları uykunuzu kaçırabiliyor. Ketumsunuz. Duygularınızı ailenize bile açmakta zorlanıyor, pek çok şeyi içinizde yaşıyorsunuz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Çabuk dost edinebilen, sıcak kanlı bir insansınız. Büyük coşkularınız var ama bunlara gem vuruyor, özlemlerinizi baskı altında tutuyorsunuz. Aşkta beklentileriniz çok olduğundan, istediğinizi bulmakta zorlanıyorsunuz. Sadakat sizin için önemli. 
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Yeni durumlara alışmakta zorluk çekiyorsunuz. İç dünyanız durgunken, istikrarlı bir insan, iyi bir dostsunuz. Dengeniz bozulduğu zaman kendinizle birlikte başkalarını da mutsuz edebiliyorsunuz. Gelenek ve göreneklere de büyük saygı duyuyorsunuz.
 

İSMİNİZ V HARFİ İLE BAŞLIYORSA


KIŞIN DOĞDUYSANIZ

İnce ve keskin bir zekanız var. Sağduyunuz ve sezgileriniz güçlü. Karşınızdakinin düşüncelerini okuyabiliyorsunuz. İnsanları şaşırtmayı seviyor; sürpriz yapmaya bayılıyorsunuz. Ani kararlar alabilme yeteneğine sahipsiniz. 

 
İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Değişken bir ruh durumunuz ve karakteriniz var. Kimi zaman neşeli, kimi zaman durgun ve hüzünlü olabilirsiniz. İnsanlar sizi anlamakta zorlanıyor. Halbuki çok düşünüyor, çok inceliyorsunuz. Olayları analiz ve sentez yapma yeteneğine sahipsiniz.

 
YAZIN DOĞDUYSANIZ

Her bakımdan mükemmele yakın olabilirsiniz. Ama kendinize aşırı güveniyorsunuz. Mutlu bir aile yapısına sahipsiniz. Arkadaşlarınızla değişik aktiviteler yapmak size zevk veriyor. Kıskanç değilsiniz ama sevdiğiniz kişiye oldukça bağımlısınız. Onsuz bir hayat düşünemiyorsunuz.

 
SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çekici bir fiziğe sahip olabilirsiniz. Hareketli bir sosyal hayatınız var. Ama umursamaz tavırlarınız çok antipatik duruyor. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diye düşünüyorsunuz. Özgürlüğünüze aşırı düşkünsünüz. 
 

İSMİNİZ Y HARFİ İLE BAŞLIYORSA

 
KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Geçmişe bağlı, sürekli eskiye özlem duyan birisiniz. Tüm duygu ve düşüncelerinizi karşınızdakilerle bölüşüyor, onların duygu ve düşüncelerini de paylaşıyor, sıkıntılarına ortak oluyorsunuz. Neşeli olmanıza rağmen çabuk öfkelenebiliyorsunuz. 

 
İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Çalıştığınız yerde iş arkadaşlarınıza karşı samimi olamıyor, gerçekten hissettiklerinizi ve duygularınızı saklıyorsunuz. Katı değil, esnek; karamsar değil, iyimser olmalısınız. Dostlarınızın yanındayken ise oldukça enerjik, neşeli ve esprili birisiniz.
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Duygusal bir insansınız ve bazen duygularınızı saçıp savuruyorsunuz. Sevdikleriniz için her şeyinizi vermeye hazırsınız. Heyecanlı ve tutkulusunuz. Ama bir o kadar da kıskançsınız. İş hayatınızda ise önde olmayı seviyorsunuz.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Fikirleriniz değişkenlik gösterebiliyor. Oldukça bağımsız bir kişiliğiniz var. İkili ilişkilerde zor bir insan görüntüsü çiziyorsunuz. Güzel sanatlara düşkünsünüz. Yaratıcı ve hayal gücü yüksek birisiniz. Büyük idealleriniz yok, hırslı değilsiniz. Ama çalışkansınız ve mutlu olmak için çalışıyorsunuz.
 

İSMİNİZ Z HARFİ İLE BAŞLIYORSA
 

KIŞIN DOĞDUYSANIZ

Çevreniz tarafından sevilen ve sayılan birisiniz. Tek eksikliğiniz fikirlerinizi açıklamaktan çekinmeniz, insanlarla diyalog kuramamanız. Başkasına güvenmek sizin için o kadar zor ki… Rüyalarınız sizin için önemli, hisleriniz çok kuvvetli çünkü. Duygularınızla hareket ediyorsunuz.
 

İLKBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Uyanık, işlek ve esnek bir zekaya sahipsiniz. Olayları değerlendirmeyi, çıkarınızı, gerçekleştirecek yeni durumdan yararlanmasını biliyorsunuz. Özel hayatınızda dağınıksınız. İş hayatınızda ise sorumluluğunu bilen, ciddi birisiniz. 
 

YAZIN DOĞDUYSANIZ

Her şeyi sorguluyor ve merak ediyorsunuz. Detaylar sizin için önemli. İnsanların hatalarını yüzüne vurmaktan çekinmiyorsunuz. Ama unutmayın, sizin de hatalarınız olabilir. Nasıl başkaları bu hatalarınızı yüzünüze açıkça vurmuyorsa, siz de dostlarınıza olumlu yaklaşın.
 

SONBAHARDA DOĞDUYSANIZ

Duygularıyla kafası arasında denge kurabilen ender tiplerdensiniz. Tam bir hukukçu ya da siyaset adamısınız. Sakinsiniz. Güzel sanatlar içerisinde en çok müziği seviyorsunuz. Dostlarınız sizle vakit geçirmekten zevk alıyor. Ailenizle ise sürekli bir çekişme içindesiniz.

 

Astrolog ZEYNEP TURAN

Bu konuyu yazdır

  Ruh İkizleri Arasındaki Çekim Gücü
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 15:39 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

İnsanların sağlıktan sonraki en büyük istekleri, mutlu ve huzurlu bir beraberliktir. İdeal partneri yaşamımıza çekebilmemiz de yine, en uygun rezonans alanını oluşturabilmemize bağlıdır.



Peki kadın ve erkek, bazen kıtaları aşmaları gerekse bile birbirlerini nasıl bulur? Çok basit; bunu aralarındaki çekim gücü sağlar. Aradaki mesafenin, sınıf farklılıklarının, kültürel ayrımların ya da başka engellerin hiçbir önemi yoktur. İki insan rezonansa geçtikleri zaman, görünürdeki tüm engeller ortadan kalkar. Rezonansa geçen bu iki insan, çoğu zaman farkına bile varmadan yola koyulur ve hayallerindeki insanla bir araya geldiklerinde şaşırıp kalırlar.



Bize aşina gelen birinde, öncelikle kendimizi görürüz.



Başka bir insanla rezonansa geçtiğimiz anda geçerli olan şey, sadece yakınlıktır. Anlaşmak için kelimelere ihtiyaç yoktur. Biriyle aynı frekansta olmak insanın hayatta yaşayabileceği en tatmin edici duygudur. Sonunda varmak istediğimiz yere varmış, kendimize ulaşmışızdır. Zira gerçekte sadece kendimizi hisseder, sadece kendimize yakınlaşırız. Karşımızdaki kişi bizi yansıtır. Sevgi dediğimiz şey, kendimize olan sevgimizin farkına varmamız ve karşımızdakiyle bütünleşmemizdir. Bir birlikteliğe adım atam tüm çiftler en baştan beri ortak nokta arayışındadır. Ortak nokta buldukları oranda birbirlerine ait olduklarını düşünür ve sevgilerinin kalıcı olduğuna o kadar çok inanırlar.





signs-of-twin-flames-2.jpg



Aslında karşımızdakinde hep kendimizi ararız.



Eğer partnerimizle temel noktalarda hemfikir isek, krizler bile bizi ayıramaz, fikir ayrılıkları bile bizi birbirimizden koparamaz. Her birliktelik zor dönemlerden geçecektir, hele uzun süreli bir birliktelikse. Kriz, aynı zamanda arınma ve iyileşme anlamına da gelir. Krizlerin derinlerde yatan anlamı da budur. Krizlerden geçerek olgunlaşırız, sarılmamış çocukluk yaralarımızı tedavi ederiz. Bu bazen oldukça yorucudur ve ilişki için ağır bir yük anlamına gelebilir. Ama rezonans içinde olan çiftler her türlü zorluğu yenecektir. Krizlerin üstesinden birlikte gelirler.



Dünya üzerindeki hiçbir şey, birbirlerine ait oldukları duygusunu sarsamaz. Buna karşılık tam bir rezonans içinde bulunmayan iki kişi birleştiğinde, aralarında çekim gücü olmadığından işleri oldukça zor olacaktır. Birbirleriyle rezonansa giremeyen bir çift, yollarına beraber devam etmeye karar verirse, bu zorlu yolda ikisi de aralarındaki çekimin eksikliğini hissedecek ve bunu birbirlerini yeteri kadar sevmedikleri şeklinde yorumlayacaklardır. Asıl sorun titreşimlerinin aynı olmaması, birbirlerinde kendilerini görememeleridir.



Neden ruh ikizimizi yaşamımıza en baştan çekemiyoruz?



Cevabı çok açık, rezonans alanımız çoğu zaman ruh ikizimize yönelik değil de ondan. Bazen çok daha farklı çekim noktaları oluşturuyoruz. Belki de cinsel tatmin ya da kendimizi maddi açıdan garantiye almak, sadece yalnızlıktan kurtulmak veya bize seyahatlerimizde eşlik edecek birisi üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu listeyi istediğimiz gibi uzatabiliriz. Belki de birine bu derece yaklaşmaya ve kendimizi ona teslim etmeye henüz hazır değiliz. Belki de bu kadar derin ve bağlayıcı bir sevgiye hakkını veremeyiz.



Belki de bizi korkutan şey, aşktır. Belki onun yok olmasından endişe ediyoruzdur.



Demek ki kendimize haksızlık etmemeliyiz. Her ilişkiden yeni bir şeyler öğreniyor, yaşadığımız her aşkla daha büyük aşklara hazırlanıyoruz, ta ki, ruh ikizimizi yaşamımıza davet edene kadar.

Bu konuyu yazdır

  Kendi Dünyalarımızı Yaratmak
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 15:35 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Yaşarken yaşam çarkının içinde çoğu zaman kayboluruz. Çünkü genellikle odağımız dışarısıdır. Dış dünyada olan olaylar, bizim ilişkilerimizdeki deneyimlerimiz, maruz kaldığımız durumlar, beklentilerimiz, istek ve arzularımız başlı başına odak noktalarımızdır. Olmakta olan ile kendi ilişkimizi bazen kurarız sorumluluk alırız, bazen de kuramayız suçlarız. Kendi dünyamızı yaratmak aklımıza bile gelmez. Pek çoğumuz da böylesi bir gerçekliğe inanmayız.

“Siz O’sunuz”
Son zamanlarda sosyal medyada, ruhsal gelişim uzmanlarının oluşturduğu belgesellerde tanrısallıktan bahsedilir.  Siz O’ sunuza işaret edilir. Bir sürü kişisel gelişim uzmanının kitaplarında da bu söylemlere rastlamaktayız.  Hatta din bilgilerinde de “Cenabı Allah yalnız insanlara değil, bütün yarattığı canlılara kendi hayatından hayat, kendi canından canlılık vermiştir. Ruhundan üflemesi hayat vermesi anlamındadır.” diye geçer. Peki, aslında tüm bunlarla bize ne anlatılmak istenmekte hiç düşündünüz mü?

Henüz kendi dünyalarımızı yaratmayı beceremezken Tanrısallık bize ne kadar yakın? Bir yandan da din bilgileri, din kitapları bu konuyu gizlilik altında bizlere sunmaktalar. Kurban bilincindeki bireyler için bu bilgiler korku ifade etmektedir. Bireyselleşmeye başlamakla birlikte kendi öz gücümüz açığa çıkar ki bu da korkunun öteki yüzüdür. Yani aşırı güven. Her ikisi de dengeli değildir.
Aslında burada bize anlatılmak istenen şüphesiz kim olduğumuzu anlamak ve ona göre davranabilmektir. İnsan kisvesi altında yaşamlarımızı sürdürdüğümüze göre yaşadığımız dünyada “İnsan ” olarak neler yapabiliriz? İnsan olmak ne demek?

Sadece “ben” diyebilmemiz mümkün mü?
Tüm bu sorular bizim kendimize dönmemizi sağlar. Biz derken herkesi kastetmekteyim. Çünkü insan sıfatı tüm insanlığı içine almaktadır. Hep birlikte yaşadığımız dünyamızda sadece ” ben” diyebilmemiz mümkün değildir. Yukarıdaki ruha üfleme söyleminde de tüm canlılara ifadesi kullanılıyor.


tumblr_nd4k20pLOY1qkchcvo1_500-620x330.jpg

İnsan bilinçli varlıktır. Düşünür, hisseder, idrak eder, karar verir. Yani davranışlarından sorumludur. Bunun anlamı ne yapıyorsak, ne düşünüyorsak tüm bunlar diğer canlıların da hayatlarını etkiliyor demektir. O zaman ne düşündüklerimiz, ne kararlarımız, ne de davranışlarımız bireysel olamaz.

Bir diğerinin kaybı söz konusu olduğu bir durumda benim kazanıyor olmam zafer kazanmam, başarı kazanmam anlamına gelse de bütünsel bakışta, tümünü değerlendirdiğimizde sonuç hiç de göründüğü gibi değildir. Eninde sonunda bir diğerinin kaybı gün gelecek beni de etkileyecektir. Çünkü birbirimizden ayrı değiliz, hiç de ayrı olmadık ve yaptığımız her şey birbirimizi bir şekilde etkilemektedir.
Ancak yaşadığımız dünya üzerindeki nesnelleşmelerden ötürü “benim” kavramının hayatımıza kattığı şey ayrılık bilinci olmuştur. Bu sayede her yaşanan olay, düşünce, hareket yaşamımızdaki uç noktaları işaret eder. Ya iyi ya kötü, ya başarı ya kayıp, ya güç ya zayıflık. Böylece kendi dünyalarımızı oluştururken sınırlar çizdik, kendimizi benlere böldük, korumaya aldık. Sonuç olarak aynı nefesten üflensek de kendimizi ayrı zannettik.

Oysaki insan olarak Tanrının vasıflarını davranışlarımız olarak benimsesek, onun bizi gördüğü gibi insanları görsek, onun sevdiği gibi koşulsuz sevebilsek, insanlara yargısız yaklaşabilsek, diğerlerini yönetmeyi, değiştirme çabalarımızı bıraksak, olana izin versek, olanı olduğu gibi kabul etsek, kutuplu, ikilikli düşünmesek, ayrılık bilincini bıraksak, birlik içinde hareket etsek, sınırları kaldırsak, olana teslim olsak, kendimiz için yaptığımız şey Tanrı için yaptığımız şey olsa aynı zamanda ve doğal olarak diğer canlar içinde olsa, yaşadıklarımızın bizlerin dersleri olduğunu bilsek, sorumluluklarımızı alsak, ne yapıyorsak yeterince iyi olsak, paylaşsak, birbirimizi takdir etsek, haddimizi bilsek, önce kendimize sonra tüm canlılara saygılı olsak, bu dünyada her canlının yaşam hakkı olduğunu bilsek. Nasıl bir dünya yaratmış olurduk sizce? Fark edelim, fark ettirelim…



Kaynak: indigodergisi – Yazar: Rüya Yüksel – 26 Ağustos 2015

Bu konuyu yazdır

  Bütünsel Şifaya Giden Yol, Bedeni ve Ruhu Birleştirmek
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 15:32 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Hala kendimizi araştırıyoruz ama maalesef bedenimiz hala çözemediğimiz sırlarla dolu. Homo sapiens olarak bilinen insan yani biz, bilimsel bazı kaynaklara göre 130.000 yıldır bazı kaynaklara göre de 50.000 yıldır dünyada yaşıyoruz. Tam olarak bilinemese de neticede uzunca bir süredir buradayız. Bunca yıldır da bedenimizi, bedenimizin sistematiğini, fizyolojisini çözmeye çalışıyoruz. Yıl 2013, hala kendimizi araştırıyoruz ama maalesef bedenimiz hala çözemediğimiz sırlarla dolu.

Trilyonlarca, hücre denen minicik canlı parçalardan oluşan çok karmaşık bir sisteme sahibiz. Kendine ait bir düzeni, sistematiği ve de kendine ait bir zekâsı olan trilyonlarca hücreden. Düşünsenize içimizde yaşayan zeki, nerede ne yapması gerektiğini bilen ve tek derdi size hizmet olan trilyonlarca canlı parçacık var.

Bilimsel olarak bu kadar düzenli ama bir o kadar da karışık olan organizmamızı incelemek için parçalara ayırmak zorunda kaldık. Önce sistemlere ayırdık, organlara ayırdık yetmedi dokulara ayırdık, olmadı hücrelere ayırdık. Hepsini teker teker inceledik. Mikroskoplarla baktık. Ama hala bedende, nasıl oluyor da bu mekanizma böyle işliyor çözemedik. Fikirler yarattık, araştırdık, teoriler ortaya koyduk, hala da yapıyoruz. Ama hala çözemediğimiz, teoride kalan, gizemini koruyan neden, niçin, nasılları var insan vücudunun.

İncelerken çok şey öğrendik tabi. Bir yeri arızalanırsa tedavi etmeyi öğrendik. Tekrar eski haline getirebilmeyi öğrendik. Hastalıkları araştırdık, nedenlerini inceledik çevresel mi genetik mi araştırdık, mücadele ettik, vücuda saldıran bakterileri keşfettik, onları yok etmeyi öğrendik, bedeni korumayı öğrendik daha güçlü olmayı öğrettik ona. Bedenin ürettikleri bazı salgıların, hormonların benzerlerini yaptık. Eksikse yerine koyduk ve sonuçta günümüz modern tıbbını oluşturduk.

Görüneni iyi inceledik, çözdük, iyi güzel de, ya görünmeyen? Onu bir kenara attık. Unuttuğumuz bir şey var. Biz sadece bu bedenden oluşmuyoruz ki, bizler beden ve ruh ikilisinden oluşuyoruz. Beden ve ruhun iki sevgili olduğunu, birinin canı yansa diğerinin de ağladığını unuttuk. Hep bedeni gördük biz, onu koruduk, onu iyileştirmeye çalıştık. Peki ya asıl olanı? Ruhumuzda oluşan hasarları ne yaptık? Onları iyileştirdik mi? Daha da önemlisi ruhumuzda olan bir hasarın bedene yansıdığını görebildik mi?

Bizim anlatamadıklarımızı, içimize attıklarımızı, yaşadıklarımızı ya da yaşayamadıklarımızı, ruhumuzu acıtanları bedenimiz anlatır, anlatmaya çalışır. Bize hastalık adı altında bir mesaj getirir ve der ki; aç ve oku. Bazen sadece mesajı okumak bile iyileşmek için şifadır. Size bir şey anlatmaya çalışır sadece bedeniniz. Çoğu zaman da mesajı çok basit olur.

Ağrı verir size, dikkat çekmeye çalışır, bak burada bir şey var,  bir problemin var benim der, bazen de çok yoruldum biraz dinlen artık der. Ne olur bir nefes alalım der, artık değiş der, bunu yapma der, olmak istediğin insan ol der, hayır demeyi öğren der, kendine artık vakit ayır der ya da sen çok değerlisin artık bunu fark et, kendine zulmetme der. Mesajlar aslında bu kadar basittir çoğu zaman ama biz hastalıkların bedendeki yansımalarıyla o kadar çok uğraşırız ki, mesajı kaçırırız. Ruhumuzu sustururuz.

Bedenimizdeki her hasarın, her hastalığın ardında mutlaka ruhumuzda yer alan bir nedeni vardır. Gerçek şifa için de hem bedeninizin hem de ruhunuzun iyileşmesi lazım. Hastalığınız her ne ise mutlaka tıbbı tedavinizi alın, bir hekim kadar kimse vücudunuzun işleyişini bilemez tanı koyamaz, tedavisini bilemez. Önce elbette ki tıbbi tedaviniz, ama unutmayın ki, o hastalığın altında içimizde yaşayan bilgenin size bir mesajı var onu duyun ve çözün. Ancak o zaman gerçek şifaya ulaşırsınız.


electricity-hands-web-580x358.jpg


Yapılan bazı araştırmalarla hastalıkların ardında bazı ruhsal, zihinsel nedenlerle ilgili genellemeler yapılmış. Bunların bazılarını sizinle de paylaşmak istiyorum. Belki de sizdeki hastalığın nedenini fark etmeniz için bir ışık olur. 

Ağrılar; sevgiye hasret çekmek, dokunulmayı özlemek,

Akciğerle ilgili sorunlar; hayatı kabul edememek, depresyon nedeni olarak da üzüntü ve dolu dolu bir yaşama kendini layık görememek,

Alzheimer; yaşamı terk etme arzusu, hayatı olduğu gibi kabul edememek,

Anksiyete (kaygı); hayatın akışına ve gidişatına güven duyamama,

Anoreksi; hayatı reddetmek, aşırı korku, kendinden nefret ve reddedilme,

Arterioskleroz; direnme, gerginlik, katılaşmış dar düşünceler,

Artrit; sevilmediğini hissetmek, eleştirilmek, kırgınlık,

Astım; nefes almaya hak duymamak, boğulmuşluk hissi ve bastırılmış gözyaşı,

Bademcikle ilgili sorunlar; korku ve bastırılmış duygular, tıkanmış yaratıcılık,

Baş ağrıları; değersizlik duygusu, korku ve kendini eleştirme,

Baş dönmeleri; kaçış, dağınık düşünceler ve görmeyi reddetmek,

Boğaz sorunları; kendi adına konuşamamak, yutulmuş kızgınlık ve değişme korkusu,

Böbrek sorunları; yargılama, düş kırıklığı, başarısızlık, utanç, çocuk gibi tepki gösterme,

Cilt sorunları; kaygı, korku eski, derine gömülmüş tehlike hissi, dokunulma yoksunluğu,

Dalak sorunları; obsesyon, bir şeylere aşırı tutku,

Egzama; aşırı muhalefet, düşmanlık,

Epilepsi; hayatı reddediş, mücadele duygusu kendine yönelik şiddet,

Gözle ilgili sorunlar; hayatta gördüğü şeylerden hoşlanmamak,

Guatr; üzerindeki baskılara duyulan nefret kendini kurban hissetmek doyumsuzluk,

Hemoroit; geçmişe duyulan kızgınlık, geçmişin sorumluluğu altında ezilmek,

Kalple ilgili sorunlar; uzun süreli yaşanan duygusal sorunlar, haz yoksunluğu, kalbin katılaşması, stres ve zorluklar,

Karaciğer sorunları; sürekli şikâyet etmek, kendini kandırmak, haklı çıkmak için sürekli başkalarında hata bulmak,

Kramplar; gerginlik, korku, sıkı sıkıya yapışmak,

Kulak sorunları; kızgınlık, işitmek istememek, fazla kargaşa, kavga eden anne baba,

Lenf bezleri; aile çatışmaları, kavgalar, kendini istenmeyen çocuk gibi hissetmek,

Nefrit; kendini hiç bir şeyi doğru yapamayan bir çocuk gibi hissetmek, düş kırıklığı, başarısızlık ve başarısızlığa gösterilen aşırı tepki,

Romatizma; kendini kurban gibi hissetmek, sevgi yoksunluğu,

Tansiyon problemleri; (yüksek) Uzun zamandır çözülemeyen duygusal sorun, (düşük) sevgi yoksunluğu, yenilgi hissi,

Timus; herkes bana zarar vermeye uğraşıyor hissi,

Ülser; korku, yetersizlik hissi,

Vitiligo; ait olamama hissi, dışlanmışlık hissi,

Zona; korku, gerginlik ve aşırı duyarlılık olarak belirtilmiş.

Tabiî ki bu durumlar herkes için aynı diyemeyiz. Hastalık yoktur çünkü hasta vardır, hepimizin yaşayışı, algılayışı, yaşama bakışı farklıdır. Belki sizin var olan hastalığınızın ardında bambaşka bir neden yatıyor. Nedeni ne olursa olsun tam anlamıyla şifaya ulaşmak için mutlaka ruhunuzda yatan nedeni de çözmeniz gerekiyor. Çözüm mü? İçinizdeki bilgeye sorun o sorunun cevabını biliyor.
Kaynak olarak, Louise Hay (Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri) ve Dr. Turgay Köyağasıoğlu (Hastalıkların Zihinsel Nedenleri ‘nden) faydalanılmıştır.


Kaynak: Asuman Kabadağ – indigodergisi

Bu konuyu yazdır

  Hayatta Başarının 7 Ruhsal Yasası
Yazar: Emka - 09-05-2018, Saat: 12:31 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

1- Salt mümkünlük kanunu


Bu kurala göre, gerçek doğanızı, özünüzü ne kadar çok anlarsanız, salt mümkünlük alanına o kadar çok yaklaşırsınız.

– Chopra’nın özellikle altını çizdiği noktalardan birisi, yargılamamak ve yargıda bulunmaktan kaçınma çalışması. ‘Bugün olup biten hiçbir şeyi yargılamayacağım’ diyerek güne başlayın ve gün boyunca yargıda bulunmaktan kaçının.
– Her gün, en azından bir çiçeği koklayarak, mümkünse denizin, ya da bir akarsuyun sesini dinleyerek, günbatımını izleyerek doğayı, her canlıyı merakla gözlemlemek için zaman ayırın.
– Her gün sessiz kalmak ve yalnızca var olmak için zaman ayırın.

2- Verme kanunu

Evrenin işleyişi, sürekli alışverişle olur, vermek ve almak. Ne kadar çok verirseniz o kadar çok alırsınız, çünkü evrendeki bolluğun yaşamınızdaki dolaşımını korumuş olursunuz. Aslında, yaşamda değerli olan her şey vermekle çoğalır. Vermekle çoğalmayan şey ise ne vermeye, ne de almaya değerdir. Vermenin ve almanın ardındaki en önemli şey niyettir. Niyet, daima veren ve alan için mutluluk yaratmak olmalıdır.
– Nereye gitsem ve kiminle karşılaşsam, ona bir armağan götüreceğim: Bu armağan bir iltifat, bir çiçek ya da bir dua olabilir.
– Bugün yaşamın bana sunduğu bütün armağanları minnet duygusuyla alacağım.
– Birileriyle her karşılaştığımda, sessizce onlara mutluluk, sevinç ve kahkahalarla dolu bir hayat dileyeceğim.


nh.jpg

3- Neden sonuç kanunu

Her eylem bize aynı türde geri dönen bir enerji üretir, ne ekersek onu biçeriz. Düşüncelerimiz, sözcüklerimiz ve yaptıklarımız, etrafımıza ördüğümüz ağın iplikleridir. Başkalarına mutluluk getiren eylemleri seçtiğimizde, neden sonuç kuralının meyvesi mutluluk ve başarı olur.
– Bugün, her an yaptığım seçimleri gözleyeceğim. Bu seçimleri yalnızca gözlemekle, onları bilinçli algılama alanıma getireceğim.
– Ne zaman bir seçim yapsam, kendime iki soru soracağım: ‘Yapmakta olduğum bu seçimin sonuçları ne olabilir?’ ve ‘Bu seçim bana ve bu seçimden etkilenenlere başarı ve mutluluk getirecek mi?’
– Bana rehberlik etmesi için yüreğime danışacağım ve onun rahatlık ya da rahatsızlık mesajlarına göre yönümü tayin edeceğim. Eğer seçimim rahatsızlık duygusu veriyorsa duracak ve yüreğimin gözüyle eylemlerimin sonuçlarını izleyeceğim.

4- Asgari çaba kanunu

Doğadaki her şey, çaba gerektirmeyen bir kolaylıkla ve sınırsız bir kaygısızlıkla işler. Kuşlar uçmaya çalışmaz, uçar; çiçekler açma çabası göstermez, sadece açarlar. Bu asgari çabanın, direnç göstermemenin ilkesidir. İşte bu nedenle de, uyum ve sevgi ilkesidir.
– Bugün kişileri, olayları, durumları oldukları gibi kabul edeceğim.
– Her şeyi olduğu gibi kabullenerek, içinde bulunduğum durumun ve sorun olarak gördüğüm bütün olayların sorumluluğunu üstleneceğim. Sorumluluğun, içinde bulunduğum durum için hiç kimseyi (kendim dahil) suçlamamak olduğunu biliyorum.

5- Niyet ve arzu kanunu

Her niyet ve arzunun yapısında gerçekleşmesini sağlayan mekaniği mevcuttur. Bir niyeti salt mümkünlüğün bereketli zeminine attığımız zaman bu sonsuz düzenleme gücünün lehimize çalışmasını sağlarız.
– Bütün arzularımın bir listesini yapacağım. Nereye gitsem bu listeyi de yanımda götüreceğim. Gece yatmadan önce, sabah uyandığımda bu listeye bakacağım.
– Arzularımın bu listesini salıverip yaradılışa teslim edeceğim. Bunu yaparken işler istediğim gibi gitmediğinde bunun bir nedeni olduğuna ve evrensel planın benim için kendi tasarladıklarımdan çok daha büyük projeleri olduğuna inanacağım.

6- Bağlanmama kanunu

Hiçbir şeye bağlanmamak belirsizliğin bilgeliğini barındırır. Belirsizliğin bilgeliğindeyse geçmişteki şartlanmaların hapishanesi olan bilinenden bağımsız olma vardır. Her şeyin mümkün olduğu bu alana, yani bilinmeyene geçmeyi istediğimiz zaman, kendimizi tüm evrenin dansını düzenleyen yaratıcı zekâya teslim etmiş oluruz.
– Bugün kendime ve çevremdekilere oldukları gibi olma özgürlüğünü tanıyacağım. Sorunlara zorla çözüm bulmaya çalışarak, yeni sorunlar yaratmayacağım.
– Bugün belirsizliği yaşantımın temel bir öğesi olarak kabul edeceğim. Belirsizliği gönülden kabul etmemle birlikte tüm karmaşanın içinde çözümler belirmeye başlayacaktır.
– Tüm imkânlar alanına adım atacağım ve kendimi sonsuz seçeneklere açık tuttuğum zaman ortaya çıkacak mükemmel heyecanı bekleyeceğim.

7- Yaşamın amacı kanunu

Yaşamın amacı (Dharma) kuralı, bir amaca ulaşmak için maddi şekle büründüğümüzü söylüyor. Herkesin yaşamda bir amacı vardır. Başkalarına vereceği benzersiz bir armağan ya da özel bir yetenek. Biz bu benzersiz yeteneği başkalarına hizmetle birleştirdiğimiz zaman, bütün amaçların nihai amacı olan kendi ruhumuzun coşkusunu ve mutluluğunu yaşarız.
– ‘Nasıl hizmet edebilirim?’ ve ‘Nasıl yardımcı olabilirim?’ sorularını kendime her gün soracağım.
– Benzersiz yeteneklerimin ve onları ortaya koyarken yapmayı sevdiğim şeylerin tümünün bir listesini yapacağım. Benzersiz yeteneklerimi dışa vurup bunları insanlığın hizmetinde kullandığımda, zamanı unutur ve başkalarının yaşamına olduğu kadar kendi yaşamıma da zenginlik oluştururum.




Başarının Kanunu
Deepak Chopra

Bu konuyu yazdır

  SORUNLU ÇAKRANIZI BU TESTLE BULUN !
Yazar: Emka - 07-05-2018, Saat: 13:23 - Forum: Çakra - Yorum Yok

Sorunlu Çakranızı bulun

Sorunlu Chakranızı bu testle Bulun

%100 kesin sonuç vermese de çakralarınızla ilgili yaklaşık olarak bilgi sahibi olabilrisiniz.

Aşağıdaki testi yanıtlarken size en fazla uyan şıkka evet deyin. Aynı anda iki tane şık uyabilir ama en fazla sorunu olan chakrayı test ettiğimiz için en fazla uyan şıkkı seçmelisiniz. Yanıtlarınızı not edin. Daha sonra aşağıda testin sonucunu okuyabilirsiniz.

1

A)Geleceğiminle ilgili düşünceler beni endişelendiriyor ve önümü göremiyorum.
B)Yaşantımda kısıtlılık var,sürekli aynı sorunlara takılıyorum.
C)Yaşamda hedeflerime ulaşmakta her zaman zorlandım
D)Duygusal hayatımda hep sorunlar vardır.
E) Düşücelerime ifade etmekte zorlanırım.
F)Gözümün gördüğünden başkasına inanmam.
G)Kendimi herşeyden kopuk hissediyorum.
 

2

A) Kemik,diş,bağırsak,bacak sorunları ile ilgili hastalıklarım oldu.
B) Üreme organları,böbrekler,lenfler ile ilgili sorunlarım oldu.
C) Mide,karaciğer,dalak sorunlarım oldu ya da şeker hastasıyım.
D) Kalp,kan sorunlarım oldu
E) Boğaz,tiroid,nodül gibi sorunlarım oldu.
F) Psikolojik sorunlarım oldu
G) Migren,baş ağrısı,beyin hastalıkları gibi sorunlarım oldu.
 

3

A) Beni en çok kızgınlık duygularım,eleştiriciliğim ve güvensizlik duygularım rahatsız ediyor.
B) Beni en çok suçluluk duygularım,takıntılarım,alınganlığım ve eylem geçmekteki zorluğum rahatsız ediyor.
C) Beni en çok korkularım, bağımlılıklarım, duygusal yapımdaki dengesizlikler ve affedemediğim olaylar rahatsız ediyor.
D) Beni en çok iletişimlerdeki sorunlarım,konsantrasyon sorunum, isteklerimi anlatamamam ve hayır demeyi bilmemem rahatsız ediyor.
E) Beni en çok zihinsel karmaşalarım,bunalımlarım,mutlu olmayı başaramamam ve esnek olmayı bilmemem rahatsız ediyor.
F) Beni en çok huzursuzluğum,umutsuzluğum,kendimi değerli bulmamam ve yaşamımdaki dengesizlikler rahatsız ediyor.
 

4

A) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman öz güvenim azalır ve enerjimin tükendiğini hissederim.
B) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman kendimi suçlarım ve duygularım çok olumsuz etkilenir.
C) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman hırslanırım ve bu zorlukları oluşturanlara öfke duyarım.
C) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman korku duyarım ve çevreme karşı uyumsuz olurum.
D) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman sorun yokmuş gibi davranırım ve sorunu görmezden gelmeye çalışırım.
E) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman zihnim karışır ve bol bol uyumak isterim.
F) Yaşamımda zorluklar olduğu zaman acı çekerim ve kendimi yalnız hissederim.
 

5

A) Kırmızı rengi fazla sevmem.
B) Turuncu rengi fazla sevmem.
C) Sarı rengi fazla sevmem.
D) Yeşil rengi fazla sevmem.
E) Mavi rengi fazla sevmem.
F) Lacivert fazla hiç sevmem.
G) Mor rengi fazla sevmem.
 

maxresdefault.jpg


6

A) Kendime ve yaşama daha çok güvenmek isterdim.
B) Daha ön yargısız bir insan olmak isterdim.
C) Daha cesur olmak isterdim.
D) Beni üzen insanları ve olayları daha kolay unutmak isterdim.
E) İçimden geçenleri ve hislerimi daha kolay ifade etmek isterdim.
F) Sezgilerimin daha güçlü olmasını isterdim.
G) Gerçek potansiyelimi kullanmak ve daha pozitif bir insan olmak isterdim.
 

7

A) Beni en çok rahatlatan şey doğada yürüyüş yapmaktır.
B) Beni en çok rahatlatan şey banyo yapmak,denize ya da havuza girmektir.
C) Beni en çok rahatlatan şey kitap okumaktır.
D) Beni en çok rahatlatan şey sevdiğim insanlarla bir arada olmaktır.
E) Beni en çok rahatlatan şey müzik dinlemektir.
F) Beni en çok rahatlatan şey uyumaktır.
G) Beni en çok rahatlatan şey meditasyon yapmaktır.
 

8

A) Koku alma duyum çok gelişmemiştir.
B) Tat duyum çok gelişmemiştir.
C) Görme duyum çok gelişmemiştir.
D) Dokunma duyum çok gelişmemiştir.
E) işitme duyum çok gelişmemiştir.
F) Sezgilerim çok gelişmemiştir.
G) Bütünü algılayabilme yetenegim çok gelişmemiştir. Genelde detaylara takılırım.
 

9

A) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse sert davranmaktan kaçınmam.
B) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse o insanı suçlarım ve gerekirse uçlarda davranırım.
C)Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse hırslanırım ve bunu kontrol etmekte zorlanırım.
D)Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse o insanı sevmekten kolaylıkla vazgeçebilirim.
E) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse çok sert konuşurum.
F) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse kafam karışır ve kafamı toplamak için kendime zaman tanırım.
G) Biri beni hak etmediğim şekilde üzerse acı duyarım ve sıkıntı duygusu içinde yalnız kalmayı seçerim.

10

A) Yaşamımdaki gerçeklikleri kabullenmeyi en kısa zamanda öğrenmem lazım.
B) Üretken olmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım.
C) Kararlı olmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım.
D) Hoşgörülü olmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
E) Kendimi en iyi şekilde ifade etmeyi en kısa zamanda öğrenmem lazım.
F) Sezgilerimi kullanmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
G) Gerçek potansiyelimi kullanmayı en kısa zamanda öğrenmem lazım
 

11

A) İnsanların hareketlerini anlamakta zorlanıyorum.
B) İnsanların duygularını anlamakta zorlanıyorum.
C) İnsanların düşüncelerini anlamakta zorlanıyorum.
D) İnsanların egolarını anlamakta zorlanıyorum.
E) İnsanların inkar etme huylarını anlamakta zorlanıyorum.
F) İnsanların 6.duyu dedikleri şeyi anlamakta zorlanıyorum.
G) İnsanların dinsel inançlarını anlamakta zorlanıyorum.
 

12

A) Çok et tüketirim.
B) Çok su tüketirim.
C) Çok karbonhidrat tüketirim.
D) Çok sebze tüketirim.
E) Çok meyve tüketirim.
F) Yemek ayırt etmem ama sürekli temiz havaya ihtiyaç duyarım.
G) Yemek ayırt etmem. Hepsinden dengeli tüketirim.
 

13

A) Sabırsız bir insanım.
B) Çok sakin bir insanım.
C) Eleştirici bir insanım.
D) Kıskanç bir insanım.
E) Telaşlı bir insanım.
F) Endişeli bir insanım.
G) Stresli bir insanım.
 

14

A) Yaşamımdaki en büyük eksiklik hala kendimi güvenceye alacak yatırımları yapamamış olmamdır.
B) Yaşamımdaki en büyük eksiklik hep aynı sorunları yaşayıp durmam ve hala bunları çözememiş olmamdır.
C) Yaşamımdaki en büyük eksiklik başladığım işleri bitirmekteki başarısızlığımdır.
D) Yaşamımdaki en büyük eksiklik ailevi sorunlarımı aşamamış olmamdır.
E) Yaşamımdaki en büyük eksiklik yaşantımın farklı alanları arasında dengeyi kuramamış olmamdır.
F) Yaşamımdaki en büyük eksiklik psikolojik problemlerimi aşamamış olmamdır.
G) Yaşamımdaki en büyük eksiklik hala ne istediğimi bilmememdir.
 

15

A) Burcum oğlak ya da boğa
B) Burcum yengeç yada akrep
C) Burcum koç ya da aslan
D) Burcum terazi ya da kova
E) Burcum ikizler ya da başak
F) Burcum yay
G) Burcum balık
 

ANALİZ

Eğer A şıkkı çoğunlukta ise kök chakranızda sorunlar var.

Eğer B şıkkı çoğunlukta ise sakral chakranızda sorunlar var.

Eğer C şıkkı çoğunlukta ise solar pleksus chakranızda sorunlar var.

Eğer D şıkkı çoğunlukta ise kalp chakranızda sorunlar var.

Eğer E şıkkı çoğunlukta ise boğaz chakranızda sorunlar var.

Eğer F şıkkı çoğunlukta ise üçüncü göz chakranızda sorunlar var.


Eğer G şıkkı şıkkı çoğunlukta ise tepe chakranızda sorunlar var.

Bu konuyu yazdır